Pazartesi Mayıs 20, 2024

Nubar Ozanyan’ın devrimci düşünceyle tanıştığı gençlik yılları

Nubar Ozanyan 16 Ağustos 2017 tarihinde Rojava’da şehit düşerek TKP/ML’nin şehitler mertebesine ulaştı. Cenazesi Kamışlı’da Ermeni Kilisesi’nden kaldırıldığında Ermenilerle beraber, Rojava halkından geniş bir kitle katlımı oldu.

Daha sonra cenaze Derik’te kalabalık bir halk katılımıyla defnedildi. Verdiği mücadeleyle Rojava halkının bağrında derin izler bırakan Ozanyan’ın cenazesine geniş kitle yığınları, PYD temsilcileri, yoldaşları ve diğer siper yoldaşları aktif ve görkemli bir katılım gösterdiler. Ve Nubar Ozanyan’ı şehitler kervanına uğurladılar...

 Nubar Ozanyan Yozgat’ta doğdu. Küçük yaşlarda annesini kaybeder ve İstanbul’a götürülür. Nubar daha küçük yaşlarda aile efradından kopuk bir yaşam içerisinde yer alır. Bunun sonucu İlkokulu Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’nde okur. Daha sonra ortaokulu Ermeni Surp Haç Lisesi’nde tamamlar. Nubar’ın daha gençlik arifesinde oluşan kişiliğinde haksızlığa ve baskıya karşı tavır alma, yardıma ve desteğe ihtiyaç duyanın yanında yer alma, destek sunma karakteri gelişir. Böylesi bir kişiliğin oluştuğu Nubar’ın yaşamında bu yönü giderek öne çıkar.

 Öyle ki okuduğu Ermeni okulunun bahçesinde resmi olarak Türk bayrağının kuleye çekilmesine tahammül edemez. Asılan bayrağın Ermenilere yapılan baskının sonucu zoraki asıldığı hissine kapılır. Bunun sonucu bir gün kuleye tırmanarak bayrağı aşağı indirir... Okul idaresi bayrağı tekrar takar.

Bir başka gün, Milli Eğitim’e bağlı müfettişler okula denetime geldiklerinde o, kravatını çıkarır ve tepkisini bir başka şekilde yansıtır. Sık sık Ermenice dışında diğer derslerin niçin Türkçe verildiğini dile getirir... Ayrıca hayatını paylaştığı yatılı okulda arkadaşları arasında oluşan çelişkilerde kendince haklı olanın yanında yer alır...

Takındığı bu tutum ve tavırlar yaşının henüz gençken girmediği ortaokuldaki döneme tekabül eder... Ortaokuldan sonra spor faaliyetlerine ağırlık verir. Halter ve vücut geliştirme sporuyla ilgilenen Nubar yoldaş, hızla bu spor dallarında kendisini geliştirir. Diğer taraftan devrimci düşüncelerle tanışır. Ve giderek kendisinde bu devrimci düşünceleri geliştirir.

Armenak Bakır’ın TC devletine karşı verdiği mücadele onu etkiler. Başta Hürriyet, Tercüman, Son Havadis olmak üzere dönemin gerici Türk basınının Armenak Bakır’ı Ermeni kimliğiyle manşetlerine alarak gerici kamuoyu nezdinde “teşhir” etme girişimi, Nubar şahsında ters etki yaratır.

Mevcut devletin ve düzenin gerçek yüzünü daha iyi görür ve tanıştığı TKP/ML’nin ideolojik-politik hattıyla kendisini donatır. Tüm bu gelişmeler Nubar’ı karşıt kutupların çatıştığı çetrefilli bir sürece de sokar. Nubar, uğraştığı halter ve vücut geliştirme spor dallarında kendisini iyice geliştirir. Bunun sonucu halter milli takımına çağrılır.

Çağrıldığı kampta Bulgaristan Türklerinden Naim Süleymanoğlu da vardır. Antrenmanlarda aynı kilodan olan Naim Süleymanoğlu’ndan daha ağır halter kaldırır.

Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.

Nubar’ın bu üstünlüğü resmi yetkililerce kabul edilmez. Nasıl olur da, bir Ermeni dünya çapındaki bir Türk halterciden daha ağır kaldırarak TC devletini temsil eder!..

Türk-İslam Sentezi doktriniyle inşa edilmiş devletin resmi yetkilileri Nubar Ozanyan’ın, Naim Süleymanoğlu yerine TC devletini temsil etmesini kabullenemezler! Böylesi bir şizofreni sonucu Nubar Ozanyan halter milli takımına alınmaz. Aslında Nubar da bir çelişkiyi yaşayarak daha iyi anlar. Ermeni soykırımı yapmış ve Ermenilerin varlığını bir türlü kabullenemeyen faşist bir devleti temsil etmek Nubar için de kolay olmamıştır. 12 Eylül darbesi sonrası her türlü baskı ve şovenizmin uç boyutlara tırmandığı koşullarda Nubar gerçek durumu daha iyi görmüştür...

Nubar Ozanyan vücut geliştirme sporuyla da uğraşmıştır. O dönemler vücut geliştirme sporu amatör bir daldır. Dolayısıyla yarışmalara TC adına katılım amatör dalda olur. Yarışmadan doğrudan dışlanmaz. Fransa’da yapılan yarışmaya katılır. Dünya üçüncüsü olur. Ama yarışma sonrası göndere çekilen bayrak ve temsil ettiği devlet TC adına olur.

Benzeri duyguları tekrar yaşayan Nubar Yalımyan geldiği vücut geliştirme kafilesinden ayrılır ve Fransa’da iltica talebinde bulunur... Artık Nubar Ozanyan yer aldığı hareketin saflarında kendisini daha geliştirir. O minvalde aktif olarak yer alır...

Bunun sonucu aktif olarak yer aldığı TKP/ML saflarında parti üyesi olarak profesyonel faaliyet yürütür. Nubar Ozanyan Filistin’deki mücadele saflarında yer alır. Sonrasında Türkiye’de ve Karabağ’da verilen mücadeleye katılır. Nubar en son aynı güzergahta yer aldığı yoldaşlarıyla birlikte Rojava’da verilen haklı ve meşru mücadele içerisinde onurla yer alır...

Bunun sonucu şehitlik mertebesine ulaşır. Taşıdığı bayrağı yoldaşlarına devreder...

Nubar Ozanyan profesyonel olarak enternasyonal mevzilerde yer alır! Nubar, TKP/ML saflarında aktif olarak yer alır. Programına, stratejik hattına ve devrim güzergahına inandığı parti içerisinde giderek kendisini geliştirir. İnandığı parti saflarında daha aktif ve daha profesyonel mertebede mücadele yürütür. Bunun sonucu her geçen gün daha aktif yer aldığı partiye üyelik için başvuruda bulunur. Yoldaşın başvurusu kabul edilir ve Nubar yoldaş parti üyesi olur.

O artık kendisini partiye adamıştır. Devrim programına inandığı hareketin mücadelesinde daha aktif ve daha üst mertebede yer alan yoldaş Ozanyan, 1989-1991 yıllarında Filistin’deki mücadele içerisinde yer alır.

Verilen mücadeleye aktif olarak katılır. Toprakları ilhak edilen bir ulusun verdiği haklı ve meşru mücadelede bir komünist olarak savaşır. Nubar yoldaş; diğer taraftan edindiği savaş bilgilerini safları içerisinde yer aldığı hareket içerisindeki yoldaşlarına aktarır. Bunun sonucu Filistin’de açılan parti denetimindeki askeri kampa katılan taraftarların askeri eğitiminde aktif yer alır.

Kampa katılan parti taraftarlarını askeri olarak eğitir ve donatır. Böylece Halk Savaşı askeri stratejisini savunan bir partinin askeri komutanı olarak üstlendiği görevi belirlenen süre içerisinde layıkıyla yerine getirir. Bunun sonucu onlarca yoldaşın aktif eğitiminde emeği geçer. Daha sonra Türkiye’ye çağrılır.

Belli bir süre Türkiye’de kalan yoldaş, verilen görev sonucu Karabağ’a gider.

 Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır.

Karabağ’da oluşan sorun nedeniyle Ermeniler ve Azerbaycan arasında savaş çıkmıştır. Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde yer almasına karşın nüfusun dörtte üçünü Ermenilerin oluşturması sonucu sosyalizm döneminde Karabağ’a özerklik verilmiştir.

Ancak verilen özerklik 1991 sonrası Azerbaycan tarafından kaldırılıp, Karabağ Ermenileri zoraki göçe zorlanır. Bunun üzerine Ermeniler bu kararı kabul etmezler. Ve Azerbaycan devletine karşı savaşırlar. Nubar da bu savaş içerisinde aktif olarak yer alır.

Nubar’ı bu savaş içerisinde yer aldıran neden TC Devletinin desteğindeki Azerbaycan devletinin çoğunluğu oluşturan Ermenilerin topraklarından zoraki tehcire tabi tutulmak istenmesidir. Nubar yer aldığı askeri mücadeleler içerisinde giderek askeri vasıflarını, yeteneklerini, donanımlarını geliştirir.

Ancak bir komünist olan yoldaş, askeri mücadeleyi ve edindiği askeri bilgi birikimini inandığı ideolojik-politik hattan kopuk almaz. Tersine kendisini siyasi olarak da geliştirir. Okur, araştırır ve siyasi birikimini giderek artırır. Sosyal pratiğini yönlendiren ideolojik-politik hattını daha geliştirir. Ermeni sorunuyla ilgili Ermeniceden Türkçeye çeviriler yapar.

Çeşitli makale yazıları yayınlar. Hatta askeri konularda araştırma taslakları hazırlayıp bunları genişletilmiş şekilde yayınlamayı bile düşünüyordu. Nubar yoldaş kararlı ve inatçıdır. Kendisini daha geliştirmek istemiştir. Bunun sonucudur ki devamlı saflarında yer aldığı hareketin daha ileri mevzilerinde yer almak istemiştir.

Yoldaş Nubar, Rojava’da verilen savaş içerisinde bu minvalde yerini almıştır. TC, Arap devletleri ve emperyalist güçlerin yer aldığı DAİŞ vb. gerici güruhların saldırısına karşı Rojava halkının verdiği mücadelede aktif olarak onların saflarında yer almıştır.

Nubar yoldaş bu gücü mücadelesine kumanda eden partisinin ideolojik-politik hattından almıştır. Rojava halkına yönelik saldırıda yoldaş yer aldığı partisinin doktrini ile kendisini kuşatmıştır.

Partisine kumanda eden çizgiye olan inancını hiç sarsmamıştır. Tersine o inançla kendisini daha güçlendirmiştir. Nitekim içten tasfiyeci, hizipçi, benmerkezci güruhun içten saldırısına göğüs germiştir.

Kendisini partinin inancıyla daha donatarak dışta karşı devrime karşı savaşan Ozanyan yoldaş, aynı zamanda partisi içindeki gelişmelerde de yanlışa karşı net ve kararlı duruş sergilemiştir. Onu bir kez daha selamlıyoruz! Onun devrettiği bayrağı yoldaşları devralacak ve izinden gidecektir!

 Ve eninde sonunda onun ve tüm parti şehitlerinin devrettiği kızıl bayrak karşı devrimin burçlarına dikilecektir!

Bundan kimsenin kuşkusu olmasın! Bu inançla şehit düşen Nubar Ozanyan’ı bir kez daha anıyoruz! (Bir yoldaşı) 

43825

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar