Pazartesi Haziran 17, 2024

Herkese ve her şeye ragmen

Bu aralar kendimle yerle gökle tanrıyla insanlarla hayvanlarla ne aklıma geliyorsa sataşıyorum.
 “tanrıya mektuplar”  adlı kitapları olan Hasan Basri Aydın üstadım aklıma geliyor. Birçok mahkemesine katıldım, kendi mahkemelerimin dışında sanırım en çok Hasan Basri Aydın ın mahkemelerine katıldım. Hatta “ sultan Ahmet adliyesi, yol olur her pazartesi” diye de şiir bile yazdım.


Tanrı severlerden biri Hasan abinin tanrıya sataşmalarından rahatsız olmuş ve kendini tanrının savunucusu muvafakat bekçisi sayarak tanrıyla kul arasına girip hasan abi hakkında davacı olmuştu.  Mahkemenin birinde hakim işi kısa tutmak istedi, ama Hasan abi  8 sayfa savunma hazırlamış. Kulaklarından rahatsız olduğundan az işitir ağır duyardı. Hakimin “ tamam kısa kes” demesini duymadı inadı tuttu, biz ayakta bekliyoruz hakim masada alnından akan teri siliyor. “bu bana dava açan kişi, tanrıya haksızlık etmiştir onu bir nesneye benzetmekle asıl bu günahtır tanrıyı. Dolayısıyla bu kişi tanrıyı önce bir kula benzetip, sonra onun aciz olduğunu savunmasız olduğunu düşünüp onu savunmak amacıyla bana dava açmış. Bu tanrıya hakarettir” diyerek bitirdi ve dava ileri bir tarihe ertelendi.     

Şimdi mesele şudur ki, orta doğu ortadan doğranıyor adeta ve yapılan her öldürme eyleminde Allaha dualar edilerek tekbir sesleriyle yapılıyor. Ama durmadan birileri çıkıp “ Müslümanlıkta bu yoktur” veya diğer bir metafor islamiyette bu yoktur”  gibi kusursuz masum söylenceler üretiyorlar. İslamiyetin doğduğu topraklarda oluyor bu bahsettiğimiz kıyım. Kökleri öyle derindedir ki sarsılmaz dağ gibi, kan revan ölüm kıyım üzerinden göndere çıkmış bir durum var ortada ve hala “Müslümanlık bu değil” diye bilmem kaçıncı perdeden sallayanlar var. Bal gibide budur.


Hem bu olmasaydı Musul’da Türk bayrağını indirmelerine rağmen AKP tarafından bu kadar rahat karşılanmazdı. HDP kongresinde bayraksızlığa tahammül etmezken, Siirt’te kim olduğu bilinmeyen kişi tarafından bayrak inince çıldıran sözde devlet din olunca mevzubahis sorunu halediyor ve onlar “hımsımız” değil diyor dışişleri.


Uzun zaman evvel Suriye ile ilgili bir paylaşım yaptım ve altına da Nietzsche’ ye ait olan “ yeryüzünde bu kadar zulmü izleyen bir tanrının iyi niyetinden bahsedilemez” aforizmasını yazdım. Yukarda Hasan Basri Aydın hakkında davacı olan zat gibi biri özel mesaj yollayarak tehditler küfürler döşemiş. Diyor ki “ öbür dünyada cehennemde yanacaksın kâfir”
Madem tanrının bu kadar gücü var beni yakacak öbür dünyada, neden bu orta doğuda akşam sabah ona secde edenleri öldüren katleden İngilizlere Amerikalılara bir şey yapmıyor? Ha onları da mı öbür dünyada yakacak? Doğrusu ben bunu asla kabuk etmem naçizane bir kul olarak, tanrı işini biraz ciddiye almalı, böyle oyun olmaz böle kumpas olmaz. Bu dünyada ver cezalarını bende göreyim.


Fakat tanrının ceza verdiğini de bazen düşünmüyor değilim. Hani bu dünyanın öbür dünya olmadığını kim nerden bilecek ki? Belki de diğer dünyada hak edilmiş suçların günahıdır bu çekilen.


Evet, “insan bazen karıştırıyor, yaşamak mı ölmek, yoksa ölmek mi yaşamak ” diyor  Che .

Ey sancısını çektiğimiz hayat, seninle uğraşıyoruz gece gündüz. Biz mi seni zorluyoruz sen mi bizi itekliyorsun anlamadım. Haydi, biz seni iyi yaşayamadık, ya sende mi bizi reddettin? Madem adın “hayat” işini yap. “Kızım sana diyorum gelinim sen anla” 
Durulanacak mı acep bu hayat bu insanoğlu bu keramet bu kırılgan bu kifayetsiz hayat aklanacak mı? Yeryüzü çocukların olacak mı? Bunların hepsi devasa kaygı çelişki, insanoğlunun paylaşımcı fedakâr, bir yaşam biçimine uygun olduğunu düşünmüyorum. İnsanoğlu zulmün ağasıdır. Hırsla donanmış, zırhla kuşanmış, yok etmek ve kendisini yaşatmakla delirmiş.

99780

KÜRTLER TARIH YAZIYOR!

 

KÜRTLER TARİH YAZIYOR!

Kürdistan halkı kendi tarihini kendisi yazıyor.

Kürdistan Ulusal Özgürlükçü Hareketi, kendi öz gücüyle T.C. devletine her alanda darbe vurarak ilerlemeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlükçü Hareketi Artık gerilla savaşı dönemini aşmış, stratejik denge savaş sürecini yakalamıştır.

Türkiye Devrimci Hareketi tarafından Batı’da ikinci bir cephe açılamadığından dolayı Kürt Özgürlük Hareketi stratejik denge aşamasına ağır bedeller ödeyerek mücadelesini sürdürmektedir.

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

“KORKU KITASI” AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN FELSEFESI

 

Sayfalar