Perşembe Mayıs 16, 2024

Birleşik Mücadelenin Önemi Giderek Artıyor

Nihai hedefimiz devrimdir. Yasal ve yasa dışı tüm eylemlerimiz devrimin gerçekleşmesi içindir. Devrimin öncü kurmayı ola-rak parti, işçi sınıfı önderliğinde toplumun tüm bağlaşıklarını örgütleyerek, belirlediği stratejinin yol göstericiliğinde devrimi gerçekleştirir.

Devrim uzun soluklu bir mücadeledir. Yenilgiler ve zaferler diyalektik bütünlük içinde ilerler. Felsefi olarak  zıtların birliği olan bu bütünlük mücadelenin zengin yol ve yöntemlerini ret etmez. Aksine sınıf mücadelesi, tüm mücadele alanlarının sonunda tek bir potada da toplanmasıdır. Partinin  kurmay olmasının esprisi de burada  yatar.  Parti,  temel  örgütlenmesinin yanında, oluşturduğu tüm yan örgütlerle güçlenir ve mücadeleyi ileri taşır.

Koronavirüs salgınıyla birlikte insan-ların önemli bir bölümünün bu hastalığa yakalanması,  binlercesinin  hayatını  kaybetmesinin önüne geçilememesi düzenin sağlık siteminin doğrudan sonucudur.  Salgınla birlikte derinleşen ekonomik krizin tüm yıkıcı etkisi işçi sınıfına ve ge-nel olarak emekçilerin sırtına yıkılacaktır. Sermayenin bu krizden etkilenmesi esas olarak artı değer sömürüsünden elde ettiği karın bir süreliğine daralmasından ibarettir. Merkezi sosyalist bir ekonomi de bunun  böyle  olmayacağı  geçmiş  sosyalist devlet sitemlerinden bilinmektedir. Gerek dünya da gerek ülkemizde her şeye yön veren sermeye olduğu için yıkımların  sonuçlarının  bu  kadar  büyük olması, tekellerin tüm zenginlikleri kendi ellerinde  toplaması  ve  toplumsal  paylaşımda emekçilere sadece çalıştıkları sürece ücret ödemelerinden kaynaklanıyor. Salgın  sonrası  AKP  iktidarı  ekono-minin yeniden toparlanması gerekçesiyle patron ve büyük tarım işletmelerinin lehi-ne ne varsa hayata geçirmeye çalışacaktır. Daha  şimdiden  “torba  yasa”  adı  verdiği  birçok  uygulamayı  meclise  getirmeyi planlayarak bu adımı atmış bulunuyor. İşçi sınıfı ve genel olarak tüm emekçilerin yıkıma karşı mücadelesi ancak ve ancak örgütlü bir mücadeleyle büyütülebilir. Bu, kendiliğinden olmayacaktır. Lokal di-renişler ve kendiliğinden hareketin başarı şansı yoktur.

Devrimci hareketin örgütlülüğü ve işçi sınıfı içindeki gücünün bilinmeyen tarafı yoktur. Türkiye devrimci hareketi, şu ya da bu nedenden dolayı sınıf mücadelesinin  ve  toplumsal  mücadelenin  oldukça gerisinden  geliyor.  Sendikalardaki  gücü, fabrikalardaki  örgütlülüğü,  semtlerdeki gücü biliniyor. Birbirine yakın örgütlükler ve etki gücü süreci tek başına karşılamasına yetmeyecektir. Bu  durum  eylem  birliklerini  ve  hatta uzun vadeli ittifakları zorunlu kılıyor. TDH,  50  yıllık  mücadele  tarihinde  irili ufaklı birçok eylem birliği yaptı. Bunların bazıları uzun sürdü, bazıları ise çeşitli nedenlerden dolayı fazla uzun ömürlü olmadı. Toplamda önemli bir birikim ve tecrübeye  sahibiz.  İşe  nasıl  ve  nereden başlayacağımız bellidir. Sürecin getireceği yıkım  toplumsal olarak henüz yeterince hissedilir olmasa da, bunun uzun sürmeyeceği de açıktır. Sürecimiz tıpkı Lenin’in “Ne Yapmalı”da dile getirdiği gibi: “kaynamış bir grup halinde, sarp ve zorlu bir yolda birbirimizin ellerine sıkı sıkıya sarılmış olarak yürü...”meliyiz. “Düşman tarafından her yandan sarılmış durumdayız. Ve bunların ateşi altında hemen hemen hiç durmadan ilerlemek zorundayız.”(Lenin Ne Yapmalı, sf:15) Birlikte yürüyeceğimiz zeminler yaratmalıyız.

Evet, eylem birliklerinin özü ve ruhu tam da Lenin’in dile getirdiği gibi “bir birimi-zin ellerine sıkı sıkıya sarılmış olarak” yürümek değil midir? Tam da böyledir. Bir hedef ve amaç için bir araya gelmiş, aynı payda da birleşenlerin birlikte yürümesi-dir eylem birliği. Her eylem birliği ya da ittifak sadece zayıf olduğumuz için bizi bir araya getirmez. Öyle dönemler olur ki, düşmana son darbeyi vurmak için de bir araya geldiğimiz dönemlerde olacaktır. Bu tamamen mücadelenin o anki durumu, güç dengesi ve düşmanın durumuyla ilgilidir. Örneğin  birleşik  cephe  böyle  bir  temel ittifaktır. İşçi köylü temel ittifakı üzerinde yükselen ve toplumun geri kalanlarını KP’nin öncülüğünde birleştirilmesidir.

Şimdi çok daha zaruri olan eylem birliği özgün yanları olacaktır. Salgın öncesi de sorun olan yoksulluk, işsizlik, sağlık sorunu, kadın ve gençlik sorunu, köylülük ve  hapishane  sorunları  ve  çevre  sorunu koronovirüsle birlikte toplumsal acil sorunlar olarak önümüzde durmaktadır. Yıkımın getirdiği sonuçlar toplumsal bir  hareketliliği  beraberinde  getirecektir. Bunun için müneccim olmaya gerek yoktur.  İlerici  ve  demokratlar,  ekonomistler ve hatta burjuva çevreler bunu ön gördüklerine göre devrimcilerin bunu öngörme-meleri zaten beklenemez. Birleşik mücadele (eylem birliği ya da ittifak) tartışmaları ilkesel sorunlar üzerinden yürütülmemelidir. TDH olarak her bir birleşen,  birbirinin  hassasiyetlerini  aşağı yukarı biliyor. Kimin hangi tartışmaya ne tepki vereceği bilindiği için  hedefleri belli bir program çerçevesinde bir araya gelip, anlaşarak eylem birliği hayata geçirilmeidir. Eylem birliği ilk bir araya gelenlerin oluşturdukları hedef ve çalışma tarzını ka-bul eden her devrimci, ilerici ve demokrat çevre,  parti  ve  örgütlere  açık  olmalıdır. Eylem birliğinin HDK’yi içine alacak şekilde ilk adımda birleşenler arasında ol-masına özel bir önem vermek gerekir. Bu-nun yansımasının T. Kürdistanı’na olacağı düşünüldüğünde HDK önemli bir birleşen olmalıdır. Keza halk evleri, çevre dernekler ve bazı sendikaların da yer alması için girişimler gerçekleştirilmelidir.

Birleşik Mücadelenin Önemi Giderek Artıyor! Yıkımın getirdiği sonuçlar toplumsal bir hareketliliği beraberinde getirecektir.

              Nisan 2020

              Özgür Gelecek

2308

Özgür Gelecek

Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Özgür Gelecek

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Sayfalar