Çarşamba Mayıs 22, 2024

Karanlık koridorların öncüleri / Nubar OZANYAN

Zayıf bile olsa bir ışığın görülmediği zifiri karanlık koridorlarda yürüdük. Sonu belli olmayan her anı ve zamanı işkence dolu bir zindanın belirsizliğinde yaşadık. 5 Nolu Zindandaydık. Her tarafın sessizliğe gömüldüğü ülkede ne zaman, hangi saatte canımızın yanacağını bilmeden soluk almaya çalıştık. Bir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü gözlerimiz. Direndik.  

Zamanın ve vicdanın kaybolduğu 5 Nolu denilen zindanda sadece nefes almaya çalıştık. Büyük bedeller ödendi. Halkına ve insanlığa sevdalı en değerli arkadaşlarımızı işkence bitsin diye şehit verdik. Dört parça tahtaya sığmayacak her biri cihan parçası Mazlum’u, Kemal’i, Hayri’yi, Dörtleri, Necmettin’i, Ali Sarıbal’ı içimizden alıp götürdüler. Sadece yüreğimiz yanmadı, insanlığın vicdanı da onların gidişiyle birlikte karardı. Adalet topal, hakkaniyet yüreksiz kaldı.  

Kaygı ve korkuların bir karabasan gibi çöktürülmek istendiği ülkemizde dün olduğu gibi bugün de önce zindanlar susturulmaya ve idealler tutsak alınmaya çalışılıyor. Aradan kırk yıl geçmesine karşın zindanlarda değişen bir şey yok. Onurlu insanların asla kabul edemeyeceği kurallar adı altıda zulüm uygulamaları devrimci tutsaklara dayatılıyor. Devrimci tutsakların kırk yıllık zindan direnişinde ağır bedeller pahasına elde ettiği tecrübe ve yarattığı birikim adeta unutularak yeniden devrimci tutsakların iradesi kırılmaya çalışılıyor. Kırk yıl önce olduğu gibi bugün de “rutin bir uygulama” diye anlatılan ancak kabul edildiğinde onursuzluğun ve köleliğin başlangıç adımı olacak çıplak arama ve tecrit uygulamaları dayatılıyor. Elbette ki, bunlar asla kabul edilemez.

5 Nolu Amed Zindanı’nda direnen tutsaklar olarak çok iyi biliriz kural denilen onursuz uygulamaların nasıl masumane bir kılıfla uygulatılmaya çalışıldığını. Parmak ucu verildiğinde kolun, kol verildiğinde bedenin sonra canın kurtarılamayacağı günleri çok iyi biliriz. Koparılanın sadece kol olmayacağını çok iyi gördük ve anladık. Asıl koparılmak istenilenin insanlık onuru, devrimci değerler olduğunu, büyük bedeller ödeyerek bugün bile unutamadığımız tarifi zor acılar yaşayarak öğrendik. Zulmün sahiplerinin unuttuğu bir şey var. Dünün genç Mazlum, Kemal, Hayri, Necmettin ve Ali Sarıbal’ı çoktan büyüdü ve olgunlaştı!   

Yaşamının en genç ve dinamik anlarını işkence altında zindanda geçiren bugün yaşıyor olan herkesin manevi olarak borçlu olduğu asla unutamayacağımız büyük zindan direnişçileri vardır. Mazlum, Hayri, Kemal, Dörtler, Sakine, Necmettin, Cafer, Ali Sarıbal, Serdar Can, Medet Özbadem, Cahide Karakaş ve ismini sayamayacağım ancak asla unutmamız gereken sayısız sıra neferi yoldaşlarımız vardır.

Bugün de zindanlarda direnen yoldaşlarımız var. 27 Kasım’da İmralı tecridine son verilmesi, zindanlarda insan haklarına aykırı uygulamaların durdurulması için başlatılan açlık grevi karşısında ses ve direniş olmak görevimizdir. Günlerin haftaların değil iki ayın dolduğu bir zaman diliminde devrimci tutsakların direngen sesi olalım.

Bunun için birleşik devrimci güçler, irade ve kararlılıklarını sokağa, meydanlara, okullara taşımalıdır. Kürt halkının evlatları özgürlük ve onurları için kimseye dilekçe yazmıyor. Bedenlerini açlığa yatırarak devrimci ideallerini ortaya koyuyorlar. Tıpkı kendilerinden öncekiler gibi…

Yıl 1984, Ocak ölüm orucundayız. Beton üzerinde serili kandan-kirden rengi kaybolmuş yere yapışmış parçalı bir döşek üzerinde soğuğa-açlığa-tek tip elbiseye karşı direniyoruz. Direnişimizin ikinci ayı dolmak üzere. Tek gıdamız su. Artık ona da uzanamıyoruz. Buz gibi uzun koğuşta ölüm orucuna başlamadan önde yediğimiz dayağın acıları soğukla birleşiyor. Son nefesimizi ne zaman vereceğimizi bile düşünmeden direniyoruz. Kürt bilgesi Bişar Akbaş Hoca bizleri ölüm orucundan vazgeçirmeye çalışmak için gelen askeri hastanenin psikiyatri bölüm başkanı ve rütbesi binbaşı olan doktora sesleniyor: “Bize işkence yapmayın. İşkence yapmamak çok mu zor?”

 
2182

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

Sayfalar