Cuma Mayıs 3, 2024

Ermeni soykırımını tanımak için kaç soykırım daha lazım?-Dursun Ali Küçük

Kendinize yapılan soykırımı görürseniz Ermenilere yapılan soykırıma doğru yaklaşırsınız. Ermeni soykırımını görmezseniz, gün gün ve sürekli yaşadığınız soykırımınızı göremezsiniz.

TÜRKİYE, YAKINDOĞU HALKLARININ İMHA EDİLMESİNİN ADIDIR

TC’ye sormak lazım..

Kaç soykırım daha yaparsanız ancak Ermeni soykırımını tanırsınız?

Ermeni soykırımının 100. Yıldönümüne giriyoruz. İttihat Terakki li Osmanlı bu soykırımı işledi, şimdiki Ermenistan hariç, diğer Ermeni topraklarını ve Ermenileri neredeyse haritadan sildi.

Toplu yakılanlar oldu.

Karadeniz’de gemilere doldurularak denize dökülenler oldu.

Kızlarına ve kadınlarına el konuldu. Sabiha Gökçe bunun en bariz örneği.

Toplu öldürmeler gerçekleştirildi.

Ermenilere yardım edenlerim idam edileceği söylendi, böylesi uygulamalar yaşandı.

Toplu imha edilenler dışında geriye kalanlar yollara düşürüldü. Tehcir yaşatıldı. Yollarda bazıları yine vuruldu.

Açlıktan ve hastalıklardan kırıldılar.

Anlatılmakla bitmez.

Bir Ermeni anası bu soykırımı ifade etmek için; “ağaçlar kalem olsa okyanuslar mürekkep olsa bu soykırımı izah etmeye ve yazmaya yetmez” diyordu.

Çok haklıydı.

Aradan tam yüzyıl geçti. TC Ermeni soykırımını Osmanlıdan devir alarak devam ettirdi.

Talat Paşa ta o zamanlar da “Ermeni sorunu hallolmuştur” diyordu.

Nasıl halletmiş veya çözmüş: Bir halkı toptan imha ederek, topraklarından kopararak ve yok ederek...

Şimdiki TC sömürgecilerine ve imhacılarına göre de: Ermeni sorunu hallolmuştur ve üzerini betonladık ve sürdürelim politikası hakimdir.

ERMENİ SOYKIRIMINA KARŞI TAVIR KOYMADAN DİĞER SOYKIRMLARA DA TAVIR KOYAMAZSINIZ

Osmanlı(İttihat ve Terakki) sadece Ermenileri soykırımdan geçirmedi. Tüm Hristiyan hakları Anadolu ve Trakya da, Mezopotamya da soykırımdan geçirdi.

Hristiyan halkları kendi deyimleri ile “haledince” sıra Müslüman halklara ve Alevilere geldi.

Kaç soykırım daha lazım?

Rumlar, Pontuslular, Asuri-Süryaniler TC uygulamaları boyunca soykırıma uğradılar.

Sonra sıra Kürtlere, Lazlara, Çerkezlere ve Araplara, Alevilere  ve benzer gelmişti.

Bunların hepsine soykırım uyguladı. Bu soykırımlar etnik ve inanç temizliğini amaçlıyordu.

Amaç: Türk ve Müslümanlılaştırmak. Yani Türk-İslam sentezinin cenderesine almaktı ve bunu epeyce de başardılar.

ERMENİ SOYKIRIMINA TAVIR KOYAMAYAN BİR KÜRT VE KÜRDİSTANLI KÜRT SOYKIRIMLARINA KARŞI DA DOĞRU TAVIR KOYAMAZ

Bu diğer halklar ve inançlardan insanlar içinde geçerlidir.

TC Adalet bakanı Mahmut Bozkurt ne demişti: “Ço çoları hallettik (Ermeniler) sıra lolo lara geldi (Kürtler).

Komşu halk olan Ermenilerin yok edilmesi Kürtlerin yok edilmesi kapılarını açıyordu.

Seyit Rıza Dersim soykırımı başlarken; “Ermenileri terteleden geçirdiler şimdi sıra bize gelmiştir” diyordu.

SOYKIRIM NEDİR?

Soykırım Sözleşmesi 9 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bu sözleşme 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye’nin de 23 Mart 1950’de onayladığı sözleşmenin ilgili maddeleri şöyledir:

 “Madde 1 – Sözleşmeci devletler, ister barış zamanında, isterse savaş zamanında işlensin, önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ettikleri soykırımın uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu teyit ederler.

Madde 2 – Bu sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçunu oluşturur:

a – Gruba mensup olanların öldürülmesi; 

b – Grubun mensuplarına bedensel ya da zihinsel zarar verilmesi;

c – Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek;

d – Grubun içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak; 

e – Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.»

BM soykırım sözleşmesinin 1 ve 2 maddesine göre soykırımları işledi ve işlemeye devam etmektedir. İnsanlık suçu işlemektedir.

-TC, yakındoğuyu Türkiyelileştirmek için Ermeni soykırımını işlemiştir.

