Cuma Mayıs 3, 2024

ÖSO'nu Al da git!

Astana'da yapılan görüşmelerde ''Suriye'de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması'' kararının alınmasının ardından Rusya öncülüğünde İran ve Türkiye'nin katılımıyla Soçi'de üçlü bir zirve gerçekleştirildi.

Bu zirvede alınan en önemli karar önümüzdeki günlerde ''Suriye'deki tüm kesimlerle bir araya gelinecek olan bir ulusal kongre gerçekleştirilecek'' olması. Yapılacak bu kongreye PYD'nin katılması da gündemde.

Üçlü Soçi zirvesinin düzenleyicisi ve sahibi konumundaki Rusya PYD'yi bir şekliyle bu ulusal kongreye katmaktan yana. Bunu açık açık da belirtiyor. Rusya Ortadoğu politikasında özellikle de Suriye politikasında PYD'le birlikte Rakka operasyonunu gerçekleştiren ve RTE'nin tüm karşı çıkmalarına/çırpınmalarına rağmen her türlü teknik ve silahlarla donatan ABD'ye Kürtleri kaptırmama siyasetini yaşama geçirmek için çabalıyor.

Soçi zirvesine katılan RTE'de PYD'nin yapılacak olan Suriye ulusal kongresine katılmaması için bilinenleri tekrar etmekten öteye gitmeyen cümleler sarf etti. ''Milli güvenliğimize kast eden terör örgütüyle aynı çatı altında olmamızı, aynı platformda yer almamızı bizden kimse beklemesin. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine bağlılığımızı ifade ediyorsak bu ülkeyi bölmeye çalışan eli kanlı çeteyi meşru aktör olarak göremeyiz''. Yani kendilerinin kırmızı çizgilerini bir kez daha vurgulamış oldu. Üstü kapalı olarak. Ama ne yazık ki bir zamanlar BOP'un eş başkanı olmakla şişinen/böbürlenen RTE'yi kimse artık ciddiye alıyor. Daha düne kadar Emevi camiinde namaz kılmaktan dem vuran RTE'nin Suriye siyaseti çökmüş görünüyor. Yani bu anlamda Ortadoğu'da, özellikle Suriye'de de kaybedenin RTE ve AKP'nin politikası olduğu görülüyor.

Şimdiye değin ''Kati Eset'' değişini dilinden düşürmeyen RTE'nin Soçi zirvesinde Şam yönetimini yani Beşar Esad'ı tanıdığı görülüyor. Bu tanımayla da yapılacak olan ulusal kongreyle Beşas Esad'ın iktidar kalmasını garantilediği görülüyor. Diğer yandan PYD'i sürekli ''terör örgütü'' olarak niteleyen ve onlarla bir araya gelmenin/görüşmenin sözünü dahi ettirmeyen RTE ve AKP yönetimi yapılacak ulusal kongreyle PYD ile aynı masaya oturacağı Soçi zirvesiyle bir gerçeklik kazanmış bulunuyor.

Bu konuda açıklama yapan PYD eş başkanı Şahoz Hasan ''Soçi'de düzenlenecek kongreye davet edildik, katılacağız'' dedi. Ve bununla yetinmeyerek Cenevre'de yapılacak BM Suriye oturumuna da katılacaklarını açıkladı. Yani daha düne kadar PYD'ye ''terör örgütü'' diyerek ver yansın eden RTE ve AKP yönetimi PYD'le masaya oturma durumuna düşürülmüştür.

RTE Soçi'de, üçlü zirvede masaya oturmuştur. Ama o masadan yengi ile değil yenilgiyle ayrılmıştır/kalkmıştır. Zirvenin kazananı değil kaybedeni olmuştur.

Yenilgi gerçekliğine bir madde daha ekleyebiliriz: Rusya yakın br gelecekte Esad yönetimiyle Rojava kantonlarını barıştırabilir. PYD ile Şam yönetimini bir masaya oturtabilir.

''Putin'e burnuna kaptıran kurtulamaz'' değişinin gerçekliğe dönüştüğüne tanıklık ediyoruz desek yanılmış olmayız. Rus'un uçağını düşürüp efelenmenin sonuçlarını kestiremeyenlerin düştüğü hazin durumlara tanık oluyoruz...

İki emperyalist güç arasında Vietnam'da yapılan görüşmelerde de varılan mutabakatta ''Suriye'de İŞİD'e karşı savaştan başka savaş olmayacak''. İŞİD'in dışında kalan bütün sorunlar savaşla değil uzlaşma/anlaşma yöntemleriyle çözülecek. Ne Suriye Şam yönetimi QSD ile olan sorunlarını ne de

QSD Suriye Şam yönetimiyle sorunlarını savaşla/silahla çözmeye kalkmayacak. İŞİD'in dışında hiçbir konuda silah ve savaş söz konusu olmayacaktır.

İşte burada RTE'nin Afrin ve Rojava hesapları da suya düşüyor. Kürt halkı Suriye'de elde etmiş olduğu kazanımların vermiş olduğu moralle siyasi ve diplomatik alanında önemli mevziler kazanacak ve RTE köşeye sıkıştırılacak.

Zaten epey uzun bir süredir RTE ve AKP'si izledği politikalarla bölgenin dışına düşmüştü. Söz konusu bu Vietnam mutabakatıyla da bölgenin dışına itilmiş oluyor. Yakın bir süreçte Vietnam mutabakatında belirtildiği gibi bağımsız birleşik bir Suriye'nin oluşturulması için RTE'nin Türkiye'sinin işgal ettiği Cerablus ve El Bab'dan çekilmesi de kaçınılmaz olarak gündeme gelecek.

Önümüzdeki kısa bir süreçte Rusya'nın öncülüğünde gerçekleşecek olan (Suriye'deki bütün güçlerin katılacağı) Suriye ulusal kongresinde RTE ile Beşar Esad'ın oturmalarına da tanık olacağımız günler yakındır.

Görüşme masasında sorunlar tartışılırken Esad'ın aklına RTE'nin Mersin'de çiftçi bir vatandaşla tartıştığında söyledikleri ''artistlik yapma lan! Ananı al da git'' aklına gelip de RTE'ye

ÖSO'nu al da git!

Der mi? DER

45453

Çetin Çetin

Çetin Çetin sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Çetin Çetin

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar