Çarşamba Mayıs 1, 2024

Arkadaş(ımız) Z. Özger[*]

“Kalbim!

elimden tut
elimden tut
sensiz bir şey yapamam.”[1]

 ‘Aşkla Sana’, ‘Gezgin’, ‘Ferhat’, ‘Sevdadır’, ‘Adak’, ‘Beyaz Ölüm Kuşları’, ‘Bir Gün Sevişmeyi Bana’, ‘Eski Bir Gün İçin Şiirler’, ‘Günler Perişan’, ‘Her Şey Tekrardır Biraz’, ‘Hüzün Mevsimi’, ‘Merhaba Canım’, ‘Orman’, ‘Pencere’, ‘Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’, ‘Sığıntı Kuşu’, ‘Yeryüzü Ağacı’, ‘Kan Reçetesi’ndeki dizelerinden anımsayacaksınız Onu…
“alnını/ dağ ateşiyle ısıtan/ yüzünü/ kanla yıkayan”lardandı…
“göğü kucaklayıp getirdim sana/ kokla/ açılırsın”; “zeki müren’i seviniz” diyenlerdendi…
Sevdanı, kavganı, umudunu dizelerine döken; cam kolonyasını anlatan; elinizi tutarcasına yüreğinizi yakalayan; aşkla, şiirle ve isyanla bezenmiş hayatın özetiydi…
Arkadaş(ımız) Z. Önger’di O…
* * * * *
5 Mayıs 1973’te, Ankara Kızılay’da Meşrutiyet Caddesi’nde yürürken düşer Arkadaş, Numune Hastanesi’ne kaldırılır. Beyin kanaması geçirmiştir, aynı gün kaybeder hayatını. 9 Mayıs’ta Ankara Karşıyaka Mezarlığında toprağa verilir: Ada H: 9, Parsel: 12.
1971’deki Siyasal Bilgiler Fakültesi yurt baskınında başına aldığı ağır darbelerin neden olduğu düşünülür beyin kanamasına. Arkadaş’ın “günler perişan” dediği dönemlerdir.
Hüseyin Cevahir’in SBF’deki bir toplantıda, “Arkadaşlar, bir daha toplantı yapamayabiliriz,” dediği ve kısa bir süre sonra İstanbul’da, Maltepe’de öldürüldüğü dönemler.
Ankara SSBF Basın Yayın Yüksekokulu öğrencisidir Arkadaş. 1948 Bursa doğumludur. Şair olarak bilinir üniversitede. Ama devrimci mücadelenin de hep içinde olmuştur.
ODTÜ, Hacettepe ve SBF Öğrenci yurtları birbirlerine yakın tarihlerde polisler tarafından basılır. 24 Ocak 1971 SBF Yurt Baskını sırasında Sinan Kazım Özüdoğru, yurtta kalanlara seslenir, “Arkadaşlar…” der, “çıkmak isteyen çıksın, kapıları kapatıyoruz.” Arkadaş Zekâi Özger, çıkmayanlardandır.
Yaklaşık 300 öğrenci ile, sekiz saat boyunca yurt savunması yapılır. Daha fazla dayanamaz içeridekiler, silahları yoktur, sopaları yoktur. Kapıları kilitleyerek içerideki malzemelerle savunurlar kendilerini. Polislerin yardımına sivil faşistler gelmiştir. Yaralılar çoktur. Daha fazla direnemez Arkadaş ve diğerleri. Dışarıda, polis-sivil faşist işbirliği ile oluşturulan kordondan coplanarak, kaba dayağa maruz kalarak gözaltına alınırlar. Arkadaş da diğerleri gibi gözaltında işkenceye maruz kalır.
İşte başındaki ağrılar bu yurt baskınından ve gözaltı sürecinden kalmadır Arkadaş’ın. Kız kardeşine bir gün: “Biliyor musun, bir gün dayanılmayacak kadar ağrıyor. Sanki kafamın içi sallanıyor, boşalıyor gibi. Acaba kötü bir şey mi var?” diyecektir. Ama kız kardeşinin “Derhâl bir doktora görün” tavsiyesini de hep ihmal edecektir.
Sonrasında bu yurt savunmasını, arkadaşlarıyla birlikte yaşadıklarını “Adak” şiirinin konusu yapacaktır Arkadaş.
“biz üçyüz yurtseverdik/ bir gün sularken çiçeklerimizi/ üçbin kişilik düşman ordusu/ ve onun paralı sivil askerleri/ saldırdılar yurdumuza”
Şiirin devamında “daha da vuruşurduk/ daha kaç yüzyıl saat” diyecektir Arkadaş, “ah aymaz gece, oynaş gece/ iğrenç karanlığıyla gelince/ yurdumuzun yarısı düşman eline geçti/ üçyüz yurtsever yarısı düşman eline geçti.”
Ankara’nın bu en sarışın, en ince şairi; şair olmanın, şiir yazmanın sorumluluklarını da taşıyacaktır hep. Şiirinin üslup itibariyle İkinci Yeni’ye ve soyut şiire doğru evrildiğinin söylenildiği dönemlerde dahi toplumsal olanla, güncel olanla bağ kurmayı sürdürecektir. En imgesel metinlerinde dahi, birlikte yaşamanın, dostça yaşamanın, eşit ve adil yaşamanın özlemini dillendirecek ve mücadeleye çağıracaktır bizleri.[2]
* * * * *
8 Ocak 1948 -5 Mayıs 1973 yaşayan O, Selanik göçmeni işçi bir ailenin çocuğu. Kavganın, geçim sıkıntılarının arasında bir ailenin hayatta kalan yedi çocuğundan beşincisi aslında.
Kardeşi Şükran Tekin’in anlatılarında aile yaşamıyla ilgili babalarının düşük maaşlı bir işte çalıştığını görüyoruz. Sakin ve sessiz bir baba, üstelik hem şiiri hem de anneyi çok seven bir baba. Temiz, otoriter bir anne. Evin yöneticisi. Çocuklarının okuması ve eve yardım olması için tütün fabrikalarında çalışan bir kadın. Çocuk yaşlarda kemik hastalığına yakalanıyor Zekâi. Annesi ile paylaşıyor bir hastane odasını ve annesinin sevgi ve şefkati onu yaşama döndürüyor. Şükran Tekin’in Zekâi’nin ölümüne yönelik söyledikleri ise şunlar:
“Çocuk yaşta ölümle yaşam arasındaki savaşı kazanmıştı. Ama son savaşı, ne yazık ki ölüm kazandı. Bu öylesine büyük bir haksızlık ki! O, ölümü hak etmemişti. Yaşam zaten haksızlıklarla dolu değil mi? O üretken beyni yok ettiler. O sain, sevdalı, cesur yüreği söndürdüler. Bizlere, sevdiklerine unutamayacakları bir acı bıraktılar. Yok edemeyecekleri bir şey var: Arkadaş Zekâi Özger’in kısa süren yaşamında ürettikleri. Beden olarak Zekâi artık yok. Ama arkadaş Z. Özger yazdıklarıyla, dizeleriyle hep var olacak; dudaklarda, beyinlerde ve meydanlarda”ydı![3]
* * * * *
Asıl adı Zekâi Özger idi. “Arkadaş” müstearını, içindeki sıcaklıktan olacak, kendi seçmiş ve şiirlerini bu adla yayımlamıştır.
Babası Ali Bey (Özger) yoksul bir işçi olduğundan sürekli çalışmaya devam etmek zorunda kalmış, Arkadaş’ın kız kardeşi Şükran Tekin’in de belirttiği gibi hafta sonları evde, çevredekilerin ayakkabılarını tamir etmeye başlamıştır.
Arkadaş’ın yakın çevresi onun sessiz, sakin ve içine kapanık bir çocuk olduğu savında birleşirler. Küçük yaşlarda geçirdiği kemik hastalığı (osteomyelit) Bursa’da hep birlikte yaptıkları bahçeli evde, annesi Fahriye Hanım’ın ektiği hercai menekşeli sevgi yuvasında ilk kırılmaya sebep olur. Zorlu ameliyatlar sonucunda aylarca hastanede yatmak zorunda kalan ve uzun süre koltuk değnekleriyle dolaşan Zekâi, bundan böyle kendini dünyaya daha da kapatacaktır. Yürürken aksayan, sağ bacağı sol bacağına göre daha kısa kalan Zekâi, ilkokul, ortaokul ve lise sıralarında şiiri, romanı, tiyatroyu ve edebiyatı bir sığınak belleyecektir.
Hikmet Kıvılcımlı’nın, Mihri Belli’nin konferanslar verdiği, sürekli siyasal etkinliklerin düzenlendiği Hukuk Fakültesi’nde çelimsiz ve narin gövdesiyle, sanata tutku derecesinde bağlı olmasıyla dikkat çeken şairdi.[4]
* * * * *
Arkadaş Z. Özger’in yayımlanan ilk şiiri, ‘Soyut Dergisi’nin Ağustos 1967 sayısında yayımlanıp, kendinden söz ettiği ‘Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’dı ve çok önemliydi.
“Şiir hayatı değiştirebilir mi? Şiir bir insanın en derininde saklaması ve kimseye söylememesi emredilen ‘şeylerini’ orgazmik bir duyguyla sağına soluna saçmasını sağlar mı? Şiir yıllarca tutmaya cesaret edemediği eli tutacak cesareti verir mi? Söz konusu olan Arkadaş Z. Özger ise, benim için ‘Evet’,”[5] Bawer Çakır’ın ifadesindeki üzere…
Cesur, içten ve kararlıydı: Kara günlerde kaleme alını kimi dizeleri: “Pencereyi kapama/kuş dolabilir içeri,” de derdi; “Kara yeller ak yelleri dövende/ sevdanı yüreğine kuşat/ al sesimi vur kanının gümbürtüsüne/ zamanıdır dağları delmenin, Ferhat” de...
“Alnını/ dağ ateşiyle ısıtan/ yüzünü/ kanla yıkayan” dostlarına seslendiği şiirinde, “şimdi senin uzanıp yattığın otlarda/yarın yeni bir yeşillik büyüyecek” diye haykırırken vazgeçmeyen bir bağlanmışlığın altını çiziyordu karanlıkların ortasında…
Sina Akyol bir şiirinde, “Erken öldük/ erken ölen mintanıyla gömülsün” dediği Arkadaş Z. Özger, erken ölen devrimci bir şairdi ve eşcinselliğiydi.
Ankara’da öğrenciliğinde O, devrimci kişiliğinin yanı sıra eşcinselliğe vurgu yapan şiirler de yazmıştı.
Grup Yorum’un 1989 yılında çıkardığı ve hepimizin çok sevdiği “Cemo/ Gün Gelir” adlı kasetinde üçüncü şarkı, Arkadaş Z. Özger’in, “Aşkla Sana” adlı şiirinden uyarlanan bestelenen ve sözleri eşcinsel bir şaire aitti. Eşcinsel hareketi devrimci hareketin dışında algılayan ve bir hastalık olarak görenlere hatırlatılır![6]
* * * * *
“… ‘Merhaba Canım’ adlı şiirinde ‘zeki müren’i seviniz’ dizesiyle biten bu şiirin yayımlanmasıyla birlikte, kimileri ters bakmaya başlayacaktır ona. (Ben dahil.)… Bir gün olsun, slogancı şiir yazmadı Arkadaş… İyi ki, -bir süre dışlandıysa da- ‘başka bahçeler’de gezindi. Eğer posterlere alınan dizelerinde bile, slogancı bir söyleyişin izlerine rastlayamıyorsak, bunun temelindeki neden, gezindiği ‘aykırı bahçeler’dir. Bu ‘aykırı bahçeler’in başlığı ise Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’dır.”[7]
O; “Zeki Müren’in herkes tarafından itildiği, ‘ibne’ denip horlandığı zamanlarda, ‘Merhaba Canım’ şiirini ‘Bir gün elbette Zeki Müren’i seveceksiniz’ diyerek bitirmiş, çok cesur, tutkulu, zamanının ilerisinde ve en önemlisi, eşcinselliğin konuşulmadığı günlere/zihinlere okkalı bir yoldaşlık resmi çizmişti.
Buradaki ‘Zeki Müren’ aslında eşcinsellerdi-anlayana yani... Arkadaş, görmeyen/ duymayan/ bilmeyen ve en beteri, konuşmayan topluma ‘Bir gün elbet eşcinselleri görmezden gelemeyeceksiniz’ demişti.”[8]
* * * * *
Şiir(ler)i, toplumsal gerçekçilik ile ikinci yeninin tadını aynı anda veren O; en az Arthur Rimbaud veya Edgar Allan Poe kalibresindeydi.
Egemen erkek dünya içinde neliği, kimliği sorgulayan Arkadaş’ın şiirleri yaşantısını anlatır sanki.
Dönemin “maskülen” tarzına karşı bambaşka bir söylem geliştirir; maço kavramlara karşı yakınlık hissetmez hissedemez; ‘Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’yla erkek edebiyatına dokundurur.
Aşkı, devrimi ve daha birçok şeyi kendine özgü üslubuyla anlatır; naiftir, yoğundur ve en önemlisi de bordodur; suya vuran güneş ışıltıları gibi durudur; güzel şiir(ler)in şairidir.
“Arkadaş’ın şiiri ‘arayan’ bir şiirdir: Tamamlanmamış bir şiirdir Arkadaş Z. Özger’in şiiri, fakat ‘oluşmuş’ bir şiirdir. Bir şiirin ‘oluşması’, ‘belirmesi’ ise, tamamlanmış, bitmiş şiirlerin çoğunda rastlanmayan bir ‘özgünlük’le ifade edilebilir.”[9]
Evet Arkadaş “Birey”in şiirini yazmıştır ve Arkadaş’ın şiiri “Devrimci” bir şiirdir de.
 
