Salı Mayıs 14, 2024

KESSAB ( GÜZEL EV ) SALDIRISI, 1915'İN DEVAMIDIR !

Suriye'de savaş bütün vahşeti ile devam ediyor.İktidarda bulunan Esad güçleri ile,muhalif güçler arasında,savaşın bilançosu her geçen gün daha da artmaktadır.Türkiye,Ürdün,Lübnan ve Avrupa ülkelerine göç eden Suriye'lilerin sayısı artık milyonları geçmiştir.Mülteci olabilmek için yollarda ölüm haberleri günlük haberlerin artık olağan bir parçası haline geldi.Ölü,sakat,yaralı kalanlar ile evsiz ve hastalıktan ölüm eşiğinde bekleyen Suriye halkının acısı her geçen gün artmakta ve na zaman sona ereceği belli değildir.

En son bunlara bir yenisi daha eklendi.Bir doğa harikası olan Kessab,Latince'den Casa Bella yani Güzel Ev anlamına gelen bu kasaba Türkiye sınırında bulunmaktadır.Hatay'ın Vakıflı köyü-ne 3 km mesafede ,karşılıklı akrabalıkları olan ekonomik ilişkilerin olduğu bu kasaba başta Ermeniler ve Alevilerin birlikte yaşadıkları bir kasabadır.Muhaliflerin elinde olmayan Kessab, Türkiye-Suriye sınırında olma özelliği ile de tanınmaktadır.

Lazkiye'ye bağlı Kessab kasabası AKP-TSK-MİT desteği ile örgütlenen,silahlandırılan İsla mi Cihad örgütleri  tarafından 21 mart 2014 sabahı saldırıya uğradı.Cihadçıları engellemek isteyen Suriye uçağı,Türk füzeleri tarafından düşürüldü.''Sınır ihlali'' denilse de,uçak 4/5 km içeriye düştü.Pilot ise sağ olarak,Suriye askerleri tarafından kurtarıldı.TSK ,Suriye uçağını düşürerek Cihad'çıların ilerlemesini sağladı ve yol açtı.Türk,topçu birliklerinin atışları sayesinde ilerleyen çeteler ,Kessab'ı ele geçirdiler.

El Kaide'nin Suriye kolu olan El Nusra Cephesi,El Kaide'ye bağlı Ahraruş Şam Örgütü ile Irak Şam İslam Devletine bağlı olan Şukur el İzz Tugayı Kessab kasabasını işgal ederek ele geçirdiler.Ermeniler ile Aleviler canlarını zor kurtarıp Lazkiye'ye sığındılar.Saldırıya Türkiye'den ise bölgeyi iyi bilen Bayırbucak Türkmen Tugayı da katılmıştır.Bunlara Giresun eski Ülkü Ocakları başkanı önderlik etmektedir.Hatırlanacak olursa Azerbeycan-Dağlık Karabağ savaşında yine Türkiye'den MHP-Ülkü Ocakları militanları örgütlenerek Azerbeycan saflarında savaşa katılmışlardı. 2013 Ağustos'unda  Alevi'lerin yerleşim alanlarına saldıran İslami çeteler,köyleri ele geçirerek 200 insanı öldürüp katliam yapmışlardı.

Türkiye-Suriye sınırı bilindiği gibi yol geçen hanına dönmüş durumdadır.Halka göz açtırma- yan,iletişimi engelleyen Devlet,Cihatçı örgütlere,çetelere,kana susamış insanlık düşmanlarına serbestçe gelip gitmelerine göz yummaktadır.Kürt bölgesi Rojava'dan rahatsız olan Türk devleti ekonomik ambargo ile karşı karşıya kalan Kürt halkının insani,doğal ihtiyaçlarını karşılaması için gönderilen yardımları engelleyerek,bir insanlık dramı yaşanmasına sebep olmuştu.Suriye-Lübnan sınırını ele geçiren Suriye ordusu,Ürdün sınırında çok ağır darbeler alan Cihat'çılar,kapalı olan Irak sınırından da engellenince barınacak tek yerleri Türkiye sınırı kalmıştır.Türk Devletine sırtını dayayan çeteler burada cirit atmaktadır.30 Mart yerel seçimleri arifesinde,oy toparlamak için cihatçıların saldırılarını organize eden MİT-TSK-AKP adeta canlı yayın yaparak uçağın düşürülmesini AA'dan,kendi kanallarından canlı yayın yaparak göstermiştir.

          NEDEN KESSAB ?

Çünkü Ermenistan'dan kalan son toprak parçası üzerinde Ermeni'lerin yaşadığı yer olarak bilinmektedir.Osmanlı sınırları içerisinde kalan Kessab kasabası 1909 Adana katliamında yoğun saldırılara uğradı.Halk canını kurtarmak için,aynı bugünkü gibi Lazkiye'ye sığındılar.Ama hiç bir zaman Kessab'ı terketmediler.Yine 1915 Ermeni Soykırımında Adana,Maraş,GaziAntep,Hatay , Kessab'da Ermeni'ler Der-Zor çöllerine sürüldüler.Kessab'dan 5/6 bin civarında Ermeni hayatını kaybetti.Aynı bugün Kırım'da yaşanan,Kırım'ın Rusya'ya bağlanması gibi,Türkiye'de Hatay'ı 1939 yılında topraklarına dahil ett.Ama Kessab halkı bunu kabul etmeyip 9 ay boyunca dağlarda direndiler.Kessab'ın ,Suriye sınırları içerisinde kalmasını sağladılar.

 

Bugün tüm dünyadaki Ermeni'lerin simgesi olan Kessab,Ermeni'lerin her sene ziyaret akı - nına uğramaktadır.Ortadoğu Ermeni'lerinin yanısıra ,Avrupa ile Amerika'dan gelen yeni nesil,o anları yaşayarak tanımaktadır.2012 yılında Halep'in yerle bir olmasından sonra dünyanın dört bir yanına dağılan 20 bin Ermeni,kendilerinden çok simgesel önemi olan Kessab için ''Kessab elden gidiyor'' diyerek endişe içerisine düştüler.

Türk savaş uçakları taciz uçuşları yaparak,cihatçı militanların Kessab'a girmelerini sağ- ladılar.Örgütsüz ve silahlı birlikleri olmayan halk canını kurtarmak için Türkiye tarafına  değil,Laz-kiye'ye kaçarak canlarını kurtardılar.Haberlerin dünya ajanslarına düşmesiyle Ermeni'lerin yüreğine ateş düştü.Kutsal ibadet yerleri kiliseler,okullar,evler,işyerleri dağıtılarak yağmalandı.Henüz kaç kişinin öldürüldüğü belli olmayan saldırılarda,korku ve endişe içerisinde bekleyiş sürmektedir. Soykırımın 100.yılına girereken,acaba yeniden bir soykırım daha mı yaşayacağız korkusu ile  halk panik ve korku içerisinde topluca,bir arada Lazkiye'de okullarda,kapalı yerlerde yaşamaya mahkum olmuşlardır.Daha önceden de bu tür saldırılar ile karşı karşıya kalan Kessab halkı TSK ve MİT elemanlarının ciplerle bölgeye gelerek,cihatçılarla görüştükten sonra saldırıların durdurulduğu söylenlenmektedir.Ama bu sefer cihatçılara destek olarak yeni kirli ve kanlı planları içerisinde olduklarını göstermiş oldular.Şimdiden hedeflerinin Lazkiye olduğu ortaya çıkmıştır.

             TÜRKİYE  SAVAŞ  SUÇLUSUDUR, YARGILANMALIDIR ;

Artık sağır sultanın dahi duymuş olduğu gerçekler,ortaya çıkan ses kayıtları ile doğrulan-mış bulunmaktadır.El Kaide militanlarının Türkiye'ye fırlatmış oldukları bombalar,füzeler,kurşun- lar neticesinde günahsız vatandaşlar yaralanmakta veya ölmektedir.Devletin ''kendi vatandaşı'' ölmüş hiç umurunda değildir.Bir fırsatını,veyahut bombaları mana ederek Suriye'ye  saldırı hazırlığı içerisindedir.Süleyman şah türbesinin ''saldırıya uğrayacak'' gerekçesiyle ,aylardır basında işlenen yol,saldırı hazırlıklarının bir parçasıdır.Ses kayıtlarında '' Gerekirse Suriye'ye 4 adam gönderirim, Türkiye'ye  8 füze attırıp,savaş gerekçesi üretirim,süleyman şah türbesine de saldırabiliriz'' konuş maları,insanın kanını donduracak gibidir.

