Pazartesi Haziran 17, 2024

2020’NİN 18 MAYIS’INDA ONA DAİR

“Dün nasılsa bugün de öyle,

öldürülür taşıyanlar ışığı,

başkaları alır onların yerini,

ışığa dokunamaz ama kimse.”[1]

 

Bertolt Brecht’in, “Ondan beridir ki, umudu var dünyanın...” betimlemesinde olduğu gibi, tarihin ön saflarındaydı…

Baş eğdirilemeyen mücadelesine ilişkin olarak hepimiz; Louis Aragon’un, “Sevmiş olmaktandır övüncüm/ başka değil,” dizelerini anımsatandı…

Yannis Ritsos’un, “Bunca ölü ölümsüz,/ bunca diri ölü” veya Can Yücel’in, “Kuş olup uçmak isterken,/ ağaç olup kök salıyoruz,” gerçeğini biz(ler)e hatırlatan Ona dair, çok şey yazdık, söyledik;[2] artık tekrardan kaçınıp; “Geçmiş, içinde yaşanacak bir şey değildir. Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur,”[3] saptamasındaki üzere düşünüp/ davranmalı(yız)…

* * * * *

 “Yaşadığına inanıyor musun? Gerçekten, derinlemesine, yoğun yaşadığına?”[4] sorusuna verdiği yanıtla; biz(ler)e, ne olmamız gerektiğini anlatan Onun dik duruşunda soru(n)larımızın net, ikircimsiz karşılığını bulabiliriz.

Kimileri, nihayete eren “Tarihin Sonu” yalanı veya “Coronavirüs Pandemisi” gerçeğiyle Onun geri döndüğünden söz ediyorsa da; Friedrich Nietzsche’nin, “Ateş benmişim demek ki,” sözünü anımsatan kasketin en çok yakıştığı tarz-ı siyaset hiç gitmedi ki!

* * * * *

Onu bu denli etkin ve kalıcı kılan gözünü bir yıldıza dikmiş, özgürlükçü-eşitlikteki kararlılığıydı ki, böylesi bir duruş kaybedecek bir şeyi olmamanın öbür adıdır.

Seçtiği yol engebeli, dolambaçlı ve dikti, bu yolda başını dik tutmaktan başka çare olabilir miydi?

“Neysen o ol!”[5] diyenler için elbette “Hayır”!

* * * * *

Jack London’ın, “İnsana ait düşüncelerin doğruluğu karşısında insan hayatının değeri nedir ki?” ya da William Shakespeare’in, “İnsan olmak adına yapıyorum, daha fazlasını da yapabilirim”[6] sözleriyle müsemma Onun tavrı: başkaları sayesinde yaşayanlara, zalimlere inat, başkaları için yaşayan mazlumlardan; egemen çözümsüzlüğe karşı, çözüme ihtiyacı olanlardan; umuda düşman olanlara rağmen umudu yaratanlardan; dertlere, deva üretenlerden; şikâyet etmek yerine, çare bulanlardan olmaktı!

Ve öyle de oldu…

Kolay mı?

Jean Paul Sartre’a, “İnsanım, öyleyse özgürüm; özgürsem sorumlu olmalıyım… İnsan özgürlüğe yazgılıdır; çünkü bir kere dünyaya geldikten sonra yaptığı her şeyden sorumludur,” dedirten ‘68 isyancılarındandı O da…

* * * * *

O günlerden bugünlere; “İnsanlar çıldırmış durumda. Yalnızca vasat ve yeteneksizler yaşamdan keyif alır,”[7] dedirten hâli en iyi Zygmund Bauman’ın, “Cep telefonları, uzakta kalanların temasa geçmesini, temasa geçenlerin uzakta kalmasını sağlar...” deyişi betimlerken…

Sırtını güneşe çevirenler, kendi gölgelerinden gayri bir şey göremiyorlarken; insan(lar)ın vicdanını, canlılığını, yaşam sevincini yok ediyorlar!

Her şey yine ve yeniden yıllar ötesinden Emiliano Zapata’nın, “Yurda ve halkın özgürlüğüne düşman olanlar, her zaman halkın soylu davası uğrunda kendilerini feda edenlere haydut gözüyle bakmışlardır”; Epiktetos’un, “Bütün facialara zemin hazırlayanlar, zenginler, zorbalar ve krallardır. Kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir,” haykırışını hatırlatıp, doğruluyor bir kez daha!

* * * * *

Ancak elbette bu kadar değil!

