Cumartesi Nisan 27, 2024

Ermeni'yim Fedai'yim

Uzun yorucu sıkıntılı bir yolculuktan sonra Gerillalar,Enternasyonal savaşçılar eşliğinde Rojava'ya ulaşıyoruz.Her şeyi unutuyor ,sevinç çığlıkları atıyoruz.

Farklı bir coğrafya'da olduğumuzun farkına varırken,aynı zamanda savaş koşullarında olduğumuzu öğreniyoruz.Savaşı kaybeden Işid çetelerinin halen gizli kitle tabanı mevcutken zaman zaman intihar saldırılarında bulunuyorlar.Qamışlı'ya gidene kadar her tarafta Asayişi oluşturan Gerilla'nın çok sıkı kontrolünden geçiyoruz.Asayişi sağlayan,gerillaların her adım başı denetlemelerine rastlıyoruz.Bazen çetelerin eylem yapmak için Türkiye'den geçerek gelirken yakalandıklarının haberlerini alıyoruz.Hemen yanıbaşımızda uzanan,kilometrelerce duvar olmasına rağmen,Türkiye destekli çeteler kendilerini patlatarak ''cennete '' gitmek için eylem yaptıklarını duyuyoruz.

Savaştan sonra ülkesini terk edip farklı yerlere kaçan 2-3 bin civarında Ermeni'nin kaldığı Qamışlı'da Surp Hagop Ermeni kilisesine ulaşıyoruz. Partizan'lar,komutanlarına en son görevlerini yerine getirmek için koşturuyorlar.Kürt-Ermeni ve dostlarının yoğun katılımın sağlandığı kilisede,cenaze törenlerinde,politikadan uzak sadece dini vecibeler yerine getirilirken Komutan için,kilisede Ermeni ve Kürt halkının mücadelesinde şehit düşmüş,özgürlük savaşçısı,vurgusu yapılıyor,artık Nubar Ozanyan '' bizim şehidimiz '' denilerek Halk tarafından sahiplenmiş,kilisede geleneklerin dışına çıkılmıştır.

Parti 45 yıllık mücadele tarihinde çeşitli ayrılık ve bölünmelere tanık olurken,en son yaşanan Parti'yi ele geçirme,ilke ve programatik görüşleri çarpıtılarak,başlatılmak istenen tasfiye süreci Partizan'ların siyasi uyanıklığı sayesinde engellenmiş,Parti tabanı,halk,yöneticiler,kadroları ile birlikte doğru yönde saflarını belirlemiştir.Ama bu yaşanan süreç sancılı olmuştur.Nubar Ozanyan'ın da içinde bulunduğu Parti Teşkilatı ile Gerillalar,Rojava'da terkedilmişlerdir.3-4 yıldan bu yana yaşanan iletişimsizlik,hiç bir yardımın ulaşmaması,yani tam anlamıyla çölde susuz bırakılmışlardır.Bu yaşanılan imha süreci,kuşatma ve kaos yaratma,kitlenin Parti'den uzaklaştırılmasını sağlamak,güvensizlik aşılamak,her zamanki bölünme ve ayrılma gibi gözükse de özünde bir devlet operasyonudur.Ama boşa çıkarılmıştır.

Bu yüzden uzun süredir hasret kaldığımız,görüşemediğimiz,dertlerine derman olamadığımız,Komutan'ını bu sancılı süreçte kaybettiğimiz,gazi ile yaralıların bulunduğu,insan yüzüne hasret kalmış yoldaşlara Rojava'da ulaşmanın buruk sevincini yaşıyoruz.Part tarihinde Genel sekreterlerini kaybetmiş,ordu komutanını kaybetmiş,mücadele tarihinde ender rastlanan bir durumdur.Buna rağmen yenilmeyen,ölümlerden doğan,ısrar eden,iddiasını sürdüren Kaypakkaya Geleneği'nin artık bu son durumdan sonra gerekli dersleri çıkarıp yoluna devam etmesini bilmelidir.Komutan'ların kolay yetişmediği,bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bir durumda siyasi ve askeri kadroların göz bebeği gibi korunması gerektiğini hayat bize zorluyor.Ama biz koruyamadık.

Soykırım 'ın Ayak İzleri...

Suriye'de yaşayan Ermeni,Süryani ve Kıldani hristiyan azınlıklar 100 yıl önceki soykırımdan çöllere Tehcir edilen Kılıç artıklarıdır.Yüz yıl önceden Osmanlı'dan çektiklerinin aynısını bugün Suriye'yi iç savaşa sürükleyen,kan gölüne çeviren tamamen Türk Devleti destekli İşid çetelerinden çekmektedir.İşid'in hakim olduğu dönemde kiliseler kapanmış,tahribata uğramış,ağır silahlarla taranmış kullanılamaz haldeyken,YPG'nin İşid çetelerinden Rojava'yı temizlemesiyle Halk'lar kendi kutsal yerlerinde ibadetlerini serbestçe yapar duruma gelmişlerdir.Kiliselerin kapılarını taranıp kalbura çevrilerek,papazların tutuklanıp kafalarının kesildiği vahşet ile halk karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor.Kobane yolu üzerinde Tell Abyad şehrinden geçerken şehrin ortasında bugün hala muhafaza edilen,insanlığın utanç abidesi olarak muhafaza edilen İnsan kafesine rastlıyoruz.Korkunç görüntüsünden ürküyoruz.2/3 metre kare çapında olan kafeste İşid'in her cuma muhaliflerin kafasını üstelik halkı da toplayarak '' müslümanlık '' ve '' cihat '' adına kestiğini anlatıyorlar.

