Perşembe Mayıs 2, 2024

Onun Işıklı yolunda yürümeye devam ediyoruz

Emekçiler yoldaşlar,

İbrahim Kaypakkaya yoldaş bundan tam 42 yıl önce Kemalist faşist diktatörlükçe Diyarbakır hapishanesinde katledildi. Genç bir komünist olarak yoldaş Kaypakkaya’nın TKP/ML’nin kurucusu ve ideolojik önderi olduğunu bilen faşist diktatörlük onu katletmekle fikirlerini ve kurduğu partinin de yok olacağını sanıyordu. Ancak düşman aldanmıştı, evet, Komünist önderin katledilmesi partimiz açısından büyük bir kayıptı, ancak onun takipçileri ve savunucuları 43 yıldır onun ışıklı yolunda yürümeye devam ediyorlar.

Partimiz 43 yıllık mücadele tarihi aynı zamanda bir direniş tarihidir. Yüzlerce yoldaşımızı yitirdiğimiz bu mücadelede partimiz sınıf mücadelesinin denizinde kulaç atmaya devam ediyor. Kararlıyız, dün olduğu gibi bugün de demokratik halk devrimi ve sosyalizm uğruna savaşımımız devam ediyor.

Partimiz yeni büyük atılımlar için var gücüyle çalışıyor. Dersim´den Kobanê´ye örülen direniş hattı ile işçi sınıfının, öğrencilerin, kadınların ve Kürt emekçilerinin umudu olmayı sürdürüyor. Kobanê’deki direnişte yerini alan partimizin IŞİD adlı gerici faşist örgütlemeyi geriletmede ve yenilgiye uğratmada tereddütsüz bir şekilde Kürt direniş güçlerinin yanında yer almasıyla umudu daha da büyütmüştür.

Kardeşler,

2015 yılı Ermeni soykırımının 100. Yılı. Dönemin Osmanlı Devleti 24 Nisan 1915 tarihinde bir buçuk milyon civarında Ermeni’yi katletti. Ermeni soykırımı dönemin İttihat ve Terakki hükümetinin; yeni bir ulus yaratma, yeni bir yayılmacı politikanın hayata geçirilmesinin bir sonucuydu. Birinci emperyalist paylaşım savaşı, Osmanlı’nın Rusya’ya karşı girişeceği bir savaşta, Ermenilerin Rusya’nın yanında yer alabileceklerinden hareketle Ermeniler başta olmak üzere; azınlıklar soykırıma ve katliama uğratıldılar. Soykırım tam bir plan dâhilinde oldu. Önce Ermeni aydınları kapsamlı bir şekilde tutuklandı. Böylece yapılacak katliamın dünyaya duyurulması engellenecek ve Osmanlı rahat hareket edecekti. Böyle de oldu. Bine yakın Ermeni aydını bir gecede kurşuna dizildi. Ardından tüm Ermeni erkekleri askere alındı, önceleri amele taburlarında çalıştırılan Ermeniler sonradan topluca katledildi. Geriye kalan Ermeni kadınları, çocuklar ve yaşlılar topluca Suriye’ye doğru tehcire gönderildiler. Geçtikleri tüm yerlerde kendilerine eşlik eden Osmanlı askerleri ve bir kısım Kürt feodalleri tarafından katledildiler.
 

Ermeni soykırımında dönemin Alman hükümetinin de payını unutmamak gerekir. Osmanlı ordusunun kilit mevzilerinde görev alan Alman subaylar, soykırımın olacağını önceden biliyorlardı. Almanya’nın bundan haberi vardı ve sesini çıkarmadı. Örneğin 1915 yılında katliamdan kaçıp Musa dağına saklanan Ermenileri kuşatan askerlere Alman subay komuta ediyordu. Keza Urfa’da Ermeni direnişini kırmada Osmanlı subayının yardımcısı Alman subayı Von Reichenberg idi. Almaya, Ermeni soykırımının 100. yılında bu sorumluluğunu artık kabul etmelidir. 

Kaypakkaya yoldaş bu soykırımı bundan tam 43 yıl öncede lanetlemiş ve Ermeni soykırımının tarihsel haksızlığına değinerek bugünleri işaret etmiştir. Kaypakkaya’nın ulusal sorun çözümlemeleri bu bakımından muazzam bir derinliğe sahiptir. Onun görüşleri referans alınmadan ilerlemek ve ulusal sorunda nihai çözümü aramak imkânsızdır.

Yoldaşlar,

Dünyamız büyük alt üst oluşlara gebe. Dünyanın her yerinde iç savaşlar, işgaller devam ediyor. Yoksulluk adeta ezilenlerin kaderiymiş gibi propaganda ediliyor. Ortadoğu bir kan denizine dönüşmüş, IŞİD adlı faşist güruh bölgedeki Kürtleri, Ezidileri, Şii Arapları, Türkmenleri ve bölgedeki emekçi halkı katletmeye devam ediyor. Emperyalistlerin petrol için yapmadıkları kötülük kalmadı. Silah tekelleri iç savaşları tetikleyerek muazzam paralar kazanmaya devam ediyorlar.

İnsanlığın tek kurtuluşu sosyalizmde. Ülkemiz coğrafyası tüm gelişmelerden bağımsız değil. 13 yıllık AKP hükümeti devletteki egemenliğini pekiştirerek saltanatını saraylarda sürdürüyor. Her gün yeni bir yasa çıkartarak, baskı ve saldırılarına yasal kılıflar geçiriyorlar. Polise verilen geniş yetkilerle gösteri ve protesto haklarını kullananlara silahla saldıran polis ve jandarma çocuklar başta olmak üzere her gün birilerini katletmekteler.

AKP, şimdi 2015 Haziran genel seçimlerine hazırlanıyor. Tüm planları bu genel seçimde de tek başına iktidara gelmektir. Şimdiden hazırlıklarına başladığı propagandanın baş köşesine yine Kürtleri koyan AKP, sözde Kürt açılımı ve üzerinden puan toplamaya çalışıyor. Son Diyarbakır gezisinde Kürtçeyi öğrenmek istediğini söyleyen Davutoğlu’nun ikiyüzlülüğü ne kadar da belli oluyordu. Daha Kürtçenin bir eğitim dili olduğunu kabul etmeyen bu başbakan, Kürtçe öğrenmekten söz ediyorsa, bunun bir seçim yatırımı olduğuna şüphe yoktur. Halkımız 2015 Haziran genel seçiminde AKP ve tüm düzen partilerinin oyunlarını boşa çıkartacaktır. Bu gücümüz vardır!

Kardeşler,

Katledilişinin 42. Yılında Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anmak için düzenlediğimiz geceye tüm ilerici, devrimci ve yurtseverleri katılmaya ve bize güç vermeye çağırıyoruz.


59818

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

Sayfalar