Pazartesi Mayıs 20, 2024

Yerel seçimlerde ‘’ Ecolo ‘’ ile ‘’ sol ‘’ dalgası esiyor...

14 Ekim 2018 tarihinde ,altı yılda bir yapılmakta olan Belediye seçimlerinde kazananlar ‘’Ecolo’’ ile ‘’sol’’ parti oldu.Ertesi gün çıkan gazetelerde ve televizyon yorumlarında ‘’Ecolo ile PTB dalgası ‘’ diye verildi.Altı yıldır yerel yönetimlerin birikmiş sorunlar karşısında bir varlık gösterememeleri kendi sonlarını hazırladı.Değişen acil çözüm bekleyen,dünyadaki gelişmelerden bağımsız olmayan sorunlar karşısında politika üretemeyen iktidarları,kitleler seçimlerde al aşağı etti.Cezalandırdı.Aynı zamanda 2019 mayıs ayında yapılacak milletvekili seçimleri için Charles Michel iktidarına bir uyarı oldu.

Belçika,siyasi iktidarlar tarihi dünyada ender görülen ülkelerden biridir.2014 yılında iktidara seçimle gelen MR (Reformcu Hareket) Partisi başkanı aynı zamanda başbakan Charles Michel çoğunluğu sağlayamayınca zorunlu olarak Koalisyona gitti.Yine kendisi gibi sağcı,ırkçı,faşist partiler olan CD&V (Hristiyan Demokrat Liberaller) ve N-VA (Milliyetçi Yeni Flaman Partisi),Open VLD (Liberaller) ile hükümeti kurdu.4 Ay gibi uzun müzakerelerden sonra ancak kurulabildi.Yine aynı şekilde 2010 seçimlerinden sonra hükümet 540 gün geçmesine rağmen bir türlü kurulamamış,bunlara rağmen hiç bir sıkıntı yaşanmadan sistem işlemiş,kurumlar görevlerini olduğu gibi yerine getirmiş,hatta vatandaşlardan durumun farkında olmayanlar bile olmuştu.

Türkiye’nin ancak bir şehrinin nufusu olan 11 milyon kişinin yaşadığı Belçika’da,Türkiye’li göçmenler 250 bin civarındadır.8 milyon kişinin oy kullandığı yerel seçimlerde,Türk-Kürt-Ermeni adayların toplamı 120 kişidir.Bütün partilerden aşağı yukarı aday listelerinde yer alan Türkiyeli göçmenlerde en dikkat çeken durum Türk-islam-milliyetçi adayların Türk devleti destekli AKP taraftarı olmasıdır.Sağcı,solcu,ecolocu,liberal adaylar,partinin niteliğine,özüne bakmadan,hangi partiden olursa olsun aday olarak,Diyanet ve MİT desteğini arkasına alarak Türk Devleti çıkarları doğrultusunda buranın siyasal sistemine müdahale etmesidir.Nitekim bu konu günlük gaztelerde birçok defa yazıldı.

Yaşadığı ülkenin dil,tarih,kültür,sanat ve sosyal hayatı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan,Türkiye’ye dönük yaşayan Avrupa’nın insan hakları,basın ve düşünce özgürlüğü gibi değerlerle değil camii’le-rin mescitlerin inşası,başörtüsünün serbest bırakılması gibi sorunları buraya taşıyarak İslam-milliyetçi adayların ‘’mağduriyet’’ adı altında,propaganda malzemesi olarak kullanmaları,istisnasız bütün partilerde yer alan adayların ortak olan anlayışıdır.Milliyetçi-islamist AKP adaylarının ortak noktalarından en önemlisi Ermeni-Kürt düşmanlığında birleşmeleridir.Ermeni soykırımı,Kürt hak ve özgürlükleri tartışmalarında en bağnaz,en koyu faşist ve barbar olurken Türkiye’de AKP ‘nin en fanatik destekleyicileri olmalarıdır.Öyle ki en son 24 Haziran seçimlerinde Belçika’da oyların %67 ‘si bu kesim tarafından Erdoğan’a verilmiş olması boşuna değildir.

2018 Belediye başkanlığı seçimlerinde kuşkusuz sürpriz çıkış yakalayan Ecolo ile sol parti oldu.Artık yerküremizde ekolojik dengenin her geçen gün daha kötüye gidişine ‘’dur’’ diyecek siyasal partilere daha çok görev düşmektedir.Paris İklim Antlaşmasını ihlal eden,imzalamayan devletlerin durumu ortada iken,bilim insanlarının ‘’durum vahim’’,’’dünya daha kötüye gidecek’’ uyarılarına rağmen,hiç bir önlem almayan emperyalistler ile siyasi iktidarlar aşırı üretim ve kar politikalarından asla vazgeçmek istemiyorlar.Bu yüzden insanoğlu Hava kirliliği,nükleer tehlike,su ve sel baskınları,yangınlar,iklimlerin bozulması gibi sonunda binlerce insanın ölümü ile sonuçlanan vakalarla karşı karşıya kalmaktadır.Artık insanlar bu gidişata dur diyecek çareyi Ecolo’larda bulmuştur.Bu durum Kitlelerin hoşnutsuzluğu mesajı olarak algılanması gerekir.

PTB (Belçika İşçi Partisi) ML ideolojiyi kendisine rehber edinen,bu yüzden tanıdığımız klasik düzen partilerinden değildir.Bunun için her daim burjuvazinin dikkatini üzerine çekmiştir.Belçika burjuva-zisinin algı operasyonları ile karşı karşıya kalmaktadır.Kitlelerden soyutlamak için ‘’halen ML var mı?’’ ‘’ML’i canavar’’ gibi göstererek teşhir gayreti içerisindedir.Ama geleceğin Partisinin PTB olduğunu çok iyi bilmektedir.Gelişmeler yaşanan süreç bunu göstermektedir.Bu seçimlerde bütün belediyelerde sandalye sayısını gözle görülür derecede çoğaltmıştır.PS’in şimdiden zorunlu koalisyon ortağıdır.Bu yönde müzakereler ilerde kendini daha net gösterecektir.Bilgili,hatib yönleri ile dikkatleri üzerine çeken PTB başkanı Raoul Hedebouw’un Parti’de oyların yükselmesinde büyük rolü olmuştur.Her nasılsa psikopat olduğu iddia edilen bir Türk tarafından,üstelik 1 Mayıs gibi bir günde bıçaklı saldırıya uğrayarak yaralanması halen sorgulanmaya muhtaçtır.Verilmek istenen mesajın ne olduğu ileride muhakkak ortaya çıkacaktır.

PS (Parti sosyalist), yani sözde sosyalistler ülke çapında bütün belediyelerde halen çoğunluğu ellerinde bulundururken ciddi oy kaybına uğramıştır.Aşağı yukarı bütün belediyelerde hezimete uğrayan MR (Reformcu Hareket) ‘in yerini Ecolo ile PTB adayları alacaktır.Brüxelles bu şehirlerin başında gelmektedir.Mons’da PS ile adı özdeşleşmiş olan İtalyan asıllı Elio Di Rupo’nun aldığı oylar hayal kırıklığı yarattı.Bu yüzden Ecolo ile İşçi partisi zorunlu koalisyon ortakları olarak görünmektedir.

Türk cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her ülkede ,coğrafyada hedefleri arasında olan siyasal islamın yay-gınlaştırılması,iktidarlara sahip olması,olamazsa bile müdahalelerde bulunması artık herkes tarafından bilinen gerçeklerdir.Bunun için gayri resmi birrçok faaliyetleri gün yüzüne çıkmıştır.Saklı hiç bir şeyi kalmamıştır.Belçikada bu işleri sosyal medya,diyanet dolayısıyla camiiler ile siyasal partiler içerisine adaylarını sokarak müdahalelerde bulunmak başvurduğu yol ve yöntemlerdir.Bunların başında PS içerisinde Bruxelle bağlı sadece Türk’lerin yoğun olarak yaşadığı Saınt-Josse-ten-noode belediyesinde yeniden belediye başkanı seçilen Emir Kır gelmektedir.PS ‘in siyasal çizgisine ters düşmesine rağmen Partiden ihraç edilmeyen Kır,Ermeni ve Kürt düşmanı kimliği ile tanınmaktadır.PS oy kaygısıyla yaklaşmış,faşist bir kişinin Partide kalmasına göz yummuş,değerlerinden taviz vermiştir.

Aynı durum Moolenbek’te de yaşanmaktadır.Yirmi yıldan fazladır belediye başkanlığını elinde bulunduran PS’in koalisyon ortağı bu sefer PTB olmuştur.PS senelerdir oy kaygısıyla hareket edince Fas’dan gelen teröristlere göz yummuş,Moolenbek terör yuvasının merkezi haline gelmiştir.İşid’in Avrupa örgütlenmesinin merkezini oluşturan Moolenbek siyasal islamcıların sığınma yeri olurken PS durumu görememiş ,tehlikenin boyutları Avrupa’nın diğer ülkelerine sıçramıştır.Fas’lı Moolenbek’li teröristlerin eylemlerine bakacak olursak Afganistan’da gazeteci kılığında Kumandan Mesut’un öldürülmesi,İspanya’da metroda bombanın patlatılması,Bruxellede sinagoga yapılan saldırı en son doruk noktasına varan Charlıe Hebdo ile Paris’de yüzlerce günahsız insanların öldürülmesinin siyasi sorumluları halen hesap vermemişlerdir.

Sosyal Medya alanında troller Türkiye sınırlarını da aşarak Belçika’da ‘’Ak Parti Belçika’’ adlı Facebook sayfası oluşturarak Gent Belediye başkanlığına aday olan aynı zamanda Fırsat Eşitliğinden sorumlu devlet bakanı Zuhal Demir’i hedef tahtasına koyarak teşhir etti.Bizzat Erdoğan’ın AKP taraftarlarına yaptığı çağrıda ‘’Irkçı-islam düşmanı Zühal demir’e oy vermeyin ‘’ diyerek bir başka ülkedeki seçimlere müdahalede bulundu.Bunlar yetmiyormuş gibi AKP taraftarları seçimlere yeni partiler kurarak girdiler.Ama sonuçları hüsranla bitti.Her türlü engellemelere rağmen Zuhal Demir 2012’de aldığı oylardan %9,4 den fazlasını alarak,oylarını %27,6 ‘ya yükseltmiştir.Aldığı oylar ile Türk devleti destekli AKP taraftarlarının oyununu bozmuştur.

Son aylarda Türkiye ile Belçika’da yaşanan seçim atmosferinde aralarında dağlar kadar fark olduğu gözle görünen gerçekler arasındadır.Belçika burjuvazisinde kazanma ile kaybetme kültürü,kaybedince istifa etme,şeffaf olma,adil seçim anlayışı her daim var olmuştur.Ama görgüsüz,cahil,Türk burjuvazi-si henüz bu değerlerden çok uzaktır.Hatırlanacak olursa 24 Haziran seçim sonuçları bir hafta önceden televizyonda nasıl hile yapılacağının provası yapılarak yayınlanmıştı.Sahte ve fazla oy kullanmak için seçmen sayılarının iki katı pusula basılmıştı.Bu sayede yapılan hileli seçimlerden AKP galip gelmişti.Artık yapılacak seçimlerde seçimlerin güvenirliği kalmamıştır.

Batı Avrupa’da yaşayan göçmen emekçilerin önünde önemli görevler bulunmaktadır.Türk devleti destekli MİT organizasyonları,diyanet camii örgütlenmeleri şeklinde kendini gösteren faşist yapılanmalara karşı ilerici,aydın,sosyal demokrat,demokrasi ve insan hakları savunucuları herkesin ayrılıklarımızı,farklılıklarımızı bir kenara bırakarak birleşik örgütlenme ve güçlü adaylar etrafında kenetlenme zamanıdır.Bu aynı zamanda Türkiye’de sürmekte olan islamcı-faşist rejime karşı mücadele eden emekçi halka karşı sorumluluklarımız ve görevlerimiz arasındadır...

 

26314

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Son Haberler

Sayfalar

Agop Ekmekciyan

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Sayfalar