Pazar Haziran 16, 2024

TKP-ML Avrupa Komitesi: “Avrupa Konferansımız Başarıyla Gerçekleştirildi!”

“Güçlü Bir Örgütlülükle Daha Büyük Adımlar Atalım” Şiarıyla Düzenlediğimiz

Avrupa Konferansımız Başarıyla Gerçekleştirildi!

 

Partimizin 24 Nisan 2019 tarihinde açıkladığı 1. Parti Kongremiz, tüm faaliyet alanlarının yeniden ve daha ileri düzeyde örgütlenmesi için konferanslar düzenlenmesi kararı almıştı.

Bu karar alanımızda, faaliyetimizin geniş katılımla ve en demokratik biçimde ele alınıp tartışılması, geliştirilmesi ve somut kararlarla güçlendirilmesi için çalışmalara başlanması şeklinde ele alındı ve Kongre kararına uygun olarak başlayan tartışmalar nihayetinde bir konferans ile sonuçlandı.

Partimiz, 50 yıllık Avrupa faaliyetinde benzer şekilde birçok toplantı yapmış, tartışmış, eleştiri-özeleştiri mekanizmasını işletmiş, kararlar almış, pratiğe girişmiş ve biriktirdiği tecrübeyle bugünlere gelmiştir. Bu tecrübe ışığında gerçekleştirilen Avrupa Konferansımız bu anlamıyla tarihi bir adım olmuştur.

Bu konferansla, hem genel olarak Batı Avrupa’daki örgütlenme anlayışımız ve çalışma tarzımıza ilişkin sorunları tartışıp bilince çıkarma; alanların-yerellerin sorunlarını-tıkanıklarını ve eleştirilerini geniş örgütlü güçlerle tartışıp eksikliklerimizi görme; politik seviyemizi geliştirme ve tüm düzeylerde örgütlü yoldaşların katkısını sağlama açısından önemli bir adım attık.

Avrupa’da Parti Çalışması; “Taraftar”, “Militan” ve “İleri Militan” tanımları ve görevleri, güvenlik sorunu ve kitle çalışması, kadın ve gençlik çalışmaları vb. üzerine hazırlanan tartışma yazıları iç yayın organımız Komünist’te yayınlanmış; bu yazılar üzerinden iç tartışmalar yapılmış ve seçilen delegelerle Konferansımız gerçekleştirilmiştir. Bölge Komitelerinde yer tüm kadın yoldaşlar ve gençlik komitesinde yer alan genç yoldaşlar delege seçimine katılmadan doğrudan konferansa katılım sağlamıştır.

Konferansımız delege tespitinden sonra tüm parti ve devrim şehitlerinin anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından Parti Merkez Komitemizin mesajı okundu. Mesajda “Toplamda Partimiz için son derece önemli bir çalışma olan konferansınızı selamlıyoruz. Bilindiği gibi Partimizin 1. Kongre iradesi, ‘Önce Parti’ şiarını gündemleştirmiş ve örgütümüzün önüne somut yönelim olarak ‘İdeolojik Netlik ve Politik Derinlik; Örgütsel Sağlamlık ve Askeri Kararlılık!’ temel halkasını koymuştur. Ve bu yönelimimizin faaliyet alanlarının kendine özgü yanlarını da dikkate alarak somutlanması için, konferanslar düzenlenmesi kararı alınmıştır.

Partimizin 1. Kongre yöneliminin Batı Avrupa alanında ele alınıp tartışılarak somutlanması tüm bu açılardan önemlidir. Bu aynı zamanda Batı Avrupa faaliyetimizin kendi gerçekliğini anlama, sorunlarına çözüm arama, olumluluklarını büyütme vb. açılardan bir ön adımı olacaktır.

Konferansınız, parti faaliyetimizin bütün parti alanlarımızı bağlayan yanlarıyla, alanların kendine özgü özellikleri arasındaki diyalektik ilişkiyi somut olarak ortaya koyan kararlar aldığı oranda başarılı olacaktır. Bu kararlar netleştirildikten sonra Batı Avrupa faaliyetimizin önünü açacak, daha ileri adımlar atmamızın taşlarını döşeyecektir” denilmektedir.

Mesajın ardından başlayan Konferansımızda “komünist partisinin sınıf mücadelesinde rolü ve önemi”, “sınıf mücadelesinde partinin rolü” ve “Avrupa’da parti faaliyetimiz nasıl olmalıdır?” fikir ve soruları tartışmalarımızın esasını oluşturmuştur.

Konferansımızın ikinci gündemi; “Taraftar”, “Militan” ve “İleri Militan” isimlendirme ve tanımlamalarının hak ve görevleri tartışması olmuştur.

Konferansımızın temel tartışma konularından biri de güvenlik sorununun ele alınışıdır.

