Cuma Mayıs 17, 2024

Ermeni soykırımını tanımak için kaç soykırım daha lazım?-Dursun Ali Küçük

Kendinize yapılan soykırımı görürseniz Ermenilere yapılan soykırıma doğru yaklaşırsınız. Ermeni soykırımını görmezseniz, gün gün ve sürekli yaşadığınız soykırımınızı göremezsiniz.

TÜRKİYE, YAKINDOĞU HALKLARININ İMHA EDİLMESİNİN ADIDIR

TC’ye sormak lazım..

Kaç soykırım daha yaparsanız ancak Ermeni soykırımını tanırsınız?

Ermeni soykırımının 100. Yıldönümüne giriyoruz. İttihat Terakki li Osmanlı bu soykırımı işledi, şimdiki Ermenistan hariç, diğer Ermeni topraklarını ve Ermenileri neredeyse haritadan sildi.

Toplu yakılanlar oldu.

Karadeniz’de gemilere doldurularak denize dökülenler oldu.

Kızlarına ve kadınlarına el konuldu. Sabiha Gökçe bunun en bariz örneği.

Toplu öldürmeler gerçekleştirildi.

Ermenilere yardım edenlerim idam edileceği söylendi, böylesi uygulamalar yaşandı.

Toplu imha edilenler dışında geriye kalanlar yollara düşürüldü. Tehcir yaşatıldı. Yollarda bazıları yine vuruldu.

Açlıktan ve hastalıklardan kırıldılar.

Anlatılmakla bitmez.

Bir Ermeni anası bu soykırımı ifade etmek için; “ağaçlar kalem olsa okyanuslar mürekkep olsa bu soykırımı izah etmeye ve yazmaya yetmez” diyordu.

Çok haklıydı.

Aradan tam yüzyıl geçti. TC Ermeni soykırımını Osmanlıdan devir alarak devam ettirdi.

Talat Paşa ta o zamanlar da “Ermeni sorunu hallolmuştur” diyordu.

Nasıl halletmiş veya çözmüş: Bir halkı toptan imha ederek, topraklarından kopararak ve yok ederek...

Şimdiki TC sömürgecilerine ve imhacılarına göre de: Ermeni sorunu hallolmuştur ve üzerini betonladık ve sürdürelim politikası hakimdir.

ERMENİ SOYKIRIMINA KARŞI TAVIR KOYMADAN DİĞER SOYKIRMLARA DA TAVIR KOYAMAZSINIZ

Osmanlı(İttihat ve Terakki) sadece Ermenileri soykırımdan geçirmedi. Tüm Hristiyan hakları Anadolu ve Trakya da, Mezopotamya da soykırımdan geçirdi.

Hristiyan halkları kendi deyimleri ile “haledince” sıra Müslüman halklara ve Alevilere geldi.

Kaç soykırım daha lazım?

Rumlar, Pontuslular, Asuri-Süryaniler TC uygulamaları boyunca soykırıma uğradılar.

Sonra sıra Kürtlere, Lazlara, Çerkezlere ve Araplara, Alevilere  ve benzer gelmişti.

Bunların hepsine soykırım uyguladı. Bu soykırımlar etnik ve inanç temizliğini amaçlıyordu.

Amaç: Türk ve Müslümanlılaştırmak. Yani Türk-İslam sentezinin cenderesine almaktı ve bunu epeyce de başardılar.

ERMENİ SOYKIRIMINA TAVIR KOYAMAYAN BİR KÜRT VE KÜRDİSTANLI KÜRT SOYKIRIMLARINA KARŞI DA DOĞRU TAVIR KOYAMAZ

Bu diğer halklar ve inançlardan insanlar içinde geçerlidir.

TC Adalet bakanı Mahmut Bozkurt ne demişti: “Ço çoları hallettik (Ermeniler) sıra lolo lara geldi (Kürtler).

Komşu halk olan Ermenilerin yok edilmesi Kürtlerin yok edilmesi kapılarını açıyordu.

Seyit Rıza Dersim soykırımı başlarken; “Ermenileri terteleden geçirdiler şimdi sıra bize gelmiştir” diyordu.

SOYKIRIM NEDİR?

Soykırım Sözleşmesi 9 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bu sözleşme 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye’nin de 23 Mart 1950’de onayladığı sözleşmenin ilgili maddeleri şöyledir:

 “Madde 1 – Sözleşmeci devletler, ister barış zamanında, isterse savaş zamanında işlensin, önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ettikleri soykırımın uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu teyit ederler.

Madde 2 – Bu sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçunu oluşturur:

a – Gruba mensup olanların öldürülmesi; 

b – Grubun mensuplarına bedensel ya da zihinsel zarar verilmesi;

c – Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek;

d – Grubun içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak; 

e – Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.»

BM soykırım sözleşmesinin 1 ve 2 maddesine göre soykırımları işledi ve işlemeye devam etmektedir. İnsanlık suçu işlemektedir.

-TC, yakındoğuyu Türkiyelileştirmek için Ermeni soykırımını işlemiştir.