Sevgiyi “tragedyanın kaynağı, yaşamın kökeni, insanı var kılan umut” olarak tanımlayan Arkadaş, aşkın öldüğü günü anlatırken, “işte o gün her şey ölür” derken; acılarını anlattığı dizeleri de oldu; umut dolu düşlerini sayıkladı da…
Ve bir şiir yazdı duyulmasını istediğinden tüm içtenliğiyle…
Özetle: “Arkadaş Zekâi Özger’in şiiri dikkatli incelendiğinde görülecektir ki Arkadaş’ın zarifliği yalnız fotoğraflarda kalan bir şey değil, şiirlerine sızmış, onları, şiirlerin her dizesini ayrıntılarla örmüş bir şey…” Yani, “Bir adım, bir omuz verme, bir başı göğse yaslaması meselesi Arkadaş. Şiirleri zaman zaman gizli zaman zaman son derece açık ricalarla dolu… Hatta sessiz bazen… Saçları taralı… Bir balkonda… Ankara’da… Söylediği gibi işte: Öfkeyle çoğalan bir teklik…”[10]
* * * * *
Aşkla yaşanan ve dünyayı değiştirme cüretiyle betimlenen bir eylemlilik hâliydi Onun için hayat.
Bu tutkuyla yaşayan onlar için hayat, aşk olmaksızın sessiz bir mezarlıktan başka bir şey değildi.
İş bu nedenledir ki, “Anne bak kral çıplak” haykırışındaki üzere en tutkulu aşıklar devrimcilerdi.
Galiba bundan ötürü “Biz hepimiz önce küçük birer çocuktuk,” derdi Arkadaş Z. Özger; sadece 25 yıl süren kısacık hayatının da kanıtladığı ve “Kara yeller ak yelleri dövende/ Sevdanı yüreğine kuşat/ Al sesimi vur kanının gümbürtüsüne/ Zamanıdır dağları delmenin, Ferhat// Ölürsem dağlar için ölürüm Ferhat/ Kalırsam vuruşkan şahan gibi.”
 
