Salı Nisan 30, 2024

Faşizm kadın devrimcilerden intikam alıyor - Ziya Ulusoy

Erdoğan faşizmi, generalleri ve polis şeflerini, kadın devrimcilerin katledilmesine seferber etti.

Yalnızca son aylarda İstanbul'da Günay, Dilek, Dilan,Yeliz, Şirin, Kürdistan'da Güler, Sakinelerin öldürülüşünün yıl dönümünde Seve, Fatma, Pakize yoldaşları katletti. Ayrıca, çocuk büyük demeden çok sayıda kadını da kuşatma altına aldığı Kürt ilçelerinde öldürdü.

Faşizm, özgürlük ve sosyalizm mücadelesine katılan devrimci kuşaklardan intikam almayı, intikamcı acımasızlığının bir yansıması olarak da, mücadeleyi yeniden yeniden omuzlayan kuşakları korkutarak sindirme amacıyla da uyguluyor.

12 Eylül askeri faşizmi sonrası 80'li yılların sonundaki gençlik kuşağının yetiştirdiği kadrolar, devrimci örgütlere yeniden cansuyu oldular, onları büyüttüler.

Faşizmin intikamı gecikmedi. Kaybederek, kurşunlayarak, cezaevlerinde, dağda, işkencede, devrimci kadro kuşağına ölüm yağdırdı. Onların devrimci örgütleri ayağa kaldıran fedakarlığına, tarihsel girişkenliğine öldürmelerle yanıt verdi.

Kürt özgürlük hareketini geliştiren genç kadrolara, sömürgeci faşizm, dağda, kentte, köyde ölüm yağdırdı. JİTEM, Özel Harekat, Hizbulkontra bu on yıllardaki acımasız katillikleriyle kötü ün saldılar. Sömürgeciliğin genç devrimci Kürt kadrolarına, onların fedakarlığı ve mücadele girişkenliğine, ulus çapında seferber olarak mücadeleyi büyütmelerine karşı yanıtı ölüm yağdırmak oldu.

Faşist sömürgecilik, şimdi benzerini kadın devrimcilere yapıyor.

Kadınların toplumsal koşulları o toplumun uygarlık derecesinin ölçütüdür. Kapitalizm bir yandan kadınları üretime katar ve bu nedenle eğitime katılmalarını engelleyemezken, diğer yandan ağır çalışma koşulları ve patriarkal erkek egemen kültürü sürdürerek, sermayenin egemenliğini sürdürmek için ikinci sınıf bağımlı toplumsal koşullarla gelişmelerini engeller.

Erdoğan faşizminin özgünlüğü, kadınları eve hapsetmek, erkek egemenliğinin patriarkal biçimlerini din ve gelenek adına daha katılaştırmaktır. Böylece, halkın yarısını oluşturan ezilen cinsi tarihsel girişkensizliğe, sermaye ve erkek bağımlılığına diğer sermaye partilerinden daha çok mahkum ediyor. Geri bıraktırılmışlığını uzun sürdürmeyi amaçlıyor. Erdoğan, elinden gelse Suudi teo-monarşisi gibi kadınlara araba kullanmayı bile yasaklamak istiyor.

Fakat öğrenci, işçi, köylü kadınlar, bu gericiliğe karşı kadın hareketini geliştirerek, önlerine kadın devrimi amacını koyan mücadeleleri yükselterek cevap verdiler. Türkiye devrimci hareketinde kadın kadrolar öne çıktılar, partilerini geliştirmeyi en önde omuzladılar. Devrim emekçiliğini de, tarihsel girişkenliği de, cesareti de kuşandılar.

90'ların başlarında bir ara kadın derneklerindeki artış eğilimi, bugün değişik renk ve akımın kadın örgütlerinin o zamana göre çok daha artışı olarak kendisini gösteriyor.

Komünist ve sosyalist kadın örgütlerinin kurulması, gelişmesi, bu tarihsel yürüyüşte inisiyatifli öncü yerini alıyor.

Kürt özgürlük hareketi ayrı kadın parti ve ordusu olarak kadın devrimi sürecinin ilerleyişine büyük katkılarını sunuyor.

Faşist sömürgecilik, kadın devrimindeki yürüyüşten, özellikle kadın kadroları katlederek intikam alıyor. Onların, devrimci hareketin bugününde hareketi geliştiren girişkenlik ve fedakarlığından intikam almayı ve bu yolla geniş emekçi ve genç kadın kitlelerini sindirmeyi amaçlıyor.

Kadın devrimi yapıcıları, Erdoğan faşizminin, sömürgeciliğinin bu barbarlığına karşı ve rağmen, mücadeleyi ve yapıyı yükseltecekler. Tarihsel ayağa kalkmış toplumsal ve ezilen sınıfların hareketlerini, ne Hitler faşizmi, ne 90'lardaki generallerin faşist sömürgeciliği durdurabildi! Ne de Hitler'e özenen Erdoğan faşizmi durdurabilir!

Kadın yoldaşların aramızdan barbarca ölümlerle koparılıp alınmasına, devrimci kadın hareketi yalnızca cesaretini kuşanarak yanıtlamakla kalmayacak. Kadın kitle örgütlerini, mahalle mahalle, okul okul, işyeri işyeri geliştirecek, hareketin günlük mücadele taleplerini formüle etmede yaratıcılığını, kadın devrimi programını geliştirmede bilimsel ufukluluğunu da gösterecektir.

9 Ocak, Sakine, Fidan, Leyla yoldaşların, Kürt kadın özgürlük hareketinin üç önder ve militanının Erdoğan faşizmi tarafından kalleşçe katledilmelerinin yıldönümü.

Sakinelerin, Yelizlerin, Sevelerin şahsında, faşizmin aramızdan aldığı sayısız devrimci kadını saygıyla anıyor, onların cesaret, feda ve devrim emekçiliğinin yalnızca kadın devrimi yapıcılarına değil, bütün devrimcilere ve ezilenlere de öğreteceğine inanıyoruz.

43999

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

TURAN TALAY’IN ANISINA…

Onu maalesef ki çok erken denilebilecek bir yaşta, henüz 68’indeyken, 11.10.2023 tarhinde yitirdik. Bu ani ve erken ölümü tüm sevenlerini, yoldaşları ve dostlarını derinden sarstı ve acılara boğdu.

Akciğer kanserine yakalanmıştı. Hastalık, özelliklede ikinci kez nüksettikten sonra çok hızlı ve sinsi bir şekilde gelişti. Öyle ki doktorların her şeyin normal göründüğünü söylediklerinin kısa bir süre sonrasında yapılan muayende, kanserin kafaya sıçradığı ve de yayıldığı tespit edildi. Artık tıbben yapılabilecek bir şey de yokmuş. 

Emperyalist Kamplar Arasına Sıkıştırılmış Bir Halk: Filistin

Filistin-İsrail sorunu olarak bilinen ve esas olarak da Filistin topraklarında İsrail'in kurulmasının teorik ve politik temeli 1890'lı yılların sonunda atılıyor. 1. emperyalist paylaşım savaşıyla koşullar olgunlaştırılıyor. 2. emperyalist dünya savaşı sonrası ise emperyalist burjuvazi, Filistin'i parçalamayı ve orda İsaril devleti inşa etmeye karar veriyor ve bunu Filistin halkının soykırıma uğratma pahasına gerçekleştiriyorlar. Alman emperyalizmi tarafından soykırıma uğratılan yahudi halkı, bir başka ulusu (Filistinlileri) soykırıma uğratarak kendi ulusal varlığını inşa ediyor.

Hazan Ayının Şehitleri

Kasım, proletarya partisinin en değerli kadro, komutan ve savaşçılarının katledildiği aylardandır.  Hüzün ve öfkenin birlikte yaşandığı aydır. III. Konferans delegelerini, komünist önder Mehmet Demirdağ’ı ve Aliboğazı şehitlerini hep bir hazan ayında kaybettik. Zafere açılan kapıyı adım adım aralayan, özgürlüğe giden yolu damla damla döşüyen Kasım ayı şehitlerimiz tarihin yüceliğine kavuşanlardır. Onlar, yarınların mutlak yenenleri olarak yazılacaktır parti ve devrim notlarımıza.

“Durum İyidir, Gerçekler Devrimcidir”

Yaşadığı dönemin özelliklerini anlayarak, savaşın hükmüne, zorun değiştirici rolüne inanan, sınırlı yaşamını sınırsız davaya adayan önder yoldaş Mehmet Demirdağ ölümsüzdür! Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten ve her şeyden daha fazla isteyen bu uğurda emeğin eğittiği bilinçle savaşarak şehit düşen proletarya partisinin dördüncü genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı üstlendiği öncü pratik ve önder duruşuyla tanırız.

Yalım Nubar’dan Ozanyan Nubar’a Süren Hikaye Bizim!

Botan’dan Yozgat’a dek uzanan toprakların bağrından çıkıp İstanbul Ermeni yetimhanelerinde okumaya gelip, orada bilge önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın devrimci görüşleriyle tanışan ve tutkuyla bağlanan yoksul Ermeni çocukların hikayeleridir, Ermeni devrim şehitlerimizin hikayeleri.

Onları doğdukları topraklardan koparıp buruk ve sancılı bir şekilde İstanbul yollarına düşüren tarihsel gerçeklerin yanında yokluk ve yoksulluktur da. Onları İstanbul yolculuğuna çıkaran çaresizlik, yalnızlık, sahipsizliktir.

Mısır'ı Mesken Tutan Türk Tekelleri

Deutsche Welle (DW)'de Aram Ekin Duran'ın, „Türk Şirketleri Mısır'a Kaçıyor“ adlı bir haberi yayınlandı. Sıradan bir haber gibi gözüküyor, ama, Türkiye ekonomisinin ve Türk devletinin niteliğini araştıranlar, sorgulayanlar için küçük bir haber olmaktan öte bir anlam taşıyor. Özellikle de kendine ML ve Maoist diyen komünist örgütler için daha fazla önem taşıması gerekiyor.

Hesaplaşma mı? Kutlama mı?

Faşist TC devleti hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde, resmi ve sivil militarist güçleriyle başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi ve özgürlükten yana olan herkesi yok etmek ve devlet terörüyle susturmak için çalışmaya devam ediyor. Bu süreç aynı zamanda TC’nin kuruluşunun da yüzüncü yıl dönümüdür.

TC, yüz yıl önce Osmanlı yıkıntıları üzerinde tekçi bir zihniyetle kuruldu. Ermeni soykırımında, diğer azınlık halkların yok edilip sindirilmesinde aktif rol alan ittihatçı birçok ırkçı kadro da kuruluş sürecinde rol aldı.

Sayfalar