Salı Mayıs 14, 2024

Partizan: “Erkek egemenliğine karşı mücadelemiz sürecek”

Geçtiğimiz günlerde Yeni Demokrat Kadın tarafından “En yakınımızdaki kadın düşmanı ise öfkemizin her daim hedefidir!” başlıklı yazı yayınlanarak; uzun yıllardır Partizan Dergisi çevresinde devrimci mücadele yürütme iddiasında olan Selçuk Bulut’un kadın düşmanlığı teşhir edilmesinin ardından Partizan da konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz.

“Kadının ve LGBT bireylerin ekonomik, toplumsal, siyasi ve cinsel kimliklerinin erkek egemenliği aracılığıyla baskı altına alındığı günden bu yana kadın kimliği yaşamın her alanında saldırıya uğramış, kadının özgürleşmesi egemenlerin vazgeçilmez bu baskı aygıtı aracılığıyla her daim boğulmak, sindirilmek istenmiştir.

Erkek egemen sistem, kadını ve farklı cinsel yönelimlere sahip bireyleri erkek egemenliğinin iktidar zırhıyla kuşatarak yaşamı ezilenin ezileni kadınlara çekilmez hale getirirken haddi hesabı olmayan şiddet, seri katliamlar ve acılar bilançosu oluşturmaktadır. 

Erkek egemen düzenin iktidar olma hırsıyla kirlettiği erkeğin toplumsal muhalefet içerisinde ve devrimci saflarda arınması ve temizlenmesi, beyninin altındaki erkekliğin kazınması ancak ve ancak kadın özgürlük mücadelesinin yükseltilmesi ve kazanımlara yol açmasıyla mümkün olacaktır. Kirletilmiş, iğdiş edilmiş toplumun içerisinden devrimci saflara katılım gösteren erkeğin, toplumdaki egemenliğinin tüm avantajlarını devrimci saflarda yaşamak istemesi, bu ayrıcalıklı konumunu terk etmeye istekli davranmaması anlaşılır olduğu kadar güçlü bir zemine de işaret etmektedir. Bu kirletilme halinin saflarımıza yansımasının bulunduğunu, bir arınma ve temizlenmeden müzdarip olduğumuzu söylememek erkek egemenliğinin perdelenmesine, kadının özgürleşmesi mücadelesinin gölgede bırakılmasına neden olacaktır. 

Yüzleşerek, hesaplaşarak, hesap sorarak saflarımızda ve toplumda kendini yeniden her defasında üreten erkek egemenliğine ve bakış açısına karşı mücadele etmek, geriletmek zorundayız. Devrimci saflara bir kere adım attıktan ve bir kere “devrimci” olduktan sonra toz kondurulamaz bir bahtiyarlıkla yaşam yolculuğunu sürdürenler maskeledikleri kadın düşmanı kişilikleriyle en yakınımızda ve ataerkinin en iğrenç halleriyle tecrit ve teşhir edilmeyi, hesap sorulmayı hak etmektedirler.

Selçuk Bulut kadın düşmanı ve düşkündür!

Uzun sayılabilecek bir zamandır örgütlülüğümüzün içinde yer alan İstanbul ve Dersim’de çalışmalarımızın çeşitli düzeyde parçası olan Selçuk Bulut isimli unsur, zaaf ve alışkanlıklarını kadın düşmanı kişiliğiyle düşkün ve çürümüş bir aşamaya taşımış, örgütümüzce önce tecrit edilmiş, açıklamalarımıza paralel devrimci, demokrat ve yurtsever zeminde taktığı maskeyle barınma ve kendini var etme “olanağını” yitirmiştir.

Kadın mücadelesinin hedefi durumundaki bu unsurun tecrit ve teşhir edilmesi öncelikliyken tavrımızın kadının ekonomik, cinsel, sosyal ve siyasal sömürüsüne karşı mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olduğunun anlaşılması kavranması gerekir.

Bu nedenle bir süredir kurumumuzla ilişkisini sonlandırdığımız Selçuk Bulut isimli unsuru hiçbir şekilde saflarımızda barındırmayacak ve temsil ettiği erkek egemen zihniyeti karşı mücadelemizi aktif bir şekilde sürdüreceğiz. Kamuoyuna duyurumuzdur.

Partizan

 

84019

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

Sayfalar