“İnsanlık tarihi sadece gaddarlık tarihi değil, aynı zamanda şefkat, özveri, cesaret, iyilikseverlik tarihidir,” Howard Zinn’in altını çizdiği gibi…

Kolay mı?

Tarihi sınıflar mücadelesi biçimlendirirken; Eugene V. Debs’in ifadesiyle, “Tüm dillerde en kahramanca kelime DEVRİM’dir.”

Sömürülenlere geleceğini kazandıracak devrimken; eğer onun için ölmeye hazır değilseniz, özgürlük kelimesini lûgatınızdan çıkarın! Çünkü haksızlık(lar)ın “hak” sayılıp, “meşrulaştığı” her yerde, devrim zorunlulukken; “Cesaret etmek devrimlerin sırrı budur,” diye hatırlatır Saint Just…

O da; ser verip, sır vermeden bunu yaptı; her ihtilalci komünist gibi…

* * * * *

Çünkü O…

“Dünya tarihi denilen şeyin bütünü, insan emeği yoluyla insanın yaratılmasından başka bir şey değildir”…

“Hepiniz farkındasınız; para da, toprak da, kanun da, fikir de, din de, bu ülkede her şey sermayedarlara hizmet ediyor”…

“Bir kutupta servet birikimi, diğer kutupta, yani kendi emeğinin ürününü sermaye şeklinde üreten sınıfın tarafında, sefaletin, yorgunluk ve bezginliğin, köleliğin, cahilliğin, zalimliğin, aklî yozlaşmanın birikimi aynı anda olur”…

“İnsanların dünyasının değersizleşmesi, nesnelerin dünyasının değer kazanması ile orantılı olarak artar”…

“Acı çekenler düşünmeyi öğrendiklerinde, düşünürler de acı çekmeyi öğrenecektir”…

“Özel mülkiyetin egemen olduğu yerde, insanların ilişkisi ve kadın erkek ilişkisi bir ticarete dönüşür”…

“Baylar! Soyut özgürlük sözcüğünün sizi aldatmasına izin vermeyin. Kimin özgürlüğü? Bu, bir kişinin bir başka kişi karşısındaki özgürlüğü değil, sermayenin işçiyi ezme özgürlüğüdür”…

“Asacağımız son kapitalist, muhtemelen bize asma halatını satan kişi olacaktır”…

“Tarih yargıç, infazcısı ise proletaryadır,” diyen Karl Marx’a kulak veren devrimci Marksist’ti…

* * * * *

Çünkü O…

“İnandığımız tek kutsallık emeğin gücüdür”…

“Bir örgüte karakterini veren eylemin muhtevasıdır”…

“Organize olmuş azınlıklar, organize olmamış yığınlara hükmederler”…

“Sınıfların karşılıklı ilişkisini açığa çıkarmak devrimci partinin baş görevidir”…

“Yalancıların maskelerini kaldırın, körlerin gözlerini açın”…

“Bir oportünist her formüle kolayca imzasını atar, ve onu aynı kolaylıkla terk eder, çünkü oportünizm demek, kesin ve sağlam ilkelere sahip olmamak demektir”…

“Kapitalist toplumda özgürlük, kadim Grek cumhuriyetlerindekinin aynıdır: Köle sahiplerinin özgürlüğü”...

“Sermaye var olunca, toplumun tümü üzerinde egemenlik kurar ve hiçbir demokratik cumhuriyet, hiçbir oy hakkı onun niteliğini değiştiremez”…

“Gerçeklik her türlü kuramdan daha sinsidir”…

“Ezilenler ile ezenlerin, sömürülenler ile sömürenlerin ‘eşitliği’ olamaz, yoktur ve olmayacaktır”…

“Kî wekhevîya netewan û zimanan nasneke û neparêze, li hember her cûre zordestî an jî ne wekhevîya netewî şer neke, ew ne Marksîst e./ Kim ulusların ve dillerin eşitliğini tanımıyor ve savunmuyorsa, kim her türlü ulusal baskı ya da eşitsizliğe karşı savaşmıyorsa o Marksist değildir”…

“Her devrimin temel sorunu iktidar sorunudur”…

“Kapalı odanızdan çıkın, çevrenize bakın ve yanıtlarınızı sokakta arayın. Her yerde barışçıl ve silahsız yurttaş yığınlarını kurşunlayarak iç savaşı başlatan bizzat hükümet olmamış mıdır?”

