Pazar Mayıs 19, 2024

29 Ekim TC şovenizm bayramı

Yine bir 29 Ekim ve yine bayraklarla süslü devletin şoven politikalarına bağlı törenler ve devlet yetkililerinin zırvalamaları, yine tek millet-tek dil - tek din naralarıyla perçinlenecek kutlamalar zinciri. Yine; çocuklar zorunlu olarak törenlere sokulacak ve onlara göre "cumhuriyet bekçiliği" sıfatına biçilecek! Zoraki dedik, aslında tam olarak TC'nin cumhuriyet tanımı bundan ibarettir. Faşist militarizm zoruyla, 1923’den bugüne ezilen
halk ve sınıflara yaptığı "zoraki cumhuriyet" pratiğidir. Birlik maskesiyle - asimilasyonu, yok saymacı politikaları, inkârı, farklı kültür ve dinlere uygulamaktan kaçınmadı ırkçı duruşuyla tek tipçi zihniyetiyle bütünleştirdiği bir bayram (sözde).
Medya kanalları sayesinde on yıllardır uyguladığı "vatan-millet-sakarya" edalı şovenizm aşısıyla varlığını hep koruduğu ve bu şovenizm dalgasıyla halkı ezilmiş uluslara düşmanlaştıran politikasıyla süslediği bir cumhuriyetin bayramı!
Bu şovenist akımıyla "devlet faşizmini" - cumhuriyet bekçiliği safsatasıyla, bugüne kadar işlediği tüm katliamlarda örten bir cumhuriyetin bayramı...
Peki, burjuva ve şoven akımın bayramı olan 29 Ekim, bu ülkedeki ezilmiş ulus ve sınıflara neyi çağrıştırıyor? 
Özetlemek adına;

Zilan
Qoçgri
Dersim
Zeyni
6/7 Eylül 1955 katliam

70'lerde devrimci katliamları
Maraş katliamı
Çorum Katliamı
80'lerde darbe ile yapılan devrimci kıyımları 
Sivas katliamı
90'larda faili meçhul cinayetler 
Roboski
Reyhanlı
Gezi
2003/2014 arasında 12 bin işçi kıyımı ve bu sene Kobanê eylemlerinde katledilen yurtseverlerin çağrıştırdığı kan, çağrıştırdığı zulüm-işkence-KATLİAM! çağrıştırdığı; Devlet mantığıyla meşrulaştırılmış toplumsal katliamdır.
Bayrak siyaseti yapanların devletidir-cumhuriyetidir-bayramıdır. 
Bir Kürt olarak, Dersimli, Alevi, işçi/işsiz olarak, bir devrimci olarak ve bu ülkede defalarca kez ötekileştirilmiş kimliklerimle, bir Özgür Gelecek okuru, bir Partizan olarak diyorum ki; bizim bayramımız özleminde olduğumuz komünist eşit bir ülke kurulduğundadır ve 29 Ekim şovenizmdir.


Bir Partizan

79160

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

Sayfalar