Cuma Mayıs 17, 2024

MKP dava tutsakları: Kaypakkaya’nın “tehlikeli” ihtilalci fikirleri muktedirleri dün korkutuyordu, bugün de korkutmaktadır, çünkü “tehlike” devam ediyor!

kaypakkaya haber
Maoist Komünist Parti dava tutsakları 48. ölümsüzlük yıl dönümünde Komünist Önder İbrahim Kaypakka’yı andı. Tutsaklar yaptıkları açıklamada; “İbrahim Kaypakkaya’nın “tehlikeli” ihtilalci fikirleri muktedirleri dünde korkutuyordu, bugün de korkutmaktadır. Bu anlamda onun ardılları olarak devrimci iddiamız yakıcı ve olanca kuvvetiyle sarsıcı olmak zorundadır. Çünkü tehlike devam ediyor!” ifadelerini kullandı.

 

Maoist Komünist Parti dava tutsakları 48. ölümsüzlük yıl dönümünde Komünist Önder İbrahim Kaypakka’yı andı.

Tutsaklar açıklamalarına Kaypakkaya’nın seçme yazılarından “Genel olarak dünyada, özel olarak da ülkemizde devrimci mücadele hızla gelişmektedir. Ülkemize büyüyen ve derinleşen ekonomik ve siyasal bunalım silahlı mücadelenin objektif koşullarını yaratmış ve olgunlaştırmış durumdadır. Bölgemizde silahlı mücadele için koşullar daha da elverişlidir. Sinan ve arkadaşlarının yenilgisi, sıkıyönetim baskı ve zorbalığı, halkı biraz sindirmekle birlikte, en doğru devrimci düşüncelerin filizlenmesi koşullarını da yaratmıştır. Şimdi, halk şu gerçeği her gün daha iyi kavrıyor: Burjuva subaylarıyla veya halktan kopuk küçük bir aydın grubuyla devrim yapılamaz. Sömürülen ve ezilen halkın bizzat silahlara sarılması gerekir. Devrim çok iyi hazırlanmayı gerektiren, büyük özveriler isteyen ağır ve ciddi bir iştir.Eğer bir komünist hareket taşıması gereken niteliklere sahip olur ve bunları sürekli olarak korursak, hareketimizin hışla büyüyüp gelişeceğine halk kitleleri arasında dal budak salıp kökleşeceğine derinden inanıyoruz çünkü halk tava gelmiş toprak gibidir. Bizlerde sağlam ve gelişmeye hazır tohumları olmalıyız.” alıntısıyla başladı

“48. ölümsüzlük yılında İbrahim Kaypakkaya’yı anarken; yazımızın girişine seçme yazılardan bir alıntı tercih ettik. Bu alıntının önemi, içinden geçtiğimiz, süreci de karşılıyor olmasındandır.” ifadelerine yer verilen açıklamada, “Muhakkak ki farklı dönemler; farklı koşullar ve farklı özneler demektir. Emperyalist sömürü sisteminin koşulları değişse de kendisi ortadan tam anlamıyla kaldırılmadığı sürece özünü muhteva ettiği ve edeceği gerçekliği açısından alıntıdaki tahlil geçmişten bugüne tutulmuş bir aynadır aynı zamanda.” denildi.

Tutsakların yapmış oldukları açıklamanın tamamı şöyle;

“Amed işkencehanelerinde 18 Mayıs 1973’te vücudu parça parça edilerek katledildi İbrahim yoldaş. Muktedirlerce onunla beraber onun “tehlikeli” ihtilalci fikirleri de yok edilmeliydi. İbrahim Yoldaşın fikirlerinin tehlikesinin MİT istihbarat raporlarına konu edilmesi de boşuna değildir elbette. Amed işkencehanelerinde gösterdiği komünist iradede ve düşmanın teslim alma politikalarının tamamen boşa düşüren tarihsel direnişi bugün de biz ardılları rehber almaktadır. Peki İbrahim Kaypakkaya’yı ve onun ideolojik politik görüşlerini bunca tehlikeli kılan nedir.

“Öncecilikle şunu belirtmekte yarar var: İbrahim yoldaşın, MLM ideoloji ve felsefesini kavramış ve bu bilimsel metodu Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasına 24 Nisan 1972 yılında “Partimiz Büyük proleter Kültür Devrimi’nin ürünüdür” şiarı ile kurduğu TKP(ML) ile hayata geçirmiş komünist önderdir. Komünist önderin bu kavrayışı, tezleri, ideolojik politik mücadelesi dönemin diğer devrimci hareketlerinin temel savunularından ayrılması; ayrıca merkezi-aydınlanmacı çizgiden kopması yeni bir nitel komünist çıkış demektir. Onun tahlil ve tezlerinde diyalektik ve tarihsel materyalizm yönteminden yararlanması, onun savunularının nitelik ve temellendirme ayrımlarını açığa çıkartırken; Bir yandan da fikirlerini birer dogma olarak değil, geliştirilebilir bir fikir rotasının temeli olarak ele almamamız gerektiğini göstermektedir.

“İbrahim Kaypakkaya, Mustafa Suphilerin mücadele mirasını devralırken; kendi döneminin resmi tarih ve ideolojisine payanda olan tespit ve görüşleri, reddederek, halkların, ulus ve azınlıkların direniş geleneklerinin devrimci mücadele mirasının iskeletinin birer parçası olarak ele almıştır. Dersim, “Ermeni, Kürt, Süryani, Koçgiri (…) katliamları ile ezilenlerin gerçek tarihin yapıcıları olduğunu önceliyordu. Ezilenlerin, emekçilerin birlikte mücadelesini katliamların sirayet ettiği coğrafyalardan hareket noktasını alan bir rota çiziyordu. Onun devrimci mücadelenin ilk kıvılcımını Dersim’de tutuşturması katliamlara uğrayan bir halkın direniş geleneğinin yaşatan niteliğindendir.

“İbrahim Kaypakkaya, Kemalizm’i ise “Askeri Faşist Kemalist Diktatörlük” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanımlamalarının temelinde Askeri Faşist Kemalist Diktatörlüğün Türk şovenizmini yayma, asimilasyon politikaları kitle katliamları, emperyalizm ile iş birliği ve bu yolla ezilen sömürülen halkları üzerindeki emperyalist hegemonyayı derinleştiren niteliğini saymaktadır.

“Kürt ulusal hareketine yönelik; emperyalizmin ırkçılık politikalarını ve onun kukla iktidarlarının ulusal baskı yoluyla ülkenin bütün pazarlarına hakim olmasına bu sebeplerde var olan siyasi sınırlarını bedeli ne olursa olsun muhafaza edeceğini, uygulanan ulusal baskının amacı olarak ortaya koyar. İbrahim Kaypakkaya ezen ulus boyunduruğundan kurtulmanın yolu olarak ise komünist ustalar gibi Ulusların Kendi Kaderini tayin Hakkı’nı savunur. Bunun anlamı ise ayrı bir devlet kurabilme hakkıdır. Proletaryanın sınıf mücadelesini Kürt Ulusal Hareketinin yanında konumlandırır, ezen ve ezilen ulusların işçi emekçilerin birlikte mücadelesini ve Kürt ulusal mücadelesinin demokratik muhtevasının desteklenmesini önceler. 

“1966 yılında Mao tarafından “16 Mayıs Genelgesi”yle başlatılan BPKD, Çin’in üst yapıda gerçekleştirdiği siyasi devrimi dünya devrimleri açısından yeni bir eşik olmuştur. Modern revizyonizme karşı devrimci mücadelenin adı olmuştur. Dünya devrimleri bakımından mihenk taşı olan bu atılımın önemini kavrayan Kaypakkaya yoldaş, Kemalist ideolojiden gıdasını alan ve onun mirasçılığını üstlenen Şafak revizyonizminin sağcı, pasifist çizgisini devrimci mücadele kisvesi altında kılıflandırmaya çalışmasını Mao’nun düşüncelerini tahrif ederek bağdaştırma yoluna gitmesini teşhir etmiştir. Şafak revizyonizminin sakat ideolojik yapısını, devrimci mücadele sorunlarını ele alışları üzerinden tek tek analiz etmiş ve tahrif etmeye çalıştıkları Mao yoldaşın görüşlerini ait olduğu Komünist devrimci çizgisine taşımıştır, aksi çizgi savunularını tuzla bu etmiştir.

“Kaypakkaya, bütün analizler ve kitlelerin kendiliğinden hareketi olan 16-16 Haziran Büyük İşçi Ayaklanması ve dünya devrimci tecrübeleri ile devrimi mücadelenin başarıya ulaşmasının halkların nihai kurtuluşunun kesin olarak silahlı mücadele yoluyla mümkün kılınacağı tespitine ulaşmıştır.

“İbrahim Kaypakkaya kendi dönemi içerisinde devrimci önderler arasında en az anılanı ve an çok saldırılanı olması bakımından Mao yoldaş ile benzer bir talihi paylaşmaktadır. Ki bunun tarihsel bağlamı oldukça mantıklı bir zemine dayanmaktadır! Her ne kadar bu koşutluk manidar olsa da bir o kadar da makuldür.! Gizlenmek istenen, yasaklanan, saldırırılan Kaypakkaya’nın ve Mao’nun ezilenlere ve işçi emekçi sınıfına bıraktığı devrimci mirastır. Çokça saldırılıp yok sayılmaya çalışılması onların ideolojisinin kitleleri kavrayıp, kuşatıcı ve harekete geçirici niteliğindendir. Bu bağlamda bu mirası güçlendirmek ve kitlelere daha canlı buluşturmak biz ardılların görevidir. Umutsuzluk ve karamsarlığın kuşatmasında onların mücadele mirasına daha çok yönelmeli “ne yapmalıyız?”, “nasıl başlamalıyız?”ın cevabını devrimci teori, devrimci pratik birliğinden ve komünist iradesinden çıkarmalı bugünün dinamikleriyle birleştirmeliyiz.

“Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın “tehlikeli” ihtilalci fikirleri muktedirleri dünde korkutuyordu, bugün de korkutmaktadır. Bu anlamda onun ardılları olarak devrimci iddiamızı yakıcı ve olanca kuvvetiyle sarsıcı olmak zorundadır. Çünkü tehlike devam ediyor!

“Yine mayıs ayı içerisinde yitirdiğimiz THKO önder kadrolarından Sinan Cemgil, Kürt Ulusal Hareketi’nin zindanlarda ki sembol direnişçilerinden Dörtler; Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Öner, Kürt Ulusal Hareketi’nin önder kadrolarından Haki Karer, parti şehidimiz, “Armenak Bakırcıyan ve komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya sahsında tüm pati ve devrim şehitlerini saygıyla anıyoruz. Mücadeleleri yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.”

Bu yazı ilk olarak Halkın Günlüğü’nde yayınlandı

437

Son Haberler