Pazartesi Haziran 17, 2024

Yalnızlaşan TC ve Erdoğan-Kazanan Kürdistan Olacaktır./Dursun Ali Küçük/

*”Kılıçdaroğlu “dünyanın tamamını kendimize düşman ilan ettik. “
Şavaş ve soykırım tezkeresine oy veren Tc tarihinde ilk soykırımlar yapan CHP’nin ve Kılıçdaoğlu’nun itirafıdır.
Saddam ilkin tecrit edildi, dünyadan yalnızlaştırıldı, Kürtleri kattlettiğ ve soykırımdan geçirdiği söylendi, sonrasında hafif hafif vuruldu. Karşılıklı düelolar giderken, savaşların anası Ortadoğu'da olacak salvoları eşliğinde bir haftada yıkıldı ve gitti. Onu en son lağım çukurunda buldular..
Esad ve Suriye diktatör ilan edildi. Arap Baharı ile iyice gündemleştirildi. Esad da tık yok. Aynı yola devam etti. Sonra ABD ve Batı birleşti. Türkiye’ye yol verildi. TC İslamcı cihadçıları ve İŞİD'i harekete geçirerek ayağından kendisini vurdu.
ABD ve Rusya ve Batı İslamcı terörislere ve İŞİD’e ve İŞİD’in babası TC ye iktidarı bırakamazdı.
Kobani düştü düşecek derken Kobani'nin etrafını koalisyon uçakları vurdu.
Kürt uluslaşmasında ve direnişinde Kobani bir tarih yazmış oldu. ABD ve Koalisyon Kürtlere müttefik oldu.
Erdoğan Suriye ye girerek ve İŞİD i destekleyerek Kürdistan’ın fiilen kurulmasına yol açtı.
Düştü düşecek denlen Esad Rusya eliyle kurtarıldı.

*Şimdi Türkiye etrafındaki çember daralıyor..
Kürtleri ve Rojava Kürdistan’ı yokedeyip derken kendileri büyük bir tehlikenin içine girdiler.
Kürtlerde epeyce zor durumda kaldı, acılar yaşadı, ama sanırım bu acı ve bazı kayıplarımız yeniden kazanımlara dönüşür.
Moralimizi bozmaya hiç gerek yok.
Uluslaşma ve kendi kendini yönetme, bağımsızlık fırtınalar ve tamda herşey gidecek mi denilen koşularda çıkar..
Evet burada Kürt lerin hayati adımlar atması ve yürü kulum demesi gerekiyor..

“Göbeğimiz kendimiz keseceğiz” dediler. Şimdi başkaları göbeklerini kesecek..
Trump onay verdi, kürtleri terketti ama sanırım bir yanıylada batağa saplansın dedi.
Türkiye “bana kalır” derken Rusya ile Suriye üzerinde anlaştı belli ölçülerde.
Minbiç’i ABD Rusya’nın denetimi vermeyi kabul etti. DSG ve Suriye rejim anlaşması ile Suriye ordusu bazı yerlere ve Minbiçe girdi.
Evet, ilerlemek için Kürtler geri adım attılar..
Halkım ve ülkem yokedileceğine hayatı seçerim denilerek, acı bir reçeteye razı olundu.
Ama bu acı recete, ileri iyi çıkışların habercisi olabilir.
Kürtler yine kendilerini var edecektir..

*Şimdi Erdoğan şahsında TC kuşatılıyor.
İŞİD lilerin katliam ve soykırımlarını, Avrupa vb yerlerdeki katliam ve cinayetleri dünya bir yerlere kodlamıştı..
Recep’in kükremelerini unutmayacaklar, tehditlerini görmemezlikten gelemezler.