Son gündem maddemiz ise “Avrupa’da kitle çalışmamız” başlığı olmuştur.

Bu gündem maddesinin alt başlıkları olarak da Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçü, Avrupa’da Türkiyelilerin örgütlenmesi ve nasıl bir kitle çalışması yapılması gerektiği vb.dir.

Konferansımız tüm bu başlıklarda yapılan tartışmalar, konuların özetlenmesi ve karar başlıklarının tek tek okunmasıyla başarıyla sonuçlandırılmıştır.

Elbette bir konferansla alandaki tüm sorunların, açmaz ve sıkıntıların çözülmeyeceğinin, istediğimiz tüm adımların atılamayacağının bilincindeyiz. Ancak şunun da bilincindeyiz ki; tartışma sürecinin ardından alınan kararların hızlıca kolektif bir şekilde hayata geçirilmesi ve süreklileştirilmesi, önemli ve “Yakına ve İleriye” doğru bir adım olacak ve örgütümüzü güçlendirecektir. Konferansımız farklı fikirlerin çatıştığı, önerilerin zenginleştirdiği ve belli düzeyde bir netleşmenin yaşandığı bir “ilk adım” olarak politik anlamda önümüzdeki sürecin açıldığı, örgütsel anlamda belli bir yetkinleşmenin yakalandığı bir araç olarak görülmeli ve tüm yoldaşlarımız hızlıca sonuçları kavrayarak hayata geçirmenin pratiğine girişmelidir.

Bunu yapabiliriz ve yapacağız!

Yaşasın 1. Avrupa Konferansımız!

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Yaşasın Ulusların Özgürce Ayrılma Hakkı!

Yaşasın Partimizin 50. Mücadele Yılı!

Güçlü Bir Örgütle Daha İleri!

TKP-ML Avrupa Komitesi

Aralık 2021

2663

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

BALIK VE MELISA

Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıya. Ardından şuursuzca, saatlerce dolaşıyordu sokaklarda, caddelerde... 


ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ

 

“Acıya yenilmek istemiyorsan,

onunla yüzleşmen gerek.”

(Lanza del Vasto.)

 

Masamın üzerinde bir karanfil duruyor şu an. Rengi kızıla çalan bir karanfil. Roboskî karanfili. Çamurlu patikadan otuz dört fidanın mezarlarının yan yana dizili durduğu mezarlığa doğru tırmanırken KESK’li Sedar’ın elime tutuşturduğu… Her şeyin acıya karıldığı o sisli anlarda ne yaptığımı, ne yapacağımı bilemeyip çantama atıvermişim. Eve döndüğümde çıktı…

Ben onlardan değilim, Kaypakkayanın yoldaşıyım.

 

Çanakkale Savaşında İnsanlık Dramı (Yüzbaşı Sarkis Torosyan)

 

Savaş Şiddet Üzerine Ekonomi-Politik ve Antropolojik Notlar

 

“Yoksulların zenginlere karşı verdiği savaşa terörizm,

zenginlerin yoksullara uyguladığı terörizme de savaş denir.”[2]

 

İtiraf etmek gerekir ki, savaş hakkında konuşmak, kolay bir iş değil.

Bunun nedeni, insanın savaş konusunda, “alternatif” de olsa bir ders bağlamında konuşabilmesini sağlayacak nesnellik ve uzaklık duygusunu deneyimleyebilmenin zorluğu.

KIMSENIN KUŞKUSU OLMASIN; ONLARI MUTLAKA YENECEĞIZ![1]

 

 

“Belki de asıl ustalık budur;

her zaman acemi olmayı bilmek.”[2]

 

Yedi düvel dört iklimden hoş geldiniz…

Dersim’den, Diyarbekir’den, Antakya’dan, Çorum’dan, Sivas’dan, Samsun’dan, Ardahan’dan, İzmir’den, Adana’dan, Antep’den yani “Nuh’a beşikler veren” kadim Anadolu’nun dört bir yanından buraya gelen yoksullar, işçiler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, kadınlar, gençler, çocuklar yani ötekileştirilen mağdurlar, madunlar, ezilenler, sefa getirdiniz…

NEDEN KAYPAKKAYA

“Kemalist diktatörlük, Türk şovenizmini körüklemeye girişti! Tarihi yeni baştan kaleme alarak, bütün milletlerin Türk’lerden türediği şeklinde ırkçı ve faşist teoriyi piyasaya sürdü. Diğer azınlık milliyetlerin tarihini, kitaplardan tamamen sildi. Bütün dillerin Türkçeden doğduğu şeklindeki “Güneş Dil Teorisi” safsatasını yaydı. “Bir Türk dünyaya bedeldir!”, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” cinsinden şovenist sloganları ülkenin her köşesine, okullara, dairelere, her yere yaydı.

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

Sayfalar