Pazar Mayıs 12, 2024

Öfkenin bilinci, direnişin rehberidir Kaypakkaya!

Emperyalist-kapitalist sistemin daha fazla kâr odaklı sömürü çarkının işçi-emekçilerin alınteri, canı ve kanı ile işletildiği bu düzene karşı isyanın sesleriyle doludur Mayıs ayı… Enternasyonal işçi marşının bilincimizi keskinleştiren bu dizeleriyle başlar Mayıs ayı. Hele de yılda 2 bine yakın işçinin bu aşırı kâr odaklı sisteme açıktan kurban edildiği; taşeron, esnek ve güvencesiz çalışmanın işçi-emekçinin tüm insanca yaşam haklarını yok etmeyi hedeflediği ülkemizde Mayıs daha ilk gününden kavgaya çağırır ezilenleri; ekmek ve onuru için… Daha sonra 1972’nin 6 Mayıs şafağından bu yana idam edilen Üç Fidan’ın; Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un bilinci ışıklandırır Mayıs ayını…

Kürt halkına dönük imha, inkar ve asimilasyona karşı başlatılan isyanın ilk önderlerinden Haki Karer’in ölümsüzlüğü ile Mayıs ayı daha bir kızıllaşır. 1980 AFC’sinin pilot işkence bölgesi olan Diyarbakır 5 No’lu Zindanı’nda bedenlerini ateşe veren Dörtler’in isyan ateşini harladığı aydır Mayıs ayı.

Ve Mayıs ayı ülkemizdeki genç bir komünist önderin, zindanlarda “ser verip sır vermeyen” direnişinin de ölümsüzleştiği ay olarak geçer direniş tarihimize… Henüz 23 yaşındayken Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist’i (TKP/ML) kuran komünist önder İbrahim Kaypakkaya, ortaya koyduğu devrimci öğreti ve komünist ideoloji ile bu ülkede devrimin yolu ve yöntemleri üzerine berrak belirlemeler yapmıştır. Ülkenin “en ilerici”sinden “en devrimci”sine dahi bulaşmış olan Kemalizm zehrini çok açık bir şekilde ortaya koyan ve bugün hala başlıca çelişkilerinden olmayı sürdüren sistemin Kürt ulusal meselesine dair komünistlerin alması gereken en ileri mevziyi tutan Kaypakkaya yoldaş; Diyarbakır Zindanlarında 90 gün boyunca işkencelere karşı direnmiş ve onurlu mücadelesinden geri adım atmamıştır.

 Kaypakkaya yoldaş, öfkemizin bilinci ve direnişin rehberidir!

Bugün dünyada ve ülkemizde emperyalist-kapitalist sistemin yoğunlaştırdığı çelişkilere bağlı olarak, toplumsal krizler süreğenleşmiş vaziyettedir. Halkların isyanları, dünyanın dört bir yanında farklı önderlikler tarafından yönetilmekte veya kendiliğinden, öfke patlaması şeklinde ortaya çıkıp sonra sönümlenmektedir. Baltimore’de siyahların öfkesi, Yunanistanlı emekçinin isyanına karışıyor, Zeydilerin yüzlerce yıllık başkaldırısıyla buluşuyor, Rojava’daki direniş ve halkçı yönetimlerle yeni bir boyut kazanıyor.

Ülkemizde de Gezi İsyanı ve ardından Kobanê Serhildanlarıyla sarsılan egemenler başta Kürt ulusal mücadelesi olmak üzere direnen her kesime karşı baskı ve zulüm yasaları hazırlayarak; halkımızı katlederek sistemini ayakta tutmayı hedefliyor. % 10 barajı ile Kürt ulusu ve bu mücadelenin yanında konumlanan devrim ve demokrasi mücadelesinin öznelerine faşist yasaklar koyan egemenler, 7 Haziran seçimlerine giderken açığa çıkan mücadele coşkusuna bu yasak ve baskıların yeterli gelmediğini görerek, HDP’ye dönük ırkçı saldırılar örgütlemekten geri durmuyorlar.

Ülkemizdeki ve dünyadaki bu tablo halk kitlelerinde büyük bir öfke yaratmaktadır. İşte Kaypakkaya yoldaş tam da bu öfkenin adı, bu öfkenin bilinci olarak karşımızdadır! Baltimore’de siyahların öfkesi, Yunanistanlı emekçinin isyanı, Zeydilerin yüzlerce yıllık başkaldırısı, İştebrak’ta Alevilerin çığlığı oluyor ve Şengal ile Kobanê’de DAİŞ’e karşı verilen onur mücadelesinde yeniden doğuyor Kaypakkaya yoldaş!

Kaypakkaya yoldaş; kömür madenlerinde, yerin derinliklerinden gelen öfkenin; inşaat çukurlarında arkadaşlarının cenazelerini elleriyle çıkarmaya çalışan bir işçinin öfkesinde yaşıyor! “Çocuğum yüzme bilmezdi” diyen bir ananın, “Aslında bağıracaktım, haykıracaktım Başbakan’a! Ama korktum. Eşimin cesedini vermez diye korktum!” diyen bir başka kadının acısı ve öfkesini taşıyor omuzlarında! Bugün Kaypakkaya yoldaş; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile emeği iki kat sömürülen, her gün katledilen, ayrımcılığa uğrayarak eve hapsedilen kadınların; nefret saldırıları ile vahşice öldürülen, intihara sürüklenen ve yaşam alanları kısıtlanan LGBTİ’lerin yaşamak için verdiği direnişin haklılığının adı oluyor!

Kaypakkaya yoldaş aynı zamanda ortaya koyduğu bilinç, irade ve komünist ideolojiyle direnişin ve isyanın rehberidir. Örgütlenmenin, devrimcileşmenin, halkın her direniş alanında var olup ona önderlik etmenin ve devrimi inşa etmenin yoludur, yolcusudur. Sınırları, sınırlara hapsolmayı reddetmektir. Ve Kaypakkaya yoldaşın devrimci mirasını yüklenen bizlere düşen sorumluluk, onun iddia ve mücadelesini Soma’dan Ermenek’e, Bursa metal işçilerinden taşerona karşı verilen mücadeleye uzanan bir hatta sınıfın örgütlenmesinde aktif rol almaktır. Kobanê’den İştebrak’a, % 10 barajından HDP’ye dönük ırkçı saldırılara karşı ortak direnişi büyütmektir!

Başta Kaypakkaya yoldaş olmak üzere 18 Mayıs’ta ölümsüzleşen Haki Karer ve Dörtler’i bu bilinçle anıyor ve 18 Mayıs’ta sokaklara çağırıyoruz!

Partizan

Anma Programları

 Çorum

16 Mayıs Cumartesi

Mezar başında anma

İstanbul

15 Mayıs Cuma

* Yürüyüş

19.30

Gülensu Son Durak/Gülsuyu

16 Mayıs Cumartesi

* Panel

Katılımcılar: Volkan Yaraşır, İbrahim Ünal, Partizan Temsilcisi

17.00

Munzur Kültür Derneği/Sarıgazi

* Panel

Katılımcılar: Temel Demirer, Partizan Temsilcisi

17.00

Eğitim-Sen Avcılar Şubesi

 Ankara

18 Mayıs Pazartesi

* Yüksel Caddesi’nden Sakarya’ya Yürüyüş

18.30


50609

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Sayfalar