Pazar Mayıs 19, 2024

Emperyalist Büyük Savaşa Doğru-3

ABD burjuvazisi, 18 Aralık 2017’de Trump’a okutturduğu „Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi‘nde–UGSB- “ birinci düşman olarak Çin devleti görülüyor. ABD’nin Asya’daki çıkarları için Çin büyük bir tehlike sayılıyor. Tabi, açıklanan UGSB’nin içinde Rusya ve İran’da var. Bu ayrı bir konu olduğu için geçiyoruz.

Büyük emperyalist devletlerin açıklamaları içinde „öncelikle barış“a yer verdiklerini ve bütün dertlerinin „dünya barışını korumak“ için olduğunu altını çizerek bıktırıcı bir şekilde tekararlarlar. Ancak, bunun tersini yaparlar ve savaşı geliştirmekten ve körüklemekten başka bir şey de yapmazlar. Çünkü emperyalist sermayenin büyüme karakteri, yağma savaşını yaygınlaştırıcı ve geliştirici bir özellik taşır. Sermaye, barışı değil savaşı sever. Bu durumu, insanlık günlük olarak fazlasıyla yaşıyor.

ABD emperyalizmi, Çin’i haklı olarak en büyük rakibi görmesine karşın en büyük ticari ilişikleride yine bir numaralı „düşmanım“ dediği ülke ile olmaktadır. Sermaye sermayeyi çeker. Gelişmiş emperyalist ülkelerin ticari ilişkileri birinci derecede birbirleriyledir.

ABD’nin GSMH’ı 18,6 trilyon ABD doları kadar. Çin’in ise dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak GSMH’ı 11 trilyon ABD doları kadar. ABD’nin ihracatı 1,42 trilyon ABD doları, ithalatı ise 2 trilyon 21 milyar ABD doalrı kadar. 1 ABD, Çin’e 115 milyar dolarlık ihracat yaparken, Çin’den ise 385 milyar dolarlık ithalat yapmaktadır. Yani, ithalatının en büyük payını (en büyük rakibim dediği) Çin’den yapmaktadır. Bu toplam ithalatının %20 kadarıdır. Diğer ülkelerin payı ise bunun yarısı kadardır. Çinden sonra ABD’ye en fazla ihracat yapanların başında Meksika (302milyar $), Kanada (296 milyar$), Japonya (130 milyar $), Almanya (118 milyar$). 

Çin’in ekonomik verileri ise kısaca şöyledir:

Çin’in GSMH’ı 11,2 trilyon ABD doları kadardır. İthalatı 1,32 trilyon $, ihracatı ise 2,06 trilyon$. Çin’in ihracattaki en büyük birinci ortağı ABD’dir. 385 milyar$. Sırasıyla, Hong Kong (287 milyar$), Japonya (129 milyar$), Güney Kore (93,7 milyar$), Almanya (65,2 milyar $).

Çin’in ithalatındaki en büyük payı olan ülkeler sırasıyla şöyle: Hong Kong’tan ( 285 milyar$), Güney Kore (124 elde etmeyi “ulusal onurla” karıştırmazlar. Onların ulusal onurunun derecesini belirleyen sermayenin kar oranıdır. Örneğin, sadece 2016 yılı verileri Çin’deki ABD’li tekellerin 36,2 milyar ABD doları kar elde etmişlerdir.2

Dünyanın en büyük yatırım sermayesini ABD çekmektedir. 18 trilyon ABD dolarlık bir pazarın dönmesi için daha büyük sermaye yatırımlarına gereksinimi vardır ve en büyük emperyalist ülkelerin en fazla yatırım yaptıkları yerlerin başında ABD gelmektedir.

