Perşembe Mayıs 30, 2024

Efrin Türk İşgaline Direniyor ve Dünyaya Ders Veriyor-Dursun Ali Küçük

*Oyyy Efrin. Bir avuç kahramanların yurdu.

Zeytinlerin bol olduğu bir kent...

Şimdi iki yüzlü davranan batı dünyasına ders veriyorsun.

Başta TC işgali olmak üzere Rusya,İran ve Suriye Esad rejimine karşı direniyorsun.

Dünyanı önemli bir kısmı “endişeli”.

AB endişeli....

ABD endişeli....Bir an önce operasyon bitsin diyor.. Türkiyenin kaygılarını anlıyorlarmış...

İran: Hameney’in asker başdanışmanı “Efrin YPG işagalinde” diye buyurmuş, ama Esad a biat etmeliymiş...

Rusya İdilip’e karşı Efrin’ni sattı, pazarlık konusu yaptı. Ve daha neler aldı, zamanla öğreniriz.

“TC buyurun, Efrin’i alınız sonra Suriye’ye devrediniz...”

Suriye fazla ses çıkarmıyor. Sadece işgal edilen Efrin’den TC’nin çıkmayacağından korkuyor...

Arap Birliği de lütfedip “endişelerini” dile gtirmiş.

Efrin küçük bir kent...

Vay be sen neymiş sin....

Dünya tarafından paylaşılmıyorsun...

İkiye ayrılımış dünya devletleri...

Çoğunluğu TC nin Efrin’i işgalinden “endişe” duyuyor.

Ama hiçbiri Efrin’nin işagalinden sözetmiyor..

Az bir devlet, Rusya, TC, İran, Suriye , şu Astena-Soçi grubu ise seni yemek için TC’nin önüne koyuyor..

Ah be ahhhhhhhhhhh....

Bu dünya yaşlanmış ve bunak..Gün geçtikçe ölüyor...

Efrin, küçük bir dünya kenti. Kürtlerin meskeni....

TC işgaline karşı meşru savunma direnişi sergiliyor...

Dünyanın ikiyüzlülüğünü deşifre ediyor...

Ah be Efrin....

Kürdistan’ın küçük bir kenti. 

Kürdistan’dan seni ayırmışlar, Türk kuşatması altına girmişsin...

Beş gündür direniyorsun.

TC, “Kıbrıs barış harekatı” dedi ve Kıbrısı iki günde işgal etti.

Küçük kahramanlar kenti Efrin beş gündür direniyor ve daha da direnecek..

 

*Kemal Pir Diyarbakır vahşet koşullarında Esat Oktay’a ne demişti;

“Büyük balık Küçük küçük balığı yutar demişler”

Bok yemişler..

“Siz bizi yutmak isteyebirlirsiniz ama kılçıklarımız boğazınızda kalır”.

Dünya basınına yansıyan yorumlara göre , Efrin Kürtleri Türklerin boğazında kaldı. Ama Rusya bu kılçıkları yutması için yardım etmeye çalışıyor..

 

*Ax dünya ax, tu xaine...

Kürtler diplomasi ve dış destekte yalnız bırakıldıkları için hep böyle demişlerdir.

Haksız sayılmazlar.

Ama bundan, gelinen noktada siyesetçilerimiz ve diplomatlarımız utansın...

Hep böyle diyemeyeceğiz..

 

*Enfal Süresi ve Fetih Süresi..

İkiside soykırıma çağrı yapıyor. Tanrı yı ayakları altına alan ve hizmetine koşan  diktötörler bu sürelerle katliama ve soykırım çağrısı yapıyorlar.

Saddam başetmediği Halepçe’ye Enfal Süresi ile soykırım uyguladı ve kimyasal gazla sivil insanları öldürdü.

Erdoğan’ın Diyanet eliyle okuttuğu Sala ve Fetih Süresi işgal, yabancı toprakları gaspetmek, işgal ettiği yerlerin herşeyine el koymayı ve soykırımı içeriyor... Asıl olarak sivil halka yöneliktir.

Daha Efrin’i işgal etmeden “YPG sivilleri kalkan yapıyor” yalanında bulunmaları bunun açık göstergesidir.

Erdoğan ve TC savaş ve işgal istiyoruz, artık “tanrı savaş istiyor” gibisinden yalanlarla sıradan Müslümanlara benimsetmek istiyorlar...

Türklerin çoğu, gaspçı ve talancı tarihleri ile övündükleri ve gerçekleri göremediği için AKP ve TC devletinin arkasına dizilmişlerdir. Bütün resmi partiler Efrin işgali konusunda görüş birliği içindedirler.

