Cumartesi Haziran 1, 2024

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi;Ölümsüzlüğünün 2. yılında daha fazla savaş, daha fazla “Ozanyanlaş”

Partimiz TKP-ML’nin üyesi, ordumuz TİKKO’nun Rojava Komutanı Nubar Ozanyan yoldaşı ölümsüzlüğünün ikinci yılında ideallerine ve savaş kararlılığına bağlı kalacağımız sözümüzü yineleyerek anıyoruz.

Nubar yoldaş yaklaşık yarım asrını Partiye ve devrime adamış bir komünist olarak nerede zulüm varsa orada konumlanmış, Partimiz nerede ihtiyaç duyduysa hiç tereddütsüz en önde orada yer almıştır. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını çok iyi kavramış bir yoldaş olarak Filistin kamplarından Ermenistan’a, Avrupa’ya, Dersim’e oradan Irak Kürdistanı’na Rojava’ya uzanan bir devrim köprüsü olmuştur. Ait olduğu Ermeni milliyetinin fedai geleneğinin çağdaş devamcısı olmuş, komünizmin örnek kişiliğini kendisinde yaşatmıştır.

Onda bahane ve gerekçe yoktur, “yapamam” sözcüğü yoktur. Her zaman önünde duran tüm engelleri aşarak, “nasıl yapabilirim”in arayış ve çabası içerisinde olmuştur. İleri yaşına rağmen hiçbir dışsal nedeni kendisine engel yapmadan dağın zorlu yaşamını en iyi yaşayan ve dokunduğu herkeste derin izler bırakan bir devrimci olmuştur.

Yine Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan halkların eşit ve özgürce yaşayabilecekleri, bu olanakların yaratıldığı devrimin topraklarına Rojava’ya giderek, DAİŞ çeteleriyle girilen çatışmalarda kahramanca savaşmış, gösterdiği direnişle onlarca genç yoldaşın yüreğinde büyük bir yer açmıştır.

Partimiz TKP-ML, gerçekleştirdiği 1. Kongresini Nubar Ozanyan yoldaşa atfederek, “Ozanyanlaşmak” şiarını öne çıkarmış, tüm militan ve kadrolarımıza komünist bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini ve yaşadığımızın zorlu süreçleri nasıl aşacağımızı göstermiştir.

Nubar Ozanyan yoldaş, Partimizin içerisinden çıkan darbeci tasfiyeciliğe karşı en başından itibaren en kararlı tavrı almıştır. Özellikle Rojava Devrimi’ne yönelik her türden sosyal şoven anlayışlara karşı devrimciliğe sınır konulamayacağı anlayışıyla Rojava halkının yanında yer almış ve savaşmıştır.

Faşist AKP iktidarı başta işçiler, emekçiler, kadınlar, LBGTİ+’lar, Kürtler ve her kesimden ezilenlere yönelik terörünü sürdürmekte, yaşadığı ekonomik ve siyasi krizi aşmanın bir yolu olarak “terörle mücadele” yalanı üzerinden kendisini yaşatmaya çalışmaktadır. Irak Kürdistanı’na yönelik işgal operasyonları sürerken, Rojava’ya yönelik işgal tehditleri de devam etmektedir. Bugün her zamankinden daha fazla savaşmaya, daha fazla “Ozanyanlaşma”ya ihtiyacımız vardır. Bugün yapamamanın gerekçelerinden, bahanelerimizden kurtulup, yapmaya çabalamaya ihtiyacımız vardır.

Türkiye Devrimci Hareketi’nden sayısız öncü önder komutanları şehit verdiğimiz, on binlerce şehidin kanıyla harç yapılmış, halkların büyük emek ve fedakarlığıyla yoğrulan Rojava Devrimi’ni her türlü saldırıya karşı korumak Nubar Ozanyan, Ulaş Bayraktaroğlu, Bayram Namaz gibi on binlerce özgürlük sevdalısı siperdaşımızın ve komutanımızın ideallerine sahip çıkmaktır. Faşist TC devletinin Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda emekçi halkımıza yönelik saldırılarına cevap olmalı, HBDH’yi büyüterek birleşik mücadeleyi ilerletmeli ve şehit yoldaşlarımızın ideallerini gerçekleştirmeliyiz.

Şan Olsun Ölümsüzlerimize, Şan Olsun Komutan Nubar Yoldaşa!

Partimizle Birlikte Daha Fazla Savaş, Daha Fazla “Ozanyanlaş”!

Şan Olsun Partimiz TKP-ML’ye, Önderimiz Kaypakkaya Yoldaşa!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, TİKKO, KKB, TMLGB!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi                                                        

14 Ağustos 2019

3598

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin

Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri

Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır.  Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”

Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!

Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.

Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Hesaplaşma mı? Kutlama mı?

Faşist TC devleti hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde, resmi ve sivil militarist güçleriyle başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi yok etmek ve devlet terörüyle susturmak için çalışmaya devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda TC’nin kuruluşunun da yüzüncü yıl dönümüdür.

TC, yüz yıl önce Osmanlı yıkıntıları üzerinde tekçi bir zihniyetle kuruldu. Ermeni soykırımında, diğer azınlık halkların yok edilip sindirilmesinde aktif rol alan ittihatçı birçok ırkçı kadro da kuruluş sürecinde rol aldı.

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Sayfalar