Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!
Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı. Çaresizlik içerisinde; “ölümden kaçayım , belki kurtulurum” diyenler daha aşağılık bir ölümle , zulümle karşılaştılar. Sözde,” insani yardım elini uzatanlar” tarafından denizlere canlı canlı döküldüler. Acı olan şu ki, katliam ve zulme karşı direnmeyip kaçarak yaşayabileceklerini sananlar, ölümden daha beter bir zulümle karşılaştılar. Yaşatmak adına ölüm tüccarları onları ölüm botlarına-teknelerine bindiriyor. Ölümden öte, yeniden ölüme koşmak tüm dünyanın gözleri önünde oluyor. Emperyalist gerici savaşın çirkin bilançosu yoksul, emekçi halklara, kadın ve çocuklara çıkarıldı, çıkarılıyor.
Peki, yaşanan bütün bu katliam ve zulmün sorumlusu kimdi?
Neden bu insanlar en alçakça yol ve yöntemle katlediliyordu.
Neden herkes seyirci duruyordu,
Irak’ta, Suriye’de, Kürdistan’da insanlık akıl almaz vahşetle öldürülürken, emperyalist haydutlar bu katliamların planlayıcısıydı. Silah, teknik donanım ve lojistik desteklerini esirgemedikleri ve kendi politik sistemlerinin ürünü olan IŞİD, El-Nusra vb. kullanışlı çetelere katliam yaptırmadılar mı? Komünistler bu emperyalist politik oyunları görmezden gelebilir mi? Eli kanlı global sermayenin Kürdistan üzerinde büyük projeler geliştirmek istediği açık ve belirgin değil mi?
Başkalarını anlıyorum da bir tek bizi anlayamıyorum!.. Ne zamandan beri dünyada ki gerici egemenliğin sahibi, katliamların, sömürünün, zulmün yaratıcılarına hayranlık duyduk. Ne acele böyle, Amerikan emperyalizmini, Avrupa emperyalizmini, Rus emperyalizmini nereye koyduk. Bütün zülmün, sömürünün babası İŞİD , El Nusra, EL Kaide çeteleri mi? Bunların ağa babaları kim, dünyayı bunlar mı yönetiyor da Avrupa’yla, Amerika’yla Rusya’yla ortak hareket ediyor, “çeteleri silip süpürüyoruz”. Bu bir ideolojik kaymadır, savrulmadır. İdeolojik çerçevede gelişmelere tavır takınma belirleyicidir. Şiddetli gelen popülist, duygu okşayıcı ulusal akıntılar komünistleri girdabında boğmamalı, komünistler sınıf işbirlikçiliğini hele bugün ki şartlarda asla kabul edemezler, etmemeliler. Sınıfın emrettiği tavrı takınmalıdır. Akıntıya kapılıp erken değişim ve dönüşüm tehlikeli bir duruş ve ciddi bir sapmadır.
Emperyalistler bizi silahlandıramaz, eğitemez, kendi yol haritalarında kullanamazlar, biz kullandırtmayız. Onların plan -projesi altında, silah ve külahlarını giyerek, operasyonlara çıkma, “Rakka yı kurtarma “adına devrimcilik, ilericilik diyerek alkış tutulamaz. Amerika, Avrupa, İsrail, Türkiye faşizminin yarattığı piyon çete örgütlere karşı, göz boyamacı “kurtarıcı emperyalistlerle omuz omuza ” mücadele ediyor olmak ahmaklıktır. Aslında emperyalist katiller aradan sıyrılmak için kendi yarattığı canavarlara karşı ilerici, devrimci, ulusal güçleri kullanıyor, bizlerle, kendi yarattığı canavara karşı “birlikte savaş”tırılıyoruz.
Kaypakkaya’nın, Maoist anti emperyalist bakış acısı açık ve berraktır. Üzerinde oynamaya, bulandırmaya, sınıfsal tavırdan yoksun uzlaşmacı, faydacı tutum takınılamaz. Bizi diğerlerinden ayıran en olmazsa olmazımız bu ilkesel tavrımızdır.
Yüzbinlerce mazlum Arap’ın, , Kürt’ün, Ezidi’nin, Alevi’nin Müslüman olmayan milliyetlerin akıtılan kanlarını kim planladı, uygulattı… Burada yaşayan emekçi, yoksul halklarmıydı bu vahşetin sorumlusu?.. Siz emperyalist sermayenin eli kanlı askerleri, kurmayları ne arıyorsunuz Suriye’de, Irak’ta, Kürdistan da… Kıtalar aşıp savaşmak, savaşlar çıkarmak, ülkeleri, devletleri dizayn etmek siz sarmeye köpeklerine mi kaldı?.. Dün siz Saddam’ın, Mubarek’in, Esad’ın , Kaddafi’nin dostu değil miydiniz! İsrail Siyonizmi, Türk Faşizmi, Amerika, Avrupa emperyalistleri sizin politikalarınız, uyguladığınız sistem yaratmadı mı bu canavarları… Hepinizin kökü cehenneme, sizinle komünistlerin işbirliği olamaz. Emek sermaye çelişkisini saklamak, kanlı saltanatlarınızı korumak istiyorsunuz. En son Alman devletinin başı Merkel in, takındığı tavır hangi politik dalaverelerin döndüğünü bize açık gösteriyor.
Ortadoğu’da emperyalist bir dünya savaşı yaşanıyor. Bu gerici savaşa karşı, devrimci savaşı geliştirmek ivedi görevdir. Ulusal hareketin ittifakları, Amerika vb işbirliği yapmasına alkış tutamayız destek veremeyiz. Eleştirmek, yanlışlarından vazgeçmelerini istemek bizim görevimizdir.
Kaç gündür kendimle, savunduğum ideolojik görüşlerle ülkemizde ve Kürdistan da yaşananlara bakıyorum. Rakka’ya operasyonun içeriğine, bileşenlerine bakıyorum vicdanım bir türlü doğru demiyor, kabullenmiyor. Kimlerle, kimin denetimin de, kimin kanlı savaş uçaklarıyla “zafere koşuyoruz.” Asla bu işbirliğine komünist Maoistler sessiz kalmamalıdır. Dünya halklarının baş düşmanı Amerika ya ve emperyalizme kafa tutmak tutarlı tavır takınmak komünistlerin olmazsa olmazı olan, vaz geçemeyecekleri ideolojik-siyasi çizgisidir.
Son Haberler
Sayfalar
Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu
Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/
Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.
Kürtler Ve Burjuva Yalanlar
Burjuva siyasal iktidar, iktidarini korumak, işçileri bölmek, birbirine düşürmek, kendi şoven-kirli siyasetinin bir parçası olarak, işçileri kullanmak için her türlü ideolojik silahını kullanıyor.
Güncel Sanatın Vahim Hâl(sizliğ)i[*]
Pablo Picasso’nun, “Her çocuk sanatçıdır. Ama sorun; büyüdüğünde geriye nasıl bir sanatçı kalacağıdır,” saptaması sanat ve insan ilişkisinin en net betimlemelerinden biriyken; bu da biz(ler)e sanatın “Anne bak kral çıplak” diye haykıran çocuksu naifliğinden beslenen isyancı niteliğini anımsatır. Bu elbette işin bir yanıdır.
Kürt Kerbelası
Boyunlarına ip geçirerek bir duvarın üzerine dizdikleri küçücük çocukları aşağı itip boşlukta sallandırarak boğuyorlar. Çocuklar çırpına çırpına can verirken o vampirler, "Allah Allah" naraları ile onların can çekişini seyrediyorlar.
Bu oyunu zor bozar
Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle, “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.
On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2
“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.
Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu
Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm
(Ozan Emekçi)
Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.
İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.
T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]
“Acı veriyorsa geçmiş;
geçmemiş demektir.”[2]
“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.
Kolay mı?
BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]
“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,
acıma çılgınlığı vermiş,
İnsan artık dayanamaz gibiyse,
üstelik
Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı
Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;
Ve acıdan dili tutulunca insanın,
bir Tanrı
Çektiğimi anlatayım diye
bana dil vermiş.”[2]