Adım attığımız her yerde muhakkak Ermeni'ye rastlamak mümkün oldu.Gerilla içerisinde Müslümanlaşmış Ermeni'lere fazlasıyla rastladık.Halktan,fedaisine kadar herkes bize en sıcak dostluk ile misafirperverliğini gösterdi.Müslümanlaşmış Ermeni'ler sorununun ne kadar hayati toplumsal bir sorun olduğunu canlı tanıklarından dinleyerek öğrendik.

Nubar Ozanyan'ın mezarının bulunduğu Derik Şehitliği,Türkiye Kürdistanında bulunan Mardin / Derik'in Rojava'da kalan kısmıdır.Derik halkı Muş,Sason,Batman'dan Tehcir edilen Hristiyan azınlıklardır.Bu yüzden soykırımın ayak izlerine rastlıyoruz.Cudi Dağı karşıdan görünürken,Osmanlı Türk'leri kardeş,akraba bir olan halkı bugün uzun duvar ve tel örgülerle sınır örerek ayırmışlardır.Tanımadığımız bilmediğimiz,ilk defa karşılaştığımız Ermeni halkı,tören bitiminde Nubar Ozanyanın başında toplanarak '' bize neden haber vermediniz '', '' bu bizim şehidimizdir '' diyerek sahiplenmişlerdir.40'nın Derik'te yapılmasını,önermişlerdir.Hakkari'li Avedis Parti-Ordu Karargahının önünden geçerken , durmuş '' sizleri ne zamandan beri arıyordum '' '' nasıl görüşelim '', '' niye haber vermediniz '' diye yakınmıştır.'' Evlerimizin kapısı sizlere açık ne zaman isterseniz gelebilirsiniz ''diyerek ayrılmıştır.

Rojava'da Dr.Sarkis ailesini Ermenistan'a bıraktıktan sonra tekrar Kobane'ye dönmüş görevinin başında bulunuyor.Kobane'liler Dr.Sarkis'i hiç bırakma niyetinde değiller,Sera kaniye'de Arman Silvan'lıdır.Garo ailesi,Muş'ludur..Hepsi günün birinde zulüm bitecek,tekrardan yurtlarına geri dönecekler diye sınır boylarına yerleşmişler.Ama Türk zulümü o gün bugündür bitmemiş,üstelik artarak devam etmiş.Halen yurtlarına dönmemişler.Ancak hasret gidermek için atalarının topraklarına gitmişler.Gördükleri manzaralar karşısında acı ve gözyaşı ile dönmüşler.Suriye'de yaşamaktan,bulunmaktan memun olduklarını Esad ile problemlerinin olmadığını,kendilerini en iyi şekilde ifade ettiklerini ama savaştan çok çektiklerini anlatıyorlar.

Yaralı Güvercin ; Roleda

Kürt Halk önderinin teslim alındığı,siyasi Parti temsilcilerinin tutuklandığı,köylerin,şehirlerin yıkıldığı gazetecilerin,insan hakları savunucularının tutuklu olduğu açık Türkiye cezaevinde,artık Halk kendini en iyi şekilde Özgürlük Mücadelesinde ifade eder olmuştur.Halk Gerilla olup dağlara çıkmaktan başka çıkar yol bulamamıştır.Gerilla iki kardeşin yıllar sonra Rojava 'da buluşmasına tanık oluyoruz.Önce büyük ablası Şerwin'in 15 yıl önce dağlara çıkışını büyük heyecanla dinliyoruz.Bu zaman zarfında başından geçen olaylar,yaşanılan derin hayat tecrübeleri zorluklar genç yaşına rağmen oldukça ağır başlı yapmış.Öğütlerini ses çıkarmadan dinliyorum.Sanki bizi anlatıyor misali.Bakur'dan mücadeleye,Gerilla'ya katılan Şerwin'in Ermeni olduğunu öğreniyoruz.Çifte mutluluk yaşıyor,15 yıl sonra artık büyümüş küçük kardeşi de dağlara sevdalanmış,özgürlük için Gerilla olmuş ilk defa onunla kavuşmanın sevincini yaşıyor.Yaşıyoruz.

Ablasının yolunu takip eden Roleda artık tek çare olarak Özgürlük Hareketine katılıp dağlara sevdalanıyor.Gerilla oluyor.Bakur,Başur ve Rojava'da bütün coğrafyada halkının hizmetinde bir Fedai olarak görevlerde bulunuyor.Biz de görme fırsatı buluyoruz.Ablası,kardeşini bir dakika olsun yanından ayırmıyor.Tenini kokluyor.Sarılıyor.Çünkü yaralıdır.Parti bu durumda olan Gerilla'lara özel elbise verdiğini söylüyor.En güzel yemeklerini kardeşi için hazırlıyor.Kısa da olsa senelerin hasretini gidermiş oluyorlar.Vakti gelince görevli olduğu Şengal Savunma birliklerinde yerini almak için yola koyuluyor.Ermeni Fedai geleneğini bugün de yaşatanlara tanık oluyoruz.Ermeni'yim Fedai'yim son sözü oluyor...

Rojava'da rejim devrilmiş,İşid çeteleri tarihin çöplüğüne atılmış,her şey bitmiş değildir.Demokratik devrimin görevleri,devrimin inşaası yeni başlıyor.Ekonomik sorunlar,toprak sorunu,kadın sorunu,eğitim sorunu,erkek eğemenliğne karşı duruş...hep çözülmesi gereken önemli görevler olarak önümüzde durmaktadır.Önemli olan zorun başarılmasıdır.

50051

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Son Haberler

Sayfalar

Agop Ekmekciyan

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar