Pazar Haziran 16, 2024

Rakka’ya Sefer Tutarlı Devrimci Çizgiye Yönelik Seferdir!

Ortadoğu’da emperyalist güçler kendi sermaye egemenliklerini kurmak için her alanda savaşıyor. Ortadoğu halkları emperyalist kan emici  haydutların kırımından,vahşetinden, zulmünden inim inim inliyor. Yüzbinlerce mazlum kadın, çocuk genç-yaşlı katledidi.milyonlarcası yerinden, yurtlarından zorla koparıldılar. İşkence, zulüm gördüler. Binlerce kadın aşağılık haydutlarca seks kölesi olarak pazarlandı. Çaresizlik içerisinde; “ölümden kaçayım , belki kurtulurum” diyenler daha aşağılık bir ölümle , zulümle karşılaştılar.  Sözde,” insani yardım elini uzatanlar” tarafından denizlere canlı canlı döküldüler. Acı olan şu ki, katliam ve zulme karşı direnmeyip kaçarak yaşayabileceklerini sananlar, ölümden daha beter bir zulümle karşılaştılar. Yaşatmak adına ölüm tüccarları onları ölüm botlarına-teknelerine bindiriyor. Ölümden öte, yeniden ölüme koşmak tüm dünyanın gözleri önünde oluyor. Emperyalist gerici savaşın çirkin bilançosu  yoksul, emekçi halklara, kadın ve  çocuklara çıkarıldı, çıkarılıyor.
Peki, yaşanan bütün bu katliam ve zulmün sorumlusu  kimdi?

Neden bu insanlar en alçakça yol ve yöntemle katlediliyordu.
Neden herkes seyirci duruyordu,
Irak’ta,  Suriye’de, Kürdistan’da insanlık akıl almaz vahşetle öldürülürken, emperyalist haydutlar bu katliamların planlayıcısıydı. Silah, teknik donanım ve lojistik desteklerini esirgemedikleri ve kendi politik sistemlerinin ürünü olan  IŞİD, El-Nusra vb. kullanışlı çetelere katliam yaptırmadılar mı? Komünistler bu emperyalist politik oyunları görmezden gelebilir mi? Eli kanlı global sermayenin Kürdistan üzerinde büyük projeler geliştirmek istediği açık ve belirgin değil mi?

Başkalarını anlıyorum da bir tek bizi anlayamıyorum!.. Ne zamandan beri dünyada ki gerici egemenliğin sahibi, katliamların, sömürünün, zulmün yaratıcılarına hayranlık duyduk. Ne acele böyle, Amerikan emperyalizmini, Avrupa emperyalizmini, Rus emperyalizmini nereye koyduk. Bütün zülmün, sömürünün babası İŞİD , El Nusra, EL Kaide çeteleri mi? Bunların ağa babaları kim, dünyayı bunlar mı yönetiyor da Avrupa’yla, Amerika’yla Rusya’yla ortak hareket ediyor, “çeteleri silip süpürüyoruz”. Bu  bir ideolojik kaymadır, savrulmadır. İdeolojik çerçevede gelişmelere tavır takınma belirleyicidir. Şiddetli gelen popülist, duygu okşayıcı  ulusal akıntılar komünistleri girdabında boğmamalı, komünistler sınıf işbirlikçiliğini hele bugün ki şartlarda asla  kabul edemezler, etmemeliler. Sınıfın emrettiği tavrı takınmalıdır. Akıntıya kapılıp  erken değişim ve dönüşüm tehlikeli bir duruş ve ciddi bir sapmadır.
Emperyalistler bizi silahlandıramaz, eğitemez, kendi  yol haritalarında kullanamazlar, biz kullandırtmayız. Onların plan -projesi altında, silah ve külahlarını giyerek, operasyonlara çıkma, “Rakka yı kurtarma “adına devrimcilik, ilericilik  diyerek  alkış  tutulamaz. Amerika, Avrupa, İsrail, Türkiye faşizminin  yarattığı piyon çete örgütlere karşı, göz boyamacı “kurtarıcı emperyalistlerle omuz omuza ”  mücadele ediyor olmak ahmaklıktır. Aslında emperyalist katiller aradan sıyrılmak için kendi yarattığı canavarlara karşı ilerici, devrimci, ulusal güçleri kullanıyor, bizlerle, kendi yarattığı canavara karşı “birlikte savaş”tırılıyoruz.

Kaypakkaya’nın, Maoist anti emperyalist  bakış acısı açık ve berraktır. Üzerinde oynamaya, bulandırmaya, sınıfsal tavırdan yoksun uzlaşmacı, faydacı tutum takınılamaz. Bizi diğerlerinden ayıran en olmazsa olmazımız  bu ilkesel tavrımızdır.
Yüzbinlerce mazlum Arap’ın, , Kürt’ün, Ezidi’nin, Alevi’nin Müslüman olmayan milliyetlerin akıtılan kanlarını kim planladı, uygulattı… Burada yaşayan emekçi, yoksul halklarmıydı  bu vahşetin sorumlusu?.. Siz  emperyalist sermayenin eli kanlı askerleri, kurmayları ne arıyorsunuz Suriye’de, Irak’ta, Kürdistan da… Kıtalar aşıp savaşmak, savaşlar çıkarmak, ülkeleri, devletleri dizayn etmek siz sarmeye köpeklerine mi  kaldı?.. Dün siz Saddam’ın, Mubarek’in, Esad’ın , Kaddafi’nin  dostu değil miydiniz! İsrail Siyonizmi, Türk Faşizmi, Amerika, Avrupa  emperyalistleri  sizin politikalarınız, uyguladığınız sistem yaratmadı mı bu canavarları… Hepinizin kökü cehenneme, sizinle komünistlerin işbirliği olamaz. Emek sermaye çelişkisini saklamak, kanlı saltanatlarınızı korumak istiyorsunuz. En son Alman  devletinin başı Merkel in, takındığı tavır hangi politik dalaverelerin  döndüğünü bize açık gösteriyor.

Ortadoğu’da  emperyalist bir dünya savaşı yaşanıyor. Bu gerici savaşa karşı, devrimci savaşı geliştirmek ivedi görevdir. Ulusal hareketin ittifakları, Amerika vb işbirliği yapmasına alkış tutamayız destek veremeyiz. Eleştirmek, yanlışlarından vazgeçmelerini istemek bizim görevimizdir.

Kaç gündür kendimle, savunduğum ideolojik görüşlerle ülkemizde ve Kürdistan da  yaşananlara bakıyorum. Rakka’ya operasyonun içeriğine, bileşenlerine bakıyorum vicdanım bir türlü doğru demiyor, kabullenmiyor. Kimlerle, kimin denetimin de, kimin kanlı savaş uçaklarıyla “zafere  koşuyoruz.” Asla bu işbirliğine  komünist Maoistler  sessiz kalmamalıdır. Dünya halklarının baş düşmanı Amerika ya  ve emperyalizme  kafa tutmak tutarlı tavır takınmak  komünistlerin olmazsa olmazı olan, vaz geçemeyecekleri ideolojik-siyasi çizgisidir.

45225

Halk Düşmanı Faşist İktidar Yargılanmalıdır!

Deprem yerkürenin  doğal bir harektliliğinin sonucudur, insanlar için bir felaket haline gelmesi ise, toplumsal sistemin sınıfsal karakteriyle doğrudan ilgilidir. Bilim ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmediği zamanlarda insanların doğal felaketlerden daha büyük zarar görmesi doğaldı. İnsanlık doğanın hareketini öğrendikçe onunla uyumlu yaşamasınıda öğrendi.

2023 Seçimlerinde okun sivri ucunu neden hakim sınıf kliklerinden en gerici en faşist olanına yöneltmek zorundayız ?

Başta Emek ve Demokrasi Bloğu olmak üzere halk güçlerinin önemlice bir kesimi 2023 seçimlerinde Tayip Erdoğan ve AKP ve MHP dinci faşist iktidar blokunun önünün kesilmesini; günün isabetli siyasi taktiği olarak belirlemişken, ancak ne var ki bir kesim sol-sosyalist ve komünist güçler ise, bunun aksine; “bir faşisti indirip yerine bir başka faşistin gelmesi için oy kullanamayız” diyerek, cumhur başkanı seçiminde ‘boykot’ taktiğini, günün isabetli taktiği olarak ileri sürmekte.

Birazda Muziplik

1) Kadrolar sürekli birliktelik (mutluluğu dışarda arama) yarışına sürüklenir.

2) Yarışı beceremeyenler, geri kalanlar veyahutta ret edenler diskalifiye olur.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sizde bizi kandırmıyorsunuz değil mi...

Ah... devrimci demokrasiciğim... ah....

İnsanların ilişkilerini kınarken, kınadığı insanlarla bozulan arasını düzeltmeye gelenlere kınadığı ilişkilerle yakalanmak....

