Pazar Haziran 16, 2024

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı

TKP/ML TİKKO’ya bağlı Dersim Bölge Komutanlığı yaptığı açıklama ile 24-28 Kasım 2016 tarihlerinde Dersim-Aliboğazı’nda şehit düşen halk savaşçılarına ilişkin bilgiler paylaştı. Yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yapılan açıklamada “Yaşamlarını halka, devrime ve partiye adayan 12 yoldaşımızın yerleri dolacak, umutları ve görevleri yarım kalmayacaktır.  Onların çabalarıyla gelişen mücadele bugün biz ardıllarının omuzlarındadır” denildi. Haber değeri taşıyan açıklama şu şekilde:

HALKIMIZA;

24-28 Kasım 2016 tarihinde Dersim Aliboğazı’nda 12 halk savaşçısını ölümsüzlüğe uğurladık.

24 Kasım günü saat 13.00’da düşman, Aliboğaz üzerinde İnsansız Hava Araçları ile keşif faaliyeti yürütmüş ve bu sırada almış olduğu görüntüler sonrası saat 15.00’da bu alanları savaş uçakları ile vurmuştur. Bu saldırılar sırasında Ahmet (Yetiş YALNIZ), Munzur (Serkan LAMBA), Ferdi (Doğuş Fırat Doğan), Tuncay (Murat MUT), Orhan (Alican BULUT), Cem (Umut POLAT), Ekin (Gamze Gül KAYA), Özlem (Hatayi BALCI) ve Zilan (Esrin GÜNGÖR) yoldaşlar şehit düşmüştür.

Düşman, uçak saldırılarının hemen ardından Aliboğaz’ı kobra helikopterler ve havanlarla yoğun bir şekilde vurmuş, alana yönelik geniş çaplı bir operasyon başlatmıştır. Operasyonlar devam ederken başka bir noktada konumlanan gücümüz, biri 28 Kasım’da olmak üzere iki farklı noktada düşmanın operasyon gücüne yönelik eylemler gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar sırasında düşmanın 4 ölüsü ve yaralıları olmuştur. 28 Kasım’daki eylem sırasında ise Aşkın(Hasan KARAKOÇ), Bakış (Samet TOSUN) ve Hakan (Ersin EREL) yoldaşlar şehit düşmüşlerdir.

Düşman, yapmış olduğu operasyon sırasında uçak saldırılarında şehit düşen Munzur, Ferdi, Cem, Orhan ve Tuncay yoldaşlar ile 28 Kasım’da şehit düşen Aşkın, Bakış ve Hakan yoldaşların cenazelerini almış, ancak diğer cenazelere ulaşamamıştır.

Şehit düşen diğer yoldaşlardan Zilan ve Özlem yoldaşların cenazelerini bulmamıza rağmen, Ahmet ve Ekin yoldaşların ise bedenleri uçak saldırısından kaynaklı bütünlüğünü kaybettiği için bulunamamıştır.

Bu operasyonda şehit düşen yoldaşların sicilleri şöyledir:

Ahmet (Yetiş YALNIZ); 1981 Fransa doğumlu olan yoldaş, aslen Dersim Merkez’e bağlı Peter köyündendir. Uzun yıllardır Partimiz saflarında mücadele yürüten Ahmet yoldaş, Avrupa’da çeşitli komitelerde görev almıştır. Aynı zamanda kültür-sanat alanında da çalışmalar yürütmüştür. 2010 Ağustos ayında ülkeye gelerek TİKKO saflarına katılmıştır. TİKKO Müzik Topluluğu üyesi olan Ahmet yoldaş şehit düştüğünde TİKKO savaşçısıydı.

Munzur (Serkan LAMBA); 1985 Maraş-Elbistan Uzunpınar köyü doğumludur. Ailesi Kürt-Alevi milliyetine mensuptur. İşçi kökenli olan Munzur yoldaş 2011 yılının sonlarına doğru İstanbul Gülsuyu’nda örgütlenmiş, 2012 yılında ise TİKKO’ya katılmıştır. Özellikle askeri konularda hızlı bir gelişim gösteren yoldaş TİKKO’nun son süreçte gerçekleştirdiği bazı eylemlerde komutan olarak görev almıştır. Munzur yoldaş şehit düştüğünde TİKKO’nun birim komutanlarındandı.

Aşkın (Hasan KARAKOÇ); 1997 yılı Tokat Dumanlı şehitlerinden Leyla KARAKOÇ yoldaşın kardeşi olan Aşkın yoldaş 1981 yılında Dersim-Hozat Kozluca köyüne bağlı Hanefi mezrasında doğmuştur. Ekonomik nedenlerden kaynaklı 1986 yılında ailesi ile beraber köyünü terk etmek zorunda kalan Aşkın yoldaş İstanbul’a geldikten sonra yaşamını işçilik yaparak geçirmiştir. Uzun bir dönem Devrimci-Sol örgütü saflarında faaliyet yürüten Aşkın yoldaş 2010 yılında Partimiz ile ilişkilenerek örgütlenmiş, 2012 Eylül ayında ise TİKKO’ya katılmıştır. Gerilla yaşamında askeri olarak gelişim gösteren Aşkın yoldaş da bir çok eylemde görev almıştır. Şehit düştüğünde TİKKO’nun birim komutanlarındandı.

Cem (Umut POLAT); 1992 İstanbul doğumlu olan Cem yoldaş aslen Dersim-Nazımiye Dokuzkaya köyündendir. Ailesi düşmanın zorla köy boşaltmalarının ardından İstanbul’a göç eden Cem yoldaş 2008 yılında TMLGB saflarında örgütlenmiştir. Sarıgazi Mehmetçik lisesinde okurken TEKEL işçileri ile dayanışma amacıyla okulda yapılan boykot eyleminin örgütleyicilerinden olan Cem yoldaş bu sebeple okuldan uzaklaştırılmıştır. Sonrasında da faaliyetlerine devam eden Cem yoldaş 2010 Haziran’ında TİKKO’ya katılmıştır. Gerek politik gerekse de askeri olarak gelişime açık olan Cem yoldaş şehit düştüğünde TİKKO savaşçısıydı.

Ekin (Gamze Gül KAYA); 1994 Dersim-Merkez Çimenli köyü doğumlu olan Ekin yoldaş Partizancı bir ailede büyüdüğü için Partimize sempatisi olan bir yoldaştı. Bu sempatisi lisede, özellikle de üniversitede okuduğu dönemde gençlik saflarında aktifleşerek örgütlü mücadele içinde yer almasına neden olmuştur. Ekin yoldaş 2015 Eylül’ünde TİKKO’ya katılmıştır. Şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi.

Zilan (Esrin GÜNGÖR); 1995 Dersim-Ovacık Kızılveran köyündendir. Lisede okurken Partimizle ilişkilenen Zilan yoldaş 2014 Temmuz’unda gerillaya katılmıştır. Zilan yoldaş bu süreçte HPG/YJA-Star gerillası Ekin Wan’ın katledilmesine misilleme olarak yapılan ve iki askerin öldüğü Geyiksuyu karakol eylemi ile çeşitli eylemlerde görev almıştır. Zilan yoldaş şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi. Yoldaş aynı zamanda TİKKO Müzik Topluluğu üyesiydi.

Özlem (Hatayi BALCI); 1994 Dersim-Pertek Erindek köyü Yayla mezrasında doğan Özlem yoldaş küçük yaştan itibaren devrimcilerle iç içe büyümüştür. Lisede okuduğu yıllarda da Partimizle bağını koparmadan yaşayan Özlem yoldaş 2011 yılında ‘Artık kapıyı açan değil, kapıyı çalan olmak istiyorum’ diyerek gerillaya katılım talebinde bulunmuştur. Özlem yoldaşın bu isteği çeşitli nedenlerden dolayı 2014 yılında gerçekleştiğinde ‘özgürlüğe adım attım’ diyerek heyecanını ve sevincini aktarmıştır. TİKKO’nun gerçekleştirdiği bazı eylemlerde de yer alan Özlem yoldaş 2016 Mayıs’ında Sinan ve Rıza yoldaşların şehit düştüğü çatışmada yaralanmış ancak yoldaşları ile birlikte çemberden çıkmayı başarmıştır. Özlem yoldaş şehit düştüğünde TİKKO savaşçısıydı.

Bakış (Samet TOSUN); 1994 Tokat-Erbaa Sokutaş köyü doğumlu olan bakış yoldaş Türk-Alevi milliyetinden bir aileye mensuptur. Küçük yaşına rağmen göç ettikleri İstanbul’da çalışarak aile geçimine katkı sağlayan Bakış yoldaş, Sarıgazi’de Partimiz saflarında örgütlenmiştir. Temmuz 2012’de gerillaya katıldığında 16 yaşında olan Bakış yoldaş özellikle askeri ve pratik konularda kendini geliştirmeye çalışmıştır. Kısa boyuna rağmen taşıdığı ve ‘karayılan’ dediği kanas silahı ile çeşitli eylemlerde görev almıştır. Şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi.

Orhan (Alican BULUT); 1992 İstanbul doğumlu olan Orhan yoldaş aslen Dersim-Pertek Sürgüç köyündendir. Daha önce DHKP/C saflarında faaliyet yürüten Orhan yoldaş 2011 yılında Partimiz ile ilişkilenmiş 2012 yılında ise Pertek’e gelerek mücadele yürütmeye başlamıştır. Aynı yılın Temmuz ayında TC’ye askerlik yerine TİKKO’ya katılan Orhan yoldaş, şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi.

Tuncay (Murat MUT); 1993 Bilecik doğumlu olan Tuncay yoldaş aslen Dersim-Pertek Ulupınar köyündendir. 2012 yılında İstanbul Gazi mahallesinde Partimiz ile ilişki kuran Tuncay yoldaş 2013 yılında TC’ye askerlik çağrısı geldiğinde Orhan yoldaşın da gerillada oluşundan etkilenerek bu çağrıyı reddetmiş ve 2013 yılında TİKKO’ya katılmıştır. Şehit düştüğünde TİKKO savaşçısıydı.

Ferdi (Doğuş Fırat Doğan); 1998 Erzincan doğumlu olan Ferdi yoldaş aslen Dersim Pülümür’lüdür. Erzincan’da lisede okurken gençlik saflarında örgütlenen Ferdi yoldaş 2015 Ağustos ayında TİKKO’ya katılmıştır. Kültür sanat çalışmalarında da yer alan Ferdi yoldaş TİKKO Müzik Topluluğu üyesi idi. 2016 yılında Sinan ve Rıza yoldaşların şehadetine misilleme olarak yapılan Hozat-Pakire karakoluna yönelik yapılan eylemde yer alan Ferdi yoldaş, Sinan ve Rıza yoldaşların anısına bestelediği parçayı tamamlayamadan şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi.

Hakan (Ersin EREL); 1987 Dersim-Pertek Dere nahiyesi Vaskıvan köyü doğumlu olan Hakan yoldaş 2015 yılında TİKKO’ya katılmıştır. Kısa mücadele yaşamında en önemli isteklerinden biri düşmana darbe vurmak olmuştur. Bu isteğini ilk olarak 2016 Ekim’inde Aliboğaz Bozan yaylalarında düşmana darbe vurarak yerine getiren Hakan yoldaş, 28 Kasım’da da düşmana darbe vurarak şehit düşmüştür. Şehit düştüğünde TİKKO savaşçısı idi.

24-28 Kasım Aliboğaz operasyonu TC faşizminin bugün halkımıza karşı sürdürdüğü topyekün saldırının sadece bir parçasıdır. Halkı sindirmek için en azgın en aşağılık saldırılara girişen, yalan, yasak, tutuklama ve katliamlarla yol alan faşizm, neredeyse son 20 yılın en kapsamlı askeri operasyonları ile gerilla güçlerine yönelmiş, yönelmektedir. Vurdukları darbelerle zafer naraları atanlara, “bitirdik” diyerek kendilerini mutlu etmeye çalışanlara en net cevap yine savaş içinde verilecek, söyledikleri yalanlar eylemin ateşinde açığa çıkarılacaktır; bundan kuşku duyulmamalıdır.

Aldığımız kayıp ağır, yitirdiklerimizin acısı derindir. Biliyoruz ki bu darbe halkımızın özgürlük umutlarına vurulmuştur ve acımız halkımızın acısıdır. Ancak tarih tanığımızdır ki, bir halkın özgürlük ve kurtuluş mücadelesinin kanla boğulması, sindirilmesi, bitirilmesi mümkün değildir. Faşizmin saldırılarını bu kadar azgınca sürdürmesinin nedeni bu gerçeği çok iyi bilmesi ve korkmasıdır. Halkımızın mücadelesi faşizmin aksi tüm çabalarına rağmen güçlenecek, halk ordusu bu mücadelenin ateşinde ve partimizin önderliğinde çelikleşecektir.

Yaşamlarını halka, devrime ve partiye adayan 12 yoldaşımızın yerleri dolacak, umutları ve görevleri yarım kalmayacaktır.  Onların çabalarıyla gelişen mücadele bugün biz ardıllarının omuzlarındadır. Açıkça bilinmelidir ki anılarına sadık kalınacak, uğruna yaşamlarını adadıkları devrim mücadelesi zafere taşınacaktır.

 

12 Halk Savaşçısı Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, önderliğindeki TİKKO ve TMLGB!

 

TKP/ML TİKKO

Dersim Bölge Komutanlığı 

HAZİRAN

 

Kaynak: www.partizan-online.net

41838

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Ermenistan’da Tavuş Hareketi Üzerine

Ermenistan Apostolik Kilisesi Tavuş İdari Başpiskopos’u Bagrad Galstanian önderliğinde başlatılan sivil itaatsizlik gösterileri, halkın yoğun katılımı ile devam ediyor. Ermenistan’a ait dört köyün, Azerbaycan’a iade edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın derhal istifa etmesi isteniyor. 4 Mayıs’ta başlayan gösteriler, yol güzergahı üstünde bulunan Lori, Sevan, Geğarhunik… şehirlerinden halkın yoğun katılımı ile Yerevan’da sonlandırıldı. 26 Mayıs’ta Cumhuriyet Meydan’ında düzenlenen miting ile yüz binlere ulaştı.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - 2

Sol-sosyalizm adına adeta akıllara durgunluk veren yaklaşım örnekleri bu saptama ve belirlemeler. Yani sanki de CHP işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden ve T.C Devleti’nin koruyucu-kollayıcı ana güçlerinden olan bir sosyal demokrat parti değil de sol, sosyalist veya halkçı bir partiymiş gibi tenkit ve değerlendirme konusu yapılıyor. Hal böyle olunca da burada kusur, varlık nedeni gereğince davranan bir sosyal demokrat partinin değil; sosyal demokrat partiye, sahip olmadığı/olamayacağı payeleri yükleyen yaklaşımların olur doğallığıyla.

İdeolojik Netlik ve Örgütlülük

Günümüzde özgür bir geleceğe doğru yapılacak her hamle, sınıf bilinçli bir duruşu ve buna uygun bir örgütlülüğü zorunlu kılar. Tüm bunlar da yoğun bir emeği ve fedakarlığı gerektirir. Sınıf bilincinden yoksun, kendiliğinden hareketlerle köklü değişimlerin-tarihsel kopuşların yaratıcısı olunamaz. Proleter ideolojiyle donanmış partilerin tarihsel misyonu tam da burada ortaya çıkıyor. Yine partisiz-örgütsüz bir duruşla özgür bir geleceğe dair hesaplar yapılmaz.

AKP-MHP FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜNÜN K. KÜRDİSTAN’DA FİİLİ OLARAK UYGULADIĞI, SÖMÜRGE SİYASETİDİR.

Sömürge siyasetinin en belirgin özelliği, yerel halkın iradesinin gasp edilerek, yok sayılmasıdır. Bunun yerine, sömürgeci merkezi yönetimin doğrudan kendi memurlarını oraya yönetici olarak atamasıdır. Bunun adı bir dönem OHAL Valisi, sıkıyönetim komutanı, bölge müsteşarı oluyorken; bugün de Kayyum belediye başkanı, muhtar vs. vs. oluyor.

Günümüz koşullarında sömürge veya ezilen bağımlı uluslara, azınlıklara, baskı altındaki inançlara ve ezilen cinse karşısömürge siyasetinin aldığı biçim; aleni bir şekilde, koyu faşizmden başka bir şey değildir.

Piroğlu Ecevit (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna bedeni ölüme yatırarak bir mevsim aç kalmak… Onurlu ve özgür bir yaşam için kendisine ait olan her şeyi feda etmek. Budur, özgürlük mahkumlarının hikayesi! Dünya ve ülkemizin zindan direniş tarihi buna fazlasıyla tanıktır. Amed zindanından Metris zindanına uzanan direniş tarihi fazlasıyla buna tanıktır. Kolay mı saatlere günlere aldırmadan her gün herkesin gözü önünde santim santim erimek; yaşamın nimetlerine dokunmadan açlığa yatmak… 120 günden daha fazla süren bir direnişi sürdürmek; düşünmek ve hayal etmek bile insanı ürkütüyor.