-Kürdistan ve Kürt soykırımını gerçekleştirmiştir.

-Lazistan ve Lazlara soykırım uygulamıştır.

-Asuri ve Suryaniler soykırımdan geçirilmiştir.

-Araplara karşı TC de soykırım yapmıştır.

-Hristiyan inancından olanlara karşı soykırım uygulamıştır.

-Alevilere soykırım yapılmıştır.

-Romanlara karşı soykırım suçu işlemiştir.

-Çerkezlere karşı soykırım suçu işlemiştir.

Kısaca TC sınırları içinde kalan haklara, uluslara, etnik ve inanç topluluklarının hepsini ezmiş, Türkleştirmeye çalışmış, Türk-İslam sentezcisi yapmak istemiştir ve yapmıştır. Bunların hepsi soykırım suçlarına girmektir.

TC BİR SOYKIRIM CUMHURİYETİDİR

Ermeni soykırımı üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen kabul etmemeleri ve üstelik Ermenileri haksız ve düşman taraf olarak görmeleri bundandır.

Kürdistan ve Kürt soykırımları hala kabul görmemiştir.

Üstelik Tc öyle bir beyin ve ruh çarpıtması yaratmış ki, sanki soykırımın olabilmesi için o halktan tek bir ferdin kalmaması gerekiyormuş.

Tek bir fert kalmayınca da ne yapalım olan olmuş, kendi deyişleri ile “halledilmiştir” deyip çeşitli bahanelere sarılmaktadır.

Soykırım uygulanan ulus ve halklar, toplulukları kendilerine soykırım yapıldığını görmemektedir. Göremeyecek duruma getirilmişlerdir.

Kürtlerde önemli oranda, Lazlar, Çerkezler, Aleviler ve benzer topluluklar aynen TC zihniyeti gibi yaklaşmaktadır.

Katliamlara karşıyız, bize baskı uygulanıyor veya yasaklamalar var diyerek kendilerine uygulanan soykırımı oldukça hafif görmektedirler.

Çoğunluk soykırım tanımı yerine katliam kelimesini kullanmaktadır.

“Ortak ev”, “gavura karşı din kardeşiyiz”, hatta “halkların kardeşliği”, Türkiyelileşme, Türkiye ve ortak vatan tezleri soykırımları gizlemek içindir.

Asimile edilmelerine içten içe gönüllü hale gelmeleridir.

Tabi böylelerinin soykırımı ara sıra yetersiz kabul etmeleri, hatta demeleri soykırıma karşı doğru tavır alıyor anlamına gelmez.

Örneğin Türk solcuları ve sosyalistlerinin çoğu sadece Ermeni soykırımının lafını etmekten yanadır. Hatta bazıları bunu bile ağızlarına almıyor.

Kuzey Kürtlerinde eskiden Ermeni soykırımına karşı daha net tutum vardı. Şimdi dillerini yumuşattılar ve bazıları laf olsun diye sözediyor.

Şüphesiz bu durum kaçınılmaz olarak Kürdistani amaçlardan kaçmayla yakından bağlıdır. TC egemenleriyle ve Osmanlı ile “ortak ev” ve misakki milli den bahsetmek kendisine uygulanan soykırıma göz yummak demektir.

BİR ALEVİ SOYKIRIMI DA GERÇEKLEŞMİŞTİR

Alevilere inanç olarak yapılanda soykırımdır. Aleviler toptan öldürüldü, Türk-islam sentezi içinde eritiliyor. Devletin Alevisini yaratmak istiyorlar. İnançları yasaklanmıştır. CHP den bu güne kadar da yasaklar sürüyor.

Ama Aleviler kendi soykırımı görmüyor. Çerkezler ve Lazlar da kendilerine soykırım uyguladıklarını görmüyor.

TC sömürgecileri Ezidileri de inanç alanında soykırımdan geçirmiş, kendilerine Türkleştirme yanında Müslümanlaştırma yaşatılmıştır.

BM nin soykırım tanımlamasını yukarıya aktarmıştık. Türk-islamcılar dışında bunu hangi topluluğa uygularsanız uygulayın, soykırımdan geçirildiklerini rahatlıkla görebilirsiniz.

Türk ve devlet İslamı dışında hepiniz ve tüm uluslar, inanç grupları, etnik ve dini gruplar vb soykırımdan geçmişiniz ve hala günlük olarak soykırım altında yaşıyorsunuz

Kendinize bir geliniz.

Kendinize yapılan soykırımı görürseniz Ermenilere yapılan soykırıma doğru yaklaşırsınız.

Ermeni soykırımını görmezseniz, gün gün ve sürekli yaşadığınız soykırımınızı göremezsiniz.

Celladını sevdalısı olarak görmek “ne yaman çelişki anne”!

Dursun Ali Küçük

15.4.2015

Not: Soykırımı TC ve toplumlarımızın gerçeğinde izah etmek için daha çok vurgulara ihtiyaç olduğu kesindir. Belki başka bir makalede yer vermeye çalışırım.

 

54724

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar