Pazartesi Mayıs 20, 2024

Ali Asker / İsmail Cem Özkan

Hozat’lı bir delikanlının atalarından duyduğu türkülere yaşadığı çağın ruhunu katarak yeniden üretmesi ile oluşur Ali Asker. Ali Asker devrime inanmıştır, devrimcidir. Bir gün gelecek eşit haklar içinde çok kültürlü bir ülkede yaşama hayalindedir. O Dersim’lidir. Acı ile yoğrulmuştur yakın tarih ve acıyı yaşayanlardan almıştır ağıdın, öfkenin nefesini. Henüz bitmemiş bir sürecin ara kuşağı olarak doğmuştur, zorunlu kalmıştır Elazığ'a göç etmeye. İyi ki de etmiştir, orada öğrenmiş ve yaşamıştır aşık geleneğini. Oraya gelen aşıklardan nefes almıştır, bilgi almış, onların önünde ilk sınavını vermiştir. İlk sınavını verdiğinde bir kahvede çay dağıtmaktadır. O emeği ile emeğin yardımı ile çıkacaktır, umudun merdivenlerinden.

O devrimcidir, devrimcilerin katledilmesini içinde yanan alevin yeniden dışarıya ezgiler ile vurmasını yaşamıştır. O artık şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy, nerede bir direniş varsa, nerede bir örgütlü devrimci yapı varsa orada sahne alacak, içinden gelen ateşin ezgilerini sloganlar eşliğinde seslendirecektir. O kendi emeği ve gücü ile katılacaktır kavgaya ve hiçbir karşılık beklemeden, sürekli dayanışarak, hiçbir yardımı gözetmeden yola çıkmış ve yolda sesine ses katacaktır. O sadece yol parasına yola çıkmış, geri dönmeyi düşünmemiş bir devrimcidir ve o dönüşü olmayan yolda işkence tezgahında kaybettiği kardeşinden sonra yurt dışına sürgüne gidecektir, çünkü düşman onu yakalasaydı kardeşinden farklı bir sonuç beklemiyordu. Yoldaşları işkence tezgahlarında, darağacında, direnerek dağda vurulmuş, öldürülmüş ve o sürgünde onların öfkesini, acısını, beklentisini ezgiye dökmüş söylemiş dayanışma gecelerinde, devrimci etkinliklerde sahneden seslenmiş, sahne bulamadığı zaman evinde besteleri ile seslenmiş, o sadece ezgileri ile yol almış devrimcidir ve devrimci olmanın gereğini yapmış, elindeki nota ile saldırmış karanlığa…

O bir devrimcidir, devrimci yolda düşenlerin olduğu yerde düşenlerin arkasından ağıt yakmamış, sadece öfken ile umudu birleştirmiş... O içinde beslediği büyüttüğü umudunu sürekli ezgilerine aktarmış, aktarmakla kalmamış seslendirmiş. Seslendirmek isteyenlere de izin vermiş bir alçak gönüllüdür. O devrimci dayanışmanın, devrimci olmanın ne olduğunu yaşamı ile kanıtlamıştır. O sıradan bir askerdir, o bir neferdir, o bir sanatçıdır. O büyük laflar etmemiştir, inandığını söylemiş, elinde olan teoriye uygun bir dünya hayal etmiş ve o hayalini hayata geçirmek için mücadele etmiş bir devrimcidir. O devrimci bir sanatçıdır ve üretmeye devam etmektedir. En umutsuz olduğunda bile yeniden umut bulmuş, en küçük tohumdan bir orman olacağını bilerek bakmış hayata.

“Yemeden içmeden mahrum kaldıysak 
Her zaman zayıftan yana olduysak 
Varımız yoğumuz hepsini serdiysek 
Gelecek aydınlık günler içindir.”

 

Ali Asker 50. satan yılını kutluyor, selam olsun devrimcilere, selam olsun devrimci yolda yürüyenlere, selam olsun düşenlere, selam olsun varlıkları ve ruhları ile aramızda olanlara, selam olsun Ali Asker’e…

 

İsmail Cem Özkan

24458

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

“KORKU KITASI” AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN FELSEFESI

 

KÜÇÜK BURJUVAZININ SEFIL HALLERI

 

KAYPAKKAYACILAR HAIN BERKTAY'I IYI TANIR

 

Sayfalar