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...

"Sol Kal Sol Yaşa"

Sol tatile  gitmişken...

Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır  saldırılara maruz kalıyorken...

seçimlerle  siyaset yapmak istiyen  devrimcilerde proletaryaların her geçen  gün ağırlaşarak hissettiği  solcusuzluğa  karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...

fırsatta buyken... fırsatta buyken... 

yazın gitsin kız... yazın gitsin...

abrüst... falan filan...

sanat da diyin gitsin.

Zap’a bomba Colemerg’e kayyum (Nubar Ozanyan)

Türk patronlarının ve generallerinin Kürt ve emek düşmanlığı kapsamlı ve planlıdır. Sınırlı bir zaman ve belli bir dönemle sınırlı değildir. Süreğendir. Demokrasiyi gerçekte değil sözde bilir. Uygulamada değil yasalarında yazılı haliyle tanır. Ki bunu bile kaale almaz. Tarihten günümüze dek en iyi yaptığı şey işgal ve Türk olmayan halkların canını almaktır. Emek ve topraklara konmaktır. En iyi bildiği ise “Yakma-Yıkma-Çökme”dir. İkiyüzlü ve sahtekâr olduğu kadar kinci ve intikamcıdır.

Devrimci Pratik ve Militanlaşma

Günlük, üretkenlikten yoksun, kendini tekrarlayan faaliyetler militanlaşma anlamında bir gelişmeyi tetiklemez. Yine devrimci pratiği zayıf bir özne, her şeyden önce geçmiş olumsuz alışkanlıklarıyla devrimci bir tarzda hesaplaşmaya girmez. Yani düşünsel ve pratik olarak küçük burjuva düşünüş ve yaşam tarzından militanca bir kopuş sürecine yönelmez. Çünkü devrimci militanlaşma proleter düşünüş tarzına aykırı olan her türlü burjuva anlayışla hesaplaşma düzeyine bağlıdır. Sade bir dille ifade edecek olursak; köklü bir kopuş, çok yönlü ve kapsamlı bir hesaplaşmayla mümkündür.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - I

Toplumda ve doğada yaşanan her değişim, dönüşüm ve gelişmeye koşut olarak, her olgu ve kavram gibi, CHP de elbette ki tartışmalar konusu olabilir, olmalıdır da. Bunda herhangi bir anormallik olmasa gerek. Hayatta, ortaya çıktığı o ilk andaki haliyle, değişmeden kalan/kalabilen hiçbir şey olamayacağına göre; CHP’de de bu kural gereği, el mecbur, bazı değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Bunu yadsımak, hayatın diyalektiğini yadsımakla eşanlamlıdır.

Tutuculuk,dogmatizm ve tabela devrimciliği devrime vardırmaz!

Kısa bir süre önce, “Bu Kendi Kendimizi Kandırmamız Daha Ne Zamana Kadar Sürecek Acaba?” başlıklı, kısa-özlü bir yazı kaleme alıp, bloğumda paylaşmıştım.

Yazıda Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketinin içinde bulunduğu olumsuz durum ve açmazları özetlenmiş, kendi kendine yapageldiği ajitasyona ve kafasını kuma gömme hallerine dikkat çekilmiş ve son paragraf olarak da şu soru sorulmuştu:

Tehlikenin farkında mıyız?

"Türkiye yüzyılı maarif modeli" ile hedeflenen şey; Devlet eliyle "dindar ve kindar nesil" yetiştirmek ve tedrici geçişle din esaslı bir rejim inşa etmektir,

Öncelikle ve de tereddütsüzce idrakinde olunmalı ki bu konuda yapılmak istenenin tümü, ‘toplumsal mühendislik’ yöntemleriyle, zamana yayılı olarak tamamen Erdoğan’ın ‘gizli ajandasının’ şu son derece aleni ideolojik tercihlerini hayata geçirmek maksadıyla yapılmaktadır. Yani asla ‘masumane’ ve de spontane şeyler değil bunlar. Örneğin şöyle diyordu fiiliyatta kendisine İslâm halifesi misyonu yüklemiş olan Erdoğan:

Sayfalar