Pazartesi Haziran 17, 2024

Umudun Yazarı Sizler Gibi Olmaksa ...

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri için üretikleri değil ki .

İnsanı faşistlikten kurtaran sevdikleri dışındaki insanlar içinde üretmesidir .

Vallah zenginlere döndük. Billahta zenginlere döndük. 

Hani şu nasıl kazanıldığını bilmeyen,  har vurup harcayan,  çocukları olan zenginler var ya,  ha…  onlara döndük.

Bu kadar da olmaz ki .  

Dünyanın neresinde halkın sosyal yaşantısının içerisinde çıkıp gelen tınılar  çalındığında devrimcide burçak tarlasına iştirak etmez ki .

Bir şeyde diyemiyorsak .

Ağımızı açsak bana ne…  bana ne…  niye yok diyon ki… niye hep böyle umutsuzluk saçıyon ki…  diyorlar .

Ya..  her şeyden vazgeçtim…  çaresizliği bilmemelerinden de,  sadece tayyibe de haykırılmayan yaşantıma karışma çığlıklarını duymamalarından da .... 

Utanmasalar aşkları ölümle bitti diye reomuyla jülyeti bile dünyaya umutsuzluk saçıyor deyip  naylon poşete koyacaklar .

Tek ilgilendikleri şey ramboluklar, kahramanlıklar .

Kahramanların gaz vericileri, kas vitaminleri bunlar .

Ama bu kadarda olmaz ki. İyilikte yapmıyorlar ki .

Ne zaman yazılarını açıp okumaya başlasam bilmediğim bir dünyada bilmediğim insanlar birbirine umut dağıtıp duruyorlar .

Sanki sinirlerini de aldırmış, robotsu, / benimde bu yazımda denediğim gibi / suç güzel bir elbise olsa da kimsenin giymeyeceğini bilmeyen bir edayla da : 

Proletaryanın kavgasındaki olumsuzluklar kavgaya sıkıca sarılamamaktan kaynaklanıyor ... düşmanlarımız karşımızda titresin .... deyi veriyorlar .

Atarlarında da geri durmuyorlar .

Atarlarına da kurban olurum atarlarına .

Göstersinler emilerine de pipilerini göstersinler hele .

Nasıl bir dünyada da yaşıyorlar bilmiyom. Yaşadıkları dünya da çaresizlik, yokluk, sefalet.... yok mu ?

Dışlanmışlıkla toplum için üretemez hale gelmeleri .

Hitlerliğimiz,  musolinliğimiz .

Nasıl iltica edilir oralara ?

Yaşadıkları yerde  nerede ?

Gerçek dünya böyle değil ki .

Milyonlar böyle yaşamıyor ki .

Milyonların dilinde anlamamalarının tek nedeni de:  Proletaryanın umutsuzluk dilinin / Marksın dediği gibi de / ürettiğine yabancılaşmasının, verdiğininde asla  yetmemesinin,  ruhunun da istenmesinin...  sonucu olduğunu da bilmediklerinden .

Bilmediklerinden de :

Gece gündüz çalışıyorum . Beni anlamıyorlar ... çocuklarımda ....  Hiç kimsede koca koca çuvalları sırtlamamı taktir etmiyor. Eskide öyle miydi ? Biz böyle miydik ? Şimdiki gençlik, insanlık beş para etmez...  demeniz de .

Başarılamayan her şeyin  tek nedeni de kendiniz olarak kendiniz görüp kendinizi suçlamanız da ...

Geçmişi anlatabilmeniz  için dahil de sizde  istenen herkesin sizin vardığınız sonuçtan daha iyi sonuçlara varacak süpermenler , örümcek adamlar olduğunu söyleyerek konuşmanız da ...

Fayda etmez .

Umutsuzluğun dilinde anlamayanlar umutta veremez .

Usulca ayağa kalkarlar. Oda da yapayalnız  kalırsınız .

Sonrada ...

Geziyi aklınıza getirin . O kadar kendileriyle böbürlenen partilerinde devlet kadar eleştiri aldığını . 

Usulca yanınıza sokulurlar ...

İstenmediğinizi ... 

 

44681

TKP/ML TİKKO gerillalarından Lice İçin Misilleme!

ANF’de (Fırat Haber Ajansı) geçen habere göre TKP/ML’ye bağlı TİKKO gerillaları, geçtiğimiz gün Lice’de Kalekol inşşatını protesto eden halka yönelik gerçekleşen katliamın hesabını sormak için bir misilleme eylem gerçekleştirdi.

Kürdistan yanıyor, biz de yanalım!

“Çözüm” denilen süreçte, gerillanın ilan ettiği ateşkesi “fırsat bu fırsat” diyerek karşılayan devlet T. Kürdistanı’nı kalekollar ile dolduruyor. “İlginç değildir ki”, Kürt Ulusu’nun bütün tepkilerine rağmen ve “barış” sürecinin bütün “olumluluğuna” rağmen devlet tek yerde dahi geri atım atmadı. Bugün Kürdistan’da halkın dağları mesken eylemesi ve insanların katlediliyor olması bu yüzdendir.

“Barış” süreci ve devletin savaş hazırlığı

Sahte yurtseverler ve çoban yıldızı aydınlar

Tarihin defalarca doğrulanmış tanıklığı ile bilinmektedir ki, sahte yurtsever siyasetçilerin peşinden giden toplumların sonu yılan kaynayan kuyuların dipsiz karanlığıdır. Para, makam ve şöhret bataklığına saplanan o sahte yurtseverler adları üstünde sahtekârdırlar. Marazlı ruhlarını yurtseverlik ve halkçılık gibi cazibeli sözlerle perdelemede ve sinsi yüzlerini  saklamada oldukça ustadırlar; halkı tilkice hileler ve makyajlanmış yalanlarla aldatmada üstlerine yoktur. Şarlatandırlar; sesleri gerçek yurtsever aydınlardan hep daha gür çıkar.

TKP/ML- TIKKO gerillaları “Daha fazlasını yapabilmek için çabalayacağız”

Daha önce e-posta yoluyla elimize ulaşan bir haberi sizinle paylaşmış ve bu haberlerden birinde Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO)’ya bağlı gerillaların 19 Mayıs günü Dersim’de yol kesme eylemi gerçekleştirdiğini aktarmıştık.

Yine elimize e-posta yoluyla ulaşan bir haberde bu yol kesme eylemini gerçekleştiren gerillalarla bir söyleşi gerçekleştirilmiştir. Biz de bu söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz:

 

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı

TKP/ML TİKKO gerillaları komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 41. yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yapti ve çeşitli eylemler gerçekleştirdiler. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklama ve eylemleri güncelliğinden kaynaklı okurlarımızla paylaşıyoruz:

İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

Kalbimize saplandı 5 bıçak… (video)

 

Dersim: 2 Şubat 2011 tarihinde şehit düşen TKP/ML MK üyesi Sefagül Kesgin, TİKKO Bölge Komutanı Nurşen Aslan ve TİKKO komutan ve savaşçıları Gülizar Özkan, Derya Aras ve Fatma Acar’ın mezar yerlerinin açıklanmasının ardından cenaze töreni Dersim Merkez’de gerçekleşti. Yüzlerce insanın katıldığı cenaze töreni ardından şehit düşen gerillalar, kavga yeminleri ve savaş sloganları ile Dersim Belediye (Asri) Mezarlığı’na defnedildi.

Mayıs’(lar)ımızın anlatıp,hatırlattıkları

“Ego contra mundum”[2]

Erdoğan’ın, “Biz bu ülkede hiçbir gerilimin kaynağı değiliz… Berkin Elvan’ın anmasını yapıyorlar... Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz. Ölmüştür geçmiştir... 

Bütün bu araçların üzerine bu teröristler camları kırmaya çalışıyorlar. Polis eli kolu bağlı mı kalacak, bir şey yapmayacak mı? Nasıl sabrediyorlar anlayamıyorum. Hiçbir medya yaralanan polislerin durumu ne olacak demiyor…”[3]  diye haykırdığı zor ve zorlu günlerden geçerken; acı çekiyoruz.

Bejdar'ın tutsak alınamayan şiirleri [*]

“Şiir hayatın özetidir.”[1]

Bejdar Ro Amed… 

Kürt şiirselliğiyle yüklü bu adı ilkin -olasılıkla Amed’de, Kürtleri “te’dip”te kararlı, rejimin sadık bekçisi, dediğim dedikçi, işgüzar bir nüfus memurunun dayatmasıyla kayda geçilmiş Türkçe bir adın yanına parantez içinde çiziktirilmiş olarak gördük, Kürt coğrafyasındaki cezaevlerden birinden gelen zarfın üzerinde…

Bir Faşistin Düşündürdükleri

Kucucuk kucuk burjuvalarin kumkucuk beyinlerinin dunyasi...

Bayraksiz bir hayat, susuz bir col gibidir...ey ulu bayrak, haydi mutlu et bizi, bicare zavalli ruhumu yucelt, koyu yalnizigimi parcala, kendimi dunyanin en guclu kisisi gibi hissttir bana, ihtiyacim var sana...ne olur yalvariyorum sana...canim feda yoluna...

Bayrak bayrak soyle bana; bizden guclusu var mi dunyada??? Ezan, bayrak, kutsal devlet umacisi ile sinif sorunlarinin karartilmasina izin vermeyelim...

‘2015′e doğru Türkiye’nin tuzakları’

Yazar Sait Çetinoğlu’nun Ermeni Soykırımı üzerine Ermenistan’da gazetecilik yapan Haykanush Aloyan’la yaptığı röportajı okurlarımızla paylaşıyoruz.

Ermeni Soykırımı’nın 100. Yıl dönümüne bir yıl kala ne tür gelişmeler yaşanabilir?

ABF Şerden Korunmalıdır!

 

Bu pazar günü Alevi toplumunun yurtiçindeki en büyük ve en üst çatı örgütü olan Alevi Bektaşi Federasyonunun (ABF) Genel Kurulu gerçekleşecek. Selçuklulardan günümüze dek Alevi Kızılbaşların karşı karşıya kaldığı yok sayılma, hor görülme, inkâr, asimilasyon, soykırım ve katliam politikalarına karşı örgütsel bir duruş sergilenmesi açısından bu genel kurul son derece önemlidir. Bu açıdan Alevi toplumunun da beklentileri önemlidir. 

Sayfalar