Pazar Haziran 16, 2024

Wupertal'da kitlesel Kaypakkaya anması

17 MAYIS 2014 TARİHİNDE ALMANYA’NIN WUPERTAL ŞEHRİNDE KİTLESEL BİR KATILIMLA GEÇEKLEŞTİRİLEN GECEDE KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA ANILDI.

Bundan 41 yıl önce faşist diktatörlük tarafından Diyarbakır Cezaevi’nde katledilen komünist önder İbrahim Kaypakkaya Almanya’nın Wuppertal şehrinde 2500 kişinin katıldığı kitlesel bir geceyle anıldı. Anma gecemizde Manisa’nın Soma ilçesindeki maden işletmesinde işçi katliamında hayatını kaybeden 300’ün üzerindeki işçi için özel bir program hazırlandı. Salon girişine üzerinde “Meşaleyi Kaypakkaya’dan Aldık, Ağıt Yakmaya Değil Hesap Sormaya” yazılı bir pankart asıldı ve kapı girişine bırakılan bir kömür yığınının yanında gece boyunca mumlar yakıldı. Gecemizin açılışı sinevizyon görüntüleri ve "İndik Maden Ocağına" ezgisiyle başladı. Salon,  “Soma’nın katili patron ağa devleti” sloganıyla inledi.

Anma gecemiz gece tertip komitesinin kitleyi selamlama konuşmasıyla başladı. Konuşmasında şunlar vurgulandı; “18 Mayıs, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın, temellerini attığı komünist güzergâhta, onun atılganlığı ve heyecanıyla, onun proleter bilinci ve direniş gücüyle ilerleme günüdür. 18 Mayıs, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın, kurduğu parti saflarında, onun kararlılığı ve fedakârlığı, cesareti ve azmiyle; emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı, sosyal kurtuluş mücadelesini nihai zafere doğru ileri taşıma günüdür. 18 Mayıs, devrimci direnişte inatçı, proleter savaşta ısrarcı, sınıfsal kavgada militan olmanın güncel ve tarihsel çağrısıdır. 18 Mayıs, İbrahim Kaypakkaya yoldaşımıza verilen devrim sözünün bir gereği ve yemini olarak; sömürülen işçilerin ve ezilen dünya halklarının savaş çağrısıdır. Katledilişinin 40. yıldönümünde devrime inancın, savaşta cürettin, ilan ettiği savaş bayrağını daha kararlı, daha özverili ve daha fedakârca elde tutmak ve dalgalandırmak demektir. Kaypakkaya yoldaşı anmak; Emperyalizmin ve her türden gerici uzantılarının halka karşı yürüttüğü savaşa karşı halk savaşını geliştirmek demektir. Ve Kaypakkaya yoldaşı anmak; Proletarya Partisinin kızıl kanla, bedel ödeyerek ve ödeterek yarattığı miras ve değerlere sahip çıkmak demektir.

Tüm inancımızla bir kez daha haykırarak diyoruz ki; Partimiz, fedakâr emekçi halkımızı, kahraman işçi sınıfımızı ve esaret altındaki çeşitli mazlum milliyetleri önder İbrahim yoldaşın çizdiği gerçek kurtuluş güzergâhında, onun özgürlük felsefesiyle ve yığınların birleşik gücüyle hareket ederek aşılmaz gibi görünen o dağları, ovaları ve meydanları aşarak, bir gün mutlaka Demokratik Halk İktidarı’na taşıyacaktır.”

Selamlama konuşmasının ardından, tüm devrim şehitleri ve özel olarak Soma’daki işçi katliamında hayatlarını yitiren işçiler için yapılan saygı duruşunun ardından Grup Haykırış tarafından “Yoldaş seni anacağız” marşı söylendi. Kaypakkaya yoldaşın işkencede katledilişi, Soma’daki işçi katliamı ve güncel politik gelişmeler üzerine yapılan açılış konuşmasının ardından, Grup Haykırış’ın hazırladığı marşlarla devam eden gece, Pınar Aydınlar’ın sahne almasıyla devam etti. Pınar Aydınlar; Kaypakkaya’nın Türkiye devrim mücadelesindeki önemi ve kitlelerin gönlünde edindiği yerin hiçbir zaman silinemeyeceğinin altını çizdi. Aydınlar ayrıca Soma’daki işçi katliamına da değinerek, hâkim sınıfların bu konudaki ikiyüzlülüğüne vurgu yaptı ve hazırladığı ezgilerle gecemize renk kattı.

Verilen aranın ardından, TKP/ML Merkez Komitesi, TMLGB ve TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı, tüm hapishanelerdeki TKP/ML tutsakları adına geceye gönderilen mesajlar okundu. Ayrıca gecede MLKP, MKP, TİKB, Avrupa Halk Cephesi, Wuppertal Alevi Kültür Merkezi, Yeni Demokrasi Derneği Peru ve Almanya Devrimci Hareketi’nin gönderdiği mesajlar da okundu. Gezi İSyanı şehitlerinden Berkin Elvan, Ethem Sarısülük ve Ahmet Atakan’ın annelerinin konuşmalarını yapmak üzere sahneye çıkmasıyla salona, büyük bir coşku ve hüzün hakim oldu. Kitlerin “Gezi İsyanı Şehitleri ölümsüzdür” sloganlarıyla salon inledi. MLPD ve BDP temsilcisinin yaptığı konuşmaların adından, Hamburg Yeni Kadın Korosu sahne aldı. İlk defa gecemize katılan Civan Haco, konuşmasında hakların kardeşliği, Soma’da işçi katliamı üzerine konuşma yaptı. Müzikal programında sunduğu Kürt ezgileri kitlelerin beğenisini kazandı. Yine geceye ilk defa katılan Marsis ise, Kaypakkaya ve tüm devrim şehitleri üzerine bir konuşma yaptı. Soma’daki işçi katliamında hayatını kaybeden işçiler üzerine yapılan vurguların ardından, sundukları Laz ezgileri kitlelerin oldukça beğenisini kazandı.  

Gecemizde, 9 Mayıs 2014 tarihinde Delhi Üniversitesi’nde sivil polislerce gözaltına alınan Dr. Saibaba için bir kampanyası açıldı. Salonun birçok yerine asılan Saibaba posterleri ile kitlelerin dikkati, Saibaba’nın korsanca kaçırılmasına çekildi.

97287

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

“KORKU KITASI” AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN FELSEFESI

 

Sayfalar