Cuma Mayıs 3, 2024

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ:Kuruluşunun 40. Yılında PKK'yı ve Kürt Özgürlük Mücadelesini Selamlıyoruz!

27 Kasım 1978’de Lice’nin Fis köyünde kurulan Kürt Özgürlük Mücadelesinin öncü gücü Kürdistan İşçi Partisi'nin 40. mücadele yılını kutluyor, özgür bir Kürdistan kurma mücadelesinde toprağa düşen tüm PKK şehitlerinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

1923 yılında içlerinde Türk hakim sınıflarının da yer aldığı bir antlaşmayla emperyalistlerin gözetimi ve denetiminde 4 ayrı parçaya bölünen Kürdistan topraklarının bir bölümü Türk devletine verildi. Türk devletinin ilhak ettiği Türkiye Kürdistanı'nda, Türk hakim sınıfları yeni kurdukları faşist TC devletiyle başından itibaren Kürtleri yok sayarak, başta Kürt ulusu olmak üzere tüm ulus ve azınlıkları Türkleştirmek için özel politikalar geliştirdiler. Faşizmle malul yeni Türkiye Cumhuriyeti, kendi hakları ve bağımsızlıkları için ayağa kalkan mazlum Kürt ulusuna karşı tam bir imha ve inkar politikası uyguladı. Türk devletinin kuruluşundan üç yıl sonra 1925'deki ilk Kürt isyanı kanlı bir şekilde bastırıldı. Kürtler yerlerinden edildi. Binlerce Kürt köylüsü kendi yurtlarından başka alanlara sürgün edildi. Dilleri ve kültürleri yasaklandı. Kürt oldukları için gittikleri yerlerde horlandılar, iş verilmedi, yoksulluk içinde bir hayat sürdürmek zorunda kaldılar. Bunu diğer katliamlar, baskı ve asimilasyon politikaları takip etti.

PKK'nin 1978 yılındaki kuruluşu ise, takip eden ve artık geriye dönülmesi mümkün olmayan özgürlük mücadelesiyle faşist Türk devletine vurduğu darbelerle devleti defalarca ayağına getirerek masaya oturtmuştur.

PKK, 1984 yılında ilk kurşun olarak tarihe geçen Eruh baskınıyla, hem 1980 Askeri Faşist Cuntasının “ezdik, bitirdik” söylemini boşa çıkartmış, hem de Kürt özgülük mücadelesinin yok edilemediği, Kürtlerin bağımsız bir Kürdistan kurana kadar mücadelelerini devem ettireceklerini namlunun ucundan verdikleri mesajla tüm dünyaya duyurmuştur.

40 yıldır kesintisiz bir şeklide devam eden Kürt Özgürlük Mücadelesi kararlı ve onurlu duruşuyla mücadelesine devam ediyor. Türk devleti ise, 29. kez karşılaştıkları bu isyan hareketinin başlarına neler açacağını bildiği için, en baştan ezmek ve yok etmek için tüm gücüyle yönelttiği saldırılarına “müzakere dönemleri” de dahil bugüne kadar hiç ara vermedi.

Özellikle 1980 Askeri Faşist Cunta sonrası Diyarbakır Hapishanesinde uygulanan insanlık dışı uygulamalarla isyan, esaret koşullarında ezilerek bitirilmek istenen PKK, tüm bu baskı ve yok etmelere karşı direndi, toparlandı, kuruluşunun üzerinden birkaç yıl geçmesine karşın, geride bıraktığı mücadele deneylerinden çıkardığı derslerle önemli hamleler yaptı.

PKK, başlattığı özgürlük mücadelesiyle ulusal güçlerin büyük bir kesimini saflarında örgütlemesini bilmiş, özellikle Kürt kadın ve gençlerini savaşın içinde özgürleştirmenin önemli adımlarını atmıştır. Nitekim kadın mücadelesinin, Kürt özgürlük mücadelesinin temelinde gördüğü işlevle, Türkiye Kürdistanı'nda feodal-ataerkil yapıda ciddi çözülmeler yaşanmıştır. Ulusal mücadelede feodal yapıyı ve değer yargılarını paramparça eden en başta Kürt kadını olmuştur. Kitlesel olarak savaşta yerini alan Kürt kadını bugün Rojava'da gerçekleştirdiği devrimle coğrafyanın en ileri mevzisini oluşturmaktadır.

Partimiz, kuruluşundan itibaren çok uluslu ülkemizde Kürt ulusu üzerindeki baskıları görerek, Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkını kayıtsız-şartsız savunarak, Kürt ulusal mücadelesinin yanında olmuş, desteklemiş ve her fırsatta yakın durarak ortak platformlarda yer alarak birlikte mücadele etmiştir. 1980 Askeri Faşist Cuntası döneminde Diyarbakır Hapishanesinde birlikte örülen direniş, Dersim'de savaşçılarımızın birbirlerine karışan kanları ile gelişen yakınlık ve dostluk, bugün her iki partinin yollarını bir kez de Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde birleştirmiştir.

HBDH'nin sadece bir eylem birliği/ittifak olmanın da ötesinde bir anlamı vardır. HBDH aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketinin ulusal demokratik mücadelesinin pratik olarak desteklenmesi olarak da kavranmalı ve görülmelidir. AKP'nin topyekun bir saldırı ile ezmek istediği tüm toplumsal güçlerinin bu saldırları püskürtmek ve faşizme karşı mücadelede HBDH'nin önemi ve gerekliliği her geçen gün kendisini daha da hissettirmektedir.

Partimiz, PKK'nın 40. mücadele yılında, her alanda Kürt Özgürlük Mücadelesin yanında olduğunu bir kez daha ilan eder.

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı!

Yaşasın Kürt Ulusunun Ulusal Özgürlük Mücadelesi!

Kahrolsun Faşist Türk Devleti!

Bütün Ülkelerin İşçileri Ve Ezilen Halkları Birleşin!

27 Kasım 2017

TKP/ML ÖRGÜTLENME KOMİTESİ 

44134

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar