Pazartesi Nisan 29, 2024

Kendi öz savunmamızı güçlendirmeliyiz!! Mahircan

Darbenin her türlüsüne karşı olduğumuz açık. Yıllardır yaşadığımız hukuksuzluğa, sivil darbe örgütlenmelerine, faşizme, gericiliğe, radikal İslamcı katliamcı zihniyete karşı olduğumuz gibi..

Bu tiyatrodan kim yarar sağladıysa, kotaranı da odur.

Erdoğan, katliamlara neden olan rezil Ortadoğu politikası, radikal İslamcıların doğrudan arkasında olması en önemlisi Ortadoğu üzerinde uluslararası dengelerin değişmesi nedeniyle başta ABD olmak üzere emperyalistler tarafından gözden çıkarıldı. Bunu farkeden Erdoğan çark etti ve durumu toparlamaya çalışıyor. Kısa zaman önce Davutoğlunun defteri dürüldü ve özürler silsilesi başladı.

Yıllardır gördüğümüz tipik AKP ve Erdoğan politikası mağduriyetler üzerinden yürümektedir. Bir taşla birden fazla kuş vurmak isteyen Erdoğan, ABD ile anlaştı. Erdoğan, ABD’den cemaatçileri pohpohlayarak darbe yapmalarını istedi. Kendisi de gerekli mizanseni ülkede hazırladı.

ABD, ordu içindeki az sayıdaki cemaatçi yapılanmayı, yüksek rütbeli subaylar aracılığıyla pohpohladı ve siz darbe yapın biz size destek çıkalım, yoksa bu Erdoğan gitmeyecek dediler. Gazı alan yüksek subaylar harekete geçtiler. Üç beş subay/birkaç bin asker, 10 uçak/20 helikopter/30 tankla darbe olmayacağını herkes bilir. (kaldı ki 17/25 Aralık sürecinden beri gücünü parça pinçik kullanan bir beceriksiz örgütlenmenin de gerçekçiliğinin de ayrıca tartışılması gerek, tüm gücünü tek seferde kullansaydı, muhtemel darbe de olurdu, kan gövdeyi de götürürdü)

İktidar ve devletin bekası için, oğullarını/kardeşlerini/eşlerini en yakınındaki insanları katletmekten çekinmeyen Osmanlının mirasçıları için, kendi vatandaşı/polisi/askeri bu mizansen içinde ölmüş, hiç de önemli değildir. Binlercesini Suriye’de öldürten, beslediği IŞİD aracılığı ile Kürt bölgesinde, Ankara’da, İstanbul’da, Suruç’ta insanları katlettiren, MİT aracılığı ile gerekirse 4 füze sallattıracak olan iktidar için ölümler hiçbir zaman önem arzetmemiştir.

AKP ve Erdoğan bu şekilde hem mağduriyet yaratacak, hem olmayacak darbeyi “halk desteği” ile güçlü bir biçimde engellemiş ve varlığını biraz daha devam ettirmiş olacak, hem cemaatten kalan son birkaç devlet içi yapılanmayı tasfiye edecek, başkanlık yolunu açacak, camilerden çağrılar yaparak bundan sonraki sürecin provası niteliğinde taraftarlarını sokağa dökecek, geceleyin duyduğumuz insan ulumaları niteliğindeki iç savaşa hazırlıklarını devam ettirecek ve ülke kan gölünden kan denizine doğru evrilecek.

En basit demokratik taleplerimiz için sokağa çağrı yaptığımızda sürekli arkadaşlarımızı katleden zihniyet, sabaha kadar camilerden sela sonrası sokaklara çağrı yapmıştır. Kimse camide siyaset olmaz demesin. En pespaye halini dün gördük.

Bu bir AKP-Erdoğan-ABD mizansenidir. Sosyal medya aracılığı ile görülen ve yaşatılan budur.

Tekrarla, Her türlü darbe zaten zaten en başta sosyalistleri, ötekileri, ezilenleri, Kürtleri ve muhalifleri vuracaktır. Buna ısrarla karşı olduğumuzu belirtmeliyiz. Faşizan-gerici-baskıcı yöntemlerle kanlı bir biçimde toplumun yeniden düzenlenmesine de karşı olmalıyız.

SOKAKLAR HERKESİNDİR, SOKAKLARDAN ÇEKİLMEYELİM. İŞİN BİR DİĞER TARAFI DA, DÜN GECE SOKAKLARA İNEN GÜRUHU GÖRÜNCE, ÖZ SAVUNMAMIZI HIZLI BİR BİÇİMDE KURMAMIZ GERÇEĞİ DE ORTADADIR. DEVLETİN POLİSİNİN DE, ASKERİNİN DE BİZİ KORUMAYACAĞI AÇIK… 

44608