“Gelecek devrimci hareketin baş ödevi olarak korkunç, kanlı bir yok etme savaşı gerektiğini kitlelerden gizleseydik hem kendimizi, hem halkı aldatmış olacaktık”…

“Ancak sınıflar savaşımının kabulünü, proletarya diktatörlüğünün kabulüne dek genişleten kişi bir Marksist’tir”…

“Silahlı işçiler duygusal aydınlar değil, pratik insanlardır ve hiç kimsenin kendileriyle oyun oynamasına izin vermezler”…

“Sosyalizm dışında insanlığı savaşlardan, açlıktan, sonuçta milyonlarca ve milyonlarca insanın ölüp gitmesinden kurtaracak başka bir çare yoktur…”

“Biz sadece kendimiz için sosyalizmi kurmak ya da çocuklarımızın kapitalistleri ve toprak sahiplerini salt tarih öncesine ait anıtlar olarak hatırlamalarını değil; bizimle birlikte bütün dünya işçilerinin kazanmasını sağlamak için mücadele ediyoruz,”[8] diyen V. İ. Lenin’e kulak veren Leninist’ti…

* * * * *

Çünkü O…

“Dünyada düz bir yol yoktur”...

“Yol ne kadar uzun olursa olsun ilk adım atılmalıdır”...

“Ülkeni kalbinde yaşatırken, ufkunda dünya olsun”...

“Kararlı olun, fedakârlıklardan korkmayın ve zafer için tüm zorlukları azaltın”...

“Siyaset kan dökülmeden savaş, savaş kan dökülmüş siyasettir”...

“Politik güç bir silahın namlusundan çıkar”...

“Devrim bir yemekli toplantı değildir. Devrim bir isyandır, bir sınıfın bir başka sınıfı devirdiği bir şiddet eylemidir”...

“Savaşı kaldırmaktan yanayız, savaş istemiyoruz. Ama savaş ancak savaşla kaldırılabilir. Böylece tüfek kalmayacak, tüfeği kullanmak gerekiyor”...

“Üç şeyden öğreneceksin: düşmandan, yenilgilerden, kitlelerden”...

“Olumsuz bir özü olan liberalizmin üstesinden gelmek için, olumlu bir özü olan Marksizmi kullanmalıyız”...

“Yüz çiçek yan yana açsın, yüz fikir birbiriyle yarışsın,” diyen Mao Zedong’a kulak veren Maoist’ti…

* * * * *

“68 ruhu bağımsızlıktır,”[9] saptamalarını aşan enternasyonalist ihtilalciliğiyle resmi ideoloji de korkulu rüyası olan O; “İçinde koca bir evreni taşıyan insan”dı Andrey Tarkovsky’in ifadesiyle…

Ve en önemlisi de Friedrich Hegel’in, “Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir,” diye işaret ettiği devrimci praksisti; soysuzlaşan, çürüyen, kokuşan değer(sizlik)leri eleştirip, yeni değerler yaratmayı başararak…

Çağının destanlarındandı; Murathan Mungan’vari edilgenlikleri[10] tashih ederek aşan sevda ve öfkelerinin hakikâtiyle…

Sevda ve öfke birbirinden ayrılamaz. Çünkü sadece zulüm karşısında öfkelenenler, işçi ve ezilenlerin özgürlük davasına sevdalanabilirler.

Yok edilmesi mümkün olmayan bu öfkeli sevdayı yerin yedi kat altına gömseniz dahi, o bir gün yeniden “Vardım, Varım, Var Olacağım” savaş ve zafer narasıyla; zulmün karşısına yine isyan gelenekleriyle dikilecektir.

* * * * *

Görüyor musunuz? Yerkürede yeni ve yeniden bir “Hayalet”en söz edilmeye başlandı…

Yeryüzünün lanetli egemenleri ile yalaka sözcüleri her yerde o hayaletten söz etmeye başladılar.

‘ABD’de Komünizm Mağdurlarını Anma Vakfı’ adlı emperyalist kara propaganda kuruluşunun, Amerikan gençlerinin eğilimleri anketine göre, 23 ile 38 yaş arası milenyum neslinin yüzde 36’sı “Komünizm fikrini onaylıyor, destekliyor ve makul buluyor”; yüzde 70’i “Sosyalist bir adaya oy vermeyi olasılık dahilinde görüyor” ve son olarak da “Kapitalizmi makul bularak destekleyen gençlerin oranı yarı yarıya azalmış” durumda![11]

