Perşembe Mayıs 9, 2024

Emperyalistler Dünya Halklarını Savaşla Tehdit Ediyor

Kapitalist sistem, burjuvazinin sıkça tekrarladığı gibi dünyaya “barış” getirmedi. Ama dünyayı; işçi ve emekçilerin karşı koymalarına karşın, kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde bir uçurumun eşiğine getirmeyi başardığı rahatlıkla söylenebilir.

Kapitalist sistem yeni bir ekonomik kriz beklentisi içine girdi. Bu konuda haksızda değil. Ekonomik göstergeler; borsa düşüşleri, pazar alanların daralması, borçların ulusal ekonomilerin boyutlarını aşması vs. kapitalist ekonomik sistemi yeni bir 2008 belkide daha ağır bir krizle baş başa bırakmak üzeredir. Burjuvazinin bu “kabusu”nu, burjuva ekonomik merkezlerinde yer alan bütün burjuva ekonomistler “acil koduyla” tekrarlayıp duruyorlar.

Bu kriz, elbette salt ekonomik kriz olarak kalmayacaktır ve hızlanan savaş ekonomisinin daha da hızlanmasını beraberinde getirecek ve emperyalist savaş tehlikesini bir gün öncesinden daha bir görünür kılma olasılığı güçlüdür.

15-17 Şubat 2019 tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde 55.si yapılacak olan Münih Güvenlik Konferansı (MGK) ve öncesinde yayınlanan Münih Güvenlik Konferansı Raporu’da[1], yeni bir “savaş tehlikesi” olasılığının güçlendiğinin vurgulamak zorunda kalmıştır.

Bütün emperyalist tekeller ve onların hükümet temsilcileri, 2. Dünya savaşı öngününde olduğu gibi, bugünde “yeni bir savaş” tehlikesinin hızla olgunlaştığını açıktan dillendirmekten çekinmiyorlar ve hazırlıklarını buna göre yapıyorlar. Bunun açık anlamı; birbirini savaşla tehdit eder duruma gelmişlerdir.

Bu Konferans’ta, işçi sınıfı ve emekçilerin yaşam seviyelerinin yükseltilmesi ve doğanın tahribatının önlenmesi gündeme gelmeyecek, tersine, emperyalist tekellerin temsilcilerin pazarlık konusu yapacakları konu; işçilerin üzeindeki baskı ve sömürünün arttırılması ve doğanın tahribatının derinleşmesi yer alacaktır. Ve ayrıca gerçekler manipüle edilerek kamuoyuna sunulacaktır.

MGK’da kozlar yeniden paylaşılacak, oynatılan taşların yerlerinin nereye ve nasıl konacağı sert diplomatik dille sıralanacak. Ve bütün büyük emperyalist güçler, nereden ve kimden ne koparacaklarının hesabını yapacaklar. Ancak, buradan ne “barış”, ne “yumuşama” ne de halkların ve işçi sınıfının sorunlarını çözecek bir “uzlaşma” çıkmayacağı daha bugünden açık. Geçen yılda bir “uzlaşma” çıkmamış, tersine birbirlerini açıktan tehdit edici bir sonuç çıkmıştı.

Buradan çıkacak sonuç, bugünden belli: Silahlanma yarışı aratcak; egemenlik alanlarını genişletilme istemleri savaş etmenlerinin artıracak. Kutuplaşmalardaki saflaşmalar daha da belirginleşecektir. Bunun yanı sıra emperyalist güçler arasındaki çelişmenin keskinleşmesinde gerileme değil, artış olacaktır.

Emperyalist güçler için, ekonomik sorunların yanında ortada paylaşılması gereken ciddi sorunlar var. Güney Çin Denizi/Güney Asya, Ortadoğu, Afrika, Ukranya, Venezüella, uzaya egemen olma ve uzayıp giden diğer paylaşılacak alanlar...

Emperyalist güçlerin tek bir kutup içinde bileşme olasılığı kendi (kapitalizmin ekonomik) doğasına aykırıdır. Kutuplaşmalar içinde kutuplaşma, dünyayı yeniden paylaşma hırsları daha da artarak, konferans salanundan ayrılacaklardır. Burada her büyük emperyalist güç açısından denenecek olan; kendi kutuplarını güçlendirme, safları netleştirme (askeri ve ekonomik güç oranıyla doğrudan bağlantılı olarak) mücadelesi olacaktır.

ABD-Kanada-İngiltere-Japonya,  AB, ÇİN-Rusya temelindeki büyük emperyalist kutuplaşmalar, diğer katılımcı bağımlı ülkeleri ya da bölgesel emperyalist ülkeleri yanlarına çekme durumu olacak. Bu kutuplaşma bugüne kadar genel anlamda netleşimiş gözükmektedir. Ve bu emperyalist kutuplar arasındaki çelişmenin çözümü olarak yeni bir emperyalist savaş olarak karşımıza çıkarılmakta ve dayatılmaktadır.

ABD ve elbette İngiliz burjuvazisi İngiltere’y,i AB’den kopardı. AB emperyalizmi bunun bilinciyle hareket ediyor ve ABD’den bağımsız yeni bir AB Ordusu oluşturmaya çalışıyor. Silahlanmalar ise buna göre artıyor. ABD, AB’yi Çin ve Rusya ile korkutarak NATO’nun daha fazla güçlendirilmesi ve bunun maddi yardımın arttırılmasını yeniden dayatacaktır.

 Silahlanma salt emperyalist büyük güçlerle sınırlı değil, Uluslararası Araştırmaları Enstitüsü (IISS) ve SIPRI’nin (Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü) açıklamalarına öge; hemen hemen bütün ülkeler son beş yıl içinde silahlanmalarını yüzde on oranında artırmışlar.

ABD ve Avrupa ülkelerinden  Ortadoğu ülkelerine silah satışı ise 2003-2017[2] arası %109 oranında artmış. Ortadoğu’da savaşların neden eksik olmadığının sorusunun bir cevabı da burada yatmaktadır.

ABD’nin “Orta Menzilli Nükler Kuvvetler Anlaşması”nı tek taraflı olarak feshetmesi ve Rusya’nın aynı şekilde buna karşılık vermesi, dünya halkları için büyük bir tehdit oluşturuyor. Dünyada varolan silahların %74’ü ABD, Rusya, Fransa, Çin ve Almanya’nın elinde bulunuyor.  Adı geçen bu beş ülkeyle beraber Kanada, Japonya, İngiltere’nin 1997-2017 arası silahlanma harcamalarının toplamı 2016 trilyon ABD doları kadar.[3] Barışın en büyük düşmanları da bu ülkelerdir.

İşçi Sınıfının Çözümü

Her yıl olduğu gibi, bu yılda işçiler ve emekçiler MGK’ı, tüm “güvenlik (siz bunu kitlelere saldırı anlayın)  tam da kapısının önünde protesto edeceklerdir. Protestocuların istemleri ile geniş güvenlik önlemleri arkasında dünyayı bir avuç emperyalist burjuvazinin çıkarları için paylaşanların istekleri birbirinin tam zıddıdır.

Burjuvazinin kapitalist-emperyalist sistemi yeni bir savaşı dayatıyor. İşçilerin Sosyalizmi ise; insanın insanla, insanın doğayla barışını istiyor ve öngörüyor. Bütün dünyanın sosyalizme geçtiğinde; ekonomik krizler, savaşlar, tel örgülerle ya da kalın duvarlarla örülmüş duvarlar, sömürü, yoksulluk, insanların ölümü göze alarak göç yollarına düşmesi olmayacaktır.

Son yıllarda kitlelerin kapitalist düzene karşı hoşnutsuzlukları artmasına karşın, bunun reformist taleplerin üzerine çıkması ve devrimci/komünist örgütlü bir güç haline dönüşmesiyle, kapitalizmin krizi devrimci bir kriz haline dönüşebilecektir. 12.02.2019


[1]              Bkz. Münich Securty Report 2019

[2]              SIPRI 2018 Raporu

[3]              Münich Securty Report 2019, sf. 11

 

 

16377

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

Sayfalar