Pazartesi Haziran 17, 2024

Ermeni'yim Fedai'yim (2)

Ermeni ' lere Burada Yer Yok... 

Tertemiz,parlak ve örnek alınacak bir geçmiş bırakarak şahadete ulaşan Nubar Ozanyan Aras nehri gibi berrak,Kızılırmak gibi coşkun,Munzur gibi hırçın,Fırat-Dicle gibi gür akarak ,şimdiden Mazlum halkların,ortadoğu halklarının gönlünde yıldızlaşarak efsane Komutan olmaya devam ediyor...

Temiz ve berrak olan tüm hayatı boyunca Ozanyan'ı yıldızlara uğurlarken,her insanın gözlerini hayata açıp ,kapatana kadar din,ahlak,kültür,gelenek,görenek hesaplanarak 3 Kutsal kitap'ın da kabul ettiği dini vecibeler yerine getirilerek,insan toprağa verilir.İnsanın kundak ile kefen arasındaki uzun dönem hayatını oluşturur.Tüm insanların kabul ettiği normları yerine getiren toplumlar hayatta saygın yerlerini alırken,tüm insanların kabul ettiği değerlerin dışına çıkanlar barbar'lar olarak anılırlar.Toplumlar insanlar,onurları,erdemleri sayesinde ancak ayakta kalabilirler. İnsan'ı insan yapan,ayakta tutan değerler olmadığı zaman,artık o toplum,çökmüş bitmiş demektir.

Yaşadığımız süreç barbar'ların kutsal değerlere yoğun olarak saldırdıkları bir dönemi göstermek – tedir.İnsani değerlerle uzaktan yakından alakası olmayan iktidarı artık her şeyi rafa kaldırmıştır.Her şey Ermeni soykırımı'nın 100.yılında tarihin en uzun süren MGK kararlarında ''Çöktürme Planı '' devreye konularak Kürt halkı için çıkarılan Ferman 'lar ile başladı.Yani ''taş üstünde taş,baş üstünde baş ''kalmayacak denilerek,Ferman'lar yürülüğe konuldu.Tek adam olan''Reis''inemirleri doğrultusunda,harekete geçen Özel Harekatçılar kırım ile katliamlar uygulamaya başladı.

6 milyon seçmenin oyunu alan seçilmişler,cezaevlerine atıldı.Milletvekiller cezaevine atıldı.Belediye'lere kayyum atandı.Gazeteler ile televizyonlar susturuldu,Aydınlar ile akademisyenler uyduruk suçlamalarla tutuklandılar..

Kutsal Değerlere saldırı ,insanlığa saldırıdır...

Uluslararası antlaşmalarda Türkiye'nin de bizzat taraf olduğu sözleşmeler rafa kaldırılarak,kural tanınmayarak savaş suçu olan uygulamalara tanık olmaktayız.Kayyum ile bir gecede Van'ın Edremit ilçesine atanan belediye başkanı Ermeni mezarlığı üzerine tuvalet yaptırarak,gerçek yüzlerini sergilemişlerdir.Şırnak-Cizire'de PKK'lılara ait mezarlıklar dozerlerle kırılmış,cenazeler torbalara konularak,kaldırılmaktadır.Şehitliklere karşı tahammmülsüzlük artık had safhadadır.2015 yılında Armenak Bakırcıyan şahsında soykırımda ölen,mezar yerleri belli olmayanlar anısına düzenlenen Anıt Mezar yine parçalanmıştır.Bayan gerillaların vucudu çıplak edilerek çekilen pozlar,Taybet Ana'nın cenazesini 7 gün yerde bırakarak,yaklaşanı vuran kaldırılmasına müsade etmeyen uygulamalar artık belli bir merkezden koordinalı olarak yönlendirilmektedir.

Türkiye Kürdistanı'nda yaşanılan,çetelerin cenazelere saldırıları,ölüye saygısızlık,Nubar Ozanyan'ın cenazesinin en iyi yer olarak Rojava Devrimi toprakları uygun görülmüştür.Hayastan ile Türkiye kürdistanı'ndan gelen yoğun istek ve taleplere rağmen,son istirahatgahında rahat uyuması isten miştir.Kürt ve Ermeni analarının yoğun talepleri Rojava'da kalmasından yana olmuştur.'' Bizim için şehit düştü,asla başka yerde gömülmesine müsade etmeyiz '' denilerek sahiplenilmiştir.Derik'te o gün yas ilan edilmiş halk sokak ve caddelere dökülmüştü.YPG savunma birlikleri morgdan Derik Şehitliği'ne gidene kadar,şehidini selamlayıp saygı duruşunda bulundular.'' Şehit Namırın '' sloganları ,zafer işaretleri yaparak son yolculuğuna uğurladılar.

Konuşmalardan sonra,artık toprağa verilme vakti gelince Kürt anaların cenaze üzerinde ağlaşmaları,Kürtçe ağıtlar yakarak,cenazeyi kendileri taşımak istemiş,ama mümkün olmamıştır.Kürt geleneklerine göre başka topraklarda şehit düşen gerillalar için,sahiplenecek aile tespit edilmiş,Nubar Ozanyan için Şehitlik Nasnamesi verilmiştir.Törene katılan Kürt ve Ermeni anaların toprağa verilirken ağlaşmaları ile duygusal anlar yaşanmıştır.Halk bağrına basarak,kalbinin en sıcak köşesine koymuştur.

Acı ölüm haberlerinin hiç eksik olmadığı bu yaz aylarında HDP Eşbaşkanı,Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un vefatını derin üzüntü ile karşılıyoruz.80 yaşında vefat eden Hatun ana'nın cenazesine, cezaevinden izinli olarak gelen Aysel Tuğluk'a yaşatılanlar,Kürt ve Ermeni halkına verilmiş bir mesaj olarak anlaşılmalıdır.Cenazelere artık saldırı düzenlenir noktasına gelinmiş,insanların yasını tutmasına engel olunurken zulüm yaşanılmıştır.Önceden ayarlanan çeteler,polisin üstelik orada olduğu vakit hiç ses çıkarmaması dikkat çekicidir.Toprağa verilen cenaze '' siz çıkarmazsanız ,biz bu cenazeyi buradan çıkaracağız '' ermeni'lere burada yer yok ''burası ermeni toprağı değil '' diyerek saldırılarda bulunmuşlardır.Cenazelerimizin,mezarlıklarımızın artık güvenlikte olmadığı dönemleri yaşıyoruz.

İşid ' in kalesi,islam devletinin başkenti Raqqa'da can cekişen çetelerin sonu yaklaşırken,Enternas-yonal Tabur savaşçılarını yerinde görmek,onlara önderlik eden TİKKO komutanını ziyaret etmeden dönmek olmazdı.Savaş bölgesi olması ürkütüyor.Bir gurup gerillalar ile nöbet değişimi için yönümüzü Raqqa'ya çeviriyoruz... (Devam Edecek )  

 
47528

Soru(n)dan Çözüme Kadın(lar)

“Selam olsun bizden önce geçene / Selam olsun dosta, hasa, çile çekene / Selam olsun dayanana, düşene / Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına.”[1]

“Kadınlığın tarihi, dünyanın gördüğü en büyük zorbalığın tarihidir,”[2] der Oscar Wilde. Haklı.

Üniversiteyi Öldürmenin Sekiz Yolu (Ya da Üniversite Piyasaya Nasıl Entegre Olur?)[1]

 “Bilimin sürdürülmesi, / bana özel bir yürekliliği / gerektirir gibi gözüküyor.”[2]

 Sevgili dostlar, sıcak bir Haziran’ın ardından, meydanların ardından yeniden burada, birlikteyiz.

Buraya gelirken arkadaşlar bana Melih Gökçek’in “teröristler kamplara çekildiler, sonbaharda daha büyük bir ayaklanma çıkartacaklar,” mealinde bir şeyler söylediğini aktardılar.

İlk defa Melih Gökçek’le aynı fikirdeyim.

Evet, Haziran 2013 sıcak geçti. Ama emin olun önümüzdeki güz ayları daha da sıcak geçecek.

Neo-Liberal AKP, Kautsky'nin 'Ultra Emperyalizmi' , 'Bariscil Kapitalizm' Ve Bir Ruyanin Sonu

Esas savas ,maddi-maddelesmis enerji evreninin zihnimize yansimasinda yuruyor...Dusunce -felsefe enerjisi biri ikiye boluyor...Tek bir soru tum bir evreni boluyor...
Dusmani yakindan izleyin. Onun akli bizden daha geliskin; yuzyillara dayanan sinifli toplumlar yonetme tecrubesine sahip. Akimlari yok edemeyecegini biliyor. Enerji evreninin sabit bir yuk uzerinde hareket eden bir enerji alanlari catismasi oldugunu biliyor...

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda/ Hasan Aksu

Kadın sorunu yalnızca sınıf sorunu olarak ele alınamaz, görülemez. Kadın sorununda asıl çelişki cinsiyet sorunu olarak görülmelidir.

Kadın ve özgürlük

“Tarihsel değişimi belirleyen kadınların özgürleşme oranıdır. İnsanlığın zorbalığa karşı kazandığı zaferin bulunduğu nokta, kadının erkekle, zayıfın güçlü olanla karşılaştırıldığında ortaya çıkan durumdur. Kadının özgürlük derecesi toplumsal özgürlüğün doğal ölçüsüdür.“ Marx-Engels

İnsanlık, özgürlüğünü kadınların köleleştirilmesiyle yitirdi ve kazanmak istiyorsa yitirdiğini yeniden, onu, ancak ve ancak yitirdiği yerde kazanabilir. 

Maocular ve Bir Maoizm Karikatürü Perinçekgiller

  

TV’ye çıkartmışlar benim gibi kel kafalı bir gazeteci, sözde araştırma yapmış ülkedeki Maocular üzerine ve 'Maocular' diye bir kitap yazmış.

Bak simdi cehaletin papyon giymiş haline, entelektüellik adına aydınlığın ırızına geçirilmiş haline!

Güya aydınsın, öyle mi?!

Maocular diye kitap yazmadan önce hiç Maoculuğu araştırdın mı?...TV izleyiciliği dışında Maoizm nedir en ufak bilgin var mı?

Yok, belli!...Neden mi?...Maocular sorusuna cevabı Perincek ve onun artıklarında aradığına göre, Mao hakkında tam bir cehalet içinde olduğun belli!

'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir


'Radikal Demokrasi' Post-Modernizme yaslanmis Neo-Liberalizmdir

Toplumun, uretimin ve siyasal yasamin kurallarini Isci-Koylu yiginlarinin degil; tam tersine uretim araclarinin ozel mulkiyetini elinde bulunduran sermayenin ve onun siyasal iktidarinin koydugu Kapitalizm catisi altinda 'bireysel ozgurluk' ya ahmaklar icin bir aspirin ya da burjuvazinin dostu ahlaksiz bir sahtekarliktan baska bir sey degildir.

Tarihin inatçi aynasi

Kürt medyası ile düzen yanlısı medyanın bir utanç duvarına dönüşen bezdirici ambargosu karşısında bir süre yazmamaya karar vermiştim. Ancak İran Molla rejimi, Şerko Maarifi' nin de içinde olduğu onlarca insanı idam edince, birkaç yıl önce yazdığım bir makaleyi ve bir mektubu aşağıda halkın bilgisine sunmayı zorunlu gördüm. 
İşte 2009 ve 2011 yılında yazdığım o ibretlik makale ve mektup:
HÜSEYİN XİZRİ DE İDAM EDİLDİ
KÜRT VE TÜRK SİYASETÇİLERE KINAMA
UTANIN!

MİNNET VE HAYRANLIKLA: YOLLARI YOLUMUZDUR![1]

“Nehirlerin dinlediği seslerdik”[2]

 

Sizlere, siz kardeşlerime Onlardan söz ederken, heyecandan dilim damağım kuruyor. Omuzlarımda devasa bir sorumluluğun ağırlığını duyumsuyorum…

Ne demeli? Nereden başlamalı?

Öncelikle onlarınki, anlatmaktan çok yaşanan, yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir aşktı…

“Demokratikleş-me paketi”

“Maymun ne kadar yükseğe çıkarsa,kıçı da o kadar görünür.”[1]

 

Bizim kuşaktan, (genel olarak “78’liler” olarak biliniyoruz) kimileri ve selefimiz 68’lilerin bir kısmı çok hızlı “uyum sağladı”. Biz beceremedik.

Eskinin “solcu”su, bugünün liberali kalemlerin AKP iktidarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eliyle açtığı (kaçıncı?) “Demokratikleşme Paketi” ile ilgili görüşlerden söz ediyorum.

“Cemevi ile Ruhban Okulu da olsaydı daha iyi olurdu,” diyen hoşnut Oral Çalışlar, örneğin[2]

Umudun Şiarı: “Size Verdiğimiz Süre Doldu!”

Emperyalist sermayenin uluslararası bir kaç merkezdeki dönüş hızına bağlı ve orantılı olarak, dünya halklarının direnişlerinin hızı da artıyor.

Yaşadıklarımız reddedilmelidir!

Sayfalar