Pazartesi Mayıs 20, 2024

7 Haziran'da HDP'yi Bekleyen Tehlike- Ergülen Toprak

7 Haziran’daki seçimlerden önce yanıtı en çok merak edilen soru:

“HDP yüzde 10’u aştığı takdirde barajı geçmesi engellenebilir mi?” 

Her ne kadar HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, cep telefonları için geliştirdikleri bir sistemle seçim sonuçlarının güvenliğini sağlayacaklarını söylese de, geçmiş yıllarda yaşanan şaibeli durumlar göz önünde bulundurulduğunda, 7 Haziran gecesi yaşanacakları tahmin etmek hiç de zor değil.

Anketlere göre, HDP’nin oyu yüzde 10’un biraz altında veya üzerinde görünüyor. Bu da gösteriyor ki, HDP’nin barajı geçip geçmemesi çok az bir oya bağlı olarak değişebilir.

HDP’nin barajı geçmesi halinde AKP’nin başkanlık projesinin yanı sıra tek başına iktidar olma ihtimali de ortadan kalkabilir. Bu durumda, AKP, koalisyon için diğer partilerle anlaşmak zorunda kalacağı için bütün planları alt üst olacak. İktidardan, yolsuzluk iddiaları ve hukuk dışı uygulamaların hesabının sorulmasına yönelik talepler ve girişimleri de düşündüğünüzde, AKP’nin karşı karşıya kalacağı tablonun büyüklüğü daha rahat anlaşılabilir.

Diğer yandan, HDP barajı geçerse seçimden sonra kilit parti konumuna gelebilir. Barajı geçemediği taktirde ise HDP projesi büyük bir darbe almış olacak. 

Bir başka deyişle, 7 Haziran seçimleri, iki taraf açısından da hayati bir seçim olacak. Durum böyle olunca, haliyle ortalık şaibe iddialarından geçilmiyor. Şaibe iddialarına karşı Erdoğan, “Dertleri, şimdiden seçime gölge düşürmek” dese de, geçmişte Kürt partilerinin önünün nasıl kesildiği herkesin malumu. Yüzde 10 seçim barajının hala var olması da zaten aynı zihniyetin devam ettiğinin kanıtı.

HDP, “Kürt partisi değiliz, Türkiye partisiyiz” demesine rağmen, Kürt siyaseti deyince Türkiye’de akla ilk gelen parti HDP. Diğer yandan, içindeki bileşenlerin tamamını temsil etme iddiasında olan bir parti. Bu seçimde barajı aşmak için batıdan gelecek oylar önemli olduğu için, parti yöneticileri Kürt vurgusunu öne çıkartmamaya özen gösteriyor ancak, taban ve kadro bakımından HDP’de belirleyici güç Kürtler.
 

HDP zaten devletin nezdinde de bir Kürt partisi olarak görülüyor. Üstelik HDP’nin, Türkiyeli bileşenleri etrafında toplayacak kadar etkili bir seçim kampanyası düzenlemesi de iktidar açısından kolay kolay hazmedilecek bir durum değil.

Kürt siyaseti geçmişte hiç olmadığı kadar AKP karşıtlığı üzerinden ciddi bir oy toplama gayreti içerisinde. Ve görünen o ki, bu kez bunu bir ölçüde başaracak da...

Geçmişte Kürt partilerinin yüzüne bile bakmayan, farklı partilere oy veren Kürt, Türk ve Alevi seçmen, AKP karşıtlığı nedeniyle konjonktürel nedenlerle oy kullanıp iktidarı cezalandırmak istiyor. Bu kesimler için AKP’yi cezalandırmanın en kolay yolu ise HDP’ye oy vermek.

Daha birkaç ay önce HDP’nin seçime parti olarak girme kararı, baraja takılacağı beklentisiyle en çok AKP’yi heyecanlandırırken, hiç hesapta olmayan bir şey oldu ve ömründe ilk ve belki de son kez HDP’ye oy verecek olan yüzde 2-3’lük bir seçmen kitlesi sayesinde HDP, AKP’nin kâbusu haline geldi. 

AKP’ye tepki olarak HDP’ye yönelen bu seçmen kitlesinin bir kısmı, normalde Kürtlerin demokratik hakları konusuna pek duyarlı değil. Bu kesimin seçim kampanyasında pragmatik davranmaları halinde, sandıkta oy kullanacak diğer seçmenlerden daha fazla seçim sonuçları üzerinde etkide bulunabilir. Pek çok kişinin hatırlayacağı gibi, Amerika’da her Başkanlık seçiminde Ohio’daki seçmenin, seçim sonucunu belirlemesi gibi bir etki söz konusu olabilir bu yılki parlamento seçimlerinde.