16 Şubat 2020 12:38:20, İstanbul.
 
N O T L A R
[*] Kaldıraç, No: 227, Haziran 2020…
[1] Arkadaş Z. Özger.
[2] Muharrem Demirdaş, “Gideli 43 Yıl Oluyor: Arkadaş Zekâi Özger”, 16 Mayıs 2016… http://postdergi.com/arkadas-zekai-ozger/
[3] Kadir Demiray, “Ölümünün 44. Yılında Anılarıyla: Arkadaş Zekâi Özger”, 5 Mayıs 2017… https://gaiadergi.com/olumunun-44-yilinda-anilariyla-arkadas-zekai-ozger/
[4] Utku Özbay, “Politik Bir Söylem Olarak Arkadaş Z. Özger Şiiri: Bir Giriş Denemesi”, 15 Temmuz 2019… http://www.ekdergi.com/politik-bir-soylem-olarak-arkadas-z-ozger-siiri-b...
[5] Bawer Çakır, “Arkadaşım ‘Şa’, Arkadaşım ‘İr’, Arkadaş’ım Şair”, 18 Temmuz 2009… https://m.bianet.org/biamag/diger/115951-arkadasim-sa-arkadasim-ir-arkad...
[6] Ahmet Saymadi, “Bir Gün Değişir Elbet!”, 11 Ocak 2014… http://www.agos.com.tr/tr/yazi/6326/bir-gun-degisir-elbet
[7] Sina Akyol, “Arkadaş Z. Özger ve Şiir İçin”… http://www.siirparki.com/azozgeredair1.html
[8] Bawer Çakır, “Arkadaşım ‘Şa’, Arkadaşım ‘İr’, Arkadaş’ım Şair”, 18 Temmuz 2009… https://m.bianet.org/biamag/diger/115951-arkadasim-sa-arkadasim-ir-arkad...
[9] Haydar Ergülen, “Bir ‘Arkadaş’ın Şiiri”, Birgün Pazar, Yıl:14, No:576, 25 Mart 2018, s.16.
[10] Onur Akyıl, “Elbette ‘Sevdadır’…”, Birgün, 7 Aralık 2019, s.14.

3170

Temel Demirer

Hakkında

Objektifiz ama tarafsız değiliz. Tarafsız olmak korkaklıktır. Çünkü insan doğru ve yanlış arasında tarafsız olamaz.BiyografiKendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm...
Ne yazacağımı kestiremedim...
Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım...
“İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil,” diyen(lerden);
dünyaya aşağıdan bakan(lardan);
kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan);
yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan);
ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden);
John Maxwell’in, “İnsanlar, onları ne kadar umursadığımızı bilmedikçe, ne kadar bildiğimizi umursamazlar...”; Bertolt Brecht’in, “Yenilgilerimiz, rezalete karşı savaşa katılanlarımızın yeterince kalabalık olmadığından başka bir anlama gelmez”; V. İ. Lenin’in, “Silah kullanmasını öğrenmeyen, silah elde etmeye çalışmayan bir ezilen sınıf, ancak köle muamelesi görmeye layıktır,” sözlerine müthiş değer veren(lerden);
sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden);
bir afet-i devrana aşık olan(lardan);
hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan);
ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim...
54 tevellütlüyüm... Kemal’den olma Necla’dan doğmayım... Çorum ili Kale mahallesi nüfusuna kayıtlıyım...
Okur yazarım...
Ve nihayet hâlen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım...
11.01.2004 14:32:09, Ankara.

TÜRKİYE’DE YAYINLANAN KİTAPLARIM

* GÖZ GÖRMEZ BİLİNÇ GÖRÜR, Hazırlayan: Mehmet Özer, Nota Bene Yay., 2012, 152 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ORTADOĞU: YALANCI BAHAR, Derleyen: Babür Pınar-Recai Ulutaş, Nitelik Kitap, 2012, 448 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2011, 434 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* BEYOND GLOBALIZATION – WORLD LEARNING/ INTERNATIONAL HONORS PROGRAM TURKEY READER 2011/12, Derleyenler: Yücel Demirer - Sibel Özbudun, 2011, 476 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif), (“Geopolitics of Turkey in the US-EU-Mideast Triangle”- Temel Demirer)


* EMPERYALİZM VE ULUSAL SORUN, Derleyen: Babür Pınar-Muzaffer İlhan Erdost, Nitelik Kitap, 2011, 335 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSMAİL BEŞİKÇİ, Derleyenler: Barış Ünlü-Ozan Değer, İletişim Yay., 2011, 589 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SESİNİ YİTİREN ŞEHİR SİVAS, Editör: Mehmet Özer, Çankaya Belediyesi Yay., Temmuz 2011, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2010, 659 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ, KAPİTALİZM, İSYAN, Ütopya Yay., 2010, 559 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ VE HAYAT YAZILARI: BİR TAŞ DA SİZ ATIN, Ütopya Yay., 2010, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ASLOLAN DEVRİMİN GÜNDEMİDİR, Kaldıraç Yay., 2010, 784 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TEKEL DİRENİŞİ DERSLERİ 2010-SENDİKALARIMIZI GERİ ALACAĞIZ, Kaldıraç Yay., 2010, 206 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA: İSYAN HEP VARDI!, Sibel Özbudun (der.), Kaldıraç Yay., Ocak 2010, 661 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KUŞATMAYI YARMAK: EĞİTİM, BİLİM VE AYDINLAR, Kaldıraç Yayınevi, Ekim 2009, 392 sayfa, Temel Demirer-Sibel Özbudun.


* ALMANAK-2008 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2009, 608 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* HAK(SIZLIK), HUKUK(SUZLUK) MU? “SUÇUMUZ İNSAN OLMAK”!, (Sibel Özbudun’un önsözüyle), Kardelen Yay., Nisan 2009, 365 sayfa, Temel Demirer.


* HRANT’IN KATİL(LER)İ… (Sait Çetinoğlu’nun önsözüyle), Pêrî Yayınları, Şubat 2009, 336 sayfa, Temel Demirer.


* LİBERALİZM/MUHAFAZAKÂRLIK KISKACINDA KADIN, Kaldıraç Yayınevi, Şubat 2009, 237 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2007 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2008, 456 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “HAYIR, EVET’TEN ÖNCE GELİR”! HUKUK(SUZLUK) YAZILARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 496 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “SÖYLENECEK YALAN KALMADI” İNSAN HAK(SIZLIK)LARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 510 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DA İSYANIN TARİHİ, Hazırlayan: Sibel Özbudun, Ütopya Yay., 2008, 549 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESEL KAPİTALİZMİ MEŞRULAŞTIRAN SÖYLEMLER, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 67, Maki Yay., 2008, 218 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA VE..., Ütopya Yay., 2008, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2006 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2007, 654 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MİLLİYETÇİLİK, YURTSEVERLİK VE SOL, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 65, Maki Yay., 2007, 212 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DAKİ GELİŞMELER, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara-2007, 34 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME, KADIN VE ‘YENİ’-ATAERKİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 228 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İMPARATORUN SOYTARISI EGEMEN MEDYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2005 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2006, 439 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “DERİN” MİLLİYETÇİLİĞİN SİYASAL İKTİSADI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAFYA NARKOEKONOMİ VE SUSURLUK / ŞEMDİNLİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 379 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ VE “ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK YALANI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 444 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM ÜNİVERSİTE YÖK VE AYDIN(LAR), Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 543 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KIYAMETE ÇEYREK KALA! EKOLOJİ YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 501 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYAYI ISITAN LATİN ATEŞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2006, 302 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA YERLİLERİ: TEK BİR HAYIR, YÜZLERCE EVET, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-2006, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KAVRAM SÖZLÜĞÜ-SÖYLEM VE GERÇEK (1), Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2005, 709 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2004 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2005, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA BAŞKALDIRIYOR, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 416 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ELVEDA NİSYAN, MERHABA İSYAN, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 558 sayfa, Temel Demirer.


* KÜRESEL İNTİFADA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer.


* “YENİ DÜZEN(SİZLİK)”DEN BAŞKALDIRIYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ ROMA: TERÖRİST ABD-IV. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE İMPARATORLUK: “YENİ EKONOMİ”DEN ÖNLEYİCİ SAVAŞA...-III. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 382 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞMENİN TİRANLIĞI: NE, NİÇİN, NASIL?-II. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ MUHAFAZAKÂRLIK YOĞUNLAŞIRKEN KÜRESEL VAHŞET-I. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ABD SALDIRGANLIĞI: IRAK VE ÖTESİ-III. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* 11 EYLÜL’DEN AFGANİSTAN’A ABD İMPARATORLUĞU-II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOVBOYUN SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU-I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 346 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SAKLANMAYA ÇALIŞILAN BİR MEŞALE: İBRAHİM KAYPAKKAYA, Umut Yayıncılık, İstanbul-2003, 232 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSYANIN ADI: FİLİSTİN-İNTİFADA KAZANACAK!, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 479 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* XXI. YÜZYILLA GELENLER: SÖYLENCELER VE GERÇEK, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 447 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİST MÜCADELE ETİĞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2001, 336 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖRİZM, SALDIRGANLIK, SAVAŞ) II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖR KAVRAMI VE GERÇEĞİ) I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 364 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AMERİKA: RÜYA MI, KÂBUS MU? YANKEE İMPARATORLUĞU, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞMENİN EKOLOJİK SONUÇLARI, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 190 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EKOLOJİ POLİTİK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 136 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ ve SOSYALİSTLER: AKINTIYA KARŞI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* GERİCİLİK KÜRESELLEŞİRKEN FAŞİZM!.. YENİDEN Mİ?.., Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 299 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KADIN YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 170 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MARKSİZM VE EKOLOJİ, Öteki Yayınevi, Ankara-2000, 481 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (AVRUPA ASYA ve ORTADOĞU), Cilt:2, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (ABD EMPERYALİZMİ ve LATİN AMERİKA), Cilt:1, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 284 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM: NE İÇİN? ÜNİVERSİTE: NASIL? YÖK: NEREYE?, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 264 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* NEO-LİBERAL SALDIRI KRİZ ve İNSANLIK, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 494 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “YDD” KISKACINDA ÇEVRE ve KENT, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 473 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CHE FİDEL KÜBA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 135 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 112 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MEDYA ELEŞTİRİSİ ya da HERMES’İ SORGULAMAK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 176 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYANIN BALKONUNDAKİ İSYANCILAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, ikinci baskı, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP: İMKÂNLAR ve SORU(N)LAR, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 576 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAYALARIN DÖNÜŞÜ, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1998, 311 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* POSTMODERN MÜDAHALE ve BAŞKALDIRI İMKÂNI (BRECHT “BİTTİ” FUTBOL “VERELİM”!), Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 528 sayfa, Temel Demirer.


* SOKAKTA ve DUVARDA 1968, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 207 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* VE KİRLENDİ DÜNYA..., Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOKAK’TAKİNE NOTLAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 456 sayfa, Temel Demirer.


* ÖDP’YE KENAR NOTLARI, İnsancıl Yayınları, İstanbul-1997, 88 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOYUNLAR KURTLAR KÖPEKLER (YENİ DÜNYA DÜZENSİZLİĞİ EMPERYALİZM ve UMUT), Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1997, 160 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KARA PARA KİRLİ SAVAŞ (TÜRKİYE’DE MAFYA ve DEVLET), Özgür Üniversite Yayınları, 171 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSPANYA’DAKİ II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN “YDD”YE KARŞI TEZLER - II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN EKOLOJİK KIYAMET TEZLERİ, Özgür Üniversite Yayınları, 56 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜNYA DÜZENİ AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE, Dev. Maden-Sen Yayınları, 64 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CANAVARLAŞAN MEDYA, 1996-İstanbul, Yorum Yayınevi, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜZENİ ya da DÜZENSİZLİĞİ, 1996-İstanbul, Pelikan Yayınları, 304 sayfa, Temel Demirer.


* SOLAN FOTOĞRAFLARDA BİTEN VE BAŞLAYAN, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 248 sayfa, Temel Demirer.


* GERİCİLİK DÖNEMİNDE DÜNYA ve TÜRKİYE, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 190 sayfa, Temel Demirer.


* DİSK’İN “ÖREN TEZLERİ” ve SOSYALİST TAVIR, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 189 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TOPLUMSAL DİNAMİKLER ve ÖRGÜTLENME EKSENLERİ, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZM “YENİ DÜNYA DÜZENİ” TÜRKİYE, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 192 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZMİN SORUNLARI ÜZERİNE AÇILIM TARTIŞMALARI, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 256 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YOL BALADI, 1988-Ankara, Ekin Yayınları, 61 sayfa, Temel Demirer.
* T.B.“K”.P PROGRAM TASLAĞININ ELEŞTİREL ANALİZİ, 1988-İstanbul, Sorun Yayınları, 86 sayfa, Temel Demirer.

İletişim:

temeldemirer@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

http://www.facebook.com/TemelDemirer

https://twitter.com/temeldemirer

Son Haberler

Sayfalar

Temel Demirer

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar