Cuma Mayıs 24, 2024

Bizi bu kurşunlar değil sizin sessizliğiniz öldürürecek

Ey önce insanım diyenler ,faşizme,haksızlığa karşı olduğunu söyleyenler, ey aydınlar,entellektüeller,kendine ilerici, devrimci, demokrat diyenler,ey geçmişte bedel ödeyen , zülmün en acısını yaşayan canlarım , kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım , yoldaşlarım duyuyormusunuz bu çığlığı ,feryadı ve bizlerden ne istediklerini!!!  Kürt ulusu en demokratik hakkı için her şeyini feda etmekte,(“bir tasmalı köpek gibi kul köle yaşamaktansa,özgürlüğüne aşık, kurt olmayı tercih ederek ,kışa karda girmeyi aç kalıp , gerekirse ölmeyi göze alarak bedel ödeyen,kurt,”)hikayesini çoğumuz biliriz.

Neden hâlâ milyonlarca insan faşizme karşı sessiz kalabiliyor,neden her türlü zulmü,baskıyı,hakareti,aşağılanmayı kabül ediyoruz? Neden “bana değmeyen yılan bin yaşasın “kültürünü kabulleniyoruz.? Nerede kalıyor bizim insanlığımız,hertürlü haksızlığa karşı çıkışımız…Bumu bizim insanlığımız,aydın olmamız,devrimci olmamız,sosyalist -komünist olmamız..Ayrı düşünebiliriz,aynı şeyleri paylaşmayabiliriz,ayrı uluslardan,ırklardan,mezheplerden olabiliriz,ayrı dili konuşabiliriz,ayrı inançlara sahip olabiliriz bu bizim sessiz kalmamıza,duyarsız davranmamıza , faşist diktatörlüğün yaptığı zulme , katliama tepkisiz kalmamıza bahane olamaz.

Eğerki , faşizmden yana değilsen,dil , din  mezhep ırk ayrımı yapmıyorsan , ses ver direnen Kürt ulusuna,devrimci direnişe,insanlık için… demokrasi ve bağımsızlık için kadınıyla, kızıyla,genciyle,ihtiyarıyla günlerce direnenlere….  Unutma bugün yanımda değilsen , bana yapılan faşist zulme ses çıkarmıyorsan,görmezden , duymazdan geliyorsan yarın  benim sana ihtiyacım yoktur. Faşizm sana dönüp zulmün sopasını çevirdiğinde boşuna çığlık atma,suçlu çünkü sensin , kendin sessiz kalmakla bu faşist zulme davetiye çıkardın..!Ama unutma ve bilki, ben yinede senin yanında olacağım. Asla seni yanlız bırakmayacağım. Acılarımızıda , sevinçlerimizde birlikte paylaşacağım.

Yüzlıllardır gördük , yaşadık  Hızır paşaları,onlar hep hainlikleriyle , ihanetleriyle anıldılar, halklar tarafından kendileri naletlendiler. Zulme karşı direnenenlerse  baş tacı yapıldı , saygıyla , övgüyle,unutulmazlar olarak tarihin ileride okunacak sayfalarına yazıldılar. Dönekler , ihanetciler,çıkarları gereği faşizmin yanında mevki ve makam için yer tutanlar  gelecekte nefretle anılacaktır.

Kürt olmasına karşın , Kürtlere karşı ,çıkarları gereği faşizmle birleşen,kalemini kişiliğini satan ,Orhan Miroğlu ve benzerleri kendilerini bugün şovmenlik yaparak  , mülakatlar vererek “aklamaya” çalışabilirler.. Hatta Silvan’da, Cizre’de,Nusaybin’de ,yani Kürdistanın dört yanında yapılan faşist zulmü “son derece haklı ve meşru olduğunu” utanmazca , ar damarı çatlamış bir ihanetci olarak söyleyebilir.

Orhan Miroğlu daha ileri giderek efendileri adına konuşmakta faşizmin dilini kullanmakta bir sakınca görmeyerek şöyle demektedir; “Bizim hükümet olarak utanç duyacağımız hiçbir şey yok”.Miroğlu sen şunu unutmaki;Kürtlüğünü satabilirsin,kalemini satabilirsin,para,mevki ve çıkarların için kendini de satarak faşizmin savunuculuğuna soyunabilir, özğürlük ve bağımsızlık için canlarını verenleri “terörist olarak”suclayabilirsin! Ama  devran dönecek , devir değişecek sen ve senin gibi satılmış faşizmin kalemşör ihanetcileri hesap verecektir.sende bunu unutma yaz bir kenara.

Çünkü , sen yanlızca kalemini satmadın,Kürt ulusunu sattın, Diyarbakır zındanında sana “yedirilen b..u sattın”,onurunu,kişiliğini ve insanlığını sattın.

Kusura bakmayın yoldaşlarım,dostlarım,arkadaşlarım ve zulüm gören halklarımız , insan dolu dolu olunca , böylesi satılmiş devletin kalemşörleri konuşunca daha öfkeleniyor,hırslanıyor,sitemkar oluyor. Gün bugün ,ayrım yapmadan faşizme,emperyalist savaşın başını çeken Amerikan emperyalizmine ve emperyalist gerici savaşlara karşı  birlikte hareket etme günüdür. Unutmayalım , haklıysak birgün mutlaka ama mutlaka  kazanacağız. Emperyalist gerici savaşlara karşı yürüttüğümüz mücadelede zafere ulaşacağız. Halklarımızın özgür ve savaşsız bir dünya yaratma savaşında tüm gericiliği yıkarak muzaffer  olacağına inançımız  tamdır. Bu inançla “Bizi bu kurşunlar  öldürmez” direnişine ses vererek, “sessizliği”tüm güçümüzle yıkalım,faşizme karşı omuz omuza direnişi yükseltelim. Gün birleşme , direnme,fasizme karşı insanlığı savunma ğünüdür. Sesimize ses ver,sesiz kalma.

 

43303

Son Haberler

Bizi bu kurşunlar değil sizin sessizliğiniz öldürürecek

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin boykot tavrı neden doğru değildir

Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir.

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”

6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.

ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR

Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.

“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.

Azaduhi (Nubar Ozanyan)

Herkesin anlatılacak bir hikayesi, yazılacak bir yaşamı vardır. Liceli Azaduhi’nin hikayesi, soykırım yaşamış bir Ermeni kadının Lice’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Hollanda’ya uzanan sürgün hikayesidir. Doğduğu yerde yaşayamadığı gibi ölemeyenlerin hikayesidir. Onun hikayesi kolay taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen, direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir.

Katledilişinin 50. Yılı Vesilesiyle KAYPAKKAYA ve TKP-ML

Faşist T.C. Devleti tarafından, bundan 50 yıl önce bir komünist önder, aylarca süren işkenceli sorgular ardından hunharca katledildi. Buradan bir kez daha bu cinayeti kınıyor ve Türkiye-

K. Kürdistan devrimci hareketinin ender yetiştirdiği bu komünist önderi saygıyla anıyor ve ideallerine bağlı kalacağımızın sözünü yineliyorum.

Onun katli, “işkence sonucu ölüme sebebiyet verme” şeklinde olmayıp; bizzat devletin ilgili ve yetkili kurum ve kişilerince, “devletin ulvi çıkarları adına” karar altına alınan bilinçli ve iradi bir cinayettir.

Partizan’ımızı Özlüyor, Mücadelesini Örnek Alıyoruz | Hüseyin Şenol

Partizan’ımızın hayatını kaybetmesinin üzerinden tam iki yıl geçti… Dursun Çaktı’nın bize bıraktığı miras gibi; demokratik kitle örgütlenmesi anlayışının tüm alanlarda yerleşmesi olmazsa olmazımız olmalıdır…

İki yıl önce 25 Şubat’ta, daha 65 yaşında kaybettiğimiz Dursun Çaktı’yı, Partizan’ımızı özlemle anmaya devam ediyoruz ve sürekli anacağız.

Ölümün susturduğu yaşamlar (Nubar Ozanyan)

Yoksulluk, zulüm yetmiyormuş gibi depremin ve kışın beyaz zulmü de halkımızı ölüm karşısında çaresiz ve yalnız bıraktı. Devlet, yüz binlerce insanı canlı canlı toprağa gömdü. Kapitalizmin sermayesi yine halkın canı ve kanıyla yıkandı.

Depreme dayanıksız konutlar halkın mezar taşı oldu. Yoksulluk, kış, çaresizlik, ölüm ezilenleri üşütmeye devam ediyor. Kapitalist sistem, kendisiyle birlikte insanlığı hızla belirsiz bir yıkım ve sona doğru götürüyor. Her şeyi metalaştıran kapitalizm, yaşam gibi ölümü de metalaştırarak insanlığı çaresizliğe ve yıkıma doğru sürüklüyor.

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Sayfalar