İnip Kaçabileceğin Limanlar Var Gayrı
Boğazda yine aşkları farklı yerlerde arayan yapıların akını mı ne var?
Bu kaçıncıydı.
Sıkıştırdığı, cımcıkladığı beden.
Kendinden de iğreniyordu.
Normal şartlarda olsa ...
Teninin kokusu...
Tanıdık gelen ...
Bu narin ince beden kendine cevap verir miydi ?
Hemi de ...
Yağmurun ıslattığı bedenine yapışan elbiseyle bir o yana bir bu yana kaçarken kollarının arasına düştüğü yerde...
Teninin kokusu ....
Toplumsal yapıda en aktif olanlar örgütlenme zeminimizdir derken benim kadar senini sevebilir mi sorusuyla attığı
lafa da cevap vermemişken.
Elleri bacaklarında, bluzunun içinde, göğüslerinde, saçlarında, korkuda hafif hafif titreyen dudaklarında geziyorken ...
Teninin kokusunu çok özlemişim.
İstediği kadar attığı lafa cevap vermemiş olsun.
Nereye kaçacaktı?
Kendisinin asla olmadığı vapura mı?
Bu vapurda...
Dünyanın neresinde ne yaşandı ne oldu da böyle bir karar aldılar bilmem gayri.
Ama bu vapurda ...
Şimdi dışlıyor, ötekileştiriyor, aradığınız olmadığını düşünüyorsanız da ...
Örgütlenme zemini olarak görmeye başladıklarınızca da yenilmiş olduğunu unuttuğunuz geçmişinizde kalan
aşklarınız var.
O vapurda ise:
İdeaları, hayelleri olan proletaryaların zayıf kaldığı yerlerde nasıl olupta çoğunluğa tabi olunmalıdır
tehditlerine maruz kalarak, idealarını, hayellerini yitirdiklerini anlatan hikayeler var.
Biliyorum o vapur zannederek bindin bu vapura.
Bindin gayri.
Gözyaşlarına boğularak koşup kaçabileceğin, tüm bunlar yaşanmadı diyebileceğin bu vapurun yanaştığı limanlarda var.
Tenin kokusunu çok özlemişim.
Yıldızların altında kimse görmüyorken yarını, öbür günü, sonuçlarını düşünmeden dudaklarımı bir kez daha hoyratsızca öp gayri.
Tenin kokusunu çok özlemişim.
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.
İtiraz ahlaki[*]
“İnsanlarda eksik olan
güç değil iradedir.”[1]
Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.
İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.
Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.
Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.
Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!
Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...
Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir
ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!
Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.
Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.
Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1
“İyi ki hatırlattın
Başkaldırı diye bir şey var
İsa’dan beri insanı güzelleştiren
Şimdi daha güzel her şey
Daha insan herkes.”[2]
BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu
Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’
Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı. Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında, Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.
Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK
Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...
Geri dönüp baktığımda
Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor.
Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.