Salı Nisan 30, 2024

Yaralı Gövdeyle Yaşama Tutunmak

Yaşam binbir zorluklarla,iniş-çıkışlarla doludur. Mutluluk ve mutsuzluk'da öyle birşey. Yaşamda yanlızca mutluluk yoktur, aynı zamanda yaşamımızda yanlızca mutsuzluk denen bir kader'de yoktur. İnsanların yaşamını belirleyen içerisinde yaşadıkları toplumsal ilişkiler ve olaylardır. Bu sosyal , siyasal,kültürel ve toplumsal olaylar etkiler yaratır insan yaşamında. Hatta insanın sosyal yaşamında belirleyci rol oynar. Doğada diğer canlılarda doğanın birçok olayında,değişiminde, altüst oluşunda ciddi şekillerde etkilenirler. Çok zaman yaşanan bu doğa olayları birçok canlının yaşamına son verirken , doğada yeniden bir dengeleme ortaya çıkar. Denizlerin taşması,şimşeklerin çakması,fırtına,,sel,tipi-boran,zelzele ,gökyüzünde kara bulutların ağırlığı, yağmur, kâr, dolu'yla gelen felaketler, dalga kıranlar bütün canlıların yaşamını altüst eder ve yaşama umutsuzluk taşır. Fırtına, yıkım, felaket durulduğunda hayatta kalanların yeniden yaşama tutunması kadar doğal birşey yoktur. Yenigün doğumunda herşey yeni şeylere , yeni düzenlemelere,yeniden kendini yaşama motive etmeye gebedir. Bu doğa da olduğu gibi , toplumlarda,toplumları oluşturan sınıflar içinde geçerlidir. Daha ötesi sınıfları temsil eden siyasal yapılanmalarda ve partilerde de geçerlilik taşır.

Büyük arbedeler yaşayan Çınar ağaçının dalları kırılmış olabilir. Hatta, tam gövdesinin orta yerinde ağır hasar,darbe yemiş olabilir. Bazan esen fırtılalar , tipi boran ve falaketler gevdede açılan yaranın iyileşmesine engel çıkarabilir . Eğer ki gövdenin kökleri derinde ve sağlamsa dıştan gelen tufana dayanıklıdır , korkmaya , çekinmeye gerek yoktur .Dıştan gelecek zararlı haşereleri bertaraf etmeyi , gardını ona uygun alarak yaşam savaşında galip gelmeyi uzun vade' de önüne kor,bunun mücadelesini yürütür .

Çok büyük sosyal,toplumsal,siyasal arbedelerin yaşanmışlık deneyimi onu yaşama daha sıkı sarılması gerektiğini emreder. Yaşama tutunan Çınar kök saldığı toprağın derinliklerinde kendi yaralarını pansuman etmeyi bilir,yaraların tedavisini esas alır.Tahrip olan bedeninde ki organları yeniler,daha iyi hale getirir. Yeniden kendini gözden geçirir,eski hatalardan, tedbirsizliklerden arınma amacıyla yol,yöntem,üslup'da değişikliklere gider. Gövdesini dallarından ayrı tutmaz,zayıflayan, kırılan dallarını yeniden filizlenmesi, yaprak salması için bütünleştirir. Damarlarını topraktan aldığı suyla güçlendirir. Oksijenden aldığı güçle vücutta oluşan yaraları kankırana çevirmeden tedaviye , yarayı sarmaya yeniden dallarının gövdeyle bütünleşmesini sağlar. Bunda kararlı,azimli uzun süreli iknayı esas alır. Yeniden gelebilecek fırtına,deprem,tufan vb.ne karşı kendi dallarını gövdesinde koruma altına alarak derlenip taparlanmak kökünü daha derinlere salarak direncin gelişmesini,yeni tohumlar toprağa salmayı hedefler...

Hele'ki, içerisinde bulunduğu özgüllüğü,bu özgüllüğün getirisini götürüsünü iyi değerlendirir. Gelebilecek dış saldırıları birinci derecede bertaraf etmeyi esas alır. Gövdemizde aldığımız yara bereleri tedaviye ağırlık verir. İçten zayıflayan bünyeyi yeniden onarmaya,yaraları doğru merhemle tedavi etmeyi esas almalıdır. Bir tek dalının dahi zarar görmesini istemez. Dallar eğribüğrü olabilir,yaprakları bakteri kapabilir,hastalık kapabilir ,ama ana gövde dallarını korur. Dışarıdan gelebilecek saldırıya karşı durmayı,kendini yenilemeyi,gövdesinde oluşan tahribatları onarmayı esas alır.

Burda iki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor.Darbe alan gövde de oluşan yaranın tedavisini doğru teşhis ederek ve yaraların dıştan gelebilecek bakteriye karşı koruması için doğru ilaç kullanmak gerekiyor.Aksi halde,gövdesi yaralı Çınarın iyileşmesini sağlamak bir yana onu azdırır,tedavisi mümkün olmaz hale gelir. Çınarın tüm gövdesi kangırana dönüşür ki bütün gövdenin dallarıyla birlikte çürümesine,kurtlanmasına , kurumasına yaşama son vermesine yol açar böylece.

İkinci önemli nokta şu; Gövde sağlamdır,bazı dallarda hastalıklar çıkabilir,kurumalar olabilir. Çınarın gövdesi yaralı olmasına karşın,kökte tahribat yoktur,ortaya çıkan ki,bu hastalıklar,eğilmeler,şiddetli rüzgarda kırılmalar olacaktır,çınar bu deneyime sahiptir,daha dikkatli davranarak dallarının düzgün hal almasını sabırla rüzgara,kuş'a,kurt'a kuş'a karşı koruyarak düzeltir,yeniden şekillendirir. Onu kendinden ayrı görmez,görülmesinede asla müsade etmez. Öz evlet,üvey evlat Çınarın kökünde yoktur. Çınar toprağa saldığı kökleriyle derinliklerde yeniden hayat veren , gövdenin gelişip güçlenmesinde sürekli yenilikler yaratır, var olanla yetinmez. Çınar gövdesi yeni dal budak salan olgunlaşan dalların, diğer yeni dallara gebeliğini bilinçli,sağlıklı tamamlamasını esas alır. Birlikte yaşama tutunmayı,bazı huysuz,haşarı,kendine dikkat etmeyen dallara deneyimlerinden hareketle yanlışlarından kurtulmayı öğretir. Kendi yanlışları varsa,dış saldırılara karşı korunması iyi değilse bunları gören dalların duyarlılığını,ön sezisini kabül eder.Aynı oksijenden hayat veriyorsa, kökler aynı damarları besliyorsa ee o zaman kemküm etmeye gerek yoktur. Yaralı gövdenin iyileşmesini sağlamak bütünün görevidir. Dallarımızı kırıp dökmek kolay,ama dalların yeniden gövdeyle bütünleşmesi zor ve sabır sebat isteyen bir özveridir. Bunu esas almalı,gevde'yle dalların birkikte yaşama daha sağlam tutunmasını sağlamalıyız. Çınar kök saldığı sürece gövdesini güçlendirebilir,dallarını dört bir yanında salabilir, evrende asırlık Çınarlar durmaksızın yeniden kök salmayı sürdürebilir...

Yukarıda gövdesi yaralı Çınar'ın hertürlü zorluğa karşın,yaşama tutunma direncini herkes iyi okumalı. Kökün gövdeden, gövdenin kökten,gövdenin dallarından,dalların gövdeden kopmasına asla müsade edilmemelidir. Artık Çınarın yaralarını sarması esas alınmalı,bütün egolar ,"benler"vb.yok sayılmalıdır. Objektif koşullar bütünlüğü , birliği koruyarak sınıf mücadelesinin denizine atılmayı esas görev olarak bize emrediyor. Diğeri teferruat'tır. Hepimiz kendimize gelelim. Biz yeter demeliyiz,gereksiz tartışmaların,sürtüşmelerin bize bir yarar getirmediğini bilmeli, bilince çıkarmalıyız.Yaralı gövdenin kendini tazeleyerek yaşama tutunması gibi, bizde geleneği gözümüz gibi korumalı,sınıf mücadelesi içerisinde yaraları sarmalıyız. Güçlenerek çıkmalı,geleceğe ışık olmalıyız. 

43838

Yaralı Gövdeyle Yaşama Tutunmak

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Sayfalar