*Son iki gündür önemli gelimeler yaşanıyor
Trump dün Erdoğan ve DSG genel komutanı Mazlum Kobani ile görüştü, derhal Erdoğan dan ateşkes ilan edilmesini istedi.
Mazlum Kaobani ile görüşmesi iyiye işarettir.
ABD, Kürtleri yalnızlığa itti, ama kendi güvenliğini ve güvenirliliğini de sarstı. Kürtler biraz kaybetti ama sanırım ABD Ortadoğu’sa daha fazla kaybedecek..
Bunu gördükleri kanısındayım..
ABD ve Trump TC karşı ambargo ve ekonomik yaptırımları başlattı. Süleyman Soylu, Hulisi Akar ve Enerji Bakanını kara listeye aldı.
Bu başlangıç, ayak sürülmesi durumunda Erdoğan ve başkaları kara listeye girebilir.
Yaptırım konuşmasının son cümleler önemli: Türkiye bir bakıma İŞİD’e yardımcı olmakla değerlendiriliyor.
“"ABD Suriye'deki bu çirkin faaliyetlere imkan ve olanak sağlayanlara, finanse edenlere sert bir şekilde ekonomik yaptırımlar uygulayacaktır. Türk liderleri bu tehlikeli ve yok edici yolda yürümeye devam ederse Türkiye'nin ekonomisini seri bir şekilde yok edeceğim."
ABD Savunma Bakanı Esper. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, potansiyel IŞİD dirilmesi, olası savaş suçları ve büyüyen insanlık krizi dahil olmak üzere bunun sonuçlarından tamamen sorumludur. Gelecek hafta NATO'yu ziyaret edip diğer NATO üyelerine Türkiye'nin saldırgan tutumuna karşılık kolektif ve bireysel ekonomik önlemler almaları doğrultusunda baskı yapacağım”
Başta az ülke “operasyonu durdurun” derken şimdi hemen hepsi bir an önce işgale son veriniz demektedir.
NATO Genel Sekreteri başta TC ve erdoğan la görüştük, sınırlı olacak , bize söz verdiler diyerek bir anlamda destek sunarken şimdi “operasyonu hemen durdurun” demektedir.
Şimdii ÇİN ve önemli dünya güçleri işgali hemen durudurunuz çağrısı yapıyor.
Erdoğan Azerbaycan’a giderken “Minbiç gireceğiz ve Kobane vb alacağız”, ve Dışişleri bakanı “sonuna kadar gideceğiz “ denilmesine karşı süngüler giderek aşağıya doğru iniyor.
Artık ABD ve batı Türkiye ittfaklarını sorguluyor.
Ambargo başladı ve gelişmelere ve TC tutumuna göre daha da artıracaklarını açıklıyorlar.
Yarın BMGK’in de Rojava ile ilgili kapalı oturum var..
BM devreye giriyor, BM insan hakları gözlemcisi açıklamalarda bulunuyor.
Kamuoyu ve TC teşhiri heryerde gündemde. Erdoğan ve TC artık mahkum sandalyesine oturtuldu. Bozuk sicilleri deşifre ediliyor. Böyle giderse işledikleri soykırımlar ve insanlık suçları dünya gündemine oturabilir.
Eğer Recep kafa tutarsa kaçınılmaz olarak bu noktalara gidebilir.
Evet başa dönelim: “Dünyanın tamamını kendimize düşman ilan ettik”
Bu itirafdır ve Türkiye kendini çembere koymuştur. İŞİD kafalı Erdoğan sonunda tuzağa düştü.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde düşer.
Rojava ya gireceğiz. “Bir gece ansızın geleceğiz”, “göbeğimizi kendimiz keseceğiz”, “inlerinde vuracağız” gibisinden hep Kürtlere karşı horozlanmalar, hoyratça barbarlık ve saldırganlık vb vb boşa düşecek..
Ansızın düşebilir, ansızın sessiz sedasız çekilebilir noktalarına kadar gidebilir…
