Pazartesi Nisan 29, 2024

TKP/ML Örgütlenme Komitesi;“Partimizin Seçkin Üyesi, Tikko Rojava Komutanı Nubar Ozanyan (Fermun Çırak) Yoldaş Ölümsüzdür! Onun Mücadele Azmi Ve Kararlılığı Daima Yolumuzu Aydınlatacaktır!”

Bütün yaşamını partimizin gelişip güçlenmesi ve Demokratik Halk Devrimini gerçekleştirmeye adayan Nubar Ozanyan yoldaşı kaybetmenin acısı içindeyiz. 14 Ağustos 2017 tarihi, hüzün ve kahramanlığın günü olarak hep anılacaktır.

Nubar yoldaş, partimizin değerli bir üyesi ve Rojava'daki TİKKO birliğinin komutanlarındandı. Parti içinde kullandığı Orhan (Armenak Bakırcıyan) ismini ise, partimiz kadrolarından Orhan yoldaştan almıştı ve yoldaşımızın anısını savaş cephesinde de yaşatarak silah elde toprağa düştü.

Nubar Ozanyan, 1956 yılında Yozgat'ta yoksul bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta annesini kaybetti. Yoksul Ermeni çocukların okutulduğu Karagözyan İlkokulunu bitirdikten sonra, Tıbrevank'da geçirdiği gençlik yıllarında Armenak Bakırcıyan yoldaşla tanıştı.

Armenak yoldaşın kendisini devrimci fikirlerle tanıştırması ve ardından ilişki kurduğu Partimiz TKP/ML ile tanıştığından bu yana örgütlü mücadelesini kesintisiz sürdürdü.

12 Eylül 1980 Askeri Faşist Cuntasının işbaşına gelmesini takip eden süreçte yurtdışına çıktı.

O, Fransa'da bulunduğu müddetçe, partimizin bölge faaliyeti içinde yer almış, Fransa parti faaliyetimizin gelişip güçlenmesine büyük değerler katmış ve mütevazi yaşamıyla daima örnek bir devrimci olarak, yoldaşlarının örnek aldığı bir devrimci olmuştur.

Nubar yoldaş, partimizin 1990 yılında Filistin'deki Askeri Eğitim Kampı açıldığında partiye başvurarak gönüllü aday olduğunu bildirmiş, bu talebinin kabul edilmesinin ardından Ortadoğu'ya geçmiştir.

Filistin eğitim kamplarında ciddi bir eğitim aldı ve bu yönlü yeteneklerinin de payıyla nitelikli bir gelişme kaydetmesiyle partimize büyük değerler kattı. O, sadece askeri yönüyle değil, siyasal olarak da kendisini sürekli geliştirdi.

Marksist-Leninist-Maoist eğitime önem veren bir yoldaş olarak kazandığı yetenek ve birikimiyle partinin önemli bir kadrosu oldu.

O, parti üyeliğini bir ayrıcalık olarak görenlerden değil, proleter bir çizgi ve dava insanı olarak kavrayanlardandı.

1991-92'de Beka'daki eğitim kampını tamamladıktan sonra, Dersim veya Karadeniz'de gerillada görev almak istiyordu. Coşkulu, azimli ve gözleri pırıl pırıldı. Ağır yeraltı koşulları, sokak infazları ve kayıpların yaygın olduğu bir dönemde, o korkusuzca partinin en zor faaliyetlerini üstlenmek istiyordu.

Partinin onu başka bir alanda görevlendirmesine itiraz etmeden görev aldığı bölgelerin koşullarını değerlendirmiş, Partiye muazzam olanaklar sağlamıştı.

İradesi dışında kimi “kazalar” sonucu partinin olanakları ciddi bir aksaklık ve kesintiye uğrasa da yarattığı olanaklarla, ülkede savaş alanlarına askeri ve teknik araçları ulaştırmasıyla büyük değerler kattı.

Nubar yoldaş, bulunduğu görev alanında kaldığı süre içinde sadece bazı imkan ve olanaklar yaratmakla kalmadı. Gittiği ülkede bildiği dili daha da geliştirdi. Rusça'yı çeviri yapacak kadar iyi öğrendi. Zaman buldukça kütüphanelerden çıkmaz oldu. Rusça eserlerin özellikle Türkiye ve Kürdistan'ın güncel ihtiyaçlarına ışık tutacak, komünist ve devrimci hareketin tecrübe ve gelişim sağlamasına hizmet edecek eserleri Türkçe'ye çevirme işleriyle de uğraştı.

“Kafkasların Lenin'i Stepan Şahumyan”, “G.K. Orjonikidze ve Ermenistan'da Sovyet İktidarının Kuruluşu” adlı kitapları çevirip Türkçe'de basımını sağladı, henüz basılmamış 2 ciltlik bir başka kitabı çevirmede önemli rol oynadı. Bazı parti belgelerini Rusça'ya çevirdi. Yaşamını yitirmeden önce Kaypakkaya'nın Seçme Eserlerini Ermenice'ye çeviriyordu, ancak ömrü buna yetmedi.

Okumaya, araştırmaya ve çeviri yapmaya büyük bir isteği olan Nubar yoldaşın en büyük özlemlerinden biri de, kazandığı askeri tecrübe ve birikimini kitaplaştırma arzusuydu. O tam bir görev insanıydı.

Görev verilip de yerine getirmediği hiçbir görev olmamıştır.

Nubar yoldaş, partimiz 2013'te yeniden Ortadoğu'da askeri kamp açma kararı aldığında yine en önde gönüllü olarak katılmak istediğini bildiren ilkler içinde yer aldı. Partimiz, onun askeri ve politik yetkinliğini, tecrübe ve birikimini göz önüne alarak Ortadoğu Askeri Komutanlığı'na atadı.

Irak Kürdistanı'nda kaldığı süre içinde birçok yoldaşımızı askeri ve politik olarak eğitti. Değişen koşullar ve partimizin enternasyonal mücadelesinde ileri bir adım olan Rojava Devrimine katılma kararıyla 2015 tarihinde bir grup TİKKO gerillasıyla Suriye Kürdistanı'na (Rojava) geçerek devrimci mücadelesini burada sürdürdü.

Nubar yoldaş, savaş tecrübesi ve askeri birikimiyle TİKKO savaşçılarının yanı sıra, Rojava Devrimine katılan onlarca enternasyonal savaşçının da eğitimini sağladı, katkıda bulundu.

Nubar yoldaş sadece savaşçıları eğiten bir komutan olarak kalmadı, o, Rojava-Siluk'ta DAİŞ çetelerine karşı yapılan hamlede, onlarca DAİŞ çetesinin saf dışı edilmesinde gösterdiği üstün başarı ile de hep hatırlanacaktır.

O, sadece parti savaşçılarımız için de değil, Rojava'da savaşan tüm savaşçıların tanıdığı, sevdiği ve örnek aldığı büyük bir komutandı.

Nubar yoldaş, Partimizin özellikle 2 yılı aşkın bir süredir yaşadığı sorunların çözümü konusunda en çok sorumluluk hisseden yoldaşlardan biriydi.

O tam da yaşamında somutladığı gibi bürokratizme, dogmatizme ve tasfiyeciliğe karşı amansız bir mücadelenin doğru tarafı olarak mücadelesini sürdürdü. Nitekim, salt sloganlarla, büyük laflarla, programatik görüşlerin günde beş vakit lafzını etmekle devrimin bırakalım gerçekleştirilebilmesini, savunusunun dahi yapılamayacağını pratiğiyle ortaya koymuş bir yoldaş olarak bizlere önemli bir değer ve miras bıraktı.

O, özüyle sözüyle bir olanlardandı. O, gerçek bir Kaypakkaya takipçisiydi. Halk Savaşına olan inancı onun devrimci yaşamının en önemli yanlarından biriydi.

Nubar yoldaş partinin gelişip güçlenmesinin savaşın doğrudan içinde olacağına olan inancını şehit düşene kadar savundu ve bu uğurda da kendisini feda etmekten çekinmedi.

Partimiz, kurulduğu tarihten bugüne enternasyonal bir ruhla hareket etti. Enternasyonal dayanışmaya önem verdi. Anti-emperyalist mücadelenin sadece ülkemizde değil, dünyanın neresinde olursa olsun aynı içerikte olduğunu savundu.

Savunduğu bu görüşüne bağlı kalarak, gösterdiği pratik tutumuyla kardeş ve dost partilerle geliştirdiği ilişkilerle örnek bir tutum sergiledi.

Partimiz 2014 yılından bu yana, gücü oranında Ortadoğu coğrafyasında üstlendiği sorumlulukla devrimci parti ve örgütlerle geliştirdiği dostane ilişkiler ve yer aldığı eylem birliklerinde emperyalizme ve gericiliğe karşı verdiği savaşı bundan böyle de gücü oranında vermeye devam edecektir.

Bugün enternasyonal dayanışmanın pratik olarak en ileri mevzisi Rojava'dır. Suriye iç savaşında, çelişkileri iyi değerlendiren Kürt Ulusal Hareketinin, Rojava'da gerçekleştirmekte oldukları devrimle Rojava'da elde ettikleri statü sonrası, tüm gerici güçler Rojava'nın düşmesi için saldırdılar.

Türk devletinin IŞİD, El-Nusra, ÖSO gibi gerici güçleri kullanarak, Rojava'nın düşmesi için yaptığı saldırılarda, Kürtlerin yanında yer alan uluslararası devrimci güçler, Rojava'da gösterdikleri enternasyonal dayanışmayla gerici güçleri püskürtmede katkıda bulunarak Rojava devrimini korudular.

Rojava'daki enternasyonal dayanışma daha ileri boyutta, içinde partimizin de yer aldığı enternasyonal taburlarla Suriye Kürdistanı'nın özgürleşmesi mücadelesi son aşamasına doğru ilerlemektedir.

Savaşla birlikte yakılıp yıkılan Rojava, enternasyonal bir dayanışmayla yeniden inşa edilmektedir.

İspanya iç savaşında, Vietnam ve Filistin'de gösterilen enternasyonal dayanışmayla, emperyalistlere, işgalci güçlere ve faşist iktidarlara karşı verilen ortak mücadele, bugün Rojava'da yaşam bulmaktadır.

İvana Hoffmann, John Gallagher, Ashley Johnson, Konstandinos Erik Scurfield, Emir Qubadi, Michael İsrael, David Taylor, Nikolas Wardin, Suphi Nejat Ağırnaslı, Ayşe Deniz Karacagil, Alper Çakas, Rıfat Horoz, Ulaş Bayraktaroğlu ve onlarca enternasyonalist savaşçıyla birlikte, Kürt savaşçılar; Aras Şeho, Rukiye Eskin, Reşit Bulut, Meryem Mihemed ve daha yüzlerce şehidin yanına ismini yazdıran Nubar yoldaşın hayatını feda ederek kattığı değer, Rojava Devriminin örülen bir tuğla taşı olmuştur. Kürt ulusu, kadim bir ulusun, Ermeni halkının bu yiğit evladını hiçbir zaman unutmayacaktır.

 

Paris'in Fakir'i, Ermenistan'ın Nubar'ı, Rojava'nın Orhan'ı Ozanyan yoldaş ölümsüzdür!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı!

 

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ

16 Ağustos 2017

41293

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Sayfalar