Cuma Mayıs 31, 2024

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Düzenli ordunun ve tbmm’nin siyasi kontrolu altına girmek istemeyen bir kısım kuvayi millicilerin kemalizme karşı neler söylediklerini ve ne gibi olumsuzluklar içerisine girdiklerini öğrenmediğimizi düşünen bu eternasyonalist karşıtı insanlar biz proletaryalara karşı her türlü politik saldırıları gerçekleştirebilmekteler.

Hatta daha da ileri giderek....

Aslında siyasetten uzak...

Aslında siyasetten de hiç uzak olmayan ve marksist bir eleştiriyle de kitleleri bir araya getirmenin güçlü araçlarından biri haline de getirilebilecek insanların bilimkurgu, fantastik, korku, gerilim romanlarına dahil saldırabilmekteler.

Ama artık....

Geçti bunlar geçti.

Korku duvarı aşıldı.

Ve artık kalemi elinize alın çocuklar kalemi.

Eternasyonalistçe.

Rojava’da yaşananların yaşanmasını biz istemedik.

Ama yaşandı.

Yaşadıktan sonra orta çıkan eternasyonalist tabur'da ne dünya maoist proletaryalarının ne de başka bir siyasi görüşlerin taburu...

Dünya proletaryalarının siyasi renklerinin taburu..

Ve bu haliyle de devam edip etmeyeceğine...

Kuvayi milliyecilik oynayıp oynuyamacaklarına...

Bırakın dünya proletaryalarının siyasi renklerinin bir araya geleceği eternasyonalizm karar versin... diyerek haykırın

Korkmadan, irkmeden...

Hoyratça, küstahça, fütursuzca...

Hatta.... biraz da daha ileri giderek...

Sanata kabaca yaklaşıp...

Sanatta... sadece toplumsal yasayışın (gerçekçiliğin) izlerini arayanlara...

Sanat... sadece toplumsal yasayışın izlerini vermez

Sanat...

Ayrıca mahlukatlar içerisinde kendisi gibisini yaratabilecek tek canlı olan insanın...

Yaratabilme kabiliyetinin toplumda, mekanda ve zamanda yol açabileceği her türlü değişikliklerin (kör etmenlerinde) izlerini verir diyerek haykırın...

Ve elinize de kalemi alın çocuklar kalemi.

İstediğiniz yazın.

İster bilim kurguyu....

İster de polisiye romanı

İsterse bambaşka şeyleri yazın.

Artık korku duvarı aşıldı çocuklar aşıldı.

Korkmadan yazın.

Ve artık...

Birileri de şu düğmeyi açıp kapamasa iyi.

Her seferinde dünyaya geldiğimde ışıkların gözlerimi almasında usandım..

Ve her seferinde dünyaya geldiğimde farklı farklı gelmekten de usandım.

Kiminde örgütlü kiminde örgütsüz kiminde patron kiminde işçi

En kötüsü kiminde de kadın.

Ula marks... ula marks...

(Yaklaşık olarak)

Öz değişmedikçe akılda da köklü değişiklikler, köklü kopuşlar olmaz dediğinden bu yana

Ve de...

İnsanlık, sınırları ortada kaldıran kapitalizmde kendini kurtarabilecek devrimleri gerçekleştiremediği sürece sınırları ortadan kaldıran kapitalizm yeniden ve yeniden sınırları inşa eder...

Dediğinden bu yana... da...

Bu kapitalizmin zaman döngüleri içerisinde kaçkez ve kaçkez dünyaya gelececeğime dahil çılgınca fikirler aklımda dolaşmakta.

2053

NEWROZ ATEŞİ!

 

Zalimin zulmüne başkaldırının günüdür Newroz. Ortadoğu halklarının zafer ve özgürlük ateşini yaktıkları gün. Modern Dehak’lara karşı mücadelenin boyutlandığı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşlarınıyükselttikleri gün.

İntifalara, serhıldanlara esin kaynağı olan Newroz ateşi binlerce yıl önce yakıldı. Zalim Dehak’ın sarayından yükselen Newroz ateşi, o günden bu yana her 21 Mart’ta daha da bir gür yanıyor.

"EYLÜL KOKUSU" VE ADIL OKAY

 

Kaç Kişi Kaldık?" sorusu ile postmodernizmden malûl "yenik ruh hâline", "Hayır" diyen Adil Okay, yaşadığı tarihin umutlarını bizimle paylaşırken, Can Baba'nın yolunda, İbni Haldun'un uyarısını unutmamacasına ilerliyor...

Okay'ın "uzun yürüyüşü"nde "düş kırıklıkları", "yenilgi", "aşk", "sürgün" ve "yitirilenler"; ya da başkaldıran insana ait her şey var! Ama yılgınlık, vazgeçiş, tövbe yok... İnsan(lık)tan umudunu kesememiş Okay; bunun için de heybesinde dizeleri ile hâlâ yollarda...

AYDIN(LAR) VE AYDINIMSI(LAR)[*]

 

“Alev, başka şeyleri aydınlattığı

kadar aydınlatmaz kendini.”[1]

Dört yanın “aydınımsı(lar)” diye ifade edilebilecek bir yabancılaşma/ deformasyon tarafından kuşatıldığı kesitte, Demba Moussa Dembélé’nin, ‘Samir Amin: Ezilen Hakların Sömürülen Sınıfların Organik Aydınları’[2] başlıklı yapıtı, “dünya aydın bakışı”nın yanıtı gibidir sanki…

KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK

 

ŞOVEN GERİCİLİK DALGASINA KARŞI KAYPAKKAYA'YI ANLAMAK VE ANLATMAK[1]

"Çocukluk saflığını kaybetmeyen

insana büyük insan denir."[2]

 

I) İbrahim Kaypakkaya'dan söz etmek; Onu anlamak ve anlatmak kolay bir şey değil; hatta çok zor; öncelikle bunun altını çizerek başlayayım konuşmama...

Önce bir soru: İbrahim Kaypakkaya öldü mü? İçinizde buna "Evet" diyen var mı? Olduğunu zannetmiyorum; ama varsa ne yazık...

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -3

 

Kolombiya’da Gerilla Örgütleri: ELN,  ELP ve M-19

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP -2

 

“YÜZYILLIK YALNIZLIK”I YIKAN GERILLALAR: FARC-EP* -1

 

“Ya bedel ödeyerek özgürlüğü fethedeceksin,ya da onsuz yaşamaya razı olacaksın” Jose Marti

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

 

HAVUÇ AYDINLAR (MAYALARIN ANISINA)

 

Burjuvazi, kendi sistemini “ilerici” ve insanlığın sahip olabileceği “en iyi toplumsal sistem” olarak tanıtmaya devam ediyor ve bu sistemi savunanları, bu sistemin sürdürülmesinin teorisini yapanları da toplumun karşısına “aydın” olarak çıkarıyor. Elindeki devletin baskı gücünü ve üretim araçlarına sahip olmanın getirdiği tüm avantajları kullanarak;  burjuva ideolojik manipüle araçlarını her saniye, her saat topluma empoze ediyor.

“KORKU KITASI” AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN FELSEFESI

 

KÜÇÜK BURJUVAZININ SEFIL HALLERI

 

Sayfalar