Evet, katil ve barbarlar kendi kendilerinin barbarlığında ve birbirini gaza verişleri ile kendini dünyaya dayattılar ve Kürtlerin başına bela ettiler.
Şimdi düşüş anı başlıyor..
Ortoğu’da neredeyse herkesim TC ve Erdoğan’a karşı birleşti. ABD yargılanabilirler gibisinden işin önünü açıyor.
Herkes TC yi kınıyor. Vicdanlar TC ve Erdoğan’I yargılıyor.
Kamuoyu, bu yeni Hitleri değerlendiriyor ve mahkum ediyor..
Suriye’ye karşı savaş başlamadan önceki durumu hatırlayınıız.
TC, o noktaya doğru seyrediyor..
“Aslan” kafese giriyor gibisinden gelişmelerle yüzleşebiliriz.
*Mesut Barzani son işgal bölgeye yapılmıştır derken haklıydı. Sanırım tehlikeyi gördüler.
Rojavayı güya alacaktı, Kürtsüz bir Rojava yaratacaktı, sonra Güney Kürdistan’I gündeme alacaktı.
Rojavada DSG yi bahane ediyordu. Güney Kürdistan için başlattığı Pençe işgallerini genişleterek PKK’yi bahane edecekti.
İşte bunun için birlik çok çok yakıcıdır..
Kürtler İsrail gibi ciddi bir savaş verecek ve dünyaya kendini kabul ettireceklerdir.
Birleşirsek ve dünyayı yanımıza alırsak TC’yi iyice bataklığa gömebiliriz.
Gece gündüz yokedeceğiz, gireceğiz, tepelerine ineceğiz, inlerinde geberteceğiz, mezarlara gömeceğiz vb diyen TC’ye tarihi bir ders vermeliyiz.
Bakınız bu TC, barbarlık ve soykırım ve işgal yapmak için bütün ırkçı, faşitst, islam, solcu vb vb birleştiriyor. Heps igal ve yoketme için Türkün Türke gazını veriyor, Tvler, medya, spor, kültür vb her alanda şov yapıyorlar, camiler Fetih duaları okuyor….
Biz mazlum, ezilen, haklı, sömürge bir ülke, ulus ve halk olarak birleşemiyoruz?
Bunlara karşı ciddi bir savaş veremiyoruz.
Kerkük te gördük, hava sahası kapatılmıştı. Ordu parçalı olmasaydı ve Kürt partileri, pavel vb ler kuyular kazmasaydı, ciddi bir savaşa tutuşup kazanabilirdik.
Birlik olsaydık, dünya diplomasisinde yerimiz olurdu. Her yerde her an hazır olurduk. Gelgitleri az yaşayabilirdik.
TC sömürgeciliği ve barbarlığı çembere düştü. Kuşatılacak. Dünya insanlığı ve kamuoyu vicdanında kusatılmış ve makum oluyor.
Son devletlerin tavrı ve açıklamalarına bakılırsa siyasi alanda kuşatılıyor. Askeri alanda kuşatılmaya sıra gelirmi gelmezmi yaşarak göreceğiz. En azında askeri anlamda şimdi belli oranda dişleri çekilecek, başka noktalara varır mı, bu karşılıklı çekişme ve çelişkiler belirleyecek..
Hadi hayırlısı umutlu olalım..
Kürdistan partilerine bırakın şu çağrıları diyelim.
Çağrılarla bu işler olmaz. Birbirlerinizi tanıyorsunuz, hadi gidiniz merheba deyiniz, çaylarını içiniz, yeni bir sayfa açıp kardeş kardeş neler yapacağınıza çabucak karar veriniz.
Çağrı istemiyoruz. Önceki gibi yapmayınız. Gidin ön hazırlık yapınız ve halkınıza somut açıklamalar yapınız..
Her an herşey değişebilir..
Herşey Rojava Kürdistanı için..
Herşey Kürdistan için.. 

2692

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Halkın günlüğü gazetesinde yayımlanan bu makaleyi yerinde ve doğru tespitlerinden ayrıca Kaypakkaya'yı anlama ve algılama yönünden değerli bir yazı olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederiz.

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Sayfalar