Kudüs için sokağa dökülenler, Efrin’in Müslüman olduğunu hiç hesaba katmadan Türk ırkçılığı ve işgali için sıraya dizilmişlerdir.

Filistin ve Kudüs için neyini parçalayan Hüda-Par, TC nin Efrin işgalini destekliyor. Sizi münafıklar sizi..Doğup büyüdüğünüz topraklara ve diline ve kültürüne küfrediyorsunuz.

Türk ulusal solundan ses yok... Ordunun başarını çoğunlukla isteyenlerdir...

Erdoğan açıkça HDP lileri tehdit etti; “sokağa inerseniz polisimiz boynunuza biner”...

Herşeye rağmen Kuzey Kürtleri sokağa inmeliydi.. Kobani de herkes  sokaklardaydı..

Güney Kürdistan hükümeti ve Mesut Barzani endişelerini dile getirdi. Hani ne endişesi, Kerkük te size de bunları yapmışlardı...

 

*Her işgalde içede yönelirler.

Sövenist ve işgalci tarih duyguları ile etkisiz ve sessiz kalanlar bilmeliki; her savaş ve bu savaş için camilerde okunan Fetih süresi; TC devletinin zincirlerinden boşandığının göstergesiydi..

Evren bile bu kadar ileri gitmiyordu.

Recep bir diktaör olarak tam azıtmıştır ve hiç bir sınır ve hukuk tanımıyor...

Türk faşizmi gemiyi azıya almıştır...

Dünya faşizme boyun eğiyor, “hassasiyetlerinizi anlıyoruz” diyorlar... “Aman Rusya’nın kucağına gitme bizim kucağımızda kal” politikasını yürütüyorlar...

Efrin işgali bahane edilerek iç tasfiye ve ezmelere yönelmiş bulunuyorlar. Efrin işgali denemesi Türkiye içine daha fazla diktatörlük, faşizm olarak döneceği çok açıktır...

 

*Zeytin Dalı Destanı

Zeytin dalı harekatı bi işgal harekatıdır.

Türk babar alçaklığına mahsus bir tanımlamadır.

Kıbrıs’ı savaş ve işgal ile alırken adına “Barış Harekatı” koydular...

Geçimişte Kürdistan’da uyguladıkları Kürt soykırımlarının adını “mediniyet götürüyoruz”, “ağalığı yok ediyoruz” vb  koymuşlardı.

Bütün bunlara karşın Efrin’in bir avuç yiğidinin Zeytin Dalı Destanı yazacaklarını buraya not ediyorum.

Dışarıdan bir yardım gelirse bu kefeni çabuk yırtarsınız. Tıpkı Kobani’deki gibi...

Gelemez se, bir avuç insan olarak TC işgali ve Rusya,İran,Suriye ye karşı direneceksiniz. Bir bakıma ikiyüzlü davranan dünyayı teşhir edeceksiniz.

Eski tarihimizde yer alan Kala Dım Dım destanına benzer ve daha ileri bir destan yazacaksınız. Kala Dım Dıme de sonuna kadar direniş vardır, bir kalede sonuna kadar direniş sürer. Zaman geçtikçe herşeyleri azalır ama düşmana teslim olmazlar...Yek Dest bu kalenin sembolük direnişçidir.

Belki de bu kadar alçaklığa karşı TC ile değilde başka bir ara yol bulursanız, destanınızda eksik bir yer kalmayacaktır..

Sadece tek başınıza TC işgalini boşa çıkarır ve bataklığa gömülmesine yol açarsanız, inanın bu bir mucize olur...

O zaman sadece ellerinizden değil, ayaklarınızdan da öperim...

*Tc istediği kadar savaş puştluğu yapsın...

Kendi esir ve ölen askerlerini pek vermiyorlar. Öldürelen islamcı çetelerin ÖSO teşkilatını kendilerinden saymıyorlar. En çok bunlar kayıp veriyor. Çünkü bunlar ön cephelere sürülüyor. “O “çok kahraman” Türk askeri bunların peşinde yürüyor... Kaç gündür darbe yedikleri kesin....

Kıbrıs harekatını iki günde hallettiler. Sanıyorlardı ki, Efrini kısa sürede haledecekler. “Bir gece ansızın gelebiliriz” kaç geceyi buldu. Direniş boyutlandıkça Türk işgalcilerinin foyası daha çabuk ortaya çıkar ve boyaları ise dökülür, silinir...

*Hepimiz Efrin ile birlikteyiz. 

Hiç kimse mızmızcılık yapmasın.

Particilik zamanı değildir.

Kürdistan olarak Efrin ile dayanışma içindeyiz. 

47853

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Sayfalar