Ve yahutta....

Katledilişinin 50. Yıldönümünde İbrahim Kaypakkaya HESAPLAŞMA, KOPUŞ VE YENİ BİR YOL

Kafasında üstü yırtık ve yamalı kahve renkli bir kasket, sırtında yerli bir askeri parka, altında ceket, kazak… üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabı”yla tutsak edildi.1 

Kavganın ve Mücadelenin Ozanı; Yetiş Yalnız…

İbrahim Kaypakkaya, ilgilenenler tarafından bugüne kadar birçok özelliği ile tanındı, bilindi. En yaygın bilinirliği‚ “ser verip sır vermemesidir” sanırız. Doğrudur, Kaypakkaya işkencede direndi. Onun düşmana karşı direnişi inadından veya acıya dayanıklı olmasından kaynaklanmıyordu elbette… Bunu nereden mi biliyoruz? Dönemin en azgın faşist uygulamaların yapıldığı Amed Zindanı’nda yapmış olduğu siyasi savunmadan. Kemalist faşist diktatörlüğe karşı, onun elinde tutsakken dahi örgütsel ilişkilerini deşifre etmeden, uğruna mücadele ettiği komünizm düşüncesini savunmasından biliyoruz.

“Ermenilerin hepsi ASALA olsun” (Nubar Ozanyan)

Yaklaşık 45 gündür Artsakh, vicdansız ve eşitsiz bir kuşatma altında. Artsakh halkı buz kesen soğukta direniyor. Dünya sağır ve suskun.

30. Ölümsüzlük Yılında MANUEL DEMİR/ՄԱՆՈՒԵԼ ՏԷՄԻՐ Yaşıyor! Partizanlar yaşıyor! (1)

Manuel Demir’i 30. ölümsüzlük yılında saygıyla anıyoruz. Bu vesileyle Ermeni Fedailer adıyla başlattıkları ve hayatlarını Ermeni halkının davasına adadıkları, bugün ise Partizan hareketine dönüşerek devam eden mücadelede sayısız Ermeni devrimciler Hrantlar, Hayrabetler, Armenaklar, Yalımyanlar, Ozanyanlar ve Manueller’i de anıyor ve aradan yüz yıl geçmiş olsa da bu mücadelenin devam edeceğini belirtiyoruz.

TKP-ML OPK Üyesi Ünal Orhan: Yeni Yılda Umudu ve Özgürlüğü Güçlendirmeliyiz, Güçlendireceğiz!”

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist Ortadoğu Parti Komitesi (TKP-ML OPK) üyesi Ünal Oral ile yapılan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Hangi Sınıfın Cumhuriyeti Yaşasın?

Feodal aristorkrasiye karşı burjuvazinin iktidara gelmesi ve feodalizmi yıkması tarihsel olarak ilericiydi. O dönemde “ kahrolsun feodalite, yaşasın cumhuriyet” sloganı ileri bir hedefi gösteriyordu. Bu tarihsel dönüşüm Fransız burjuvazisinin 1789 burjuva devrimiyle başarıldı. Bu, toplumlar tarihinin geri döndürülemez diyalektik gelişimiydi. Feodal aristokrasi, ne kadar çaba harcarsa harcasın, gelişen üretici güçlerin önünde daha fazla direnemezdi ve kendinden önceki toplumların başına gelen kendisinin de başına gelmişti: Toplumlar tarihinin çöplüğündeki yerini aldı.

Zorunlu Açıklama!

Kısa bir süre önce; "Bir İşkencehane Olarak Sansaryan Han ve Süleyman Cihan." başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazının giriş bölümünden de anlaşılacağı gibi bu yazı, Anayasa Mahkemesi'nin Sansaryan Han’a ilişkin kararı vesile yapılarak yazılmıştı.

Sosyal medyayı ve malum platformları aktif olarak takip etmediğimden; yazıya ilişkin kimlerin ne türden değerlendirmeler de bulunduğunu bilmiyorum. Bu çok ta önemli değil; elbette her okurun kendine göre değerlendirme, beğeni ve yergileri de olacaktır.

Ali Haydar Dersim’e (Nubar Ozanyan)

Değerli bir komutanı daha kaybettik. Dersim halkının bağrından çıkıp, dağlara sevdalanan, özgürlüğü zirvelerde arayan bir komutanı yitirdik. Büyük bir yürek acısı daha yaşadık.

Sayfalar