Cuma Mayıs 24, 2024

Yol açan,yol gösteren...

İşçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin örgütlenme ve savaşma ihtiyacının olduğu yerde bir yönetme ve yürütme ihtiyacı var demektir. Bir yol göstericiliğe ihtiyaç var demektir. İşçi, kadın, gençlik vb. çalışmalarını, bir birimi, bir grubu, bir örgütü örgütlemek-yönetmek ya da bir harekete önderlik etmek kısaca devrimin parçalarda ve farklı alanlarında ve bir bütüne önderlik etmek gibi bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya olunduğu bir gerçektir.

Yoksul yaşamın ve ölümün kefenini yırtmak için devrimci bir örgüt yaratmak ve onun sağlam, güvenilir, kalıcı önderliğini oluşturmak en zorlu görevdir. Devrimcilerin en büyük dersi önderliktir. En çok zorlanılan ders önderliktir. Bilgisine en çok ihtiyaç duyulan devrimi yönetmenin-örgütü yürütmenin sanıldığı ve düşünüldüğü kadar kolay olmadığını bilmek gerekir. En çok zorlanılan, en çok hata yapılan, en çok yetersiz kalınan konuların başında da önderlik konusu gelir. Bütün bunlardan dolayıdır ki önderlik, özgürlük ve kurtuluş savaşımında en zor ve en önemli derstir.

Önderlik, her gün, her an ancak bir an olsun asla vazgeçilmeden diyalektik materyalizmin eğitim atölyelerinde sürekli bir şekilde kendine çekidüzen vermektir. Sınıf savaşımının yasalarına göre eğitmek-eğitilmek, kalıba dökmek ve kalıba dökülmektir. Bütünlüklü ve kapsamlı olarak diyalektik materyalizm öğretisine sahip olmaya çalışmaktır. Derin bir çözümleme, etkili bir yürütme ve köklü bir değiştirme gücünü ve iradesini örgütleyebilmektir. Okunarak hemen öğrenilebilecek, birkaç pratik, birkaç yıllık devrimci çalışma içinde sahip olunacak, hemen elde edilebilecek bir mevzi olmadığını anlamak gerekir. Uzun yıllara dayalı sürekliliği sağlanmış bir mücadelenin ve her mücadelede elde edilen deney ve tecrübeler üzerinden manevi bir saygınlık elde edilen ciddi bir mevzidir. Güven ve tutarlılığın sonucu elde edilebilecek bir mevzidir. Görevleri hakkıyla ve layıkıyla yerine getirilmediğinde eleştiri öz eleştirinin ateşinde tekrar tekrar yanmayı göze almak demektir. Eleştirileri en çok üzerine alan, kendini düzeltme ve devrimcileştirmede en önde ve en çok örnek olması gerekendir. Önderlik konumunu, “apoletini” sürekli omzunda değil cebinde taşıyandır.

“Önderlik ne sabahtan akşama kadar tekrarlanan bir slogan ne de küstahça itaat istemek değildir” der Başkan Mao. Önderlik kurumun doğru politikasını yaratıcı bir şekilde uygulayan, devrimci çalışmalarda örnek olan, ikna, inandırma ve saygınlık gücüne dayanılan, güven duyulan, güven veren, görüşlerinde ve eyleminde tutarlılığıyla amacına yüksek düzeyde bağlı olandır. Yetki ve mevkisiyle değil fedakarlığı, çalışkanlığı, duruş ve yürüyüşüyle yol açıcı ve yol gösterendir. Devrimci savaşın en önünde, en ilerisinde, güven duyulması gereken yerde bir anıt gibidir. Ona bakılarak yapma-başarma-cesaret ve zafer gücü kazanılandır.

Kendini çelişkiye kapatmayan, diyalektik gelişme sürecinin tutucu ve reformcu yaklaşımlarla çarpıtılmasına fırsat vermeyen; doğala, yaşaması gerekenle gerekmeyeni ayırt etmeyi becerebilendir. Fikir ve eylem gücünü birlikte konuşturandır. Söz gücü ve eylem gücü yüksek olandır. Tutarlılığı, yaşam ve savaş ilkesi olarak benimseyendir. İçindeki ve dışındaki burjuva ve küçük burjuva düşünce ve alışkanlıklara karşı savaşmaktır. Özgürlük düşüne ve çabasına tutkuyla bağlı olandır. Planlı ve tecrübelidir. Planlama ve yürütme gücüdür.

Savaş, güzel duyguların yaşama geçirilmesidir. Özgürlüğe değişime tutku düzeyinde bağlılıktır. Nasıl yaşamak gerektiğini bilendir. Dönüştüren güçtür. En bitik yerde bir kaya parçası da olsa onda kök salmayı başarabilendir.

Her gün ve her an amacına yüksek bağlılıkla yürüme iradesini ortaya koyabilendir. Tek bir adımı bile amaçsız atmayandır. Yürünen her yol, yaklaşılan her emekçi, kurulan her insani ilişki amaca uygun olmak gibi bir yüksek sorumlulukla ele alınmalıdır. Önderlik her adımda her çalışmada başarıyı düşünen ve örgütleyendir. Ezilmiş, ayaklar altına alınmış, uçurum dibine yuvarlanmış, ölmüş bitmiş kişiliklerden kahraman yaratma beceri ve çabasını ortaya koyabilendir. Uyuyan, savaşma beceri ve yeteneğini gösteremeyen köleleştirilmiş bir sınıfı- bir halkı uyandırarak savaştırabilendir.

(Bir Partizan)

44091

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar