Pazartesi Nisan 29, 2024

Ludwigshafen`de binler haykırdı: “Önderimiz İbrahim,İbrahim Kaypakkaya”

TKP/ML nin kurucu önderi  İbrahim Kaypakkaya, işkencede katledilişinin 42’inci yılında Almanya’nın Ludwigshafen kentinde binlerce insanın katıldığı gece ile anıldı. 

Kaypakkaya şahsında  tüm parti ve devrim şehitleri ayrıca dünya da sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren ustalar ve önderler anısına yapılan saygı duruşuyla açılan anma gecesinde, ATİK e yönelik operasyonlarda avrupada tutuklanan 12 devrimci tutsağın derhal serbest bırakılmasına dair, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganları haykırıldı.

Cumartesi günü düzenlenen İbrahim Kaypakkaya’yı anma gecesinde Ermeni Soykırım’nın 100’üncü yıldönümü vesilesiyle birde panel düzenlendi. Panele AGOS Gazetesi Ermenice editörü ve yazar Pakrat Estukyan, araştırmacı yazar Ragıp Zarakolu ve Partizan Temsilcisi  katıldı.

Pakrat Estukyan, Ermeni Soykırımı üzerine sunum yaptı. Ermeni Soykırımı’nı stratejik ve sistematik şekilde nasıl gerçekleştiğini anlatan Estukyan, günümüzde Ermeni halkının ayaklanarak, asimilasyona ve katliamlara karşı mücadelelerini anlattı. Hrant Dink’in bir direniş sembolu olarak Ermeni toplumunun gönlünde sabit yer edindiğini vurgulayan Estukyan “Çünkü Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra o tepki dalgası içerisinde o güne kadar kimliğini gizlemek zorunda kalan insanlar ‘Ben de Ermeni’yim’ diyerek görünür olmaya başladılar. Bu sahiplenme bugün ciddi sayılara ulaştı” dedi.

“Yalın gerçeklik kaba inkarlarla örtülemez hale geldi” diyen Estukyan, Türk devletinin Ermeni Soykırımı’nı bir an önce kabul etmesi gerektiğini vurguladı.

Zarakolu da geçmişten günümüze Kürt-Ermeni ilişkilerini anlatırken, Kürt halkının önemli bir ölçüde Ermeni Halkın yanında yer aldıklarını vurguladı. Zarakolu, aynı zamanda dün Ermenileri evlerinde barındırarak, koruyan Kürtlerin bugün başta kendi paylarına düşen hatalarını kabul ederek, soykırım travması ile yüzleşmelerinin gelecek açısından ön açıcı bir yöntem olabileceğini söyledi. Zarakolu devamla “İnkar sürdüğü sürece o mezarlar açık kalacaktır” dedi.

Panelde konuşan Partizan Temsilcisi, Türk devletinin azınlıklar üzerinde uyguladığı baskıları, kıyımları ve katliamları  eleştirdi. Ezilen ulus ve  azınlıkların sistematik şekilde katliamlardan ve soykırımlardan geçirildiğini tarihsel boyutu ile anlatarak, Türk devletinin sistematik politikası olduğunu vurguladı.

İbo yaşayacak

Panelin bitiminden sonra İbrahim Kaypakkaya’nın kişiliği anlatıldı.Yapılan açıklamada bundan 42 yıl önce, Kaypakkaya’nın faşizm tarafından aylar süren işkenceler sonucu Diyarbakır Cezaevi’nde katledildiği belirtildi. Açıklamada, “Granit kadar sağlam temeller üzerine inşa ederek önderimiz İbrahim Yoldaş’ın bize bıraktığı partimiz TKP/ML, ondan aldığımız ışıkla ve onun teorisiyle çizilmiş yolu izleyerek yürümekteyiz. Bizler bize emanet edilen bu mirasa duruşumuz ve gücümüz ile, yüreğimiz ve umudumuz ile sahip çıkmaktayız. Şu bilinmelidir ki, Kaypakkaya Yoldaşımız gönlümüzde, kalbimizde,mücadelemizde yaşıyor ve yaşayacaktır.”denildi.

Gece boyunca sıklıkla ” Önderimiz ibrahim, İbrahim Kaypakkaya” “Yaşasın Partimiz TKP/ML” Yaşasın Halkların Kardeşliği” “Yaşasın devrimci dayanışma” İbrahimden Mehmet`e selam olsun Partiye” sloganları haykırıldı.

Dağlarda üstlenen TiKKO gerillalarının görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterildi.Kobane direnişine vurgular yapıldı.

Geceye çok sayıda devrimci örgütten destek ve dayanışma mesajı geldi.Sunucular tarafından kitleye okunan mesajlar kitle tarafından alkışlandı.

Yunanistan da tutsak olan devrimcilerin Geceye telefonla bağlanarak,” Kaypakkayanın yolunda yürümeye devam edeceğiz,san olsun onun ışıklı yoluna” denilerek. Tutsaklara sahip çıkan tüm devrimcilere selam iletildi. Bu esnada doruğa çıkan coşkuyla kitle hep bir ağızdan” Devrimci tutsaklar onurumuzdur ” şiarını haykırdı.

Etkinliğin kültür bölümünde, Pınar Aydınlar, Umuda Haykırış, Ozan Cömert ve Pervin Çakar sahne alarak,Ermenice, Kürtçe, Türkçe türküler, ezgiler ve devrimci marşlar  seslendirdiler.

Etkinliğin yapıldığı yerin ara salonunda ise Ermeni Soykırımı’nın 100’üncü yıldönümü vesilesiyle resim sergisi açıldı.

Sosyalist basın ve devrimci örgütlerin standlar açtığı ara salonda, ATİK li tutsakların serbest bırakılması için imzalar toplanıldı.Büyük bir coşkuyla geçen Kaypakkaya`yı anma gecesi saat 23.00 civarında  sonlandı

51221

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Sayfalar