Engellerin Onu asla yıldır(a)madığı; aksine daha iyi, güzel ve doğruya yönelttiği güzergâhta O; 21 Nisan 1973 tarihli tutanağına göre sorgusunu, “Esasen biz komünist devrimciler, prensip olarak siyasi kanaatlerimizi ve görüşlerimizi hiçbir yerde gizlemeyiz… Ben buraya kadar anlattıklarımı samimiyetle inandığım Marksist-Leninist düşünce uğruna yaptım. Ve sonuçtan asla pişman değilim. Ben bu uğurda her türlü neticeyi göze alarak ve can bedeli bir mücadeleyi öngörerek çalıştım ve neticede yakalandım. Asla pişman değilim. Birgün sizin elinizden kurtulursam gene aynı şekilde çalışacağım,”[12] sözleriyle sonlandırmıştı…

Ve bu “son”, sadece “son” değildi; aksine “Yaşam, ölümle sonsuzluk arasındaki gelgitler”[13] iken her daim bir başlangıçtı İbrahim Kaypakkaya, Nâzım Hikmet’in dizelerindeki üzere:

“Aya gidilecek/ daha da ötelere,/ teleskopların bile görmediği yere.

Ama bizim dünyada ne zaman kimse aç/ kalmayacak,/ korkmayacak kimse kimseden,/ emretmeyecek kimse kimseye,/ yermeyecek kimse kimseyi,/ umudunu çalmayacak kimse kimsenin?

İşte ben komünistim bu soruya karşılık/ verdiğim için.”

 

14 Mayıs 2020 18:14:45, İstanbul.

 

N O T L A R

[1] Louis Aragon.

[2] Temel Demirer, “İbrahim Kaypakkaya (ve Yapıtları) Hakkında”, Gelecek Dergisi (Kıbrıs), No:79, Nisan 2013… Temel Demirer, “… ‘Zamanın Ruh(suzluğ)u”na Karşı İbrahim Kaypakkaya”,  Kaldıraç, No:144, Haziran 2013… Temel Demirer, “Kasketin En Çok Yakıştığı İnsana Minnet ve Hayranlıkla”, Newroz, Yıl:9, No: 269, 14 Temmuz 2015… Temel Demirer, “Tarihselden Güncele İbrahim Kaypakkaya”, Arasöz Dergisi, Haziran 2016… Temel Demirer, “68 Hareketi, Mayıs(ımız), Kaypakkaya ve 1971”, Kaldıraç Dergisi, No:203, Haziran 2018 ve Partizan, No:90, Eylül 2018…Temel Demirer, “Mayıs Kızıllığında ‘71 Kopuşu ve Kaypakkaya”, Kaldıraç Dergisi, No:215, Haziran 2019…

[3] John Berger, Görme Biçimleri, çev: Yurdanur Salman, Metis Yay., 1999.

[4] Giovanni Papini, Düşsel Konçerto, Cilt:1, çev:  Sinem Carnabuci, Monokl Yayınevi., 2012.

[5] Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında, çev: Aysun Babacan, Metis Yay., 2000.

[6] William Shakespeare, Macbeth, çev: Sabahattin Eyüpoğlu,Türkiye İş Bankası Yay., 2006.

[7] Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Delikanlı, çev: Ergin Altay, İletişim Yay., 2013

[8] V. İ. Lenin, Komintern-Dünya Devriminin Partisi, Çev: Ferit Burak, Agora Kitaplığı, 2011, s.15.

[9] Deniz Ülkütekin, “Mustafa Zülkadiroğlu: 68 Ruhu Bağımsızlıktır”, Cumhuriyet, 4 Kasım 2018, s.7.

[10] “Çağını şaşırmış masallar vardır. Kimi zaman da insanlar yüklenemeyecekleri ya da sürdüremeyecekleri masalları yaşamaya kalkışırlar. Masallar sanıldığı kadar gerçekleşmesi istenilen şeyler değildir...” (Murathan Mungan, Üç Aynalı Kırk Oda, Metis Yay., 1999.)

[11] “Milenyum Neslinin Yüzde 36’sı Komünizmi Onaylıyor!”, 2 Kasım 2019… http://direnisteyiz27.org/abdde-komunizm-magdurlarini-anma-vakfi-anketi-milenyum-neslinin-yuzde-36si-komunizmi-onayliyor

[12] “TKP(M-L), TİKKO, TMLGB Davası”, Klasör No 3, Dosya No 1, Sıra No.4.

[13] Jack London, Martin Eden, çev: Levent Cinemre, İş Bankası Kültür Yay., 2014.

2919

Temel Demirer

Hakkında

Objektifiz ama tarafsız değiliz. Tarafsız olmak korkaklıktır. Çünkü insan doğru ve yanlış arasında tarafsız olamaz.BiyografiKendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm...
Ne yazacağımı kestiremedim...
Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım...
“İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil,” diyen(lerden);
dünyaya aşağıdan bakan(lardan);
kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan);
yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan);
ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden);
John Maxwell’in, “İnsanlar, onları ne kadar umursadığımızı bilmedikçe, ne kadar bildiğimizi umursamazlar...”; Bertolt Brecht’in, “Yenilgilerimiz, rezalete karşı savaşa katılanlarımızın yeterince kalabalık olmadığından başka bir anlama gelmez”; V. İ. Lenin’in, “Silah kullanmasını öğrenmeyen, silah elde etmeye çalışmayan bir ezilen sınıf, ancak köle muamelesi görmeye layıktır,” sözlerine müthiş değer veren(lerden);
sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden);
bir afet-i devrana aşık olan(lardan);
hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan);
ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim...
54 tevellütlüyüm... Kemal’den olma Necla’dan doğmayım... Çorum ili Kale mahallesi nüfusuna kayıtlıyım...
Okur yazarım...
Ve nihayet hâlen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım...
11.01.2004 14:32:09, Ankara.

TÜRKİYE’DE YAYINLANAN KİTAPLARIM

* GÖZ GÖRMEZ BİLİNÇ GÖRÜR, Hazırlayan: Mehmet Özer, Nota Bene Yay., 2012, 152 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ORTADOĞU: YALANCI BAHAR, Derleyen: Babür Pınar-Recai Ulutaş, Nitelik Kitap, 2012, 448 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2011, 434 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* BEYOND GLOBALIZATION – WORLD LEARNING/ INTERNATIONAL HONORS PROGRAM TURKEY READER 2011/12, Derleyenler: Yücel Demirer - Sibel Özbudun, 2011, 476 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif), (“Geopolitics of Turkey in the US-EU-Mideast Triangle”- Temel Demirer)


* EMPERYALİZM VE ULUSAL SORUN, Derleyen: Babür Pınar-Muzaffer İlhan Erdost, Nitelik Kitap, 2011, 335 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSMAİL BEŞİKÇİ, Derleyenler: Barış Ünlü-Ozan Değer, İletişim Yay., 2011, 589 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SESİNİ YİTİREN ŞEHİR SİVAS, Editör: Mehmet Özer, Çankaya Belediyesi Yay., Temmuz 2011, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2010, 659 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ, KAPİTALİZM, İSYAN, Ütopya Yay., 2010, 559 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ VE HAYAT YAZILARI: BİR TAŞ DA SİZ ATIN, Ütopya Yay., 2010, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ASLOLAN DEVRİMİN GÜNDEMİDİR, Kaldıraç Yay., 2010, 784 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TEKEL DİRENİŞİ DERSLERİ 2010-SENDİKALARIMIZI GERİ ALACAĞIZ, Kaldıraç Yay., 2010, 206 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA: İSYAN HEP VARDI!, Sibel Özbudun (der.), Kaldıraç Yay., Ocak 2010, 661 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KUŞATMAYI YARMAK: EĞİTİM, BİLİM VE AYDINLAR, Kaldıraç Yayınevi, Ekim 2009, 392 sayfa, Temel Demirer-Sibel Özbudun.


* ALMANAK-2008 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2009, 608 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* HAK(SIZLIK), HUKUK(SUZLUK) MU? “SUÇUMUZ İNSAN OLMAK”!, (Sibel Özbudun’un önsözüyle), Kardelen Yay., Nisan 2009, 365 sayfa, Temel Demirer.


* HRANT’IN KATİL(LER)İ… (Sait Çetinoğlu’nun önsözüyle), Pêrî Yayınları, Şubat 2009, 336 sayfa, Temel Demirer.


