Cuma Mayıs 17, 2024

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderleri Ulaş Bayraktaroğlu'nun IŞİD'e karşı yapılan Rakka hamlesinde 10 Mayıs 2017 tarihinde şehit düştüğünü öğrenmiş bulunuyoruz. Partimiz TKP/ML, bu büyük devrimciyi kaybetmenin üzüntüsü içindedir. Partimiz, yoldaşları ve ailesine başsağlı dilemektedir.

Ulaş Bayraktaroğlu, ömrü devrimci mücadele içinde geçen, mütevazi kişiliği ve kararlılığla, büyük küçük demeden aldığı sorumluluklarla partisi saflarında önder bir kadro olarak genç devrimciler için hep örnek oldu. Gezi direnişinin ülkeyi sarıp sarmaladığı, ayaklanmayla faşist diktatörlüğün yaşadığı korkuyla acımasızca saldırdığı günlerde, üstlendiği devrimci sorumlulukla görevlerini başarıyla yerine getiren Ulaş Bayraktaroğlu, ülkedeyken, kazandığı tecrübeleriyle Ortadoğu'ya geçerek burada da aktif görevler üstlendi. Onun tek sloganı ''kazanma ve başarı'' üzerine olmuştur. Korkusuz bir devrimci olarak, partisi, Devrimci Komünarlar Partisi'nin de içinde yer aldığı Birleşik Özgürlük Güçleri'nin komutanlığı teklif edildiğinde bu görevi tereddütsüz bir şekilde kabul ederek sorumluk üstlendi. Başarılı bir devrimci komutan olarak IŞİD'e karşı verilen mücadelede IŞİD'in korkulu rüyası oldu. Sayısız eylemde IŞİD çetelerine büyük kayıplar verdiren Ulaş Bayrakoğlu, en son katıldığı Rakka hamlesinde şehit düştü.

Ortadoğu coğrafyası çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerden biri durumundadır. Bu bölgenin yer altı ve yer üstü zenginlikleri her zaman emperyalistlerin iştahını kabartmıştır. Son 100 yıldır defalarca paylaşıma maruz kalan Ortadoğu ülkelerinde yaşayan halklar hep ezilip katliama uğradılar. Araplar, Kürler, Ezidiler, Türkmenler en fazla ezilen halklar oldu. 2003 yılında Irak'ın işgaliyle yerle bir olan bu ülkede emperyalistler hakimiyetlerini kurduktan sonra, en zayıf halkadan başlayarak hakimiyet alanlarını genişletmek için yeni planlar yaptılar. Yakın bir dönem önce birçok ülkede meydana gelen 'Arap Baharı' olarak isimlendirilen ve süreç içinde emperyalistlerin denetimine giren ayaklanmaların bir devamı olarak Suriye iç savaşının çıkmasıyla, sonrasında değişen dengelerle emperyalist güçlerin müdahil olarak işgal ettikleri Suriye'de, Kürtlerin çelişkileri iyi değerlendirerek Rojova'da gerçekleşen devrim, doğallığında dikkatleri de üzerine çekti.

Türk devleti, Kürt düşmanlığının bir devamı olarak Rojova'yı hedefine koyarak burada kazılan statüyü ezmek ve kendi denetimindeki gerici güçleri buraya yerleştirerek Kürt Özgürlük Mücadelesinin önünü kesmek istediyse de başarılı olamadı. Nisan ayı içinde Türk savaş uçaklarıyla bombalanan Rojova'da Kürt Özgürlük Güçleri ve devrimci dostları Türk devletinin olası bir kara harekatında karşı koyacaklarını ilan ettiler.

Bilinmelidir ki, anti-emperyalist mücadele ve gerçek bir enternasyonalist dayanışma her zaman devrimcilerin omuzlarında yükselmiştir. Ortadoğu'ya üşüşen emperyalistlerin pazar paylaşımında ayaklar altında ezilmek istenen halklarla dayanışmak için bu coğrafyada bulunan devrimci partiler ve partimiz TKP/ML savaşçıları bedeller ödeyerek enternasyonalist görevlerini yerine getirmeye devam ediyorlar. Suphi Nejat Ağırnaslı, Halil Aksakal, Sevda Çağdaş, Muhammet Arslan, Alper Çakas, Mahir arpaçay, Sibel Bulut ve ismini sayamadığımız onlarca şehidin kanlarıyla sulanan Ortadoğu coğrafyası tam ve gerçek bir özgürlüğe kavuşana dek devrimciler bu coğrafyada savaşmaya devam edip, enternasyonal görevlerini yerine getirmeye devam edeceklerdir.

ULAŞ BAYRAKTAROĞLU ÖLÜMSÜZDÜR!

YAŞASIN ULUSLARIN KENDİ KADERLERİNİ TAYİN HAKKI!

YAŞASIN ERNERNASYONAL DAYANIŞMA VE SAVAŞIMIZ!

TKP/ML Enternasyonal Büro

41187

Son Haberler

Sayfalar

TKP/ML Enternasyonal Büro: “Devrimci Komünarlar Partisi kurucu önderi Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür!”

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

Sayfalar