Çarşamba Mayıs 8, 2024

Bir Sevda’dır Mercan:( Bir tutsak Partizan)

“Oturmuşsun tarihin en güzel yerine

Asırların açlığını doyurmaktasın

Ne mutlu sana partizan”

“İnsanların bir tarihi vardır. Gerillaların ise başka tarihleri… Başka zaman tanımları vardır onların. Kentlerin devasa uğultusunu çığlıklarıyla yırtanların bambaşka bir tarihleri olur.”

Geleceğin düşünü kuşanıp, yaşamı belirginleştirirler gerillalar. Tıpkı Sevda yoldaş gibi. Bunun içindir ki başka tarihleri vardır onların ve bundan öte bilgelik yoktur yaşamda. Kadının-insanlığın kurtuluş kavgasını, kavganın siperlerini yön eyleyen, sözün derinliğini eyleme dönüştüren, bizzat savaş karargahlarında öncüleşen gerillalarımızdan, bilhassa da kadınlardan öte bilgelik henüz keşfedilmedi yeryüzünde.

Sevda yoldaş savaşımını gülüşünde simgeleyebilecek kadar duru bir insandı. Bundandır ki o büyük kentin acılarına baskın gelirdi gülüşleri. Kavgayı serpiştirdiği sokaklara sığmazdı umut yüklü bakışları. Ve bilen bilir, bilmeyen de artık öğrendi; o büyük kentin bağrında köm sıcaklığıydı. Böylece taşıdı kavgasını, kavgamızı doruklara.

Kavgayı direnişlerinde demleyip, somutlaşıp, somutlaştıran Sevda yoldaşlarımız, bize birçok şey gibi; kavganın yalnızca engebeli bir yol olmadığını, kavganın kendisinin esasta engebelerle çatışma, onları aşma mücadelesi olduğunu gösterdiler. Engebeleri yalnızca tanımlama ile onları aşma mücadelesi arasındaki kati farkı anlatırlar. Kavganın engebelerini kendine engel olarak görüp mücadeleden kopuşlarını kılıflandırmak isteyenlerimizin tam olarak sınıfsal, ideolojik, pratik olmanın ne anlama geldiğini gösterdiler.

Bunun için de Sevdalarımız sınıf savaşımızda yalnızca sınıf düşmanlarımız anti-tezi değildirler. Aynı zamanda onurlu kavgamızda, onurlu ölümü bilince çıkarmayarak, teslimiyeti onurlu bir ölümden yeğ tutanlarımızın da anti-tezidirler.

MLM önünde statükoculuklarıyla bent örenlerin bu gerçekliklerini görmek istemeyip bir burjuvazi yöntemi olan belli argümanlara sarılmak usulüyle yüksek perdeden (fevkalade detone oldukların da farkında değiller!) çalıp algı yaratmayı var olmanın ön şartı olarak görenlerin böylece prestij elde etmeye çalışanların anti-tezidir Sevdalarımız…

“Kaypakkaya güzerhahı”nı yalnızca bir argümana dönüştüren, bu sayede bulundukları konumda “teselli” bulanların, Kaypakkaya yoldaşın devrimci öğretisinin özün iğdiş edip, onun derinliğini yadsıyarak, onu kabalaştıranların anti-tezidir Sevdalarımız…

Kaypakkaya güzergâhından saptığımızı, sübjektivizmlerine saplanıp kalarak iddia edenlerin, “Kaypakkaya güzergahı”nı vitrinde süs haline getiren tutucuların, kendinden menkul Ortodoksluklarıyla, MLM’nin politik, ideolojik, felsefi tanımlamalarının bağlamından koparak onları dolgu malzemesi olarak kullananların anti-tezidir Sevdalarımız…

Çeşitli politik kavramların gölgesine sığınarak tarihi inşa edebileceklerini sananların ve adeta “kutsal metin” gardiyanlığı yapmayı kendine vazife bilenlerin anti-tezidir Sevdalarımız…

Devrimci-komünist geleneğiyle gelenekselciliği ayırt edemeyenlerin, ezoterik olmakta dahil sıkıntı yaşayan dogmatizmlerini konsolide etme uğraşında olanların anti-tezidir Sevdalarımız…

Eskinin cüretli eleştirisinde bulunup günün devrimciliğini oradan da geleceğin devrimini amaç edinen bir gerçeklikten söz ediyorum. Eskinin devrimci eleştirisinden yeniyi damıtarak yaşamsallaştırmaktan en önemlisi de erkek egemen zihniyete, onun saflarındaki yansısına karşı bir kadının komutanlaşmasından, savaşmasından söz ediyorum. Sözün derinliğini eylemleştirerek SHS’yi Nisan’ımızı büyüten bir komünist kadından söz ediyorum.

Erkek egemen zihniyet tarafından verilmiş rollerin oluşturulmuş formların aşılması; işte Sevda yoldaşın amentüsü…

Mercanlar’dan bize kalan Sevda uğruna, Ulrike Meınhof’un da dediği gibi “Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim”

Tarihi, gülüşleriyle, kavgalarıyla yazanlara özlemle, selamla, Sevda’yla…

 Bir tutsak Partizan 

43373

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

Sayfalar