Yine de 7 Haziran’da HDP’nin ne kadar oy alacağı konusunda net bir şey söylemek mümkün olmasa da, sandık oyunları konusunda kamuoyunda oluşan şüpheyi gidermek pek kolay olacağa benzemiyor.

Erdoğan, tarafsızlığını bozup iktidar partisinin seçim kampanyasına öncülük ettiğinde ses çıkartamayan Yüksek Seçim Kurulu (YSK), HDP’nin seçim gecesi yüzde 11 - 12 veya daha yukarı oy aldığı halde barajı aştığını ilan edebilecek mi acaba?

“Devletin bekası” için Kürt partilerinin geçmişte neden baraj altında kalması gerekiyorsa, bugün iktidar açısından da aynı gerekçe söz konusu. İktidarın selameti için iktidara bağlı kurumlar geçmişte gerekeni yaptılar. 7 Haziran’da HDP’yi bekleyen tehlike tam da budur. En azından kamuoyunda böyle bir kaygının varlığı göz ardı edilemez.

Son dönemlerde, iktidar cephesinden gelen açıklamalar yeni dönemde parlamento aritmetiğinde HDP’ye yer olmadığına kanaat getirdiklerini gösteriyor.

HDP barajı geçecek kadar oy alabilir mi? Şimdiden bir şey demek mümkün değil ama seçim barajının fiili olarak yüzde 12 veya 13’e çıkartılması olasılığı, 7 Haziran gecesi için en çok korkulan senaryo.

İktidar cephesi atacağı tüm adımlarda kendileri için en kötü senaryonun gerçekleşmesinin önüne geçmeye çalışacaktır. O da, AKP iktidarının düşmesinin engellenmesidir.

Kısacası, HDP’nin barajı rahat geçmesi için barajın birkaç puan üzerinde oy alması lazım. 

Seçim gecesi YSK dışında HDP ve ajanslar da sandık başında topladıkları sonuçları yayınlayacak. Bu sonuçlar arasında çok fark olması halinde, 7 Haziran gecesi iktidar için de muhalefet için de zor bir gece olabilir.

 

49618

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

CHP'NİN İHANETLERİ /Mehmet Emin Gündoğdu

 


   Bu yazının amacı kısa bir CHP değerlendirmesi yaparak, bu partinin izlediği politik hattı ortaya çıkarmak ve okuyucuya bir fikir vermek. Çünkü bu parti tarihi boyunca hep mevcut düzenin koruyucusu olmuştur. Düzen ne zaman tıkansa CHP yardıma koşar. En son marifeti unutulmuş bir konuyu yani türbanı gündeme getirerek Erdoğan hükümetine koz vermiştir.

Mersin Eylemi: Savaşın Dayanılmaz Ağırlığı – Emir Arda

26 Eylül günü, Mersin Mezitli’de ki Tece polisevine yapılan eylemin üzerinden ortalama bir hafta geçti. Eylem, yapıldığı günden itibaren, ak koyun ile kara koyunu ayrıştıran bir işleve sahip oldu açıkçası. İki kadın devrimcinin fedai eylemi, siyasal alanın tam ortasına, onu ikiye bölen bir çizgi çekti… Bu yazı eylemin hemen ertesinde kaleme alınabilirdi. Ancak hem HPG’nin açıklamasını beklemek daha doğruydu, hem devletin vereceği refleksi ve eylemin sonuçlarını görmeliydik. O yüzden bu yazının yazılması ve yayınlanması bugüne değin bekletildi… Bu kadar bekleme yeterli.

İtirazın Farkındalığıyla Meydan Okumadır Şiir[*]

 

 

“Bilim aklın şiiridir,

şiir de yüreğin bilimidir.”[1]

 

Andrey Tarkovski’nin ifadesiyle, “Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.”

Yaşamı savunmak; insan olmak (ve sonuna dek de İNSAN kalmak) hâlidir.

Bundan kimsenin şüphesi olmasın…

Çünkü “Hakikâte ulaşmanın yolları şunlardır: Felsefe, Sanat, Siyaset ve Aşk,” diye uyarır Alain Badiou!

Siz toplumsal muhalefetin yükselmesini bekleyin / ERGÜN ASLAN

Biz proletaryalar enternasyonalizmimizi vermeyenin varlığını sorgularız varlığını.

Ama gıdık.

Ama yanak.

Ama...

Demek öyle.

Demek böyle.

Demek  her şey...

Marks'ın, devrime engel olmaya başlayana kadar dünya proletaryalarının çeşitliliğini enternasyonalizmde  bir araya getirmeye çalıştığını görmezlikten gelmemize kadarmış

En büyük ihanetler en güzel proletarya şarkıları arkasına gizlenilerek gerçekleştirilmiş ihanetlerdir.

Kıymetlimizzz...

Yüksek yüksek menfaatlerimizzz....

Diktatörlerin Surlarını Döven Dev Dalgalar!

21.yüzyılın ilk çeyreği bitmeden ve son yirmi yılda yerkürede işçi sınıfı ve ezilenlerin isyan ve devrim türküleri defalarca yankılandı. Nasıl ki yirminci yüzyılın başında insanlık Ekim Devrimi’nin top sesleri ile uyandıysa, içinden geçtiğimiz yüzyılın da daha ilk çeyreği dolmadan yaşanan ayaklanmalar, isyanlar, grevler insanlığın özgürlük umudunun canlı ve bir o kadar da gerçek olduğunu gösterdi.

Kavram Kargaşası (Sinan Dersim)

Her türlü şiddette karşıyız, düşman hukuku vb.

Düşünerek konuşmak, konuşarak yapmak siyasette, sosyal ilişkilerde önemlidir. Genelde bunun eksikliği yapma fiili ve amaçtaki net olma, olmamayla orantılı olarak değişkenlik göstermektedir.

Kişide, toplumda, örgütlülükten, örgütsüzlükten, egemenlikçi sistemden, ezilenlerin kurtuluş kavgasında düşünerek konuşma, konuşarak yapma derin ideolojik politik tercih ve kodlara göre olmakta ve bu kodların doğru yerinde oturması, oturmamasıyla orantılı değişkenlik göstermektedir.

Sınıf mücadelesinde rakamların ve nicelik gelişmelerin önemi (Mehmet Emin Gündoğdu)

Sınıf mücadelesi, kapitalist toplumun dünya çapında hakimiyetinden sonra farklı bir rol aldı. Sömürücü toplumlar kendi bağrından çıkan üretim araçlarının nicel birikimleri sonucunda, niteliksel sıçrama yaratıp eski toplumu yıkmıştır. Köleci toplumun bağrında gelişen Feodal üretim araçları  köleciliği yıkmıştır. Feodal toplumun bağrında gelişen kapitalist üretim araçları, feodal toplumu yıkmıştır.

Doğu Rüzgarı, Batı Rüzgarını Yenecek!

Emperyalist kapitalist sistemin krizi dünya çapında etkilerini gösteriyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal saldırısıyla keskinleşen ve derinleşen kriz, beraberinde rakip emperyalist kampların birbirine yönelik hamleleriyle sürüyor. Rusya’nın “nükleer silah kullanma” ve savaş için “kısmi seferlik” ilanının ardından işgal ettiği bölgelerde düzenlediği referandumla bu bölgeleri ilhak etmesi; Rusya üzerinden Almanya’ya doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarındaki sabotaj ihtimali güçlü olan patlama ve sızıntılar bu çelişkileri daha da keskinleştirmiş durumdadır.

Nanikkk... Nanikkk...

Reytingler  sıfır.

Reytingler  sıfır.

Ah... dostlar... ah..

Sormayın gitsin... sormayın gitsin...

Yükselmesi beklenen toplumsal muhalefetin (!) reytingleri de artırabileceği düşüncesi biz yazarlara öyle yazılar yazdırıyor...  öyle şeyler yapıyor ki...

Sormayın gitsin.

Bir bakıyorsunuz ki içimizde biri:

Her türlü burjuvalarla işbirliğini savunurken...

Bir diğeri:

İş, dünya proletaryalarının çeşitliliğiyle enternasyonalizmi savunmaya gelince su koyu verebiliyor.

Başka biri de:

Sosyalist Güç Birliği Kimin Tarafında?

Sosyalist Güç Birliği 20 Ağustos günü kuruluşunu deklare etti. Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Türkiye Komünist Hareketi ve Devrim Hareketi’nin oluşturduğu ve seçim takvimine ayarlı olduğu açık olan Birlik, kamuoyuna duyurduğu deklarasyonda kuruluş amaçlarını beş madde halinde sıraladı.

Kabaca özetlersek Güç Birliği; eleştirilerinin merkezine R.T.Erdoğan  şahsında “Tek Adam Rejimi”ni koyuyor. Bu rejimin dinci gericilik temelinde inşa edildiğini dile getirerek buradan hareketle bir laiklik savunusu yapıyor.

Harekete Geç, Kavganın Öznesi Ol

Zorluk ve fırsatların iç içe geçtiği bir süreçten geçiyoruz. Ortaya çıkan fırsatlardan yararlandığımız oranda bu zorlukları aşabiliriz.

Bugün geniş yığınlarda iktidara karşı tepkinin giderek artması, değişim için yüksek sesle dile getirilen itirazların-soruların çoğalması sınıf savaşımını geliştirme bakımından fırsatlar içermektedir.

Sayfalar