* LİBERALİZM/MUHAFAZAKÂRLIK KISKACINDA KADIN, Kaldıraç Yayınevi, Şubat 2009, 237 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2007 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2008, 456 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “HAYIR, EVET’TEN ÖNCE GELİR”! HUKUK(SUZLUK) YAZILARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 496 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “SÖYLENECEK YALAN KALMADI” İNSAN HAK(SIZLIK)LARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 510 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DA İSYANIN TARİHİ, Hazırlayan: Sibel Özbudun, Ütopya Yay., 2008, 549 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESEL KAPİTALİZMİ MEŞRULAŞTIRAN SÖYLEMLER, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 67, Maki Yay., 2008, 218 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA VE..., Ütopya Yay., 2008, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2006 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2007, 654 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MİLLİYETÇİLİK, YURTSEVERLİK VE SOL, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 65, Maki Yay., 2007, 212 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DAKİ GELİŞMELER, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara-2007, 34 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME, KADIN VE ‘YENİ’-ATAERKİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 228 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İMPARATORUN SOYTARISI EGEMEN MEDYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2005 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2006, 439 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “DERİN” MİLLİYETÇİLİĞİN SİYASAL İKTİSADI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAFYA NARKOEKONOMİ VE SUSURLUK / ŞEMDİNLİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 379 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ VE “ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK YALANI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 444 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM ÜNİVERSİTE YÖK VE AYDIN(LAR), Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 543 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KIYAMETE ÇEYREK KALA! EKOLOJİ YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 501 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYAYI ISITAN LATİN ATEŞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2006, 302 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA YERLİLERİ: TEK BİR HAYIR, YÜZLERCE EVET, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-2006, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KAVRAM SÖZLÜĞÜ-SÖYLEM VE GERÇEK (1), Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2005, 709 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2004 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2005, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA BAŞKALDIRIYOR, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 416 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ELVEDA NİSYAN, MERHABA İSYAN, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 558 sayfa, Temel Demirer.


* KÜRESEL İNTİFADA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer.


* “YENİ DÜZEN(SİZLİK)”DEN BAŞKALDIRIYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ ROMA: TERÖRİST ABD-IV. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE İMPARATORLUK: “YENİ EKONOMİ”DEN ÖNLEYİCİ SAVAŞA...-III. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 382 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞMENİN TİRANLIĞI: NE, NİÇİN, NASIL?-II. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ MUHAFAZAKÂRLIK YOĞUNLAŞIRKEN KÜRESEL VAHŞET-I. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ABD SALDIRGANLIĞI: IRAK VE ÖTESİ-III. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* 11 EYLÜL’DEN AFGANİSTAN’A ABD İMPARATORLUĞU-II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOVBOYUN SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU-I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 346 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SAKLANMAYA ÇALIŞILAN BİR MEŞALE: İBRAHİM KAYPAKKAYA, Umut Yayıncılık, İstanbul-2003, 232 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSYANIN ADI: FİLİSTİN-İNTİFADA KAZANACAK!, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 479 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* XXI. YÜZYILLA GELENLER: SÖYLENCELER VE GERÇEK, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 447 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİST MÜCADELE ETİĞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2001, 336 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖRİZM, SALDIRGANLIK, SAVAŞ) II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖR KAVRAMI VE GERÇEĞİ) I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 364 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AMERİKA: RÜYA MI, KÂBUS MU? YANKEE İMPARATORLUĞU, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞMENİN EKOLOJİK SONUÇLARI, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 190 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EKOLOJİ POLİTİK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 136 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ ve SOSYALİSTLER: AKINTIYA KARŞI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* GERİCİLİK KÜRESELLEŞİRKEN FAŞİZM!.. YENİDEN Mİ?.., Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 299 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KADIN YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 170 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MARKSİZM VE EKOLOJİ, Öteki Yayınevi, Ankara-2000, 481 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (AVRUPA ASYA ve ORTADOĞU), Cilt:2, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (ABD EMPERYALİZMİ ve LATİN AMERİKA), Cilt:1, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 284 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM: NE İÇİN? ÜNİVERSİTE: NASIL? YÖK: NEREYE?, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 264 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* NEO-LİBERAL SALDIRI KRİZ ve İNSANLIK, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 494 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “YDD” KISKACINDA ÇEVRE ve KENT, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 473 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CHE FİDEL KÜBA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 135 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 112 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MEDYA ELEŞTİRİSİ ya da HERMES’İ SORGULAMAK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 176 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYANIN BALKONUNDAKİ İSYANCILAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, ikinci baskı, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP: İMKÂNLAR ve SORU(N)LAR, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 576 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAYALARIN DÖNÜŞÜ, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1998, 311 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* POSTMODERN MÜDAHALE ve BAŞKALDIRI İMKÂNI (BRECHT “BİTTİ” FUTBOL “VERELİM”!), Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 528 sayfa, Temel Demirer.


* SOKAKTA ve DUVARDA 1968, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 207 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* VE KİRLENDİ DÜNYA..., Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOKAK’TAKİNE NOTLAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 456 sayfa, Temel Demirer.


* ÖDP’YE KENAR NOTLARI, İnsancıl Yayınları, İstanbul-1997, 88 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOYUNLAR KURTLAR KÖPEKLER (YENİ DÜNYA DÜZENSİZLİĞİ EMPERYALİZM ve UMUT), Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1997, 160 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KARA PARA KİRLİ SAVAŞ (TÜRKİYE’DE MAFYA ve DEVLET), Özgür Üniversite Yayınları, 171 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSPANYA’DAKİ II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN “YDD”YE KARŞI TEZLER - II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN EKOLOJİK KIYAMET TEZLERİ, Özgür Üniversite Yayınları, 56 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜNYA DÜZENİ AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE, Dev. Maden-Sen Yayınları, 64 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CANAVARLAŞAN MEDYA, 1996-İstanbul, Yorum Yayınevi, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜZENİ ya da DÜZENSİZLİĞİ, 1996-İstanbul, Pelikan Yayınları, 304 sayfa, Temel Demirer.


* SOLAN FOTOĞRAFLARDA BİTEN VE BAŞLAYAN, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 248 sayfa, Temel Demirer.


* GERİCİLİK DÖNEMİNDE DÜNYA ve TÜRKİYE, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 190 sayfa, Temel Demirer.


* DİSK’İN “ÖREN TEZLERİ” ve SOSYALİST TAVIR, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 189 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TOPLUMSAL DİNAMİKLER ve ÖRGÜTLENME EKSENLERİ, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZM “YENİ DÜNYA DÜZENİ” TÜRKİYE, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 192 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZMİN SORUNLARI ÜZERİNE AÇILIM TARTIŞMALARI, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 256 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YOL BALADI, 1988-Ankara, Ekin Yayınları, 61 sayfa, Temel Demirer.
* T.B.“K”.P PROGRAM TASLAĞININ ELEŞTİREL ANALİZİ, 1988-İstanbul, Sorun Yayınları, 86 sayfa, Temel Demirer.

İletişim:

temeldemirer@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

http://www.facebook.com/TemelDemirer

https://twitter.com/temeldemirer

Temel Demirer

Bir Kez Daha: Tehlikenin Farkında mıyız?

Bundan kısa bir süre önce, Erdoğan iktidarının; “Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli” ile teşebbüsüne soyunduğu stratejik hamlenin Türkiye ve K. Kürdistan toplumu açısından nasıl ve ne türden güncel bir tehlike ve tehdit oluşturduğuna dair kısa bir yazı paylaşmıştım.

Ermenistan’da Tavuş Hareketi Üzerine

Ermenistan Apostolik Kilisesi Tavuş İdari Başpiskopos’u Bagrad Galstanian önderliğinde başlatılan sivil itaatsizlik gösterileri, halkın yoğun katılımı ile devam ediyor. Ermenistan’a ait dört köyün, Azerbaycan’a iade edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın derhal istifa etmesi isteniyor. 4 Mayıs’ta başlayan gösteriler, yol güzergahı üstünde bulunan Lori, Sevan, Geğarhunik… şehirlerinden halkın yoğun katılımı ile Yerevan’da sonlandırıldı. 26 Mayıs’ta Cumhuriyet Meydan’ında düzenlenen miting ile yüz binlere ulaştı.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - 2

Sol-sosyalizm adına adeta akıllara durgunluk veren yaklaşım örnekleri bu saptama ve belirlemeler. Yani sanki de CHP işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden ve T.C Devleti’nin koruyucu-kollayıcı ana güçlerinden olan bir sosyal demokrat parti değil de sol, sosyalist veya halkçı bir partiymiş gibi tenkit ve değerlendirme konusu yapılıyor. Hal böyle olunca da burada kusur, varlık nedeni gereğince davranan bir sosyal demokrat partinin değil; sosyal demokrat partiye, sahip olmadığı/olamayacağı payeleri yükleyen yaklaşımların olur doğallığıyla.

İdeolojik Netlik ve Örgütlülük

Günümüzde özgür bir geleceğe doğru yapılacak her hamle, sınıf bilinçli bir duruşu ve buna uygun bir örgütlülüğü zorunlu kılar. Tüm bunlar da yoğun bir emeği ve fedakarlığı gerektirir. Sınıf bilincinden yoksun, kendiliğinden hareketlerle köklü değişimlerin-tarihsel kopuşların yaratıcısı olunamaz. Proleter ideolojiyle donanmış partilerin tarihsel misyonu tam da burada ortaya çıkıyor. Yine partisiz-örgütsüz bir duruşla özgür bir geleceğe dair hesaplar yapılmaz.

AKP-MHP FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜNÜN K. KÜRDİSTAN’DA FİİLİ OLARAK UYGULADIĞI, SÖMÜRGE SİYASETİDİR.

