Cuma Mayıs 17, 2024

Sülyetler

Sokaktaki birey sizin için neyse kitle içerisindeki bireyde aynıdır.

Her şey değişir bazı insanlar değişmez derler.

Memleket değişir; insanlar yeni yeni iş alanlarına yönelir, aralarındaki iletişim değişir, farklılaşır ....

Ama bazı insanlar değişmez derler.

Onlar yıllar yüzyıllar geçse de aynı kalırlar.

Ellerine aldıkları, kendileriyle aynı huydaki dergilerle - gazetelerle veyahutta sanal alemlerle kendilerine yakın gördükleri insanlara, mahallelere... giderler.

Sistem; her sokağa, haneye girecek kadar başarı göstermiş olsa da...

Onlar hala eski insanlardır.

Sistemin yaygarlarının yükseldiği evlerin önünde geçer, kendilerine yakın gördükleri insanların yanına giderlerken sistemin manipülasyonlarının her yere girebildiğini de düşünmezler.

Başlarını kaldırıp insanlara da bakmazlarki insanların ne kadar manipülasyonlara maruz kaldığını göreler.

Başlarını kaldırıp insanlara da neden baksınlar ki?

Veyahutta neden insanlarla bire bir ilişkiye geçip manipülasyonlara maruz kalmış insanlarla uğraşsınlar ki?

Sonuçta...

Her şeyi değiştirecek olan...

Mahalleler,  fabrikalar, kitleler...  değil mi?

Ve önemli olanda onlara yön verebilmek, yön verilebilecek insanların yetiştirilmesi değil mi?

Eee... öyle ise manipülasyonlara maruz kalmış mahallelerle, şehirlerle, insanlarla uğraşmaya; karşı karşıya gelmeye gerek var mı?

Sokağa dökülmüş mahallelerin, şehirlerin, insanların bam teline dokunmayı becerebilin yeter.

 O an mahallelerin, şehirlerin, insanların yüzerinde yarattıkları çoşkuyu, sevinci gördüğünüzde....

Haklarında söylediğiniz tüm sözlerden dolayda kendinizi kötü bile hissedebilirsiniz.

Ama bu güne kadar yaşanmış başarısızlıkları inkar etmediğinizde.

Ama  kendiliğindenciliğe, manipülasyonlara mahkum olmanın her haneye, bireye ulaşılmasıyla ortada kaldırılacağını görmeyenler uğruna hema edilen binlerce insanları, mahalleleri düşünmediğinizde bunu hissedersiniz.

Hema edilenleri, düşünülmeyeni gördükçe.....

Aslında hema edilenin, düşünülmeyenin.....

Görülmeyenin....

Sokaklarda, kitleler içerisinde...

Ha... var,  ha.. yok hale getirilenlerin...

İnsan olduğunu...

Doğa olduğunu....

Onlardan, herkestende çok olduklarını fark edersiniz.

Diğer bir yandan dışlanmışlıkla, hayel kırıklıklarıyla aranızdaki uçurumların da daha derinleştiğini hissedersiniz.

Sistemin, onların manipülasyonlarına, ötekilestirmelerine daha açık hale gelirsiniz.

Dudaklarınızda iticilik, karekterinizde yozlaşma, doğanızda bağnazlaşma daha da  artar.

Kadın kadın olmaktan, erkek erkek olmaktan, çocuk çocuk olmaktan, doğa doğa olmaktan çıkar.

Yabancılaşmanın dibine vurursunuz.

Üstünüze, ruhunuza sinmeye başlayan yeni yeni hallerinizle de aranızdaki uçurumların, çelişkilerin daha da arttığını hissedersiniz.

Yeni yeni hallerinizle de her geçen gün kendilerine daha uzak kendiliğindeciliğe daha da yakın oldukça sevilirsiniz.

İçlerine girmeye çalıştıkça da...

Böyle bir döngü onları da sizi de  sarar durur.

O  döngünün içerisinde onlarda sizde kaybolur gidersiniz.

Ta... ki...  kapitalizm aranızdaki ayrımı gayrımı sizin içinde onlar içinde çözene kadar.

Ta... ki... proletaryaların devrimine engel olan rus köylüsünün devrimciliğini (narhonizmini) kapitalizm köylüleri iyice ücretli hale getirerek (proletaryalara benzeştirerek) ortada kaldırması gibi bir süreci  sizler de onlarda yaşayana kadar...

Döner döner durursunuz.

Peki bu ilem de böyle mi olmak zorunda?

İlem de...  rusyadaki gibi aramızdaki ayrımı gayrıyı  kapitalizm bizler içinde sizler içinde çözmesini mi  beklemek zorundayız?

Bunun başka bir yolu yok mu?

...

2660

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Sayfalar