Örneğin, Çin’in 2016 yılında ABD’deki doğrudan sermaye yatırımının tutarı 30 milyar ABD doları kadardır. Bu bir önceki yıla oranla iki katına çıkmıştır. Ve ABD’de Çin’li şirket sayısı 1900’ün üzerinde ve burada tam zamanlı çalışanların sayısı 90 binin üzerindedir.3

Dünyanın en büyük borçlu ülkesi olan (19,2 trilyon, 2016 yılı için) ABD’nin çıkardığı devlet tahvillerinin en büyük alıcısı da yine Çin. Çin’in elinde 1.189 milyar4 ABD doları tahvil var. Dünyanın en ucuz faizli tahvili ABD devlet tahvilleri olmasına karşılık, hemen hemen bütün ülkeler ya da şirketler ABD tahvillerini alır. Bu ABD’nin dünyanın en büyük ekonomisi olmasından ve geri ödememe riskinin az olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca, ABD ekonomisinin krize girmesi bütün emperyalist ekonomilerin krize girmesini beraberinde getireceği için, aynı zamanda emperyalist ekonomiyi bir şekilde ayakta tutma çabasıdır. Çin bunu yapmaktadır. Çünkü en büyük tihalat-ihracat analmında ticaret ortağı ABD’dir. Aynı zamanda ABD ekonomisinin girdiği ya da gireceği herhangi bir bunalım, bütün emperyalist ekonomiyi ve kapitalist sistemi etkileyecektir. Bunun en yakın örneği 2008 krizidir. Diğer yandan, ABD’ye karşı bir koz olarak kullanma aracı olarak elinde bulundurmaktadır.

Emperyalist ekonomik zincirin kopmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğu bilinir. Emperyalistler birbirine dayanmadan, birbiriyle ekonomik ilişkiler kurmadan yaşayamazlar. Stalin bunu çok önceleri dile getirmişti. Bugünde ne denli birbirine düşman olursa olsunlar, birbirlerini düşman rakip olarak görürse görsünler, birbirlerine ekonomik bağımlılıkları söz konusudur ve emperyalist-kapitalist üretim uluslararası bir karakteri çoktan almıştır. Emperyalist zincirin herhangi bir halkasının zedelenmesi, yara alması bütün ekonomileri etkilemektedir. Zincirin büyük halkalarını oluşturan (ABD, AB, Japonya, Çin vb. gibi) ekonomilerin yara alması ise daha büyük sarsıntıları gündeme getirmektedir.

ABD’de gayrimenkul dahil yabancı varlıkların toplamı 27 trilyon ABD dolarıdır.5ABD emperyalist burjuvazisi her ne kadar “ulusal ekonomiyi korumak” adına bazı emitaların ithalatına vergi koysa ya da vergileri yükseltse de, bu ABD ekonomisini dışa bağımlılıktan kurtaramayacaktır. Emperyalist ekonominin en büyük bir parçasını oluşturan ABD, bu zincirin dışına çıkamaz, çıktığı anda, deyim yerindeyse; işi bitti demektir. Yani, hem kendisi hem kapitalist ekonominin tüm zincirleri kopar. Bunu ancak enternasyonal proletarya gerçekleştirebilir.

Çin’e Doğrudan Yatırımlar

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), 2017 yılın içinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının bir önceki yıla gore % 16 düştüğünü ve bunun 1 trilyon 520 milyar ABD dolarında kaldığını açıkladı.

Örneğin ABD’de bir önceki yıla göre üçte bir oranında azalarak 320 milyar dolar civarında gerçekleşmiş. Çin’de ise tersi bir durum gelişmiş. ABD’ye dış ülkelerin doğrudan yabancı sermaye yatırımları azalırken Çin’e olan yatırımlar % 8 oranında artarak 144 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş.