-Kürdistan ve Kürt soykırımını gerçekleştirmiştir.

-Lazistan ve Lazlara soykırım uygulamıştır.

-Asuri ve Suryaniler soykırımdan geçirilmiştir.

-Araplara karşı TC de soykırım yapmıştır.

-Hristiyan inancından olanlara karşı soykırım uygulamıştır.

-Alevilere soykırım yapılmıştır.

-Romanlara karşı soykırım suçu işlemiştir.

-Çerkezlere karşı soykırım suçu işlemiştir.

Kısaca TC sınırları içinde kalan haklara, uluslara, etnik ve inanç topluluklarının hepsini ezmiş, Türkleştirmeye çalışmış, Türk-İslam sentezcisi yapmak istemiştir ve yapmıştır. Bunların hepsi soykırım suçlarına girmektir.

TC BİR SOYKIRIM CUMHURİYETİDİR

Ermeni soykırımı üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen kabul etmemeleri ve üstelik Ermenileri haksız ve düşman taraf olarak görmeleri bundandır.

Kürdistan ve Kürt soykırımları hala kabul görmemiştir.

Üstelik Tc öyle bir beyin ve ruh çarpıtması yaratmış ki, sanki soykırımın olabilmesi için o halktan tek bir ferdin kalmaması gerekiyormuş.

Tek bir fert kalmayınca da ne yapalım olan olmuş, kendi deyişleri ile “halledilmiştir” deyip çeşitli bahanelere sarılmaktadır.

Soykırım uygulanan ulus ve halklar, toplulukları kendilerine soykırım yapıldığını görmemektedir. Göremeyecek duruma getirilmişlerdir.

Kürtlerde önemli oranda, Lazlar, Çerkezler, Aleviler ve benzer topluluklar aynen TC zihniyeti gibi yaklaşmaktadır.

Katliamlara karşıyız, bize baskı uygulanıyor veya yasaklamalar var diyerek kendilerine uygulanan soykırımı oldukça hafif görmektedirler.

Çoğunluk soykırım tanımı yerine katliam kelimesini kullanmaktadır.

“Ortak ev”, “gavura karşı din kardeşiyiz”, hatta “halkların kardeşliği”, Türkiyelileşme, Türkiye ve ortak vatan tezleri soykırımları gizlemek içindir.

Asimile edilmelerine içten içe gönüllü hale gelmeleridir.

Tabi böylelerinin soykırımı ara sıra yetersiz kabul etmeleri, hatta demeleri soykırıma karşı doğru tavır alıyor anlamına gelmez.

Örneğin Türk solcuları ve sosyalistlerinin çoğu sadece Ermeni soykırımının lafını etmekten yanadır. Hatta bazıları bunu bile ağızlarına almıyor.

Kuzey Kürtlerinde eskiden Ermeni soykırımına karşı daha net tutum vardı. Şimdi dillerini yumuşattılar ve bazıları laf olsun diye sözediyor.

Şüphesiz bu durum kaçınılmaz olarak Kürdistani amaçlardan kaçmayla yakından bağlıdır. TC egemenleriyle ve Osmanlı ile “ortak ev” ve misakki milli den bahsetmek kendisine uygulanan soykırıma göz yummak demektir.

BİR ALEVİ SOYKIRIMI DA GERÇEKLEŞMİŞTİR

Alevilere inanç olarak yapılanda soykırımdır. Aleviler toptan öldürüldü, Türk-islam sentezi içinde eritiliyor. Devletin Alevisini yaratmak istiyorlar. İnançları yasaklanmıştır. CHP den bu güne kadar da yasaklar sürüyor.

Ama Aleviler kendi soykırımı görmüyor. Çerkezler ve Lazlar da kendilerine soykırım uyguladıklarını görmüyor.

TC sömürgecileri Ezidileri de inanç alanında soykırımdan geçirmiş, kendilerine Türkleştirme yanında Müslümanlaştırma yaşatılmıştır.

BM nin soykırım tanımlamasını yukarıya aktarmıştık. Türk-islamcılar dışında bunu hangi topluluğa uygularsanız uygulayın, soykırımdan geçirildiklerini rahatlıkla görebilirsiniz.

Türk ve devlet İslamı dışında hepiniz ve tüm uluslar, inanç grupları, etnik ve dini gruplar vb soykırımdan geçmişiniz ve hala günlük olarak soykırım altında yaşıyorsunuz

Kendinize bir geliniz.

Kendinize yapılan soykırımı görürseniz Ermenilere yapılan soykırıma doğru yaklaşırsınız.

Ermeni soykırımını görmezseniz, gün gün ve sürekli yaşadığınız soykırımınızı göremezsiniz.

Celladını sevdalısı olarak görmek “ne yaman çelişki anne”!

Dursun Ali Küçük

15.4.2015

Not: Soykırımı TC ve toplumlarımızın gerçeğinde izah etmek için daha çok vurgulara ihtiyaç olduğu kesindir. Belki başka bir makalede yer vermeye çalışırım.

 

54790

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


Sayfalar