Pazartesi Haziran 17, 2024

Değişimlere Direnen İdeal İnadımı

Aradan otuz yıl geçmişti, ben daha ülkedeyken tanıdığım kadim bir dost diye bildiğim Hasan’a misafirliğe gitmiştim. Hal hatır faslından sonra kardeşi olan Hüseyin’in durumunu sormuştum. Aldığım cevap ise, ‘’Annesi ve babası bir olan bir ilişki içinde değiliz maalesef’’ olmuştu.

Çocukluğumdan beri anne ve babası bir diye bildiğim bu kadim dostumun söyledikleri kafamı epey karıştırmasına yetmişti bile. Hasan bana dönerek ‘’Yok yok zannettiğin gibi değil ya da düşündüğün anlamda baba veya annemiz bir değil anlamında söylemedim’’ diye tekrar aynı vurguyu yapmıştı.

Elini omzuma atarak: “Bak şu duvardaki asılı olan fotoğraflara.” dedi. Duvara gözümü kaydırdığımda, Dr Nuri Dersimi, Koçgiri kaplanı Alişer ile silaha kuşanmış Zarife, Şeyh Mahmud Barzanci, Mustafa Barzani, Seyit Rıza, Qadi Muhammed, Şeyh Saidê Kal. Alt sıralardaysa Mazlum Doğan, Necmettin Büyükkaya gibi yeni neslin yeni kahramanların portreleri asılıydı.
Portrelere tek tek, uzun uzun baktım. Sonra Hasan: ‘’Kalk Hüseyin’in evine çay içmeye gidelim’’ dedi.
Kısa bir yürüyüşten sonra Hüseyin’in evine vardık. Kapının zilini çaldık. Sıcak bir kucaklaşmanın ardından, bize gösterilen yere oturduk. Hasan beni dürterek, gözleriyle de duvara asılan portreleri işaret etti. Marks’ın, Engels’in, Lenin’in, Stalin’in, Mao’nun ve Fidel gibi dönemin birçok liderlerinin posterleri asılıydı. Alt sırada ise, bahsi geçen dönemle göbek bağı olduğuna inanılan günümüzün bildik portreleri vardı.

Otuz yıl sonra Hasan dostumla karşılaşmamı tesadüflere borçluydum. Her ikimizde de baş gösteren fiziksel değişimleri ayırt emek imkânsız gibiydi. Beyazlaşmış saçlarımız, kırışıklarla dolan yüz haritamız, sağ ya da sol omuzların aşağıya esnek bir dalışla aşağıya doğru çöküşü, depolaşan göbeklerimiz… ve birçok şeyi gördüm dercesine birbirimize bakan gözlerimiz. Her ikimiz de fiziksel var oluşumuzla, değişen dünyayla birlikte değişmişiz gibi bir görüntü sergiliyorduk.

Hasan’ın kardeşi olan Hüseyin’i görünce bilinçli değişim dediğimiz esas değişmez değişimin sadece bizler de değil, Dünya sorunlarıyla birlikte, ağırlıklı Kürt sorunuyla başlayan Türk soluyla biten sohbetimizde, tarihi gelişmelerine paralel bir değişimin zerresini bile, ciddi bir değişim içinde olmadığımızı gördük. 30 yıl öncesinde birbirimizi bıraktığımız yerde oturuyor gibiydik, tabii ki duvarlara bakan göz aynalarımızla.

PKK’nin diğer Kürt grupların üzerinde yarattığı baskıcı tavra devamla, Türkiye demokratik güçlerin gelişmesinin önündeki engel oluşturduğunu, kendi algılarıyla bütünleştirdiği bakışını, ballandıra ballandıra anlatıp duruyordu. Yıllardır konuşulan, söylenen, çoğu zamanda yaratılan bu baskıdan dolayı da Kürtler arası güçlü bir muhalefetin gelişmemesine sebep olarak da gösterildiği bir baskıdan hareket iddiasıyla hareketlenmişti Hüseyin.

Kendi dışındaki Kürt ulusal demokratik güçlerin gelişmesine balans ayarına başvurmayan PKK’den bahsetmek her ne kadar güç de olsa, her halükarda yaratılan ortama boyun eğen koşulların yaratılmışlıklarına bir başka bahane bularak hayallere dalan, PKK’ye karşı güç olma hayali ile yaşayan diğer Kürt siyasal hareketlerin kendi hayal dünyasının kabuğunu kırıp gerçeklerin vadisine inmemeyi, PKK’nin balans ayarına bağlama bahanesine sarılmanın ne kadar yanlış olduğunu anlattıysam da, kendi hastalıklarının her türünü PKK ile ilişkilendirme hastalığının tedavisine yardımcı olamadım maalesef…

PKK’yi, olumlu ya da olumsuzluklarıyla eleştirmek, ulusal demokratik talebine kucak açmak, karşıt olmazlarına karşı durmak demokratik bir halkın ötesinde siyasal var oluşun olmazsa olmazıdır da aynı zamanda. Olumlu olan hiçbir şeyi görmeden olumsuzluklarıyla görüp hedef tahtasına koymaksa. Kendi yetmezliklerini değil halka karşı örtmeyi, kendi reel varoluşlarına dahi örtme girişimin ötesine taşınmıyordur maalesef.

Hüseyin Akıncı

100568

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Sayfalar