Çin’i diğer ülkelerden farklı kılan bir özellik ise, dünya döviz rezverinin (toplamda 11 trilyon 121 milyar ABD doları) neredeyse üçte birine (yaklaşık 3.402,2 trilyon ABD doları) yakınını elinde bulundurmasıdır. Bu da Çin’in ekonomisini güçlü kılan yanlardan birisini oluşturmaktadır. Bunun içine Honk Kong’un elinde bulundurduğu 451,6 milyar ABD doları olan rezervini katmıyoruz. Ve Çin’den sonar en büyük doviz rezervine sahip olan Japonya‘nın (1.322,4 milyar$) rakamını da göz önünde bulundurursak, Çin burjuvazisinin işi oldukça sağlama aldığı görülebilir. Almanya’nın döviz rezervi ise 200,9 milyar ABD doları kadardır.6 ABD’nin doviz rezervi ise 122 milyar ABD doları olarak gösterilmektedir.

Çin’in finans sermayesi giderek öne çıkmaktadır. Örneğin, dünyanın ilk en büyük on bankası arasında Çin ve ABD’nin dörder bankası var. Diğer ikisinden biri Japonya’ya, biri de İngiltere’ye ait. Sermaye büyüklüğü sıralamasında ilk iki sırayı Çin bankaları kapmaktadır. Pazar büyüklüğü sıralamasında ise iki ABD bankası önde gelmektedir.7

Çin burjuvazisi için pazarlar yeterli gelmemektedir. ABD burjuvazsi için ise pazarlar egemenlik alanları giderek daralmakta ve özellikle Çin tarafından (bunu, ABD, USGB vurgulamıştı) tehdit altına sokulmuştur. Öte yandan Rusya’nın da giderek güçlenmesi ve özellikle askeri alanlarda öne çıkmaya çalışması ve egemenlik alanlarını yeniden sağlamlaştırma ve genişletme hamleleri, emperyalistler arasındaki çatışmayı derinleştiren nedenlerin başında gelmektedir.

Emperyalistlerin aşırı üretimi, yeni pazar edinmeyi ve paylaşılmış pazarları yeniden paylaşmayı kaçınılmaz olarak gündeme getiriyor. Pazarların yeniden paylaşımı barış içinde çözülmediği için, silahlı kapışmayı gündeme getirmesi de bu sitemin karakteristik yapısı olarak öne çıkıyor. Çünkü bunun başka türlü çözümü olmuyor. Özellikle aşırı üretim ve tüketimin bunu karşılamaması ve peşinden sıklıkla gelen ekonomik krizler (finans ve değişik adlarla), emperyalistlere yeni pazarlar edinmeyi ne pahasına olursa olsun dayatıyor
 

Devam edecek...

1 OEC/atlas.media.mit.edu.tr- 2016 / UNCTAD

2

3 www.fortuneturkey.com.12.04.2016

4 www.dünya.com. 17.01.2018

5 İlhan Üzgel, ABD’nin Bitmeyen Düşüşü, //www.gazeteduvar.com.tr/ 31.07.2017

6 Doviz rezverleri rakamları Kasım 2017 itibariyledir. Kaynak: de.statista.com. /waehrungsreserven/2018

7 www.fortuneturkey.com/ ve de.statista

milyar$), ABD (115 milyar$), Japonya (113 milyar$), Almanya (85,4 milyar$).

Çin, net 736 milyar ABD doları ticaret fazlası verirken, ABD net 783 milyar ABD doları kadar ticaret açığı vermektedir.

İthalat ve ihracatın en büyüğü emperyalist ülkelerin birbirleri arasında olmaktadır. Küçük paylar ise geri kalan ülkelerin ekonomik büyüklüklerine gore pay almaktadır.

ABD istese de Çin ile ticaretini kesemez ve kesemiyor. Çünkü emperyalist ekonomiler birbirlerine kopmaz bağlarla bağlanmıştır. ABD, Çin’i ne denli “büyük rakip-düşman” olarak görürse görsün, ithalatının en büyüğünü Çin’le yapmak durumundadır. Çünkü, ABD sermayesi, Çin’in ucuz emitasına gereksinim vardır ve onların iç pazara gelmesiyle kendi sermayesini büyütmektedir. Ayrıca ABD’li tekeller Çin’de yatırım yapmak ve ordaki sermayeden kar

46392

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Son Haberler

Sayfalar

Yusuf Köse

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Sayfalar