Cumartesi Mayıs 4, 2024

Yine Bir Seçim Oyunu

"Bir cumhuriyet nasıl bir maskeye bürünürse bürünsün, ne denli demokratik olursa olsun, eğer o bir burjuva cumhuriyeti ise, eğer o toprak ve fabrikaların özel mülkiyetini koruyorsa ve eğer özel sermaye toplumun tümünü ücret köleliği içinde tutuyorsa, yani eğer bir cumhuriyet, bizim parti programımızda ve sovyet anayasasında söylenen her şeyi gerçekleştirmiyor ise, o zaman bu devlet, bazı insanların, ötekiler tarafından ezilmesi için bir makinedir.

Öyleyse biz, bu makineyi sermayenin iktidarını alaşağı edecek sınıfın ellerine vereceğiz. biz, devletin genel eşitlik demek olduğu yolundaki bütün o eski önyargıları reddedeceğiz - çünkü bu, bir gözboyamacadır: [sayfa 303] sömürü olduğu sürece eşitlik olamaz. toprak sahibi işçiye eşit olamaz, ya da aç bir insan tok bir insana eşit olamaz. bu devlet adı verilen makine, önünde insanların, halkın yönetimi yolundaki eski masallara, proletaryanın burjuva yalanları olduğunu söylediği masallara inanarak, boş inanlara kapılarak, saygıyla eğildiği bu makineyi proletarya ezecektir.

Şimdiye kadar biz bu makineden kapitalistleri yoksun bıraktık ve onu devraldık. bu makineyi, ya da sopayı, her türlü sömürüyü ortadan kaldırmak için kullanacağız. ve sömürme olanağı dünyanın hiç bir yerinde artık kalmadığı zaman, artık toprak sahiplerinin ve fabrika sahiplerinin bulunmadığı zaman ve artık kimilerinin tıka basa karnını doyururken ötekilerin açlıktan öldüğü bir durum olmadığı zaman, ancak bunun olanağı artık ortadan kalktığı zaman, biz bu makineyi enkaz yığınına atacağız. o zaman devlet de olmayacak, sömürü de. bizim komünist partisinin görüşü budur...''
11 temmuz 1919 - vladimir ilyiç lenin..

 

 

Oy atmak özgürlestirmez, kolelestirir!...

Biz emekçileri ozgurlestirecek olan bir Devrimdir...Sosyal-Devrim icin ayaga kalkalim; uysal koyunlar olmadigimizi suru sahiplerine gosterelim...

Ya yine secim-demokrasi yalanlari...Ya da Ozgurluk!...

Koleler, her demokrasi bir sinifin diktatorlugudur; demokrasi varsa, ozgurluk yoktur...Ozgurluk oldugunda ise artik demokrasi olmayacaktir...

Egemen burjuva-feodal devletinin demokrasisi, kurbanlik koyuna kasabin bicagini yalatmaktir..Bir tutam otun pesinden mezbaha yolunu tutmaktir.

Parlementer maskeli Fasizmi, ozgurluk rejimi diye iscilere-koylulere onaylatmalari trajedisine son verelim...Bizim icin trajedi olan, tescilli yoksullugumuz, umutlarimizi icin trajedi olan; kole sahipleri burjuva-feodal siniflar icin bir komedidir....

Biz, onlarin secim duzeninin pesinden gittikce, oyunun aptal koleleri rolunu kabul ettigimiz, oyuna katildigimiz surece onlar tepede ellerini ogusturup guluyorlar...Kendi yazdiklari , kendileri icin komedi olana bakip, guluyorlar...Aptallar surusu yine yemi yuttu diye seviniyorlar.

Sistemden umutlarinizi kesin, 90 yildir umut ettik ve oyladik. Her oylama biz halka ssdece daha fazla yoksulluk, daha fazla umutsuzluk, daha fazla zulum ve baski getirmedi mi?...

Bir tarihsel surec boyunca trajedi olan, artik komediye donusmedi mi?

Sistemden umut ettigimiz surece, sisteme guc veriyoruz sadece...

Sosyal-liberaller, Reformist sistem solculari, burjuvazinin Revizyonist dostlari , sizlere 'secilecek'' adaylar uzerinden bir bakis sunuyorlar. Hangisinin 'daha temiz', 'daha az hirsiz'', 'daha cok halkin adayi'' oldugunua dikkatleri cekmek istiyorlar...

ML'ler, Devrimciler ise, sizlerin dikkatlerini tek tek ehven-i ser sahsiyetler uzerinde degil; sisteme, duzmece secim oyunlarinin kendisine, kimin secileceginin onceden kurgulandigi, duzenin demokrasi oyununa...Kisaca buyuk resme, buyuk oyuna, aslinda yapilana cevirmeye calisiyorlar...

Sosyal-liberaller tek tek parcalari gosteriyor, biz butunu.
Onlar, adaylari gosteriyor, biz sistemi.
Onlar, duzeni ve duzmece secimlerini mesru goruyor, biz gayr-i mesru.
Onlar sistemi kabul ediyor, kabul etmenizi istiyor, biz temelden reddi..
Onlar, kapitalizmi iyilestirme cagrisi yapiyor, biz yikmayi.
Onlar ekonomik fasizmi gizlemek icin demokratik yalanlara siginiyor, biz gercegi, sinif gerceklerini teshir etmeyi.
Onlar reformizm/Islahatcilik bilinci gelistirmeye calisiyor, biz bir Devrim.

Gosterilene, gorunene bakma, gosterilmeyene, gorunmeyene bak!

Dünyanin patronu Rockfeller ile biz açlarin esit-bir oy hakki var diye, seçim sisteminde bu devasa dolar-medya-devlet tekelleri ile esit bir yarisa girdigimize inanacak kadar salak degiliz. Tum burjuva secimlerin kazanani, oncede garanti altina alinmistir. Bu tum dunyada kapitalist sistemnin en temel gercegidir.

Gercegi gör!

''Görünen gerçek olsaydi, bilime gerek kalmazdi"
Karl Marks...

 

CHP-MHP adayini destkeleyenler, bizi ''AKP'ye hizmet etmek'le sucluyor...Demirtas'i destekleyenler 'kurtleri boykot ettigimizi, soven oldugumuzu'' soyluyor, Recepcileri soylemeye bile gerek yok sanirim...Vs.vs.vs...

Bak hele, peki neden hicbirinizin aklina sisteme hizmet ettiginiz, sistemi kabul ettiginiz, herkesi de sisteme dahil olmalari ve sistem disi fikirlerin onune gecmesi, sistem disina cikmamasi icin ikna etmeye calistiginiz hic gelmiyor?...

Cok mu zor bunu gormek?...

Ama hayir, orta sinif ve kucuk burjuva sistem filozoflari tam da bunun icin; isci-koyluleri, devrimcileri, komunistleri neo-dunya duzeninin icine cekmek icin sunu haykiriyorlar; ''kapitalizm cok da kotu degildir, islah ederek onu yasanir bir kapitalizm haline getirebiliriz..Isciler, bu radikallerin, devrimcilerin pesine takilmayin, sistem disi fikirlere kapilmayin, ozgur secimler icindeki yerinizi alin''...(?!?!)

Hayir, kazanani onceden garanti altina alinmis, fasist diktatorlugun duzmece secim oyununa katilmayacagiz; burjuva-feodallerin dansina katilmayacagiz; basindan sona kan, katliam, iskence, zulum, fasizm kokan kanli devletin basina hangi hizmetcinin gececegi ile degil, bir isci-koylu devrimi, onun rogutlenmesi icin calisacagiz...

Size cok hazin, cok komik, cok cagdisi, cok inatci, cok gerikafali gelsede(!)

Sistemi parcalayin isciler,emekciler..onun bize vercegi hicbir sey yoktur..Bugune kadar, 90 yildir burjuva secimlerin halka verdigi, bundan sonrada vereceginin garantisidir....

Secim oyununu boz, egemen siniflarin dansina katilma; heryere, duvarlara, siralara, fabrikalara, okullara, mitinglere devrim asisi yap; dik dur, hicbir burjuva sistem hareketinin yaninda yer alma, burjuva-feodallerin bu somuru duzenini kutsayan, onu salt bir takim demokratik eksiklikleri olan, ama ozunde iyi bir sistem oldugu yalnlarina kuyruk olmayin...

Unutma bugun 'bizden' diye gordugunuz aday ve kisilerin rolu, sizin sistemden umudunuzu kesmemeniz icin, yine sistemin izin verdigi adaylardir. Aksi olsaydi onlari tek bir gun yasatmazlardi...Kafasina kursun sikilip atilan Kurt vekilleri ne cabuk unuttuk...

 

Tarih, Cezayirlilerin, somurgecileri Fransa'nin devlet baskanligina aday olduklarini ve de kor talih, bunu kazandiklarini yazsaydi eger, bu hic kuskusuz Cezayir tarihi icin bir utanc vesilesi olurdu...

Koleler, koleci ordunun baskomutaninin da bir kole olmasindan gurur duyulmaz, ancak utanc duyulur!

Cozum secimde, sistemde degil, Devrimde.

 

Mozambikteki secimleri bile orgutleyenin USA oldugu bir dunyada, bize ozgur secimler yalanlari ile gelenlerin yuzune tukurun...

Direnin!

Oyunu boz, sandiklari yak, seçim mitinglerine devrimin sesini yay, oy atma,Koleleligi degil, Özgürlüğü Seç!...

Yasasin Devrim ve Sosyalizm!...........

97966

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Sayfalar