Sömürge siyasetinin en belirgin özelliği, yerel halkın iradesinin gasp edilerek, yok sayılmasıdır. Bunun yerine, sömürgeci merkezi yönetimin doğrudan kendi memurlarını oraya yönetici olarak atamasıdır. Bunun adı bir dönem OHAL Valisi, sıkıyönetim komutanı, bölge müsteşarı oluyorken; bugün de Kayyum belediye başkanı, muhtar vs. vs. oluyor.

Günümüz koşullarında sömürge veya ezilen bağımlı uluslara, azınlıklara, baskı altındaki inançlara ve ezilen cinse karşısömürge siyasetinin aldığı biçim; aleni bir şekilde, koyu faşizmden başka bir şey değildir.

Piroğlu Ecevit (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna bedeni ölüme yatırarak bir mevsim aç kalmak… Onurlu ve özgür bir yaşam için kendisine ait olan her şeyi feda etmek. Budur, özgürlük mahkumlarının hikayesi! Dünya ve ülkemizin zindan direniş tarihi buna fazlasıyla tanıktır. Amed zindanından Metris zindanına uzanan direniş tarihi fazlasıyla buna tanıktır. Kolay mı saatlere günlere aldırmadan her gün herkesin gözü önünde santim santim erimek; yaşamın nimetlerine dokunmadan açlığa yatmak… 120 günden daha fazla süren bir direnişi sürdürmek; düşünmek ve hayal etmek bile insanı ürkütüyor.

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...

"Sol Kal Sol Yaşa"

Sol tatile  gitmişken...

Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır  saldırılara maruz kalıyorken...

seçimlerle  siyaset yapmak istiyen  devrimcilerde proletaryaların her geçen  gün ağırlaşarak hissettiği  solcusuzluğa  karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...

fırsatta buyken... fırsatta buyken... 

yazın gitsin kız... yazın gitsin...

abrüst... falan filan...

sanat da diyin gitsin.

Zap’a bomba Colemerg’e kayyum (Nubar Ozanyan)

Türk patronlarının ve generallerinin Kürt ve emek düşmanlığı kapsamlı ve planlıdır. Sınırlı bir zaman ve belli bir dönemle sınırlı değildir. Süreğendir. Demokrasiyi gerçekte değil sözde bilir. Uygulamada değil yasalarında yazılı haliyle tanır. Ki bunu bile kaale almaz. Tarihten günümüze dek en iyi yaptığı şey işgal ve Türk olmayan halkların canını almaktır. Emek ve topraklara konmaktır. En iyi bildiği ise “Yakma-Yıkma-Çökme”dir. İkiyüzlü ve sahtekâr olduğu kadar kinci ve intikamcıdır.

Devrimci Pratik ve Militanlaşma

Günlük, üretkenlikten yoksun, kendini tekrarlayan faaliyetler militanlaşma anlamında bir gelişmeyi tetiklemez. Yine devrimci pratiği zayıf bir özne, her şeyden önce geçmiş olumsuz alışkanlıklarıyla devrimci bir tarzda hesaplaşmaya girmez. Yani düşünsel ve pratik olarak küçük burjuva düşünüş ve yaşam tarzından militanca bir kopuş sürecine yönelmez. Çünkü devrimci militanlaşma proleter düşünüş tarzına aykırı olan her türlü burjuva anlayışla hesaplaşma düzeyine bağlıdır. Sade bir dille ifade edecek olursak; köklü bir kopuş, çok yönlü ve kapsamlı bir hesaplaşmayla mümkündür.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - I

Toplumda ve doğada yaşanan her değişim, dönüşüm ve gelişmeye koşut olarak, her olgu ve kavram gibi, CHP de elbette ki tartışmalar konusu olabilir, olmalıdır da. Bunda herhangi bir anormallik olmasa gerek. Hayatta, ortaya çıktığı o ilk andaki haliyle, değişmeden kalan/kalabilen hiçbir şey olamayacağına göre; CHP’de de bu kural gereği, el mecbur, bazı değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Bunu yadsımak, hayatın diyalektiğini yadsımakla eşanlamlıdır.

Tutuculuk,dogmatizm ve tabela devrimciliği devrime vardırmaz!

Kısa bir süre önce, “Bu Kendi Kendimizi Kandırmamız Daha Ne Zamana Kadar Sürecek Acaba?” başlıklı, kısa-özlü bir yazı kaleme alıp, bloğumda paylaşmıştım.

Yazıda Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketinin içinde bulunduğu olumsuz durum ve açmazları özetlenmiş, kendi kendine yapageldiği ajitasyona ve kafasını kuma gömme hallerine dikkat çekilmiş ve son paragraf olarak da şu soru sorulmuştu:

Sayfalar