Çarşamba Mayıs 15, 2024

ATİK ve Yeni Kadın tutsakları için imza metni‏

Atik yalnız değildir

15 Nisan 2015 tarihinde Alman polisi birkaç eve eş zamanlı operasyon düzenleyerek 7 ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu) üyesini gözaltına alıp tutuklamıştır. Operasyon Almanya ile sınırlı kalmayıp İsviçre, Fransa ve Yunanistan’a da sıçramış, İsviçre’de 1, Fransa’da 1 ve Yunanistan’da da 3 kişi gözaltına alınıp tutuklanmıştır. Avrupa çapında ve hukuk kuralları hiçe sayılarak yapılan bu operasyon, Almanya Adalet Bakanlığı’nın kararı ile 129a ve 129b Anti Terör Yasasına dayandırılmaktadır. Bu yasa, 2001 yılında ABD’nin İkiz Kuleler’e yönelik saldırıyı bahane ederek dayattığı bir yasadır.

Yasa, ülke sınırları içinde ve uluslararası alanda işçi sınıfına ve emekçilere, toplumsal halk muhalefetine saldırma ve sindirme amacını taşımaktadır. Ve bugünkü hedefinde de ATİK bulunmaktadır.

ATİK, Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün ardından ortaya çıkmış, örgütlenmesi 1970’li yılların ortalarına dayanan bir göçmen işçi örgütlenmesidir. Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan politik ilticacıları da kapsayan ve ana gövdesini işçilerin oluşturduğu ATİK, çeyrek yüzyılı aşkındır demokratik hak ve özgürlükleri savunan, bağımsız, yasal ve tüzel kişilik almış bir kuruluştur.

ATİK; anti-emperyalist, anti-faşist, anti-militarist çeşitli milliyetlerden Türkiyeli göçmen işçilerin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir örgütlülüğüdür.

ATİK; bulunduğu ülkelerde işçi ve emekçilerin ekonomik ve demokratik mücadelesini destekleyen ve birlikte hareket eden bir emek mevzisidir.

ATİK; Türkiyeli ve mevcut ülkelerdeki gençliğin akademik, demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin içinde olmuş bir kuruluştur.

ATİK; kadınlara yönelik her türlü sömürü, baskı, şiddet ve eşitsizliğe karşı mücadele eden bir demokratik kitle örgütlenmesidir.

ATİK; LGBTİ birey ve kurumların uğradığı baskı, şiddet ve haksızlığa karşı duran ve mücadele eden bir örgütlenmedir.

ATİK; kendi varlık koşulu olarak her türlü ırkçı, faşist örgüte karşı siyasal ve pratik tavır alan; ayrımcılık ve yabancı düşmanlığının karşısında duran ve bunlara karşı mücadele eden bir kurumdur. Nazizm ve neo-Nazizm ideolojisine; NSU ve işlediği cinayetlere karşı tavır almış: yabancı düşmanlığını körükleyen faşist örgütlenmelerin yeni bir versiyonu olan PEGİDA’ya karşı tepki gösteren ve El-Kaide, El-Nusra, IŞİD, Boko Haram gibi gerici cinayet şebekelerine karşı durmuş bir kuruluştur. IŞİD’in Rojava ve Kobane saldırısı karşısında tüm gücü ile demokratik tepkisini göstermiş, maddi ve manevi desteğini olanakları ölçüsünde sunmuştur.

ATİK; Ermeni Soykırımını kabul ederek, gerçeklerin ortaya çıkarılması için mücadele eden bir kurumdur.

ATİK; her zaman haksız savaşlara karşı gelmiştir. Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Yemen gibi ülkelerin işgal edilmesine karşı durmuş, bu ülkelerde işgale karşı tavır alan işçi, emekçi ve ezilen halkların yanında olmayı varlık koşullarından biri olarak gören bir kuruluştur.

ATİK; İsrail devletinin, Filistin halkına yönelik, katliam ve soykırım; baskı, tecrit ve ambargo saldırılarına ve estirilen teröre karşı tavır almış bir kuruluştur.

ATİK; Türkiye’den gelen çeşitli milliyetlerden göçmen işçi ve emekçilerin demokratik örgütlerinden birisidir. Ve tamamen yasal ve demokratik zeminde mücadele eden bir örgütlenmedir. Kısaca vurguladığımız bu zemin, duruş ve meşru pratiğinden dolayı saldırıya uğraması kabul edilemezdir.

Bizler aşağıda imzası bulunan kurumlar ve kişiler olarak, tutuklanan bütün ATİK üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, ATİK’e yönelik saldırıyı kınıyoruz.

Alınteri gazetesi

Özgür Gelecek gazetesi

Yeni Demokrat Gençlik

Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri

Devrimci Demokratik Sendikal Birlik

Partizan

Haluk Gerger

Temel Demirer

Sibel Özbudun

Necati Abay (Gazeteci)

Mukaddes Erdoğdu Çelik

Açılım Hukuk Bürosu

Yeni Demokrat Kadın

Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği

Munzur Çevre Derneği

 

49180

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

Sayfalar