Çarşamba Mayıs 8, 2024

Kim Demişti Dogmatizme Karşıyız Diye

Ve gine burdayım.

Dersimde belediye seçimlerinin ardında sana bir şey dediğim yok, keşkem yanındaki olmasaydı diyerek yeni bir tür eleştiri ortaya çıkarmış bey efendilere, hanım efendilere inat.

Maksadım da .... eleştirenle, eleştirileni aynı kaba koymak veyahutta her yeri griye çevirme çabalarını da paklamakta değil.

Maksadım.....

Bana partililer mi  yoksa proletaryalar mı daha çok şeyi biliyor diye sorsanız.

Rahatlıkla .....

Proletaryalar derim.

Misalen:

Hangi bir devrimci  lenini lenin, maoyu mao yapan rus proletaryasının rus burjuvazisi, çin köylüsüyle kader ortaklığı yapmış çin burjuvasinin de çin feodalizmi altında inim inlemesiyken çıkarda devrimin rengini belirleyen yaşadıklarımız değildir diyebilir değil mi?

Bunu dese dese ......

Sudan proletaryasının iç egemen siyasette olduğu kadar dış egemen siyasette de bir an önce olumlanması önemliyken ....

Dış egemen siyasetin kamuoyu baskısıyla bu tür yol olumsuzluklara açık olduğunu herkesten önce gören ...

Kömünün yenilmesine yol açmış, kapitalizmin gelişimini ruhunda hisseden....  eski defterleri karıştıran müflis tüccar...  fransız proletaryasından başkası da demez.

Proletaryalar böyle demekle ve yapmakla da .....

İspanyada Franco faşizmini zafere ulaştıran ingilterenin, fransanın ....

Sömürgeciliğin..... Kapitalist dostluğun.... Kör Etmenin....

Genelde olmasa da özelde, birlikte devrim koşullarını ortaya çıkarabildiğini, görmemelerinde tutun ...

Devrimin rengini belirleyen sınıfsal çelişkilerdir düşüncelerini de halaç pamuğu gibi atmış olurlar.

Proletaryalar böyle  demekle ve yapmakla da her yeri griye çevirmiş olurlar.

Abd, den tutun almanyaya kadar her yeri.

Bu ülkelerdeki proletaryaların başka bir şeyi düşünme şansları dahil yokturdur.

Ya kara toprağınsındır yada bendimsin...

Ya leninistsindir yada maoist....

Ya dediğimiz şekilde eternasyonalist ya  da .....

Dercesine....

Birde bu sakat düşüncelerini....

İlk çağlarda demiri yoğurup çelik tanrısını yaratan insanlar gibi kendi söylediklerini  kendi yüzerlerinde de tanrılaştırdılar mı....

Dokunmayın keyiflerine.

Kendi söyledikleri yalanlara kendileri de inanırlar.

Önemli olan proletaryaların söyledikleri değil.....  doğrulardır..... tanrılaştırdığımız doğrulardır derler..

O andan itibarende....

Yok devrimin rengini belirleyen sınıfsal çelişkilermiş....

Yok parti programı yerellerin tahlilinin toplamıymış ... 

Yok  komünizmde de üretimin örgütlenmesinin görüntüsü devlettir deseniz de, leninin sosyalizm için anarşistlere karşı;  Evet devlet ama artık devlet o bildiğimiz devlet değildir....  dediğini unutmadık..... 

Deseniz de boşuna.

Artık o düşüncelerin umurunda değildir ne söylediğiniz ve nasıl öldüğünüz.

İster her sistemin bitip tükenmeyecek bir şekilde ihtiyacımız halen tükenmedi diyerek ortada kaldırmadığı ....

İsterse de ortaya çıkmasını kutsadığı sınıfların ....

İsterse de...

Başka bir şeyin elinde ölün....

Artık devrimin rengini belirleyen sınıfsal çelişkiler veyahutta ölümünüzün şekli değildir.

Kendi elleriyle yoğurdukları.....  kendi yüzerinde çelik tanrısı haline getirdikleri..... her yeri almanyada tutun fransaya kadar her yeri de ya leninst yada maoist hale getirdikleri.....  düşünceleridir.....  Devrimin rengini  belirleyen.

Halde böyle olunca ....

Kim demişti dogmatizme karşıyız diye.

5819

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Sayfalar