Yine MİT-TSK ve AKP  toplantılarında ortaya çıkan ses kayıtlarında,Hakan Fidan'ın bu güne kadar Suriye'ye '' 2 bin kadar TIR dolusu silah,mühimmat ''gönderildiği,Suriye topraklarına yerleşmek niyetinde olduklarını hiç çekinmeden konuşmuşlardır.Ergenekoncu'ların AKP'yi bitirme planı çerçevesinde komplo planlarında olan '' camilerin bombalanması '','' kendi jetlerinin düşürülmesi '','' kalabalık yerlere bomba konulması '' gibi senaryoları bugün aynı şekilde ,AKP yapmak istemektedir.Ne kadar sahtekar oldukları burada ortaya çıkmıştır.Aralarında hiç bir fark olmayan Ergenekon'cular ile AKP ,bir madalyonun ikiyüzüdür.Ortak oldukları tek şey TC Devleti'nin bekasıdır.

Batmış olduğu Suriye bataklığından çıkmak için çırpınan,bütün politikaları iflas eden Dev - let,dünya kamu oyuna şirin görünmek,kirli imajını düzeltmek için Ermeni'lere kapılarını açarak, 600 km uzaklıkta bulunan Mardin'e sığınma kampı önerisinde bulunmuştur.Hiç bir,güvenirliliği olmayan bu öneri karşısında Ermeni'ler,ellerinin tersi ile iterek ölmek  ve yok olma pahasına Arap halkına sığınmışlardır.Arap halkına bu yüzden müteşekkür olduklarını belirtmişlerdir.Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini  ''normalleştirme ''ye  sözde büyük önem vermektedir.Yurt dışındakileri çağıralım gelenlere '' vatandaşlık '' verelim diyerek,kendi gerçek yüzünü bu tür önerilerle gizlemeye çalışmaktadır.Suriye'deki savaştan ve akan kandan sorumlu olan AKP-MİT-TSK savaş suçu işlemiş,yargılanması ,adalet önünde  hesap vermesi gerekir.Uşaklıkta,efendilerine hizmet eden AKP günü,vakti, zamanı geldiği an terk edilecek,tarihin çöplüğüne gidecektir.

Ermeni'ler ve Aleviler bir kere daha yaşadıkları topraklar üzerinde katliama ve Tehcire maruz kaldılar.Uygulayanlar yine Osmanlı'ların devamı Yeni İttihat ve Terakki Partisi,yani AKP 'dir. Demek ki bu güne kadar Anadolu topraklarında yaşadığımız acılar,Ermenilere yapılan soykırım Kürt ulusuna uygulanan Milli Baskı,Yahudiler ve Rum'ların memeleketlerinden sürülmesi,azınlık      mallarına el konularak zenginleşenTürk burjuvazisi,6/7 Eylül'de Ermeni'lere yapılan saldırılar 1964'de Rum'ların apar topar kovulması,Maraş,Çorum,Sivas'ta Alevilere yapılan kitle katliamları sayısız aydın,yazar ve bilim adamların öldürülmesi tüm bunların sorumlusu olan Devlet'in gayesi senaryo ve komplo ile,düşman yaratıp saldırmak  ve yok etmek olmuştur.

 Kessab ve Suriye halkının endişe ve korku içerisindeki bekleyşi tüm dünyanın gözü önünde acaba ne zamana kadar devam edecek ve savaş ne zaman bitecek ?

Tüm insanlığın bugün için acil olan beklentisi budur.

      Nisan  2014

94634

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Sayfalar