Pazar Haziran 16, 2024

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile düzeni meşrulaştırma seçimi boykot et !

Türk devletinin en üst temsilcisini belirlemek için, 10 ağustos 2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir taraftan egemen kliklerin temsilcisi oldukları sermaye gruplarının çıkarlarına kullanmak iken, diğer yandan da düzenin devamlılığını sağlamaya yönelik bir oyundur. Bundandır ki, mevcut düzen partileri devletin bekasını “güçlendirmek” için yalan ve yanlış bilgilerle halkı maniple ederek bu sürece dahil etmek için bizleri bu oyunun bir tarafı yapmayı hedeflemektedirler.

Emperyalistlerin ılımlı İslam modeli ile piyasaya sürülen AKP’nin, Ortadoğu’da ve Türkiye’de mezhep çatışmalarını kışkırtarak bölgeyi ateş çemberine sokan politikalarla “ünlenen” adayı Erdoğan’ın on iki yıllık başbakanlığında halka yönelik işlediği suçların hesabı yapılamamaktadır.  AKP’nin uyguladığı ekonomik politikalarla, işçi ve emekçiler daha da yoksullaşmış, gelir dağılımındaki dengesizlik hat safhaya ulaşmış durumdadır. Alevi ve Kürt sorunu başta olmak üzere Suriye ve Irak’ta izlediği politika; kan, şiddet, katliam ve gözyaşına neden olmuştur.

Rojova’daki Kürt oluşumuna karşı Türk devletinin geleneksel ırkçı kodları ile hareket eden Erdoğan, IŞİD ve El Nusra gibi insanlık düşmanı örgütleri büyütüp besleyerek bölgedeki Kürt ve Alevi katliamına ortak olmaya devam etmektedir. Kürt ulusal sorunu çözümünde de “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi” adı altında yeni kanun maddeleri çıkararak tüm yetkileri kendi elinde toplayan Erdoğan, bir yandan Kürt hareketini tasfiye etmek için yoğunlaşırken diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı seçimi için Kürt halkının oylarına oynamaktadır. Gezi isyanın yaratığı sarsıntıyı halen üzerinde atamamış Erdoğan rüşvet, ihale yolsuzluğu ile birlikte anılır olmuştur. Kendisinin “istikbali için istiklal savaşı” olarak adlandırdığı gibi, işlediği suçlardan kurtulmanın yolu Cumhurbaşkanı olmaktan geçeceğinin hesabını yapmaktadır.

Kendisini halkın partisi olarak adlandıran CHP, Cumhurbaşkanlığı için gösterdiği “çatı” adayı ile faşist karakterini en yalın haliyle somut olarak ortaya koymuştur. Kendi faşist yapısına uygun olarak, MHP ve diğer faşist karaktere sahip partiler ile birlikte hareket eden CHP, hakim sınıflar arasındaki çatışmada kendine biçilen rolünü oynama peşindedir. Türk devletinin kurucu partisi olan CHP değişimler yaşadığını sürekli gündemde tutsa da, Kemalist faşist düzenin bir numaralı temsilciliğine rahmet okutmamaya devam ediyor. Gösterdiği adayla emperyalist patentli ılımlı İslam politikanın bölgeye uyarlanmasında efendilerinin emrine amade olduğunun mesajını gönderen CHP, MHP ve BBP ile ortaklaşması kendi karakterine uygun bir yaklaşımdır.

Avrupa’da Yaşayan Göçmen İşçiler, Emekçiler, Kadınlar ve Gençler;

Avrupa’da üç milyona yakın seçmenin bulunması mevcut AKP hükümetinin iştahını kabartmış, bundan dolayı Avrupa’da Türkiyeli göçmenlerin kaldığı kentlerde ilk defa oy kullanmalarını sağlamak için yasa çıkarılmıştır. Türkiyeli göçmenleri etkilemek isteyen AKP ve CHP birçok kente miting ve toplantılar yaparak göçmenleri bu oyunun bir parçası yapmak istiyorlar. Bilinmelidir ki, mevcut sistemde Cumhurbaşkanı kim seçilirse seçilsin değişen bir şey olmayacaktır. Egemenler Cumhurbaşkanını “demokratik yolarla halkın iradesine sunduk” söylemi ile “halkımızın Cumhurbaşkanlığı makamına güveni tamdır” imajı yaratarak devlete karşı oluşan güvensizliği yeniden güvene dönüştürme peşindedir. Seçilecek yeni Cumhurbaşkanı, biz göçmen emekçilerinin sorunlarını mı çözecek..? işçi ve emekçilerin yaşam koşullarını mı iyileştirecek..? Cezaevlerinde zulüm görenleri özgürlüğe mi kavuşturacak..? Ülkenin emperyalizmle olan bağımlılığına son mu verecek..? Aleviler, Kürtler ve diğer tüm ezilen kesimlere hak ve özgürlükler mi getirecek..? Bunun karşılığı KOCA BİR HAYIR!  Cumhurbaşkanlığı devletin ve sistemin bekasıdır. Ezilen mazlum halkın çıkarlarını temsil etmeyen, onları baskı altında tutan mevcut anayasa ve yasaların uygulanmasının kontrol merkezidir.

Dolayısıyla “kazananın” şimdiden beli olduğu, adayların bizlere sorulmadan belirlendiği bir oyunda rol almamızı bizden istiyorlar. Tüm ezilenler, ulusal, cinsel baskıya ve şiddete maruz kalanlar, inançları yasaklananlar, Ana dilde eğitim hakları elerinde alınanlar;  bizlere sunulan bu pembe oyunun ne as oyuncusu nede figüranı olmayalım, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini SANDIĞA GİTMEYEREK BOYKOT edip bu oyunu boşa çıkaralım.

DÜZEN PARTİLERİNİN OYUNUNA GELME!

HALKA KARŞI SUÇ İŞLEYEN BİR SİSTEME KAN TAŞIMA!

SANDIK BAŞINA GİTMEYEREK BU OYUNA HAYIR DE!

 

 

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu

Konfederasyona Karkerên ji Tirkîye li Ewropa

Konföderation der Arbeiter aus der Türkei in Europa

Confederation of Workers from Turkey in Europe

La Confédération des Travailleurs de Turquie en Europe

Confederatie van Arbeiders uit Turkÿe in Europa

 
94033

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Sayfalar