Pazar Mayıs 26, 2024

MLPD Merkez Komitesi'nin basın açıklaması:

Alman Federal Yüksek Mahkeme'sinin (BGH),  'Münih Komünist Davası'nda temyiz başvurusunu reddetmesi üzerine, MLPD Merkez Komitesi kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Son zamanlarda Yeşiller, SPD, CDU/CSU, FDP ve AfD'den burjuva politikacılar, Türkiye'nin faşist cumhurbaşkanı Erdoğan'ı manipüle edilmiş yeniden seçilmesinden dolayı kutladılar ya da bunun için timsah gözyaşları döktüler. Aynı zamanda Alman yargısı da Türkiye'deki faşist diktatörlüğe karşı mücadele edenleri bastırmak için onun kirli işlerini yapıyor.

Dün, TKP/ML'ye karşı açılan "Münih Komünist Davası "nda savunma avukatlarına, Federal Yüksek Mahkeme'nin (BGH) Türkiyeli komünist ve özgürlük savaşçılarına verilen uzun hapis cezalarına karşı yapılan temyiz başvurusunu reddeden kararı tebliğ edildi (AZ: 3 StR 68/22).

 

2020 yılında Münih Yüksek Bölge Mahkemesi on Türkiyeli devrimciyi iki yıl dokuz ay ile altı yıl altı ay arasında değişen hapis cezalarına mahkum etmişti. Sanıkların hiçbiri Almanya'da şiddet eylemleri veya cezai suçlarla suçlanmamıştı.

 

MLPD basın sözcüsü Peter Weispfenning konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "MLPD, diğerlerinin yanı sıra Müslüm Elma'nın bir yıl üç ay, Erhan Aktürk'ün bir yıl ve Deniz Pektaş'ın bir yıl sekiz ay süreyle yeniden cezaevine girecek olmasını protesto etmektedir. BGH tarafından itirazın reddedilmesinin komünist dünya görüşünü kriminalize ettiği gerçeğine itiraz ediyoruz. Tüm ciddiyetimizle, hükümlüler yasal olarak 'komünist bir toplumu' savunmakla suçlanmaktadır. İnsanların ve doğanın sömürülmediği ve baskı altında tutulmadığı, sınıfsız bir toplumu savunmak ancak sıkı anti-komünistler tarafından kınanabilir!"

 

Eleştirel bir şekilde soruyor: "Mahkemenin bu kararı, Almanya'da bilimsel sosyalizmin ve Marksizm-Leninizmin daha genel bir kriminalizasyonunu hazırlamayı mı amaçlıyor? Bu, anti-komünizmi aşırıya götürür ve hiçbir komünist tarafından kabul edilemeyeceği gibi, hiçbir demokrat ya da eleştirel kişi tarafından da kabul edilemez."

 

Peter Weispfenning: "Demokratik kamuoyunun uyanıklığı ve devlet baskısına, hükümetin sağcı gelişimine ve Almanya'daki devlet aygıtının faşistleşmesine yönelik eleştirilerin arttırılması önemlidir. Özellikle insanlığın varlığının küresel çevre felaketi ve yaklaşan nükleer bir üçüncü dünya savaşı tarafından tehdit edildiği günümüzde, kriz içindeki kapitalist sosyal sisteme karşı sosyal alternatifler üzerine geniş bir kamuoyu tartışması yapılmalıdır. Bu anlamda MLPD, gerçek, bilimsel sosyalizm için ve anti-komünizmin çarpıtmalarına karşı bir kampanya başlatmaktadır."

Bu nedenle yetkin tartışma ortakları sağlamaktan mutluluk duyarız.
 

 

Protesto eylemleri için çağrı

17 Haziran 2016 tarihinde, 1980'lerin sonlarından bu yana Almanya'da görülen en büyük devlet koruma davası Münih Yüksek Bölge Mahkemesi Devlet Koruma Senatosu'nda başladı. Sanıklar, yurtdışında sözde bir "terör örgütüne" üye olmakla suçlanan Türkiye/Kuzey Kürdistan'dan 10 komünistti. Duruşmalar sırasında sanıklar, kanıtlamak bir yana, herhangi bir somut suçla bile itham edilemediler. Mesele sadece devrimci tutumları ve örgütlülükleridir! Sanıkların yılmaz kararlılığı ve protestolar nedeniyle tutuklamalara 2020 yılında ara verilmek zorunda kalındı.

MLPD bu cezaları ve yeni tutuklamaları kararlılıkla protesto ediyor!

    Mahkumiyeti kabul etmeyeceğiz!
    BGH kararı geri çekilsin! Tüm sanıklar için derhal beraat!
    §129a + b kaldırılsın ve "zulmetme yetkisine" son verilsin!
    Alman hükümetinin Erdoğan rejimi ile işbirliğini durdurun!
    Anti-komünizme fırsat vermeyin!



 


 

 

1812

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

Sayfalar